Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani Ahmedzai İle Yaptıkları Ortak Basın Toplantısı

18.10.2014

Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani Ahmedzai İle Yaptıkları Ortak Basın Toplantısı

Öncelikle Aziz Kardeşim Sayın Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzai’ye bizlere göstermiş oldukları ev sahipliği sebebiyle çok teşekkür ediyorum. Gerek şahsım gerek heyetime göstermiş oldukları bu ev sahipliği, şüphesiz tarihin derinliklerinden gelen o ruh kökünün bugüne taşıdığı bir anlayışın en güzel tezahürüdür.

Tabii çok kısa bir süre önce yapılan seçimle ortaya çıkan bir tablo oldu ve Afgan halkı ilk defa bir seçimle yeni yönetimini oluşturdu. Doğrudan halkın buradaki iradesi tecelli etti. Ve bu tecelli neticesinde Afganistan’da bir milli mutabakat hükümetinin kurulması ki, buradaki oy oranları gayet açık, net ortada ama bir mutabakat hükümeti olarak bunun kurulmuş olması bir birliğin, beraberliğin, geleceğe yansıması noktasında bana göre çok çok önemliydi ve bunun başarılmış olması her türlü takdirin üstünde. Bundan dolayı değerli kardeşimi kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu mutabakat hükümetinin içinde yer alan tüm kardeşlerimizi de şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. İnanıyorum ki, Afganistan’ın bundan sonraki yürüyüşü çok daha farklı olacaktır.

Kendileri ifade ettiler, bugün ikili görüşmemiz gerçekten dolu dolu bir görüşme oldu. Özellikle bölgemizdeki gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulduk ve bu bölgemizdeki gelişmeleri değerlendirirken tarihe de biraz geri döndük. Çünkü Afganistan’ın bizim 1920’deki doğuşumuza katkısını unutmamız mümkün değildi. O doğuşta Afganistan’ın çok farklı bir konumu, yeri var. Afganistan’ın da vermiş olduğu mücadelelerde Türkiye’nin Afganistan’ın yanında olmaması mümkün değildi. Biz de Afganistan’ın yanında, nasıl ki bugüne kadar yer aldıysak, bundan sonra da yanında yer almaya devam edeceğiz.

Şu anda bildiğiniz gibi bu yıl sonu itibariyle ISAF artık burada sona eriyor, ama dört ülke var ki, bizler burada bu yolculuğa devam edeceğiz; Türkiye, Amerika, Almanya, İtalya. Ve bu süreç içerisinde de Türkiye olarak bizler üzerimize düşeni en güzel şekliyle yerine getireceğiz. Şu anda 2015-2016 yıllarına yönelik Kabil Havalimanı’nın işletilmesi, korunması, bunlar bizim üzerimizde olacak ve bu süreci bizler bu noktada üstlenmek suretiyle yürüteceğiz.

Tabii bölgedeki gelişmeler Afganistan’dan kopuk değildi. Bütün bunları ele alırken Irak, Suriye, bu meseleleri de etraflıca görüşme imkânımız oldu. Bunları da etraflıca görüştük. Zaten Değerli Kardeşim, bu konuları yakinen takip ediyor ve bunları en güzel şekilde değerlendirirken, İslam dünyasındaki bakışımız ne olabilir; bunları da tabii ki aramızda değerlendirdik.

Önemli bir adım, İstanbul Süreci olarak bilinen Pakistan, Afganistan ve Türkiye olarak başlayan bir süreç vardı. Bu sürecin aynı kararlılıkla devamını bugün aramızda yine teyit ettik. Çünkü Pakistan, Afganistan arasında herhangi bir sıkıntının olması bizleri de sıkıntıya düşürür. Biz böyle bir sıkıntının olmasını değil, iki kardeş ülkenin dayanışma içerisinde geleceğe yürümesi, -ki bunun emarelerini de görüyoruz- inanıyorum ki Pakistan’ı da güçlü kılacaktır, Afganistan’ı da güçlü kılacaktır.

Özellikle terörle mücadele konusundaki dayanışma burada çok çok önem ifade etmektedir. Hele hele yapılan seçimlerde, Pakistan’ın sınır kapılarında terör unsurlarının geçişine yönelik aldığı tedbirler memnuniyet vericidir. Bunlar da burada tabii ki huzurlu bir seçimin yapılmasını sağlamıştır.

Tabii bir diğer konu özellikle ekonomideki atılacak adımlar ve bununla ilgili Türkiye’nin sıçramasının altında yatan gerçekler nelerdir; bu konuları etraflıca görüşme imkânımız oldu. 2002’nin sonunda aldığımız hükümeti ve o dönemden itibaren attığımız adımların neler olduğunu ve bu konularda da Afganistan ile müşterek olarak neler yapabileceğimizi de konuşma fırsatımız oldu.

Dördüncü üzerinde önemle durduğumuz konu, Türkiye-Afganistan ilişkilerinin bundan sonraki boyutu. Gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik, ticari, kültürel bunlar neler olabilir, bunların üzerinde durduk. Kendileri de ifade ettiler ki, şu anda altyapıyla ilgili, üstyapıyla ilgili burada attığımız birçok adımlar var. Özellikle TİKA’nın burada attığı adımlar her geçen gün kendini çok daha farklı bir şekilde hissettiriyor. Şimdi de inşallah tarihi bir hastanenin burada süratle inşa edilecek olması, ama tabii hepsinden öte bir kültür noktasında Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin doğum yeri olan Belh’te, onun doğduğu evin bütün rölöveleri ele geçirilmek suretiyle, onun yeniden inşasının ve bu eserin Afganistan ile Türkiye arasında bir sembol olarak çok daha farklı bir kültür zincirini, halkaları yeniden oluşturacağına inanıyorum. Bunun da yarın ihalesi yapılıyor ve süreç başlıyor. Hastanenin de yılbaşı itibariyle ihalesi yapılarak süreç başlamış olacak ve bu adımlar aramızdaki bağların çok daha güçlü hale gelmesine ayrıca vesile olacaktır. Bu adımları atmakta da kararlı olduğumuzu tabii ifade etmek isterim. Burada herhangi bir taviz söz konusu olmayacak. Biz bu yolculuğumuzu, bu kardeşlik bağlarından aldığımız güçle yine devam ettireceğiz, bunu da özellikle ifade etmek istiyorum.

Bütün arzumuz, bütün gayretimiz, aramızdaki bu bağların kopmadan, ekonomik alanda iş adamlarımızın birbirleriyle olan münasebetlerini daha da güçlendirmeleri. Gerek ülkemizdeki iş adamlarımızın burada yaptıkları yatırımları artırarak devam ettirmeleri, örneğin madencilikte, ulaşımda, inşaatta, gıdada Afganistan’da yapılacak birçok işler var ve buradaki iş adamlarının da ülkemizde yapabileceği veya üçüncü ülkelerde yapabileceği birçok işler var. Burada bilgi alışverişini yapma noktasında da atılabilecek adımlar olduğuna inanıyorum. Bu görüşmelerden bugün bunları da çıkardık. Bu dayanışma içerisinde inşallah birlikte geleceğe çok daha farklı yürüyeceğiz.

Ben Türk halkının selamlarını Afgan halkına bu vesileyle iletmiş oluyorum. Değerli, halef-selef oldukları Karzai kardeşime de aynı şekilde selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Teşekkür ediyorum.