Kanal D - CNN Türk Cumhurbaşkanı Özel Yayını

28.09.2022

FULYA KALFA- İyi akşamlar değerli izleyenler, CNN Türk-Kanal D ortak yayınına hoş geldiniz. Bu akşam Ankara’dan, Çankaya Köşkü’nden ekranlarınıza konuk oluyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la özel bir yayın gerçekleştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı, CNN Türk ve Kanal D ekranlarına hoş geldiniz ve ev sahipliğiniz için de teşekkür ediyoruz ayrıca.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hoş bulduk, sağ olun.

FULYA KALFA- Tabii bu akşam kıymetli gazetecilerle, meslektaşlarımızla birlikte bu yayını gerçekleştireceğiz. Ben hemen kendilerini takdim etmek istiyorum sizlere.

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ahmet Hakan.

Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat.

Hürriyet Gazetesi yazarı Sayın Abdulkadir Selvi.

Milliyet Gazetesi yazarı Sayın Zafer Şahin bizlerle birlikte sorularımızı yönelteceğiz. Tabii yayınımız içerisinde değerli izleyenler, ilk olarak sıcak gelişmelere bakacağız, son durumu soracağız Sayın Cumhurbaşkanı’na. Ardından dış politikada Türkiye’nin önünde yoğun bir gündem var. Dış politikaya dair de kuşkusuz sorularımız olacak, son durum nedir öğreneceğiz. Ve ekonomiye ayrı bir başlık açacağız, merak edilen soruları yönelteceğiz. Ve seçim yaklaşıyor, giderek artık az bir zaman kalıyor, iç politika sorularımız da kuşkusuz olacak, Sayın Cumhurbaşkanına yönelteceğiz.

Şimdi az önce de ifade etmiş olduğum gibi dilerseniz sıcak gündemle başlayalım. Sayın Selvi, ilk sözü ben size vermek isterim, buyurunuz.

ABDULKADİR SELVİ- Sayın Cumhurbaşkanım, siz buraya gelmeden önce sizin başkanlığınızda Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı yapıldı ve Milli Güvenlik Kurulu’nda terörle mücadeleyi masaya yatırdınız, açıklamalarınızı da takip ettik. Mersin Mezitli’de polis evimize bir saldırı oldu ve Sedat Gezer isimli polis memurumuz şehit oldu. Bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden Dilşah Ercan’ın Cumhuriyet Halk Partisi’nin hazırladığı tutuklu gazeteciler raporunda yer aldığı ortaya çıktı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Abdulkadir Bey, öncelikle tabii şehit polisimiz Sedat Gezer’e Allah’tan rahmet diliyorum, mekânı Cennet olsun inşallah. Gerek ailesine, gerek milletimize başsağlığı temennisinde bulunuyorum ve yaralı polisimize de Rabbimden şifalar temenni ediyorum. Şehidimiz başta olmak üzere diğer polislerimiz ve bekçilerimiz orada gerçekten kahramanca bir mücadele verdiler. Onların elinde kalaşnikoflar varken, ama başta şehidimiz Sedat tabancasıyla kendisini hakikaten bildiğimiz öğrendiğimiz kadarıyla oradaki kendini yere atışı ve oradan o silahı kullanarak ikisini de öldürmeleri, etkisiz hale getirmeleri hakikaten kahramanlıklarının ve bugüne kadar aldıkları eğitimin ne denli başarılı olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemliydi.

Tabii burada bir konu da çok önem arz ediyor; yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu teröristlerden birini gazeteci diye geçmişte savunmuş olması. Çünkü bunlar daima bizim önümüze çıkıyor; işte şu anda gazetecilerden hapiste olanlar var, bunlara yönelik herhangi bir olumlu yaklaşımınız yok, içeride-dışarıda bunlarla karşı karşıya oluyoruz. Terör örgütü ve siyasi uzantısı malum parti yerine, devletin söylediğine eğer kulak verselerdi, böyle ibretlik ve utanılacak hallere düşmezlerdi. Ama maalesef açık söyleyeceğim; bunlarda utanacak yüz yok. O hapistekilerin de iddia edildiği gibi gazeteci değil, terörist olduğunu biz en baştan beri söyledik ve hâlâ da söylüyoruz. Ama bunlarda yüz yok. Ve bütün bunları yargı bunları terörist oldukları için cezalandırıyor, terörist oldukları için mahkûm ediyor veya tutukluyor. Şimdi bunu bir defa görmemiz lazım. Resmi internet sitelerinde de bu tutuklu gazeteci diye gösterdikleri raporu hâlâ maalesef gezdiriyorlar, demek ki hala bu teröristin de bunlar arkasındalar, yani bundan vazgeçmiş değiller. Biz de uydurma raporda bu teröristin sırt çantasında kamera, fotoğraf makinesi taşıdığı detayını da yazmışlar, yazanlar kim? Yine malum Ana Muhalefetin işte belli yerlere yerleştirdiği kişiler. Dikkatinizi çekiyorum; o terörist bu saldırıyı sırt çantasında taşıdığı kalaşnikofla yaptı. O sırt çantasında taşıdığı bombayı patlatarak kendini de katletti. Bunların Türkiye’ye kara çalmak için hazırladıkları uydurma raporda savundukları işte bu teröristler. Bunların yaptığı hükümet eleştirisi değil, devlet düşmanlığı derken işte ben bunu kastediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi bir milli güvenlik sorunudur. İşte bütün bunları söylerken kastım da bu. Bu oyuna gelmeyeceğiz.

ABDULKADİR SELVİ- O zaman bunun terörist olduğunu biz bilmiyorduk, bilmeyebilirdik şeklinde bir savunma yaptılar, bu sizin için inandırıcı oldu mu efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İşte şimdi bunun zaten inandırıcılığı, her şeyi bu olayla beraber ortaya çıkmış oldu. Bundan sonraki süreçte de şu anda içeride olan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin bunların arkasında durması ve diğer yandaş malum partinin de bunların arkasında durmasının kıymeti harbiyesinin olmadığı ortaya çıkıyor. Bunlara çok çok dikkat etmesi lazım, bunların muhakkak terörle bir iltisağı var, dağ ile bağlantıları var, bunu bileceğiz, adımı da buna göre atacağız. Yani şu anda Edirne’de şu anda tutuklu, mahkûm olanların durumu da aynı. Bunlar Diyarbakır’da 50 küsur oradaki suçsuz evlatlarımızı yine bunlar yaptıkları sokağa çıkın-sokağa dökülün, demek suretiyle onların ölümüne neden olmadılar mı?

ABDULKADİR SELVİ- Demirtaş’ı mı kastediyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii.

HANDE FIRAT- Efendim, bu arada demin belli yerlere yerleştirdiği kişiler dediniz Ana Muhalefetin…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Makamlara, parti içi makamlara, grup başkanvekili vesaire vesaire.

FULYA KALFA- Peki, şimdi dış politikaya dair de Sayın Cumhurbaşkanı, size sorularımız olacak. Tabii Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler kuşkusuz gündemde.  Sayın Ahmet Hakan, sizinle devam edelim.

AHMET HAKAN- Şimdi bu Yunanistan meselesi epeyidir gündemde, sizin de gündeminizde, sürekli mesajlar veriyorsunuz. En son bizim bir İHA’mız Yunanistan’ın hemen dibimizdeki Sisam ve Midilli adalarına Amerika’nın verdiği zırhlı araçları yerleştirdiğini tespit etti havadan, fotoğraflarını koydu ortaya. Yani Lozan’a aykırı bir durum, uluslararası anlaşmalara aykırı bir durum, bir suçüstü durumu var orada. Siz sürekli, “ya bunu yapmaktan vazgeçin” dediniz, hatta sert mesajlar da verdiniz, “bir gece ansızın gelebiliriz” dediniz. İşgal ettiğiniz bu adalardan çıkın, dediniz, yani yapmayın bu işleri falan dediniz, ama dinlemiyorlar.  Birinci sorum; ne yapmayı düşünüyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bunu bir cevaplayalım istersen.

AHMET HAKAN- Lütfen.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi tabii Amerika Birleşik Devletleri her şeyden önce NATO’da beraber olduğumuz üyeler arasında, ülkeler arasında adil davranmıyor. Şimdi Yunanistan,  NATO’da beraber olduğunuz bir ülke, ama Türkiye de NATO’da beraber olduğunuz bir ülke. Kaldı ki Türkiye’nin NATO’daki durumuyla Yunanistan’ın NATO’daki durumunun mukayese edilir bir yanı yok. Biz NATO’da ilk beş içerisindeyiz, yani beşinci sırada, altı veya yedinci sıradayız, neyle? Hem yaptığımız ödemelerle, hem kara kuvvetleriyle verdiğimiz güçle. NATO’da bu kadar önemli bir konumda olan bir ülkeyiz. Şimdi Amerika’nın bu adalara, gerek Midilli’ye, gerek Sisam’a bu kadar yüklü silah, mühimmat, araç-gereç göndermesi kabul edilir bir şey değil. Yani Amerika Birleşik Devletleri’nin son zamandaki bunlara vermiş olduğu zırhlı araçlar da, bunları buraya konuşlandırmaları falan, bütün bunlar sizin de ifade ettiğiniz gibi İHA’larla ne yapıldı, tespit edildi. Tabii bunlarla tespit etmekle kalmadık, Amerikan zırhlıları nihayetinde bizi tehdit etmek için kullanılıyor. Ama bunlara sorduğun zaman ne diyorlar? Biz bunları Rusya için kullanıyoruz, Rusya için kullanacağız, bunun için burada böyle bir şu anda konuşlanma yapmış bulunuyoruz.

AHMET HAKAN- Üsler için diyorlar bunu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Amerika’ya diyoruz ki, Türkiye gibi bir defa bir müttefik bulamazsın. İşine geldiği zaman bunu böyle söylüyorsun. Yine Amerika’ya ve Yunanistan’a gerekli uyarıları Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla yaptık. Birleşmiş Milletler’e son mektubumuzu da 17 Eylül’de gönderdik. Durumdan haberdar edelim, sonra bize şunu söylemesinler: Yani siz bizi haberdar etmediniz. Yunanistan bu meseleyi yok sayıyor ve görüşmeden de kaçıyor.

Burada tabii bir şey çok-çok önemli, buralar biliyorsunuz hukuki ifadesiyle gayri askeri…

AHMET HAKAN- Statüde.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, üsler, adalar vesaire. Şimdi biz burada uluslararası yargı yolunu bunların tıkadıklarını görüyoruz. Uluslararası hukuktan yanayım diyorsan, neden görüşmeden, mahkemeden kaçıyorsun? Bu adaları bir defa silahlardan arındırmaları şart, Lozan’a göre buralar özel bir statüye tabi. Yunanistan’da 5+4, toplam 9 adet Amerikan üssü mevcut. Ve bizim Amerika’dan beklentimiz; Yunanistan’ı yanlış hesaplara sokmaması ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemesidir. Şu anda biz bütün bu olup-bitenleri adım adım takip ediyoruz. Bugünkü zaten özellikle Milli Güvenlik Kurulu’ndan sonra yapmış olduğumuz basın açıklaması bunları içeriyor.

Amerika’nın Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırmasının da ne içerik bakımından, ne de zamanlama bakımından izahı yoktur. Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarı tehdit eden adımlarını görmezden gelen, hatta teşvik eden Amerika, bu adımıyla adada bir de silahlanma yarışına yol açacaktır. Biz duracak mıyız? Duramayız. Biz de ne yapıyoruz? Tabii ki Kuzey Kıbrıs’ta ne gerekiyorsa bu konuda bu adımları attık, atıyoruz ve atacağız.

HANDE FIRAT- Asker ve silah sevkiyatı mı efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hayır canım, asker en kolayı, bizim şu anda zaten açıkça söylüyorum; 40 bine yakın bizim orada askerimiz var. Ama bunun dışında da şu anda orada bizim silah, mühimmat, araç-gereç vesaire bu konularda da hem kara, hem hava, hem deniz, bütün bunlarla ilgili adımlarımızı da atıyoruz. Bu son adımın da cevapsız kalmayacağını, Kıbrıs Türk halkının güvenliği için her türlü tedbirin alınacağını herkesin bilmesi gerekir.

AHMET HAKAN- Yani Amerika’nın ambargoyu kaldırmasına karşı söylüyorsunuz bunu, Kıbrıs’la ilgili.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii, o var, ama yani anlaşılan şu ki; Amerika ambargoyu kaldırsa da-kaldırmasa da, maalesef attığı adımlarla Türkiye’ye, sen ne yaparsan yap, bunu diyor.

HANDE FIRAT- Dedeağaç’a liman ve askeri savaş gemilerinin girecek olması, bunu nasıl değerlendirdiniz? Yani tabii doğal olarak Türkiye kamuoyunda çok tepkiyle karşılanıyor bu durum, savaş gemisi çünkü.

AHMET HAKAN- Türkiye’ye tehdit mi bu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi Lozan’a baktığımız zaman, Lozan’da bir defa buralar silahtan ari olan adalardır. Ama silahtan ari olması gereken bu adalara Amerika maalesef ne Lozan’ı dinliyor, ne bu noktada Paris’i dinliyor, bunların hiçbirisini dinlemeden bu adımları attı atıyor.

AHMET HAKAN- Sisam ve Midilli için söylüyorsunuz. Ben bir şey sorabilir miyim izninizle?

FULYA KALFA- Tabii ki lütfen, buyurun.

AHMET HAKAN- Geçen hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dolayısıyla Amerika’daydınız. Şimdi Türkevi’nde görüşmelerinizi yaptınız, ilk defa Birleşmiş Milletler toplantıları için gittiğiniz New York’ta Türkevi’ni kullandınız, çok değişik görüntülere sahne oldu, ben de gözümle gördüğüm için. Şimdi bir lider geliyor, öbür lider çıkıyor, yoğun bir trafik. Hakikaten hiç durmadınız, boş vaktiniz olmadı. Nasıl gözlemliyorsunuz, yani Birleşmiş Milletler’de yaptığınız bu temaslardan çıkan sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz? Genel Kurul’da önemli bir konuşma yaptınız, birçok konuya vurgu yaptınız, bu konuşmanın uyandırdığı yankılar nasıl oldu? Diğer liderler size o konuşmayla ilgili sözler söylediler mi? Bir de, siz Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş konusunda önemli girişimlerde bulunuyorsunuz, tahıl koridorunun açılmasını sağladınız, esir değişiminin sağlanmasında rol oynadınız. Diğer liderler bu açılardan size neler söylediler?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani istisnasız söylüyorum, görüştüğüm devlet başkanları olsun, başbakanlar olsun, senatör, milletvekilleri olsun, hepsi de istisnasız şu ifadeyi kullandılar: Rusya-Ukrayna arasındaki arabuluculuğunuz her türlü takdirin üstündedir. Bir taraftan tabii tahıl koridorunun çalışması, bir diğer taraftan tabii gübre olayı, ama en önemlisi de tabii 200 esirin takası.

AHMET HAKAN- Ona çok önem veriyorlar.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Çok çok önem veriyorlar. Ve bunların içerisinde tabii bir Ukrayna lehine olan beş tane var, bir diğeri de tabii Rusya’nın çok önem verdiği Medvedçuk var ki, belki siz de izlemişsinizdir, hanımı Medvedçuk’un yani televizyon ekranlarından bize çağrıda bulunmuştu; “Ne olur Erdoğan, kocamı kurtar.”

AHMET HAKAN- Sekiz ay önce, evet ajanlar geçti bunu, biz de yayınlamıştık.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi tabii biz Sayın Putin’le de yaptığım tüm görüşmelerde Sayın Putin bana bunu hep hatırlattı, biz de elimizden gelen gayreti göstererek Sayın Zelenski’yle de bu konuları görüşerek, gerek Medvedçuk, gerekse bu diğer esirlerin takası olayı hamdolsun başarılı bir şekilde o da sona erdi. Ve tabii şu anda bundan sonraki süreç de var, bundan sonraki süreci de bizim gayet iyi yönetmemiz lazım.

AHMET HAKAN- Barış için hâlâ umut var mı efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani ben umutsuz değilim. Ama böyle de hemen bir anda bir netice alırız dersek, bu da hayal olur. Örneğin işte şu anda dört tane şehirde yapılan referandum olayı, şimdi bu referandum olayı neyi getiriyor? Sıkıntıyı getiriyor. Yani keşke böyle bir referanduma gidilmeseydi de bütün bunları bir diplomasi yoluyla çözebilseydik veya çözebilseydiler, ama maalesef bu olmadı. 2014’de de biliyorsunuz benzer bir durum Kırım’la ilgili olmuştu. Mesela Kırım’la ilgili konuda da başarılı olamadık yani. Ben o zaman yine Sayın Putin’e; “ya burada bizim soydaşlarımız var, Kırım’la ilgili olarak bu attığınız adım doğru değil” demiştim, ama netice alamadık.

HANDE FIRAT- O gün Zelenski de mi aynı şeyi söyledi efendim size?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi tabi Zelenski de bu 4 tane bölgeyle ilgili bizden desteklerimizi istiyor, yani bu konuda Sayın Putin’le görüşerek, Sayın Putin’i ikna etmemizi istiyor. Şimdi yarın bakalım arkadaşlar bağlantıları kuracaklar, inşallah Sayın Putin’le yarın bu konuları şöyle etraflıca ele almayı düşünüyorum.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, bıraktığınız yerden devam etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna konusunda sizin aktif arabuluculuğunuzla tahıl koridoru açıldı, 200 esir takası yapıldı. Gübre konusu var, bu konuda da bir girişiminiz var mı, bir sonuç bekliyor musunuz? Bundan sonraki süreciniz ne olacak?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bunlar da gündemimizde. Şimdi biliyorsunuz şu ana kadar şimdi daha çok Ukrayna tarafından gelen tahıl, o vardı ve bu tahılda da şu anda 5 milyon tonu aşmış vaziyeteyiz. Ama gübre olayında daha çok ağırlıklı olarak Rusya tarafı önem arz ediyor, onlarla da bu konuları görüşüp, oradan da eğer gübre konusunu çözebilirsek özellikle tarımda gübreye ihtiyacı olan ülkeleri bu konuyla ilgili doyurmuş oluruz ve gübreyle beraber de oralara da bir bereket getirmiş oluruz diye düşünüyorum.

AHMET HAKAN- Bu tahıl konusunda Putin’in yakındığı bir konu vardı, ya biz bu tahıl işini daha çok fakir ülkeler için yaptık. Siz de hatta hak verdiniz, katılıyorum bu görüşe dediniz. O sorun çözüldü mü, yani fakir ülkelere iletilmesi konusunda?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İşte şimdi bütün mesele zaten orası. Yani biz şu anda özellikle bu tahılı az gelişmiş fakir, garip-gureba ülkelere nasıl aktarırız, hep bunun gayreti içinde olduk. Ne yazık ki mevcudun diyebilirim ki yüzde 80’i daha çok zengin ülkelere gitti. Tabii şimdi zengin ülkelere gidince, bu da ciddi manada Sayın Putin’i rahatsız etti. Ve bu son görüşmelerimizde gerek Özbekistan’da, gerekse ondan önceki Tahran görüşmemizde de bunlar gündeme geldi. Temenni ederim ki, bundan sonraki süreçte hedefimiz olan o fakir-fukara, garip-gureba, az gelişmiş ülkelere bunu göndermekte, bunların ihracında başaralı olalım, neticeye varalım. Çünkü burada 2 şey önem arz ediyor; tahıl ve gübre. Şimdi henüz Rusya’dan biz bu ürünle çekmiş değiliz, bugüne kadar daha çok Ukrayna tahılını aldık, fakat şimdi öyle zannediyorum ki tahıl ve gübrede inşallah Rusya kanalı devreye girecektir.

AHMET HAKAN- Yani orada bir sorun yok değil mi?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Öyle umut ediyorum.

HANDE FIRAT- Efendim, bir yanda böyle bir çaba ortaya koyuyorsunuz, ama diğer taraf da kısmi seferberlik ilan etti, nükleer tehdit ifadeleri var. NATO Genel Sekreteri, nükleer söylemi tekrarlarsa ciddiye almak zorunda kalacağız dedi, ciddi sonuçları olur dedi. Şimdi şunu merak ediyorum: siz çok sık görüşüyorsunuz, bir telkininiz oldu mu? Çünkü herkesin kafasında, acaba dünya bir nükleer savaşa mı gidiyor ya da üçüncü dünya savaşına gidiyor mu diye bir endişe var. Siz böyle bir tehdit görüyor musunuz, Putin’le görüşüyor musunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hande Hanım, ben bunları düşünmek istemiyorum. Yani bir nükleer savaşa gitmenin bedeli, faturası…

AHMET HAKAN- Felaket.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Değil mi? Bir felaket, yani bunu bırak konuşmayı düşünmemek gerekir ve bunları zaten…

AHMET HAKAN- Telaffuz edilmemesi lazım yani.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet. Ve bunları zaten inşallah hiç gündeme getirmeden diplomasi yoluyla bu işi çözmek işin en isabetli bana göre adımı olacaktır. Ve biz de daha çok zaten buradan adımı atalım diyoruz, çünkü Ukrayna’nın işgal altındaki bazı bölgelerinde Rusya’ya katılım için referandum düzenlenmesi ve Rusya’nın kısmi seferberlik kararı bile tabii ki endişe vericidir. Yani birileri demek ki işin hep bu yanından girdiler, bu türden gelişmeler diplomatik sürecin canlandırılması çabalarını zora sokuyor ve istikrarsızlığın derinleşmesine de tabii yol açıyor.

Ukrayna’nın özellikle bu işgal edilen bölgelerinde yapılan bu referandum olayı, eğer buradan ilhak kararı çıkarsa ki buradan endişeliyim çıkabilir, çünkü tanıdığım Sayın Putin bir şeyi kafasına koyduysa bunu o şekilde yapar, öyle de bir durum var, onun için yarınki görüşmemizi inşallah randevu verilirse çok çok önemsiyorum. Temennim o ki, bu işi inşallah şu geldiği noktada bırakıp diplomasiyi devreye sokmuş olalım.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, bir de Amerika Birleşik Devletleri’yle bizim bir F-16 meselemiz var. Şimdi burada acaba süreç nasıl ilerliyor, bir oyalama taktiği mi söz konusu, yoksa olması gerektiği gibi mi devam ediyor? Bu konudaki son durum nedir acaba, bizimle paylaşabileceğiniz bir detay var mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bize tabii verdikleri söz başta Sayın Biden bu konuda Demokratlar olarak kendi düşüncesinin F-16’ları ve diğer bütün parçalar, aksam, bunları vermekten yana olduğunu bize söyledi. Ve bu arada da yine özellikle Savunma Bakanım muhatabıyla yaptığı görüşmelerde bu istikamette cevaplar alıyor, yani biz vermekten yanayız, işte Cumhuriyetçilerden destek alamıyoruz, onlar bu işe ters bakıyorlar filan. Bu seyahatte ben Cumhuriyetçilerden Lindsay Graham ve yine bir başka senatör daha vardı, onlarla ayrı ayrı görüşmelerim oldu, o görüşmelerimde de bana olumlu cevaplar verdiler, dediler biz NATO’daki en önemli bizim ortağımız olan Türkiye’yi bu noktada yalnız bırakamayız, elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Ve farklı birkaç kişiyle daha yine görüşmelerim oldu, onlar da biz bu akşam buradan döner dönmez hemen Türkiye’ye karşı tavır içerisinde olan, ismi burada vermeyeyim, kişi ve kişilerden bahsetti, onlarla da görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle birlikte Türkiye’ye karşı bir hasmane tutum içerisinde olmanın doğru olmayacağını, çünkü Türkiye NATO’da bizim çok çok önemli bir ortağımız, dolayısıyla bu sorunu çözmemiz gerekir diyeceğiz dediler. Tabi biz de şu anda Sayın Biden’ın bize vermiş olduğu bu sözden hareketle hakikaten bunun neticesini bekliyoruz.

AHMET HAKAN- Yani iyimser bir bekleyiş içindesiniz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet.

ZAFER ŞAHİN- Şu anda bir heyetimiz de galiba Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Beraberdik, onlar kaldılar ve şu anda dönmüş olmaları lazım. Onlar da orada yine senato ve kongredeki bazı üyelerle, Cumhuriyetçi, Demokrat, onlarla bazı görüşmeleri yaptılar. Ve temennim odur ki, inşallah NATO’nun menfaatine olan böyle bir girişimde NATO da bizi yalnız bırakmayacaktır ve o da gerekli adımları atacaktır diye düşünüyorum.

HANDE FIRAT- Efendim, tabii NATO, müttefiklik, Amerika deyince, yani Amerika’nın ikircikli tutumu Türkiye’nin malumu, özellikle YPG’ye Suriye’nin kuzeyinde verdiği destek konusunda. Bir yandan bu sürüyor, diğer taraftan tabi Putin biraz daha dikkatini Suriye’den Ukrayna’ya kaydırmış vaziyette. Türkiye’nin Suriye’ye yönelik acaba harekâtı gündemde mi? Bununla birlikte de tabii şunu biliyoruz: Şam rejimiyle Milli İstihbarat Teşkilatı’nın görüşmeleri devam ediyor, acaba bundan bir ilerleme sağlandı mı? Bir üst basamağa diğer ülkelerde olduğu gibi örneğin dışişleri bakanları seviyesine çıkar mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bizim Suriye’de terör örgütü varlık gösterdiği ve milli güvenliğimizi tehdit etmeye devam ettiği müddetçe, bizim oradaki kararlı mücadelemiz tabii ki devam edecektir, yani biz ondan taviz vermeyiz. Sahada bu doğrultuda gerekli çalışmaları yapıyor, her türlü tedbiri alıyoruz. Burada bizim için esas unsuru oluşturacak olan milli güvenliğimizdir, yani milli güvenliğimizi tehdit eden ne varsa, nerede olursa olsun, bu 4 nokta olabilir, 5 nokta olabilir veya daha fazla olabilir, oralara karşı, hani o bir gece ansızın dediğimiz konu odur, gerekli adımı atarız ve yapmamız gereken de neyse onu da yaparız. Çünkü bu mücadele ve çalışmalarımızı gerekli ve uygun gördüğümüz anda kapsamlı bir terörle mücadele harekâtına dönüştürmekten asla kaçınmayız. Nitekim bugünkü Milli Güvenlik Kurulu basın metninde de bunlara özellikle yer verdik ve biz bunların başarılı sonuçlarını gördük, görüyoruz.

Biz esasında bölgedeki terörle mücadele gayretimizle sadece milli güvenliğimize yönelik tehditleri bertaraf etmiyoruz, bölgenin huzurunu da burada temin ediyoruz. Ve terörle mücadele arkadaşlar, biliyorsunuz tek taraflı olmaz, onun için karşı taraf da buna aynı şekilde olumlu yaklaşımda bulunması lazım ki netice alalım. Amerika ve Rusya’nın 2019 Ekim ayında vardığımız mutabakatları uygulaması gerekiyor, sınırdan 30 kilometre güneye.

Ve tabii burada bir de PKK-YPG terör örgütü sınırımıza yakın bölgelerde bu mutabakatlara aykırı şekilde halen tatbikatlar yapıyor, hatta hatta Kamışlı ve çevresinde bunlar eğitim alıyorlar. Şimdi bu gerçekler ortadayken Amerika koalisyon güçleriyle beraber bu adımları atarken, biz nasıl NATO’da beraber olacağız ve bu duruma da kimse bizim sessiz kalmamızı bekleyemez.

HANDE FIRAT- Şam konusunu da sormuştum ama.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii Şam’la ilgili olarak da bizim İstihbarat Örgütümüz oralarla ilgili görüşmeleri vesaire orası yürütüyor ve bizler de istihbarat örgütümüzün aldığı neticeler üzerinden yol haritamızı belirliyoruz.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, bu Suriye’ye yönelik operasyonların bir terörle mücadele boyutu var, bir de Suriyeli sığınmacıların oraya yerleştirilmesi boyutu var. Bu konudaki planlamalarınızda bir değişiklik var mı? Yine Suriyeli sığınmacıları oradaki güvenli bölgelere yerleştirme çalışmalarınız, planınız, hedefiniz devam ediyor mu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani bize gelmiş olan sığınmacıları diyorsunuz.

ABDULKADİR SELVİ- Evet efendim.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani onlardan biliyorsunuz biz şimdi Suriye’nin kuzeyinde, yani hedefimiz ilk etapta 100 bin, ikinci etapta bunları 250 bine çıkarmak, buralarda briket evler başladık yapıyoruz. Ve briket evlere Türkiye’deki mülteciler yavaş yavaş taşınmaya başladılar ve briket evlerin tabii altyapısı var, yani artık öyle çadırlar, yağmur, çamur, filan-falan böyle bir durum yok, altyapısıyla, her şeyiyle gayet güzel briket evler yaptık. Ve bunların içerisinde 2+1, 1-1, banyosu, tuvaleti, her şeyi var ve ısınma noktasında da güneş enerjisiyle ısınma gibi bir burada proje yaptık ve bu projelerle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Tabii Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve güvenli, bunun yanında onurlu bir dönüşünü hazırlamamız lazım. Yani biz CHP’nin veya diğerlerinin söylediği gibi biz gelir gelmez bunları Suriye’ye süreceğiz, böyle bir şey diyemeyiz, bizim ne medeniyetimizde, ne kültürümüzde böyle bir durum söz konusu değil, onun için de insani muamelemizi sürdüreceğiz. Biz Yunan’ın baktığı gibi de bakmayız, onların o botları şişlemek suretiyle bunları Ege’de, Akdeniz’de nasıl gömdüklerini, nasıl onların boğulmasına zemin hazırladıklarını gördünüz, görüyoruz, biz bu şekilde de bakamayız ve CHP’nin Sayın Başkanı’nın yaklaşımıyla da yaklaşamayız. Onurlu bir şekilde, kendileri, yerler hazır, artık gidebiliriz, kendi topraklarımıza dönmek istiyoruz dedikleri anda da kendilerini zorla burada tutmayız.

AHMET HAKAN- Efendim, az önce görüntüleri de geldi ekrana briket evler. Şimdi bu konu sadece Türkiye’nin sorunu değil, bir insanlık sorunu, yani bütün bir insanlığı ilgilendiriyor. Sadece Türkiye mi para harcıyor buraya? Uluslararası kanallardan bu briket evlerin yapımına finans sağlanıyor mu yeteri miktarda?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şu anda bizim bu gördüğünüz briket evlerin finansörü sadece biziz, sivil toplum kuruluşlarımız, onların…

AHMET HAKAN- Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet evet, onların gayretleriyle bunları yaptık, yapıyoruz. İşte bir ara AGİT işte bize destek vereceğiz, veriyoruz filan, hatta Sayın Merkel’le bu konuları görüşmüştüm, o da cüzi bir şeyden bahsetmişti.

ZAFER ŞAHİN- Ama yok gelen-giden.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hiçbir şey gelmedi. Ama görüyorsunuz şu anda bakın bunlar bizim yaptıklarımız ve Suriyeliler buralara artık yavaş yavaş yerleşmeye de başladılar. Tabii bütün mesele, şimdi bunların altyapısı da bir taraftan bitiyor, oyun grupları, çocukların oynayacakları alanlar vesaireler onlar da buralarda yapılıyor. Ve bizim bildiğiniz bütün STK’larımız sağ olsun buralarda büyük bir gayretle, coşkuyla, inançla bu yatırımları gerçekleştirdiler. Ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmada da bu konuya değindim, biz evrensel adalet çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz, böylelikle uluslararası alanda Türkiye vicdanın sesi oluyor.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığınız konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne de değindiniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı yaptınız. Buna dair yakın dönemde bir beklenti var mı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması muhtemel ülkeler söz konusu olabilir mi?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Zafer Bey, biliyorsun bu tanımalar öyle bir anda olan şeyler değil. Dünyada birçok irili-ufaklı ülkeler tanındılar, ama ne kadar zamanda tanındılar? Belli uzun süreler aldı. Şimdi biz ne diyoruz? Biz diyoruz ki, Kıbrıs Türk halkının 1959-60 anlaşmalarıyla teyit edilen müktesep haklarının, yani egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsü tescil edilsin. Bu Ada’daki iki devletin eşit statüde müzakere masasına oturması demektir ve bunu başaracağız. Tabii bu eşitliği sağlama görevi de önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne düşer. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gerçekten adil davranırsa bu süreci hızlandırırız, çünkü ben Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan da netice alacağımıza inanıyorum. 1,5 yıldır Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden biz hiçbir hareket görmedik. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği, eşit uluslararası statüsünü teyit etmek için hiçbir adım atmadılar. Bunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yapamıyorsa, o zaman Birleşmiş Milletler üyeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak Kıbrıs Türklerinin müktesep hakların teyit edebilirler. Bunun için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitabımda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için uluslararası topluma çağrıda bulundum, bu bir ön hazırlık. Çağrımızın arkasında duracak tüm kurum ve kuruluşlarımızla uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması için çalışacağız. Uluslararası toplum bundan sonra çözümün yolunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak açmalıdır diye düşünüyorum. Tabi New York’ta da görüştüğümüz muhataplarımıza bu politikayı gerekçeleriyle anlattık. Çabalarımızın doğrusu ben sonuç vereceğine inanıyorum.

FULYA KALFA- Peki, şimdi dış politikaya dair pek çok başlıkta sorularımızı yanıtladınız, yavaş yavaş ekonomi başlığına geçmek istiyorum. Efendim, şimdi TOKİ’nin 250 bin konut projesinde son durum nedir, başvuru rakamlarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Bir de bu projelerde temeller ve kurallar ne zaman çekilecek, bu da merak edilen bir başlık. Bir de bir eleştiri konusu var, onu da yöneltmek isterim size, taksitlerin sabit olmaması konusunda.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Nasıl?

FULYA KALFA- Taksitlerin sabit olmaması konusunda bir eleştiri var. Acaba bununla ilgili bir düzenleme yapılabilir mi? Bir diğer yandan da bu konut hamlesiyle alakalı olarak CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu para toplamak için yapıyorlar, dedi ve ardından da garanti versinler destekleyeceğiz açıklamasını yaptı. Nasıl değerlendirirsiniz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Sayın Kılıçdaroğlu’nun daireye ihtiyacı mı var? Garanti istediğine göre demek ki böyle bir ihtiyacı var herhalde. Şu anda eğer böyle bir ihtiyaç varsa TOKİ’ye müracaat eder, bitmiş olan konutlardan da böyle bir imkân ona tanınabilir, buyursun. Ya biz 1 milyon 250 bin TOKİ olarak konut yaptık ya, biz ilk defa bu alana girmiyoruz ki. Biz bu adımı atmış, kendimizi ispatlamışız. Ve burada nice garip-gureba, fakir-fukara, asker, engelli vesaire buralardan konut aldılar ve hepsi de bu konutlarda ne kadar mutlu olduğunu bize ifade ediyor. Daha şurada daha fazla olmadı, yani 1 ay, 1,5 ay önce Esenler’de konut dağıtımı yaptık. Ve orada yine bir eve gittim, çaylarını içtik vesaire, tabii mutluluklarını gördük; 3+1 bir konut.

Kemal Bey, bak, dürüst ol, siyaset dürüstlüktür, böyle enine boyuna aklına ne geliyorsa atmak değil. Biz şu anda bu attığımız adımla bir defa yeniden bir tarih yazıyoruz. Gençlerimizin başvuru sayısı 1 milyon 715 bin, bak gençler bile bu işi senden iyi kavramış vaziyette. 5 milyona dayanan bir müracaat var. Ve projelerimizde ilk kazmayı inşallah 25 Ekim’de vuruyoruz. Bununla neyi anlatmak istiyorum? Derdimiz, Türkiye’nin dört bir yanında nerelerde TOKİ olarak konut yapımına başlayacaksak hepsine aynı anda bir defa temelleri atalım, bu işi başlatalım istiyoruz ve en kısa zamanda kura tarihlerimizi de açıklayarak bu adımları atacağız.

Tabii bir şey daha şimdi yapma durumumuz var, o da şu: Biliyorsunuz konut, arsa, bir de gençlere yönelik olan adım. Şimdi ben arsamı alır, altyapısı hazırsa evimi ben kendim yaparım diyenlere yönelik de mevcut rakamı artırmak suretiyle, belki bunu yani 1 milyona, belki daha fazla çıkarmak suretiyle yine kuraya tabi tutmak suretiyle istiyoruz ki biz vatandaşlarımıza bu sayıyı artırarak böyle bir imkân tanıyalım.

AHMET HAKAN- Bu çok önemli bir şey.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet.

AHMET HAKAN- Yani arsadaki sayıyı mı 1 milyona çıkartmayı düşünüyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Evet evet.

AHMET HAKAN- O zaman, yani çok büyük bir talep var zaten…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Tabii tabii. Şimdi bu tabii rakam 5’i yakalayınca, şimdi bize bu yeni bir adım atmak, yeni bir bu noktada zemin hazırlamak için böyle bir adımı Bakanımla filan da konuştuk bunu yapalım dedik.

AHMET HAKAN- Peki, sizin şu anda mevcut bir arsa için açtığınız bir imkân var, bu imkâna talep var mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Olmaz olur mu? Ondan dolayı bunları şey yapıyoruz zaten.

HANDE FIRAT- Arsayı alan kendi evini mi yapacak efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii, biz altyapısını yapacağız.

HANDE FIRAT- Evi yapacaklar, yani binayı kendileri yapacaklar.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Tabii, biz altyapıyı yapacağız, o da evini yapacak.

HANDE FIRAT- Peki, sizin bir yatay mimari hassasiyetiniz vardı, yani o standarda uygun mu yapmak durumunda?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  O mimarilere de uygun olmak kaydıyla bu adımları atacaklar.

AHMET HAKAN- Yine İstanbul, Ankara, İzmir…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Türkiye’nin dört bir yanı.

AHMET HAKAN- Hepsinde geçerli bu.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şu anda Çevre Şehircilik Bakanlığımız ekibiyle bütün buralarda araştırmaları yapıp planlamayı yapacaklar. Bu planlamayı yaptıktan sonra da hangi ilde ne kadar arsa biz takdim edeceğiz, bunun adımını inşallah bu kura çekiminden önceye yetiştireceğiz.

AHMET HAKAN- Hemen, yani bunu da kura çekiminden önce yapacaksınız.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Ben dün akşam Murat Bey’e talimatı verdim, dedim süratle bu çalışmaları başlat ve en kısa zamanda da inşallah bunun duyurusunu yapalım ve vatandaşlarımız, yani arsa alacak olanlar hemen buraya yönelsinler ve onların arsalarını da, çünkü onlarda da kura çekeceğim malum ve bu kuraya da onları tabi tutalım ve bu kurayla neresi kime çıkarsa, düşerse o da orada yerini alsın.

HANDE FIRAT- 250 bin, artı bir de yeni konutlar o zaman kendi yapacakları.

AHMET HAKAN- Bir milyon arsa.

HANDE FIRAT- Ciddi bir rakam ama.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Bir milyon arsa, fazla olabilir, ama az olmayacak.

ZAFER ŞAHİN-  Efendim, bu projeye başlarken tabi başvuruların bu kadar yoğun olacağını, 5 milyon sınırını aşacağını öngörmüş müydünüz? Bir de bunun devamı gelecek galiba değil mi?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Öngörmedik diyebilirim, yani bu kadara ulaşırız diye düşünmedim.

AHMET HAKAN- Aslında bu çok önemli. Peki, bunu gördünüz, tamam, 1 milyon arsa da arz ediyorsunuz, bu da güzel, yeni konut, yani 250 bin az kaldı şimdi talep karşısında.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Şimdi tabi 250 bin konutla ilgili de, biliyorsunuz geçen bir programda yine açıklamıştım Kabine Toplantısı’ndan sonra, demiştim ki, yani biz seçim sonrası ikinci bir etabı başlayabiliriz demiştim. Fakat şimdi şartlar bizi öyle zorluyor ki, hiç olmazsa biz şimdi şu arsa, ama arsanın da tabi kuru arsa değil altyapısını yaparak bu arsaları verelim, bunu da vatandaşımız kendisi yapsın. Tabii şimdi biz 500 bin sosyal konutu bir defa süratle bir başlayalım, bir taraftan bu arsalara vatandaşımız altyapısı yapılmış olarak gelsin girsin, o da kendi konutunu yapsın.

AHMET HAKAN- 1,5 milyon oluyor neredeyse.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Daha fazla olacak, inşallah daha fazla olacak.

AHMET HAKAN- Nasıl daha fazla olacak?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Biz şimdi bu arsaların adedini artırırsak.

AHMET HAKAN- Ha, artırmayı düşünüyorsunuz, planlıyorsunuz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii.

ABDULKADİR SELVİ- Bunu seçim yatırımı için yapıyor Erdoğan, diye eleştiriler var muhalefetin, ne diyeceksiniz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Abdulkadir Bey, diyecek ya, ağzı olan konuşuyor. Az önce de söyledim, 1 milyon 175 bin toplu konutu biz yaptık, başkası değil. Bunu başarıyla gerçekleştirmiş olan bir hükümete bu tür yakıştırmayı yaptıkları zaman bunu kimse yutmaz.

AHMET HAKAN- Siz 1 milyonu aşkın konut yaptık, 250 bin haydi haydi yaparız mı demek istiyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii, daha fazlasını yaparız. Ve bizim, daha önce de söyledik, parasal olarak bizim bir sıkıntımız yok ve biz bunları yaparız. Ama ne dedik? Konutta biz 2 yıl verdik, dedik 2 yıl içerisinde konutta da bu rakamları yakalayacağız, inşallah vatandaşımıza bu noktada biz kesinlikle mahcup olmayacağız.

AHMET HAKAN- Yani 2 yılı 1,5 milyonu aşkın konut için söylüyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii tabii.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, bu Kabine Toplantısı’ndan sonra üniversite öğrencilerine, çiftçilere sosyal yardımlar, işverene ve çalışanlara da birtakım destekler açıkladınız. Yeni müjdeleriniz olacak mı başka kesimler için?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bizim her Kabine toplantısından sonra işimiz zaten bu müjdeleri açıklamak. Şimdi öğrencilerimizden çiftçilerimize, ücretli çalışanlarımızdan işverenlerimize kadar milletimizin tüm kesimlerinin hep yanında olduk, özellikle de dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik kapsayıcı desteklerimizi kesintisiz şekilde sürdürüyoruz, tabi bunlara da yeni yeni müjdeler vererek devam etmek istiyoruz.

Yükseköğrenim yurtlarında kalan öğrencilerimize verilen günlük beslenme yardımını, geçen de açıklamıştım, ne yaptık? 25 liradan 60 liraya çıkardık, şimdi bu tabi çok önemli bir şey. Ve şu anda bizim yurtlarımızın kapasitesi 850 bin, buraya vardık. Beslenme yardımını aylık 750 liradan 1800 liraya çıkardık.

Geçtiğimiz Temmuz ayında da öğrenim kredisi borçlarının geri ödemelerinin sadece alınan anapara üzerinden yapılmasını da ne yaptık, açıkladık. Böylece kredi geri ödemelerinde toplam 26 milyar liranın üzerinde bir yükü gençlerimizin üzerinden kaldırdık.

Çiftçilerimize elektrik faturalarını aylık ödeme yerine hasat sonrasında ödeme imkânı getirdik. Yani çiftçimiz ürünü satacak, gelir elde ettikten sonra elektrik faturasını ödeyebilecek.

Yine çiftçilerimizin önceki dönemlere ait borçları için 5 yıla kadar vadeyle hiçbir faiz işletilmeden geri ödeme imkânı sağlayacağımızı da müjdeledik.

Hatta birçok tarımsal ürünün alım fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli oranlarda artış yaptık, böyle üreticilerimizin yanında olduğumuzu da göstermiş olduk.

2002 yılında sosyal amaçlı harcamalara bütçeden ayrılan kaynak, toplam 1,6 milyar lira iken 2022 yılında ek bütçeyle birlikte bu rakam toplamda 146 milyar liraya ulaştı, müjde.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, şimdi özellikle pandemiyle beraber dünya bir türbülansa girdi, siz de yatırımı, üretimi, istihdamı önceleyen bir ekonomik modeli devreye aldınız, biz buna işte Türkiye Ekonomi Modeli diyoruz. Ve burada şunu gördük, artık OECD’nin bile ya da uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bile Türkiye’yle ilgili büyüme rakamlarını revize ettiklerini görüyoruz. Mesela 2022 büyüme tahmini 3,7’den 5,4’e yükseldi OECD tarafından. Yine Fitch’in 5,2 olarak Türkiye’nin büyüme rakamını tahmin ettiğini görüyoruz.

AHMET HAKAN- Bugün de Amerika Ekonomi Bankası yükseltti tahmini.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- EBRD’in.

ZAFER ŞAHİN- Şimdi bir taraftan da tabi biz içeride şöyle eleştiriler de görüyoruz: Bunlar ekonominin temel parametrelerine aykırı adımlar diye bazı uygulamalar eleştiriliyor, fakat büyüme rakamları da ortada. Bu model ileride daha net sonuçlar verecek ve biz yılsonunda belki de bu büyüme rakamlarını aşabileceğiz diyebiliyor muyuz bugün itibarıyla?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-Şimdi Zafer Bey, ben çok daha açık, net söyleyeyim, inşallah bu yüzyıl, adını koyuyorum, Türkiye yüzyılı olacak. Dünyada şartlar ne getiriyor, ne götürüyor, Avrupa’da durum nedir, Amerika’da durum nedir görüyorsunuz, ama Türkiye bu sıkıntıları yaşamadı, yaşamıyor. Eğer bugün 2’den 4,6’ya EBRD Türkiye’nin büyümesini gösterdiyse, işte bu bir gerçektir, Türkiye bunu yakaladı.

İç ve dış talebin katkısıyla yüzde 7,5’luk dengeli ve güçlü bir büyüme kaydettik. Bu büyümede ihracatın desteklediği kuvvetli sanayinin yanı sıra, turizmdeki olumlu gelişmelerin katkı sağladığı hizmetler sektörü de ne oldu, etkili oldu. Tabii 2022 yılı küresel büyüme tahminleri hamdolsun dünyada hep aşağı yönlü güncelleniyor, ama buna rağmen üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı merkezine Türkiye Ekonomi Modelimiz büyümenin devamını ispatlayacak, bunu da göreceğiz ve bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu kapsamda 2022 yılında büyümenin yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz, bu tabi bir ortalama rakamdır, daha iyisi olacak, ama daha kötüsü olmayacak.

AHMET HAKAN- Bu rakamlar tabii ki Türkiye açısından güzel rakamlar, yani büyümenin bu şekilde çıkması ama şöyle bir sorun var: Bunun vatandaşa yansıması ne zaman olacak? Yani enflasyon diye bir bela var başımızda, bu beladan ne zaman kurtulacağız? Siz gelecek yılı işaret ettiniz, nasıl bir tablo göreceğiz, yani Şubat ayından sonra enflasyonda nasıl bir tablo göreceğiz ve bu büyümenin vatandaşa yansımasıyla ilgili düşünceniz nedir?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ya ben Şubat’ı bile değil, yani Ocak’tan itibaren bunun emarelerini çok rahat göreceğiz. Bir defa ben enflasyondan önce şu anda faize bakıyorum. Faiz noktasında da şu an itibariyle biz faiz oranını yüzde 12’ye indirdik. Ve buradan tüm yatırımcılara çağrımı yine yapıyorum, diyorum ki; eğer yatırımcıysan, bak kamu bankaları başta olmak üzere şu anda faiz yüzde 12’ye indi, bundan sonra yukarı çıkma yok, daha aşağı inecek ve daha aşağı inmek suretiyle de bu enflasyonu da ne yapacak? Onu da baskılayacak, onu da aşağı indirecek. Ve bir yatırımcı neyi arar? Yapacağı yatırımda düşük faiz arar.

Şimdi bizim bir beşli başlığımız var; yatırım, istihdam, üretim, cari harcama noktasında özellikle oradaki büyümeyi arzu ettiğimiz istikamete getirmek. Şimdi bu beş başlıkla bir defa gel yatırımını yap ve düşük faizle krediyi birinci derecede kamu bankalarından al, adımını at. Hem istihdam sağla, hem üretim, hem ihracatta gel sen de yerini al ve bir de ülkenin büyümesine katkı sağla. Ve bunun inşallah bu yıl içerisinde beklemeden hemen yılbaşından itibaren de neticelerini almaya başlayacağız, buna eminim.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, siz de ifade ettiniz, çalışanları, vatandaşları hayat pahalılığına ve enflasyona karşı ezdirmemek için bazı tedbirler alınıyor, siz de bunları açıklıyorsunuz. Bu yıl asgari ücrete iki defa zam yapıldı, aynı şekilde çalışanların ve emeklilerin maaşlarında ciddi artışlar sağlandı. Fakat tabii 2023 yılı için de bir beklenti durumu söz konusu. Aynı kararlılıkla, yani çalışanların 2023 yılı içerisinde de enflasyona ezdirilmeyeceği noktasında adımlar atılacak mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bizim temel ilke, o temel ilke. Zaten şimdi şu ana kadar yapmış olduğumuz asgari ücret tespit rakamları noktasında inşallah son asgari ücret tespit rakamını da Aralık’ta yapacağız. Aralık’ta tekrar bu konu üzerinde arkadaşlarımız çalışıyorlar, tekrar değerlendirmeleri yapıp, yeni bir adımı da inşallah yılsonu itibariyle atacağız ve bu konu da 2023’e girerken çok daha farklı bir şekilde, çok daha güçlü bir şekilde inşallah gireceğiz.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, çok soru var bu konuyla ilgili, bu sözleşmelilerin işte kadroya alınması meselesi. Belediyelerde maalesef 2019 yerel seçimlerinden sonra bazı sözleşmelilerin işten çıkartılmaları, yine taşeronların kadroya alınması gibi. Bu konularda da çalışmalar var mıdır efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bu konuda en geniş anlamda çalışmayı hep biz yaptık, yani bir defa hiç tereddüt etmeden asgari ücreti yükseltirken yapılan artışın getirdiği yükün tamamını da biz bir defa işverenin üzerine bırakmadık, onu da biz üzerimize aldık. Böylelikle üretimi de ne yaptık? Korumuş olduk. Tabii yine devlet olarak çok ciddi bir fedakârlıkta bulunarak asgari ücret yanında tüm ücretlerin asgari ücrete kadarki kısmından vergileri yılbaşında ne yaptık? Kaldırdık. Bu düzenlemeyle işçi-memur ayrımı yapılmaksızın tüm çalışanlara vergi istisnası kaynaklı ilave bir gelir avantajı sağladık. Ve işçilerimizin enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında zor durumda kalmasını engellemek, bizim birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor. Tabii bu bir ara artış idi, bunu zaten işçilerimiz de hakikaten ayırt ettiler ve bundan dolayı da bizlere hep şükranlarını ifade ettiler. 2023 yılında uygulanacak asgari ücret için asıl tespiti inşallah önümüzdeki Aralık ayında yapacağız.

HANDE FIRAT- Siz asıl tespit deyince rakam yüksek beklentisi doğuyor, çünkü TÜRK-İŞ’in de birtakım bugün açıklamaları vardı…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Rahat ol, hiç endişe etme.

HANDE FIRAT- Peki, o zaman EYT’yi soracağım bir EYT’li olarak. Çalışmada belli ki sona gelindi, Çalışma Bakanı’nın açıklaması var çünkü. “Prim gün sayısını doldurmuş olan, yılı tamamlamış olanların karşılaştığı bir sorundu, yaşla ilgili bir problemdi” dedi. Nasıl bir formül, yani 99 öncesi emekli mi oluyor, diye sorsam acaba biraz ipucu verir misiniz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Onu şimdi ben Vedat Bey’in alanına girmeyeyim, ona haksızlık yaparım. O onu kendisi açıklarsa bizim için çok daha isabetli olur. Ama son aşamasına çalışmayı getirdiklerini biliyorum ve bize sunduklarında da değerlendirmelerimizi ayrıca yapacağız.

FULYA KALFA- Sayın Selvi, buyurun.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, bu kış Avrupa açısından bir anlamda da doğal gaz kışı gibi, ısınma konusunda, enerji konusunda büyük sıkıntı yaşıyorlar, kesintiler var, tedbirler alıyorlar. Türkiye açısından böyle bir durum söz konusu mu? Kesinti ya da tedbir gündemde mi? Rusya’yla görüşmelerinizde bir doğal gazda indirim beklentisi…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Biz inşallah bu konuda bir sıkıntı yaşamayacağız.

AHMET HAKAN- Tasarruf çağrısı yapıyor musunuz efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yapmadım, yapmıyorum, çünkü yani tasarruf her zaman için zaten öyle veya böyle faydalıdır, israftan kaçalım…

AHMET HAKAN- Hani olağanüstü bir durum var, tasarruf edin, Avrupa genelde öyle diyor.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yok yok, zaten israftan kaçalım. Biz tam aksine şu anda biliyorsunuz fakir-fukaraya, garip-gurebaya gerek elektrikte, gerek doğal gazda zaten gerekli destekleri veriyoruz. Hele hele şimdi Karadeniz doğal gazı inşallah bu kışla beraber devreye girerse, o zaman zaten işimiz çok daha bizim kolay olacak.

AHMET HAKAN- Girme ihtimali ne kadar?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Bayağı iyi, bayağı iyi. Ama bizim Rusya’yla bu noktada şu anda herhangi bir sıkıntımız yok. Doğal gazımız bizim Rusya’dan geliyor ve herhangi bir ihtilafımız yok. Bunun yanında artı bazı değerler bize katması noktasında da Sayın Putin’le görüşmelerim oldu, oluyor ve ondan da inşallah güzel gelişmeler olacak.

Tabii bu arada Akkuyu devam ediyor. Akkuyu’da da biliyorsunuz biz Ruslarla beraber çalışıyoruz, yani birinci türbin inşallah yetişecek 2023 içinde. Ondan sonra tabii üç türbinimiz daha var, bu türbinler inşallah 2028’e kadar onlar da bitecek. Ama biz bu arada bir de tabii Sinop’ta bir nükleer enerji santralinin adımını atacağız. Bununla ilgili de yine Sayın Putin’le benim şöyle etraflı bazı görüşmelerim oldu ve bu görüşmeleri de devam ettiriyoruz. Çünkü yani yenilenebilir enerjide özellikle nükleer enerji santrallerinin çok büyük fonksiyonu var. Hem fiyatlar itibariyle, hem kirli enerji değil temiz enerjiyi özellikle halka kazandırma noktasında çok büyük öneme haiz. Bunun çalışmalarını en son Soçi görüşmemizde de Sayın Putin’le etraflıca yaptık ve bu konuyla ilgili olarak da biz doğal gazda olsun, nükleer enerjide olsun dayanışmamızı devam ettiriyoruz.

ABDULKADİR SELVİ- Sinop için bir tarih var mı efendim kafanızda?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Onu da görüşelim dediler, tamam dedik. Bu konuda da yine Enerji Bakanımla muhatabı onlar süreci devam ettiriyorlar.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, şimdi tabii siz Karadeniz gazının 2023 yılında mutfaklara gireceği müjdesini daha önce de vermiştiniz. Burada çok ciddi bir doğal gaz rezervimiz olduğu biliniyor. Acaba benzer müjdeler Doğu Akdeniz’den de gelebilir mi? Bu Karadeniz gazının mutfağa girmesiyle özellikle dar gelirli gruplara yönelik bazı sunumlar söz konusu olabilir mi doğal gaz fiyatlarını aşağıya indirecek?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi çalışıyoruz. Yani hamdolsun bugün dünyada sayılı ülkelerde var, işte görüyorsunuz dört tane şu anda bizim sondaj gemimiz var, nereden nereye geldik. İki tane sismik araştırma var. şimdi bu gemilerin işi ne? Bir taraftan sismik araştırmayı yapacaklar, bir taraftan da sondaj yapacaklar, ama Karadeniz’de, ama Doğu Akdeniz’de. Şu anda düşünebiliyor musunuz, 10 bin-12 bin 500 metreye kadar sondaj yapabilme kabiliyetine sahip. İnşallah, bu kabiliyetleri berekete dönüşür, buralardan petrol çıkartırız, buralardan doğal gaz çıkartırız.

AHMET HAKAN- Doğalgaz mı beklentiniz daha çok, petrol mü?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Birinci derecede şu anda tabii doğrusu doğalgaz, ama petrol de gelse bizim için eyvallah, doğalgaz da gelse bizim için eyvallah. Şu anda tabii ağırlıklı olarak bütün yatırımlar, adımlar doğal gazda. Çünkü artık her evde doğalgaz adeta herkesin talebi oldu, nereye gitsek eğer evinde doğalgaz yoksa “Başkanım, ne olur bizim doğalgaz da gelsin” herkes bunu istiyor.

ZAFER ŞAHİN- Enerji ihraç eden bir ülke olma yolunda ilerliyoruz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Sabırlı olun.

ABDULKADİR SELVİ- Zafer, aceleci efendim. Doğu Akdeniz’de bir müjde bekliyor muyuz efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şu anda Karadeniz’deki bu çalışmaların ardından gemilerimiz oralarda da sondaj çalışmalarına inşallah devam edecekler.

AHMET HAKAN- Ben bu faiz meselesine tekrar dönmek istiyorum. Siz söylediniz, hani faiz indirmeye devam edeceğiz dediniz. Şimdi dünyada bakıyoruz bazı büyük ülkeler faiz artırımına gidiyorlar, işte en son Amerika Birleşik Devletleri faiz artırımı yaptı, Türkiye ise faiz indiriyor. Bu aradaki farkı, yani siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Onların yaptıklarını nasıl yorumluyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi dikkat ederseniz, Amerika’nın faiz artırımı dediğiniz nedir, ne kadar bir oran? Dikkat ederseniz öyle ciddi bir oran yok…

AHMET HAKAN- Küçük bir oran.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Küçük bir oran ve şu anda diyelim ki Amerika’da, yani faiz artırımı belki şu anda son nihai durum yüzde 6 olabilir, son rakamları bilemiyorum. Avrupa’ya geliyorsunuz, oralarda da yine böyle, yüzde 4, yüzde 5, yüzde 6, buralarda…

AHMET HAKAN- Bizim şu anki faiz yine ondan yüksek yani?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii, ama çift haneli rakamda değiller. Şimdi biz işte son, yani Para Piyasası Kurulu yüzde 12’ye indirdi, temennim odur ki bundan sonraki toplantısında bunu biraz daha indirmek suretiyle biz yılsonuna kadar faizimizi tek haneli rakama indirmeliyiz.

HANDE FIRAT- Peki efendim, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, doların daha fazla değer kazanması yönünden de eleştirenler oluyor. Yani lira değer kazanacak mı, ne zaman göreceğiz bunu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi onların eleştirmesini falan bırakın. Bakın biz altı sıfırı attığımız zaman Türk Lirası değer kazandı mı? Bize diyorlardı ki, hatta bir köşe yazarı, “Ben Taksim Meydanı’na çıkar, Taksim Meydanı’nda anırırım” diyordu. Biz altı sıfırı attık ve hatırlayın tuvaletin fiyatı o zaman 1,5 milyondu ve biz altı sıfırı atmak suretiyle paramız ne yaptı? Bir anda değer kazandı ve bize bir şey kaybettirmedi. Ve şu anda da biz yavaş-yavaş paramıza değer kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız, neyle? Faizi düşürmek suretiyle. Buradan neyi kazanacağız? Buradan kazanacağımız şey şu: Bir, benim yatırımcım diyecek ki; ben bu düşük faizle yatırım yaparım. Niye? Ben şu anda bu yatırım için şu kadar faiz ödeyeceğim, yani şu kadar krediye şu kadar faiz, bu beni yaralamaz diyecek, ben de bu yatırımı yapayım. Çünkü kazanacağıyla bir de bu o faizi ödemesi mümkün hale gelecek. Ama bu yüksek faiz olduğu zaman, yüzde 30’lar, yüzde 40’lar olduğu zaman o yatırımcı nereye çalışıyor? O finans sektörüne çalışıyor, soygun orada. Biz o soygunu şimdi ne yapıyoruz? Önlüyoruz. Yani bu ülkede soygunculara değil biz yatırımcılara bir imkân verelim, bir imkân açalım. Hepsi neyle övünürler Ahmet Bey? Bu yıl biz şu kadar para kazandık, neyle? Faizle.

AHMET HAKAN- Yatırımla kazanmak lazım parayı.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Sen yatırım yap da onunla kazan ya. Yok, verdiği o krediden aldığı faizle şu kadar kazandım. Ben kamu bankalarına onu söylüyorum; arkadaşlar, biz sizden bu ülkede ne kadar yatırımcıyı takviye ettiniz, onlara kredi sağladınız ve onların yapmış olduğu yatırımlarla ülke nereden nereye gidiyor, sizden bunu bekliyorum. Çünkü burası öyle önemli, öyle önemli ki, bu modelin adı –hep söylüyorum- Türkiye Ekonomi Modeli. Türkiye Ekonomi Modeli’ni, özellikle de Türkiye’nin yüzyılı dediğimiz bu adımda inşallah bu seçimlere girerken bizim mottomuz da o olacak, Türkiye’nin yüzyılı.

HANDE FIRAT- İki kere kullandınız, ben de onu soracaktım, seçim mottonuz mu diye?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, aynen, yakaladınız.

AHMET HAKAN- Bu yüzyıl Türkiye yüzyılı olacak şeklinde diye.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, aynen. Ve tabii şimdi finansmana elverişli şartlarda ve kesintisiz bir biçimde yatırımcıyı teşvik edeceğiz ve o da tabii atılan bu adımları inşallah bu kapsamda değerlendirme suretiyle oralardan gelecek imkânlarla inşallah Türkiye sıçramasını gerçekleştirmiş olacak.

AHMET HAKAN- Efendim, Merkez Bankası faiz oranlarıyla bankaların verdiği faiz oranları arasında bir fark var şeklinde eleştiriler yöneltiliyor, ne diyorsunuz bu duruma?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi bazı mahfiller özellikle Merkez Bankamızın üzerinde spekülasyonlar meydana getirmeye gayret ediyorlar. Çünkü Merkez Bankası çöktüğü zaman, Merkez Bankası yıprandığı zaman kim kaybedecek? Türkiye’nin finans sektörü kaybedecek. Ve şu anda tabii bizim Merkez Bankamızın döviz rezervi onların beklediği yerlerde değil, hamdolsun iyi bir konumdayız. Şimdi bu döviz rezervini bizim daha da koruyarak, daha da güçlendirerek, daha da artırmak suretiyle Merkez Bankası da aynı zamanda kamu bankalarını vesaire yeri geldiği zaman finanse edebilecek. Yeri gelecek Merkez Bankası icabında BOTAŞ’ın sıkıntılarına çare olacak, bütün bunlar birbiriyle bağlantılı konular. Ve şu anda Merkez Bankası’nın gücünü özellikle kaybetmesini bekleyenler, kusura bakmasınlar onlar avcunu yalamaya devam edecekler. Biz Merkez Bankamızı Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar rezervini çıkarmıştık. Şimdi toplum kesimlerimizle, bütün sektörlerimizle hep beraber kazanalım, diyoruz. Ülkemiz kazansın, vatandaşımız kazansın ve bankalarımız da konuya buradan baksın istiyoruz.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, tıpkı bu doğalgaz arama çalışmaları gibi TOGG yerli otomobil de çok heyecan yaratıyor toplumda. Ben de sizin bir videonuzu izledim, TOGG’u kullandınız, çok keyifli bir sürüştü sanıyorum. Türkiye’de bu şansa sahip şu ana kadar birkaç kişiden birisiniz. Ne zaman yollarda göreceğiz, vatandaşlarımız bu araca hangi fiyatlarla ulaşabilecek, buna dair bir açıklamanız olur mu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şimdi yani fiyatlar noktasında öyle ürkütücü bir fiyat ortaya çıkacağına ihtimal vermiyorum, ama hedefimiz inşallah 29 Ekim’e TOGG’u yetiştirelim istiyoruz.

ABDULKADİR SELVİ- 29 Ekim’de bir lansman yapılacak mı efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şu anda ekranda onu görüyoruz.

ABDULKADİR SELVİ- 29 Ekim’de bir lansman yapılacak mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- İşte istiyoruz ki oraya yetiştirelim. Varank kimseye bırakmıyor zaten.

AHMET HAKAN- Efendim, siz kullandınız, nasıl araç?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Çok huzurlu, çok rahat.

ZAFER ŞAHİN- Hani bu üst segment dediğimiz o tarz bir araç değil mi?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet evet.

AHMET HAKAN- Hız yaptınız mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tabii, zaten Gürcan Bey; Başkanım, ne kadar basacaksan bas.” Dedim, yani başıma iş mi açacaksın filan. Bu arabanın özelliği orada zaten diyor. Şimdi buradan ben eğer kilometreyi filan açıklarsam eleştiri alabilirim, bunu açıklamayayım.

ZAFER ŞAHİN- Zaten limitler arttı efendim.

AHMET HAKAN- Yok ben arabanın potansiyelini öğrenmek açısından sormuştum.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Potansiyel süper.

FULYA KALFA- Peki, ekonomiye dair…

HANDE FIRAT- Var, benim bir sorum var. Efendim, geçtiğimiz dönemde, hâlâ da konuşuluyor, borsadaki hareketlilik. Kimi mağdur oldu, kimi farklı bir noktaya geldi gibi bir durum ortaya çıktı, ama çok konuşuldu. Acaba bu iddialarla ilgili bir inceleme başlattırmayı düşünüyor musunuz, inceleme gündeme gelebilir mi, bu konudaki düşünceniz nedir?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Yani şu anda borsaya giren çok kazananı da oluyor, ama az da olsa kaybedeni de oluyor. Ama bizim borsamız, yani bu yıl içerisinde gerçekten sürekli kazandıran bir borsa oldu, ama son dönemlerde bazı spekülatif hareketlere girenler sebebiyle borsada biraz sıkıntı yaşamadık değil, ama biz borsamızdan gerçekten mutluyuz. Yani Hazine ve Maliye Bakanımız Nureddin Bey gerekli hazırlıkları şu anda tamamlıyor, inceleme ve denetimlerini de yürütüyorlar. Konu en ince ayrıntısına kadar incelenecek ve en kısa süre içinde de inşallah bunu kamuoyuyla paylaşacağız.

FULYA KALFA- Var mı başka sorunuz?

ZAFER ŞAHİN- Ben siyasetle ilgili…

FULYA KALFA- Tamam, zaten ekonomiyle alakalı bölümü artık ben burada tamamlamak istiyorum, çünkü iç siyasette tansiyon zaman zaman yükseliyor, malum 2023 seçimlerine artık az bir süre kaldı, burada da sırayla sorularımızı yönelteceğiz. Buyurun Sayın Şahin.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, şimdi biz 2018 Haziran seçimlerinden bugüne erken seçim tartışan bir ülkeyiz. Maalesef seçim bitti, hemen arkasından erken seçim tartışmaları başladı. Sanki o tartışmalar biraz artık dinmiş gibi, yani seçimin zamanında yapılacağına dair bir kanaat oluştu.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  İnandılar.

ZAFER ŞAHİN-  Öyle gözüküyor. Eskilerin deyimiyle, seçim sathı mahalline girdik mi? İlk sorum bu. İkincisi, AK Parti’nin 28 Ekim’de açıklanacak seçim beyannamesi. Burada acaba hangi başlıklar öne çıkacak? Siz sloganlardan birini az önce ifade ettiniz gerçi ama, o beyannamenin mottosu, en kuvvetli vurgulanacak yanı ne olacak? İşte demokrasi deniliyor, ekonomi deniliyor. Buna ilişkin bizle paylaşabileceğiniz veriler var mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Yani şu anda seçim beyannamemiz üzerindeki çalışmalar devam ediyor ve bu çalışmalarla birlikte… Tabii biz yola çıkarken bildiğiniz gibi Türkiye’yi dört başlık üzerinde yükselteceğiz demiştik, bu da, eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Daha sonra biz bu dört başlığa neyi ilave ettik? Ulaşımı ilave ettik. Neyi ilave ettik? Enerjiyi ilave ettik. Neyi ilave ettik? Tarımı ilave ettik. Neyi ilave ettik? Dış politikayı ilave ettik. Tabii hepsinden öte de demokrasiyi gerçekten tüm insanımızın rahatlıkla yaşayabileceği, tadabileceği bir konuma yükseltmeyi, hak ve özgürlüklerle beraber bunu nasıl işleyeceğiz, nasıl bunu yaşayacağız, bunları anlattık. Ve şimdi de yine bunlar üzerindeki çalışmalarımızı arkadaşlarımız kurduğumuz ekiplerle hepsi ayrı ayrı çalışıyor. Ve bugün hatırlarsanız, Ankara’nın, en büyük demeyeyim, ama eşit olarak ikinci büyük hastanesi Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışını yaptık. Ve bu hastanenin 4050 odası ve 4050 yatağı var, diğer taraf da aynıydı. Ve şu anda bütün doktor kadrolarını vesaire onları da yerleştirdik. Ama hepsinden öte, bu hastanede en üst düzeyde, en ileri tomografi, MR, ultrasonografi ve tüm bunların yanında kemoterapi, radyoterapi, bunlar da aynı şekilde bu hastanemizde şu anda monte edildi, yerlerini aldılar. Ve bütün bunlarla beraber, mesela şimdi bu Etlik’teki yerde tabi onkoloji servisiyle gerçekten Türkiye’de müstesna bir hastane oldu. Ve ben bugün yüklenici firmaya da onu söyledim, dedim bütün bunların hepsi gayet, iyi güzel, ama ben senden şimdi senin için büyük yük getirmeyecek bir şey istiyorum. O da şu: Etrafındaki ağaçlandırmayı ve yeşili de bir an önce bitir. Ne kadar zaman istiyorsun, dedim. Bana dedi 2 ay müsaade edersen 2 ayda da ben onu tamamlayacağım. Şimdi 2 ayda inşallah çevredeki yeşili de halledeceğinin sözünü aldık.  Ama şimdi bakın şu hastanenin görünümü…

AHMET HAKAN- Daha büyük değil diyorsunuz, aynı büyüklükte Başkent.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Yatak kapasitesi itibariyle, oda kapasitesi itibariyle aynı.

AHMET HAKAN- Aynı, iki büyük hastane oldu yani Ankara’da.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Evet, Ankara iki büyük hastaneyi yakaladı. İstanbul’umuzda da şu anda, bir defa Çam Sakura var, Çam Sakura’nın dışında bir Kartal var, Göztepe var, Yeşilköy var, Sancaktepe var, bütün bunlarla beraber tabi İstanbul’da da şehir hastanelerimiz şu anda gayet iyi bir konumda. Ve orada da yine belki ilave duruma göre bir şehir hastanesi daha yapma durumumuz olabilir, çünkü İstanbul’un tabi nüfusu 15-16 milyon ve merkez.

Ama biz İstanbul’da şunu bir defa hal yoluna koyduk: Mesela Yeşilköy’deki Şehir Hastanemiz 1006 yataklı, uçak oraya iniyor, Sancaktepe’deki uçak aynı şekilde oraya iniyor ve uçaktan inip hastaneye geçiş 5 dakika, böyle bir durum var. Bunlar tabii modern dünyanın yeni yeni hallettiği şeyler, ama biz şu anda modern dünya ile sağlık turizminde ve sağlıkta yarışır duruma geldik, bu bizi ayrıca mutlu ediyor.

ABDULKADİR SELVİ- Şehir hastaneleri konusunda muhalefet bir dönemler çok eleştirilerde bulunuyordu, şimdi bu eleştirilere biraz sesi kesildi muhalefetin; nasıl karşılıyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Valla Abdulkadir Bey, artık köşenden gereğini yapacaksın. Ahmet Bey yapıyor bak.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, bu gençleri sormak istiyorum, gençlere çok önem veriyorsunuz. Sakarya’da İlk Oyum Erdoğan’a, İlk Oyum AK Partiye, diye bir gençlik buluşması oldu, Zafer Şahin’le de birlikte de orada izlemiştik. Gençlerden size ve AK Partiye nasıl bir dönüş alıyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Gayet iyi. Çünkü gencim, genç olarak bu işe başladım, 40 yıl siyasetin içerisinde gençlik kollarından başlayarak geldim, onun için de hep genç kaldım. Şu anda yine gittiğim illerde muhakkak gündüz toplu açılış yapıyorsam, mitingimi yapıyorsam ondan sonra da gençlerle bir araya gelerek onlarla sorulu-cevaplı program yapıyoruz, tabi bazen bu şarkılı-türkülü de oluyor.

HANDE FIRAT- Gencim derken onu böyle hissediyor musunuz yalnız? Z kuşağı biraz daha böyle değişik ya, yani Z kuşağını da böyle hissediyor musunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Z değil, TEKNOFEST.

HANDE FIRAT- TEKNOFEST,  tamam peki. Gencim deyince çünkü…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Şimdi dikkat edersen, o akşam orada Orhan Bey’in türküsüyle ne yaptık? İşi bitirdik. Aynısını Samsun’da yaptık. Samsunlu olduğu için dedik ki, Samsun’dan oraya bir selam gönderelim dedik, tabii herkes coştu. Gençlerin hepsi büyük bir coşku içerisine girdi, aynı şey Sakarya’da da öyle oldu. Ve Türkiye’nin değişik yerlerinde bu heyecanı, aynı coşkuyu gençlerle beraber yaşıyoruz, yaşatacağız.

HANDE FIRAT- Efendim, ben de seçimle ilgili, daha doğrusu hazırlıklarıyla ilgili bir soru soracağım. Şimdi zaman zaman tabii ki toplantılar yaptığınızda milletvekillerinize çalışma yapın, milletvekilleri konusunda talimat verdiğinizi biliyoruz. Dolayısıyla şimdi 2023 kadronuz nasıl olacak, nasıl bir değişiklik göreceğiz? Yepyeni bir vitrin mi olacak? Üç dönem kuralı uygulanacak mı? Sürpriz isimler olacak mı gibi sorularım var.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Hande Hanım,  futbol takımlarında bile transfer mevsiminde böyle A’dan Z’ye hepsi değişmez ya, yani içeriden birkaç tane değiştirsin, tamam, eyvallah, ama A’dan Z’ye bu değişmez. Nerede aksama varsa…

ZAFER ŞAHİN-  Takımın omurgası korunur…

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Tabii, mevcut omurgayı korursun, takviyeler nereye gerekiyorsa oraya da takviyeleri alırsın. Şimdi AK Parti’nin içerisinde de nerelerde aksamalarımız varsa, bu aksamaların olduğu bölümleri inşallah tabii ki değişikliğe tabi tutarak, bu iller bazında olur, yönetimdeki yapı içerisinde olur ve bunlarla birlikte de bu değişiklikleri yaparak çok daha güçlü bir kadroyla inşallah yeni seçime hazırlanmak gerekir. Burada tabi Cumhur İttifakı olarak da ayrıca bir durumumuz söz konusu, Cumhur İttifakı’nın yapısı da burada bizi ciddi manada ilgilendiriyor. Dayanışma içerisinde bu işi başaracağız.

FULYA KALFA- Peki, süremiz de ilerliyor, son 10 dakikamızın içine girdik.  Sayın Ahmet Hakan, sizinle devam edelim mi?

AHMET HAKAN- Bizim Türkiye’de biliyorsunuz bu Kabine’de değişiklik yapılacak söylentisi bitmek tükenmek bilmeyen söylentidir.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Aynen öyle.

AHMET HAKAN- Çok severler bu dedikoduyu.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Çok.

AHMET HAKAN- Hadi ben de sorayım, Kabine’de bir değişiklik yapacak mısınız seçime kadar?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Şurada 8 ay kaldı, 8 ay içinde bu tür bir şeyi yapmak bir defa, yani işletmecilik açısından da, yöneticilik açısından da sağlıklı bir şey olmasa gerek.

AHMET HAKAN- Burada futboldan örnek vermediniz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN-  Ya futbola bu tam denk gelir. Niye? Baktın adam sakatlandı, ne yapacaksın?

AHMET HAKAN- Değiştireceksiniz. Şu anda öyle bir durum yok diyorsunuz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ama olabilir, yani hiç belli olmaz. Ama fevkalade bir durum olursa tabii böyle bir adım da atılabilir. Ama bir şey bizim için çok önemli, kimliğimizden, değerlerimizden ödün vermeden değişime açık bir partiyiz. Kadro yeniliklerini bir bayrak yarışında bayrak değişimi ve tazelenme olarak gördüğümü de daha önce ifade etmişimdir, aynı şeyi yine ifade ediyorum.

HANDE FIRAT- Peki efendim, kimi siyasetçi helalleşme diyor, kimi siyasetçi yuvaya dönme diyor, kimi geri çağırıyor. Sizin mesela partinizden hani kırılmış-küsmüş olanlara yönelik bu seçim sürecinde bir çağrınız var mı?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani benim şimdi helalleşme noktasında böyle bir sıkıntı varsa tabii ki her an, her zaman helalleşmeye açığım. Ama küskün vesaire olan arkadaşlarımızı da zaten kapımızı açmak suretiyle onları partimizin kadroları içerisinde değerlendiriyoruz, değerlendirmeye de devam edeceğiz. Çünkü altını çizerek bir şey söyleyeyim; AK Parti, milletin kurduğu bir partidir. AK Parti, bir dava partisidir. Dava içerisinde şahıslara kırgınlık-küskünlük olabilir, ancak davaya kırgınlık-küskünlük olmaz. Hani Neşet Baba ne diyor; “Aşkınan koşan yorulmaz.” Biz de şu anda öyle koşuyoruz.

ABDULKADİR SELVİ- Bu sözlerinizi bir çağrı olarak kabul edebilir miyiz efendim?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Ne demek, söylediysem öyledir.

ABDULKADİR SELVİ- Ben muhalefetin dilini sormak istiyorum. Son dönemlerde oldukça sertleşti muhalefetin dili, hatta altılı masa kendi arasında sert tartışmalara başladı, CHP ile İYİ Parti arasında tartışmalar yaşanıyor. Muhalefetin dilini ülke siyaseti açısından nasıl görüyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yani Abdulkadir Bey, ben o konuya girmeyi şahsım için doğru bulmuyorum, o onların kendi içindeki bir sorunudur. O masadan ne çıkar-ne çıkmaz, onlar bizi pek ilgilendirmiyor. Biz şu anda millete hizmet yolunda ne yaparız, bunun çalışmasını yapıyoruz.

AHMET HAKAN- Hiç merak etmiyor musunuz, yani Akşener ne diyor, Kılıçdaroğlu ne diyor?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Yok yok, onu zaten televizyonlardan, sizlerden dinliyoruz.

AHMET HAKAN- Özel olarak takip etmiyorum diyorsunuz.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Özel olarak niye takip edeyim yani? Diri bir kafayı niye yorayım? Bunlar sadece bizi yorar, başka bir işe yaramaz. Onun için de şu anda kim, kim için ne dedi, ne diyor, hiç bizi ilgilendirmiyor.

AHMET HAKAN- Rakibinizin hiç mi önemi yok sizin açınızdan? Kim rakip olacak, hani bunu hiç dikkate almıyor musunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Hayır hayır, hiç, böyle bir düşüncemiz yok. Arkadaşlarımızla da hep bu konuda ittifak halindeyiz, sadece işimize bakacağız, sadece şu anda siyaset belgemizi en güzel şekilde hazırlayıp siyaset programıyla beraber inşallah gayet güzel bir programla milletimizin karşısına çıkacağız.

ZAFER ŞAHİN- Efendim, aslında cevabı verdiniz, ama belki bir manşet çıkartmak amacıyla ben bir kez daha değiştirerek sorayım, bu çok merak ediliyor. Şimdi muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Sayın Kılıçdaroğlu’nun olması noktasında sanki biraz mesafe alınmış gibiydi, ama son tartışmalar biraz bunu geride bıraktı. Siz rakibinizin, hani içinizden kiminle yarışmak istersiniz? Çünkü siz bugüne kadar girdiğiniz bütün seçimleri aldınız, öyle içinizden geçen bir rakip var mı diye sorayım istedim.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Zafer Bey, biz onların adayının kim olup-olmayacağıyla inanın zerre kadar ilgilenmiyoruz. Bu bizim derdimiz, meselemiz değil. Biz şu anda en ideal şekilde bu seçime nasıl hazırlanırız, onun gayreti içindeyiz ve şu an itibariyle kurduğumuz ekipler de bunun çalışmalarını yapıyor ve bütün bu çalışmaları da yaparken bir önceki seçimde bizim bu noktadaki siyaset belgemiz neydi, şimdiki siyaset belgemiz ne olacak ve arkadaşlar bu çalışmayı yapacaklar. Ondan sonra da beraberce kendileriyle oturacağız konuşacağız. Çünkü Tayyip Erdoğan’ı benim ülkem tanıyor, milletim tanıyor. Kolay değil, 20 yıl bu ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, daha önce Belediye Başkanlığı yapmış bir insan olarak ben milletimin bir defa tanımadığı-bilmediği bir insan değilim. En rahat kime oy verecek, diye sorarsınız, benim milletim en rahat oyunu Tayyip Erdoğan’a verir. Niye? Tanıyor, eserleriyle ortada, ne yaptığı ortada. Ama diğerlerinin ne yapacağı, ne yaptığı, böyle bir eserleri falan var mı? Yok. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan, milletine yabancı bir isim değil. O bakımdan en rahat oyu benim milletim Tayyip Erdoğan’a verecektir. Çünkü yaptıkları ortada, Ziya Paşa’nın “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” ifadesi ortada. Buna göre de yolumuza devam edeceğiz.

ABDULKADİR SELVİ- Efendim, 2023 seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir endişeniz var mı, ne bekliyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Böyle bir endişe taşımıyorum. Cumhur İttifakı olarak, Devlet Bey zaten bu konuyla ilgili o da açıklamasını ta başta yaptı. Parti Teşkilatımın böyle bir endişesi yok, onlar da zaten bütün gayretleriyle devam ediyor. İşte bizler de az önce ifade ettim, çalışıyoruz, Sakarya’daydık, şimdi önümüzde inşallah Güneydoğu, Doğu, bu iller var. Ondan sonra Samsun, Denizli, bütün buraları da dolaşacağız. Yani gidilmedik yer inşallah bırakmayacağız.

ABDULKADİR SELVİ- Bu yeni Türkiye, Türkiye yüzyılı bir slogan mı olacak, bir perspektif mi ortaya koyacaksınız?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Evet, Türkiye’nin yüzyılı.

ABDULKADİR SELVİ- Türkiye’nin yüzyılı.

AHMET HAKAN- Tarihi mi bu seçimler, her seçim tarihi denir ama?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Tarihi tabii.

AHMET HAKAN- Bu seçim için, özellikle bu seçim için tarihi diyorum der misiniz?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN- Türkiye yüzyılı derken, bu tabii çok iddialı bir ifade, Türkiye yüzyılı ifadesiyle de tarihi bir seçime giriyoruz. Biliyorsunuz her seçimde bir tasfiye olur mu? Olur. Tabii bu seçimde de birileri tasfiye olacak. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı, 2023.

AHMET HAKAN- Anlamlı bir tarih.

FULYA KALFA- Efendim, çok teşekkür ediyoruz. İç siyasetten ekonomiye, sıcak gelişmelerden dış politikaya tüm sorularımızı cevaplandırdınız. Bizleri izleyen kıymetli izleyenlerimize de çok teşekkür ediyoruz. CNN Türk-Kanal D Cumhurbaşkanı Özel Yayınından iyi akşamlar diliyoruz, hoşça kalın.