Gönül Elçileri Projesi Kapsamında Vali Eşleri ile Buluşma

25.02.2015

Değerli Hanımefendiler,

Kıymetli Kardeşlerim,

81 ilimizden buraya, ülkemizin kalbi Ankara’ya, Milletin Sarayı’na hepiniz hoş geldiniz. Sizleri burada misafir etmekten duyduğum memnuniyeti öncelikle ifade etmek istiyorum.

Gönül elçilerimizle ilk buluşmamızı, 2012 yılının Aralık ayında yine Ankara’da yapmıştık. O zaman sizlerle kutsal bir vazifeye, korunmaya muhtaç çocuklarımıza kol kanat germeye, onları koruyucu ailelerle buluşturmaya niyetlenmiştik.

O günden bugüne sizler köprü oldunuz; kimsesiz çocuklarımız sıcak yuvalar buldu, nice aile yeni evlatlara kavuştu.

Öncelikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımıza, valilerimize ve siz gönül elçilerine, bu özverili çalışmalarınız için teşekkür ediyorum. Gerek bir önceki Bakanımız Fatma Şahin, gerekse Ayşenur İslam Hanımefendiler, projeye sahip çıktılar, bu işe gönül verdiler.

4109 çocuğumuz, 3354 koruyucu ailenin himayesi altına girdi. Şayet gönül elçiliği projemiz hayata geçmemiş olsaydı, bu çocuklarımızın hayatı bambaşka olacak, şefkat ve merhamete susamış bireyler olarak, huzur ve güven duygusunun eksikliğini hissederek, topluma karışacaklardı. Sonrası malum; travmalar, girilmemesi gereken yollar ve nice toplumsal sorunun, kaynağı haline gelmek gibi problemler...

Gönül elçiliği yaparak, onları sıcak yuvalara yerleştirmek yanında, geleceklerini de teminat altına aldınız. Sizleri bu çabalarınızdan dolayı yürekten kutluyorum.

Burada, şefkate ve merhamete muhtaç çocuklarımıza, evlerini açan koruyucu ailelere de, özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Onlar, küçük yaşta yetim ve öksüz kalmış bir peygamberin takipçileri olarak, yetimin halinden anladılar, öksüze kimsesize kucak açtılar. Mayasında şefkat ve merhamet olan bir medeniyetin, varisleri olduklarını, en güzel şekilde ortaya koydular. Sayıları 3354 olan koruyucu ailelerimizin, her birine tek tek teşekkür ediyorum. Ve sayılarının artmasını diliyorum.

Değerli Kardeşlerim,

‘Gönül’ ne güzel bir kelime. Türkçemizin en eski sözcüklerinden... Biliyorsunuz; gönül kelimesinin başka dillerde karşılığı yok. Ne kalp, ne sevgi, ne yürek onun ifade ettiği anlamı karşılıyor. Gönül tahtı bütün tahtların üstünde. Gönül sultanı olmak her şeyin fevkinde. Aynı şekilde gönül elçiliği de, emsali olmayan bir mevki. İnanıyorum ki, sizler de bu mevkinin değerini bilip hakkını verenlerdensiniz.

Şehirlerinizde güzel çabalar içinde olduğunuzu biliyorum. Hatta tatlı bir rekabet içinde olduğunuzdan da haberdarım. Ne kadar gönüllü, o kadar faydalı iş demek... Hayırda yarışmak ne güzel!...

Fakat sayılarımız üzerinden değil, yaptığımız işlerin mahiyeti üzerinden yarışalım. Sizlerin öncülüğünde, devletimizin sıcak eli her yere ulaşsın, daha iyi bir gelecek inşa edelim.

Gönül, kendisini başka gönüllere açtıkça, başka sevinçleri, başka dertleri kendisinde misafir ettikçe, varlığını sürdürebilir. Bu nedenle, gönüllülük hareketimize yeni boyutlar katarak, onu diri tutmaya çalışalım. Bu seferberliğimizi sınırlarımızın dışına taşıyalım. Yeni gönül elçilerimiz vasıtasıyla uluslararası arenaya açılalım. Buradan özellikle Avrupa’daki yurttaşlarımıza seslenmek istiyorum; anne-babalarını kaybetmiş, kimsesiz kalmış evlatlarımıza, oralarda sahip çıkın. Şefkat ve merhamete muhtaç çocuklarımıza, gurbette ikinci bir gurbet yaşatmayın.

Onları farklı inançlara, farklı geleneklere, farklı kültürlere mecbur bırakmayın. Koruyucu aile olma misyonunu, orada sizler de icra edin.

Kimsesiz tek bir çocuğun bile, başı hiç okşanmadan büyümesi, bizim, hepimizin üzerinde ağır bir vebaldir. Onları kendi kültür ve medeniyet dairemizden uzaklaştırmamak ise, bir başka sorumluluktur.

Değerli Hanımefendiler,

2012 yılından bu yana, siz gönül elçilerimiz ile, defalarca bir araya geldim, her seferinde bu projenin ne kadar önemli olduğuna, bir kere daha inandım.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın gayretleri ile kimsesiz çocuklarımızı, koğuş tipi yurtlardan kurtardık, onları Sevgi Evleri’nde daha huzurlu ve güvenli ortamlara taşıdık. Ama koruyucu ailelik, bu yolda ulaşmak istediğimiz nihai hedeftir. Amacımız, aile ortamının sıcaklığını, tüm çocuklarımıza sağlamaktır.

Altına imza koyduğumuz çocuk hakları sözleşmesi de, çocuğun öncelikle aile yanında bakımı, bu mümkün olmadığı takdirde, uygun bir aile yaşamı içinde hayatını sürdürmesi ve gelişmesini öngörüyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız, bu hizmetin en iyi şekilde nasıl uygulanacağına dair, bilgilendirici çalışmalar yapıyor. Uygun şartların oluşması durumunda, gerekli eğitimleri almış koruyucu ailelerimiz, bu toplumun en büyük sorunlarından birine, neşter atmış oluyorlar.

Hem bireysel bazda, hem de toplumsal bazda, çok önemli bir misyon üstleniyorlar. 81 ilde sizlerin ve yurtdışında büyükelçilerimiz, eşleri ve sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde, koruyucu aileliğin ne olduğunu, toplumumuza en doğru şekilde anlatalım ve bu halkayı genişletelim. Sizlerden bu alanda yapacağınız etkili çalışmaların haberlerini bekliyorum.

Kuşkusuz gönül elçileri, sadece kendilerine, kendi gönüllerine karşı sorumludurlar. Kendi yaptıklarının muhasebesini, kendi gönül mahkemelerinde yaparlar. Bizlerin buradaki arzusu, sevgiye ve aile sıcaklığına hasret çocuklarımıza uzanacak bir elin umudunu, kalbimizde canlı tutmaktır. Toplumda bir duyarlılık ve farkındalık oluşmasına, vesile olmaktır.

Değerli Kardeşlerim,

Gönül elçiliğinin sınırı olmadığını biliyorum. İnsan, toplum meselelerine bir kere gönlünü açtıktan sonra, bu yol hiç ummadığımız alanlara uzanıyor. Bu güzel buluşmayı taçlandırmak, birlikteliğimizi yeni ufuklara taşımak üzere, şimdi burada sizlerin de en az benim kadar, gerekli olduğuna inandığınızı düşündüğüm bir projeyi, gündeme getirmek istiyorum. Çocuklarımız için seferber olduğumuz gibi, onların gelecekte yaşayacağı çevre, soluyacağı hava için de seferber olalım. Milletin Sarayı’ndaki bu ilk buluşmamızda, ömrümüze, ülkemize bereket katacak, Bereket Ormanları’nın ilk adımını atalım.

Bu buluşmanın bir anısı olarak, gelecek ay, 21 Mart itibarıyla kutlayacağımız, Dünya Ormancılık Haftası vesilesiyle, 81 ilimizde 100 bin fidan dikerek, gönül elçiliği projemizi, uzun vadeli bir yatırıma dönüştürelim. Bugün sizlere takdim edeceğimiz fidanlar, bir semboldür. Orman Bakanlığımızın katkılarıyla, Orman İl Müdürlüklerimiz, bulunduğunuz şehirlerde siz gönül elçilerine, bir orman alanı tahsis edecek ve fidanlarınızı temin edecek. Tüm çevrenizi, gönüllülerinizi bu seferberliğe davet edin. Ağacın, ormanın hem ekonomimiz, hem eko-sistemimiz adına, ne kadar önemli olduğunu anlatmaya, sanırım gerek yok. Baharı, fidanlarımızı toprakla buluşturarak, geleceğe dair umutlarımızı, toprağın bereketine ekerek karşılayalım. Ormanların getireceği yağmurlar, toprağımızın bereketini artırsın ve bu döngü, çocuklarımızın geleceğini inşa etsin. Yeşilin bin bir tonu ülkemizi kuşatsın.

Değerli Hanımefendiler,

Bereket Ormanları’nın, şimdiden hayatımıza güzellikler getirmesini umuyor, hayırlı olmasını diliyorum. Bu düşüncelerle, sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Gönül elçiliği projesi kapsamında, nice güzel çalışma yapmayı umuyor, elçiliğiniz boyunca, nice gönüller kazanmanızı temenni ediyorum. Ve hepinize başarılar diliyorum.