“Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru” Programında Yaptıkları Konuşma

18.09.2023

Kıymetli devlet başkan eşleri,

Uluslararası kuruluşların değerli temsilcileri,

Hanımefendiler, Beyefendiler;

Sizleri, Türk halkının dostluk ve kardeşlik duygularıyla selamlıyor, Türkevi’nde ağırlamaktan, memnuniyet duyuyorum. Bugün, ülkemde ektiğimiz sıfır atık tohumunun, gölgesi dünyayı ferahlatacak bir çınara dönüşmesine tanıklık ediyoruz. “Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru” etkinliğimizde, bu tarihi ana eşlik ettiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Değerli misafirler;

Ortak evimiz dünya, iklim değişikliğinin en önemli sorunumuz olduğu gerçeğini her geçen gün daha şiddetli bir şekilde hatırlatıyor. Geçtiğimiz haftalarda, Türkiye’de, alışılmışın dışında yağışlarla sarsıldık. Aynı iklim olayı, başta Libya olmak üzere, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan’da büyük afetlere dönüştü ve maalesef binlerce cana mal oldu. Bu vesileyle, bir kez daha, yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Görüldüğü üzere, tehlikenin boyutlarını anlatmak için, felaket senaryolarına gerek kalmadı. İklim krizi için kritik eşik, kapımıza dayandı ve bugün; konuşma, değerlendirme faslını geride bırakıp, acil eylem planlarını uygulamak mecburiyetindeyiz. Tahribatı yavaşlatmak için, öncelikle sanayileşmenin insanı hapsettiği, bereketten yoksun bolluk sarmalından çıkmamız, tüketim hızımızı ve atıklarımızı azaltmamız gerekiyor.

Bugün insanlık ne yazık ki kullan at ürünlerle çevrili bir tüketim toplumuna dönüşmüş durumdadır. Dünyamızda her saniyede 127 ton gıda üretiliyor, bunun 41 tonu da tüketilmeden heba ediliyor.

Diğer yandan da 820 milyonu bulan nüfus açlıkla boğuşuyor. Yine hızlı moda nedeniyle her saniyede bir kamyon dolusu giysi çöpe atılıyor. Her dakika dünyamızda 1 milyar adet pet şişe kullanılıyor.

Ne yazık ki bu atıkların çok büyük bir kısmı denizlere, okyanuslara karışarak canlı yaşamını tehdit ediyor. Hızlı tüketim beraberinde baş edilmesi güç bir kirlilik doğuruyor ve yeryüzünün tüm güzelliklerini atık dağlarına boğuyor.

Bugün, yılda ürettiğimiz 2 milyar ton evsel atığın, 2050’de 4 milyar tonu bulacağı öngörülüyor. Tüketim hızının bu denli yüksek olması sadece atık problemine neden olmuyor, aynı zamanda doğal kaynaklarımızın tükenmesine de yol açıyor.

Son 1 asırda kaynak çıkarma ve işleme 10 kat artışla 100 milyar tonu buldu. Ne yazık ki bu kaynakların sadece yüzde yedisi döngüsel ekonomiye kazandırılıyor. Üstelik bu oran artması gerekirken giderek azalıyor.

İnancımız bize akarsuyun başında iken dahi bir damla suyu israf etmeden ihtiyaçlarımızı gidermeyi öğütlüyor. İnsana, kendisine bahşedilen doğal kaynaklara karşı saygılı olma sorumluluğu yüklüyor.

İnanıyoruz ki, başta iklim değişikliği olmak üzere gezegenimizi tehdit eden krizlerle mücadelenin en önemli ayaklarından biri atıklarımızı azaltarak, kaynak israfını önlemek ve oluşan atıkları hammadde olarak geri dönüşüme kazandırmaktır.

Bu amaçla Türkiye’de sıfır atık hareketini başlattık. Kamu kurumlarından yerel yönetimlere, sivil toplumdan iş dünyasına, tüm paydaşlarla iş birliği halinde, bir seferberlik başlattık. 6 senenin sonunda, atıkları birer kaynak olarak değerlendirmek yoluyla, 650 milyon ton hammaddenin kullanımını önleyerek döngüsel ekonomiye katkı sunduk.

Yine bu süre zarfında; 2 bin futbol sahası büyüklüğündeki araziyi korumuş olduk. Aksi takdirde bu alanlar atıklara teslim edilecekti. 2 milyonu aşan ailenin yıllık su ihtiyacına eşdeğer su kaynağımızı koruduk. 200 binin üzerindeki ailenin yıllık enerji ihtiyacına eşdeğer enerji tasarrufu ettik. Aynı zamanda binlerce vatandaşımıza yeni istihdam olanakları sunmuş olduk.

Ne var ki, Türkiye’deki kazanımlar, dünyamızdaki gidişatı durdurmaya yetmiyor. Özellikle dünyayı kirleten ülkelerin, ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Bu doğrultuda, uluslararası temaslarımda gelen talepler üzerine, sıfır atık’ı, küresel düzeyde yaygınlaştırmak için geçtiğimiz yıl girişimlerimizi başlatmıştık.

77. genel kurul sürecinde, birleşmiş milletler genel sekreteri Sayın Antonio Guteres ile yapabileceklerimizi değerlendirdik. İklim kriziyle mücadelede çözüm olacağına inandığımız küresel sıfır atık hareketinin temelini teşkil edecek bir iyi niyet beyanı imzaladık.

Bizler bu beyanı; gelecek nesillere temiz bir dünya bırakabilmek, için hazırladık. Bu nedenle insanlık ailesini, beyanı imzalayarak yarın değil, bugünden değişimin bir parçası olmaya davet ediyorum.

Geçtiğimiz yıl, sayın genel sekreter ile iyi niyet beyanını imzaladıktan sonra, tüm yabancı devlet başkan ve eşlerini bilgilendirerek sürece dâhil olmalarını sağlamıştık. Türkiye olarak BM Genel Kurulu’na sunduğumuz sıfır atık temalı karar tasarısının, 105 ülke eş-sunuculuğunda kabul edilmesi, küresel desteğin nişanesi oldu.

Karar neticesinde, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilirken, iyi örnekleri inceleyerek, uygulamayı üye ülkelerde yaygınlaştırmayı amaçlayan sıfır atık yüksek düzeyli şahsiyetler kurulu tesis edildi.

Sayın Genel Sekreter Guterres’in teklifiyle başkanlığını üstlendiğim kurulumuzun ilk resmi toplantısına, inşallah 1 Kasım’da İstanbul’da ev sahipliği yapacağım. Bu vesileyle, küresel sıfır atık hareketinin, günden güne, dünyanın dört bir yanına ulaşacağına, yürekten inanıyorum.

Değerli konuklar;

Bilindiği üzere, Türkiye olarak Paris İklim Anlaşması’nın tarafıyız, 2053 net sıfır emisyon hedefimiz var ve ulusal iklim kanunumuz için son safhaya geldik. Ülkem,  tarihi bir sorumluluğu olmadığı halde çevre krizleriyle mücadele etmek için tüm imkânlarını seferber ediyor.

Fakat ne yazık ki pek çok ülke alınan ortak kararları yerine getirmekte isteksiz davranıyor. 2020 yılına kadar yeşil iklim fonuna aktarılması gereken 100 milyar dolarlık destek hala yapılmadı. Gelişmiş ülkeler, dünyaya verdikleri zararın mağduru olan, Afrika ülkeleri, küçük ada devletleri ve az gelişmiş ülkelerin telafisi olmayan kayıp ve zararlarına karşı duyarsız kalıyor. Bu anlamda, iklim krizi, uluslararası bir samimiyet ve güven sınavı olmayı sürdürüyor.

Türkiye, son 21 yıldır, sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, tam anlamıyla bir yeşil devrim gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımız,  sadece ülkemizdeki yaklaşımlarıyla değil, küresel iklim ve çevre anlaşmalarına verdiği katkılarla, her zaman öncü ve yapıcı bir rol üstlenerek çevre dostu bir lider olmayı sürdürüyor.

Bugün sorunlarımızın çözümü için küresel imzaya açtığımız Sıfır Atık İyi Niyet Beyanına, ilk imzayı atan, değerli eşim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye, sorunun değil, çözümün parçası olmak için gayretlerini her platformda sürdürecek. 

Bu vesileyle, Türkiye olarak, Birleşmiş Milletler Habitat’ın 31 Ekim Dünya Şehirler Günü’ne, bu sene İstanbul Üsküdar’da ev sahipliği yapacağımızı duyurmak istiyor, hepinizi, kimsenin geride kalmadığı, yeni kentsel gündemin belirleneceği buluşmamıza davet ediyorum. 

Dönüştürülebilir doğal materyaller kullanarak hayata geçirdiği tekâmül sergisi dolayısıyla değerli ebru sanatçımız Hikmet Barutçugil’e şükranlarımı sunuyorum.

Akabinde, yine bir diğer kıymetli sanatçımız Ömer Faruk Tekbilek ney üfleyerek gönlümüzü dinlendirecek. Kamıştan yapılan neyin, doğanın iyileştirici gücüne ne denli muhteşem bir örnek teşkil ettiğini birlikte deneyimledik. Kendisine de buradan ruhumuza hitap eden dinletisi teşekkürlerimi sunuyorum.

Sözlerime son verirken, hepinizi tekrar muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.