Değerli Hanımefendiler, beyefendiler;
Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Bugün, Şule Yüksel Şenler Vakfı, “Deprem Bölgeleri, Gönülden Gönüle Kardeşlik Köprüsü” Hayır Çarşısı’nın açılışı vesilesiyle bir aradayız.
Sözlerime, yitirdiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Bir kez daha, depremzedelerimiz başta olmak üzere, tüm ülkemize, geçmiş olsun diyorum. Hayırsever milletimizin, yüce gönlünün timsali olan kardeşlerimizle, bir araya gelmenin buruk mutluluğunu yaşıyorum. Hoşgeldiniz, sefâlar getirdiniz.
Değerli katılımcılar;
Kalplerimiz haftalarca; Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Elazığ, Malatya’da attı. Pek çok ülke toprağından daha geniş coğrafyaya yayılan, ender görülen şiddette, dahası üst üste gelen depremler ve seller ile sınandık.
Buna rağmen devletimiz, afetlerin başladığı ilk andan itibaren, tüm kurumlarıyla varlığını hissettirdi. Sabahın ilk saatlerinden itibaren; gıda, kıyafet, elektronik cihaz, çadır, konteyner sevkıyatı ve arama kurtarma çalışmaları ivedilikle başlatıldı. Bakanlıklarımız ve bütün kurumlarımız; İş makineleri, gemiler, tırlar, helikopterler ve uçaklar, insansız hava araçlarıyla, seferber oldular.
Yıllardır, istisnasız dünyanın her yerine yetişen Türkiye, afetin yaralarını sarmak konusunda elbette büyük bir deneyime sahip. Bu kez kendi topraklarında, devlet ve millet, el ele, gönül gönüle verdi. Gönüllüler, sivil toplum kuruluşlarımızın aracılığıyla olsun, bireysel girişimleriyle olsun, afet bölgesindeki halkımızın yardımına koştular.
Bu zorlu süreçte, güzel ülkemizdeki her evin, bir hayır kurumuna, her vatandaşımızın, iyilik neferine dönüştüğüne, birlikte şahit olduk. Asrın felaketinin, bir anda asrın dayanışma hareketine dönüşmesi, kökleşmiş ve adeta milletimizin karakteri halini almış, hayırseverlik geleneğimizin tezahürü oldu. Milyonlarca hayırsever, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mâbedleri yıkılmasın diye tek yürek oldu. Sahada çalışamayacak durumdakiler de, insanî yardımları, sevgileri ve dualarıyla mühürleyip göndererek, mazlum kalplere girdiler.
Hiç şüphesiz, karşılık beklemeden, yatırım gibi görmeden iyilik yapmak, yalnızca büyük ruhların harcıdır. Başkasına yaptığı iyiliği bir daha dillendirmeyen kalplerin, yumuşaklığını koruduğuna sizler de, defalarca şahit olmuşsunuzdur. İnsanın dünyadaki serüveninde en üst noktaya, ancak insanlığın yaralarını sararak varabileceğine, can-ı gönülden inanıyorum. Şahsım adına, gönüllülerin cömertliğine, dirayetine, insan sevgisine, imanına, bir kez daha hayran kaldığımı söylemeliyim.
Sevgili davetliler;
Devletimizle birlikte, bütün sivil toplum örgütlerimiz, ilk gün olduğu gibi, bugün de hâlâ sahada, halkımızın yanındadır. Afetzedelerimizin tamamı; evlerine, iş yerlerine ve okullarına kavuşana kadar, bütün kurumlarımız, gece gündüz çalışmaya, devam edecektir. Binlerce yıldır, afetlere ve savaşlara direnen, daima küllerinden yeniden doğan, medeniyetlerin buluşma noktası şehirlerimiz, elbette bir kez daha ihya edilecektir.
Bizler birlik oldukça, devletimizin altından kalkamayacağı, hiçbir derdimiz olmadığına inanıyorum. Kuran-ı Kerim’de “Her zorluğun ardında muhakkak bir kolaylığın olduğu” müjdelenir. Allah'ın inayetiyle, Türk milleti, bu musibetin de üstesinden gelecektir.
Kıymetli hayırseverler;
Merhamet, gönlün zekâsıdır denilir. Hayırseverlik ise, başkalarını kalbinde ağırlayabilmektir. Tanımadığı insanların derdiyle dertlenebilmek, insanlar arasında kurulabilecek, en anlamlı ilişkilerden birisidir.
Bu nedenle, hayır işlerinin kalpleri diri tutmadaki rolünü de gözardı etmemek gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda, aslında yardımın, alandan çok yapana faydası vardır. İftiharla söylüyorum ki, dünyada hiçbir millet, elinde olanı paylaşmak, desteğe gereksinim duyanlara, ayrımsız kucak açmak konusunda, bizimle yarışamaz. Bu nedenledir ki; Türkiye ve Türk insanı, dünyanın vicdanı olarak anılır.
Değerli hanımefendiler, beyefendiler;
Tarih boyu olduğu gibi bugün de vakıflarımız, kalpleri dostun kalbine yaklaştırmak için, kılavuz kaptanlık görevini üstlenmiş bulunuyorlar. Bugün bizleri buluşturan, Şule Yüksel Şenler Vakfı’nın Hayır Çarşısı etkinliği vesilesiyle, bütün sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür etmek isterim.
Gönüllülerimiz, bütün deneyimleriyle, devletimizin ve milletimizin yanında oldular. Sıcak yemek dağıtımından, çadır kentlere varıncaya dek, günlük ihtiyaçların karşılanması için, yoğun emek sarf ettiler. Özellikle kadınlarımız ve çocuklarımız için hazırlanan hijyen kitlerinden “Harika İşler Çantası”na ve ana okullarına varıncaya dek, akla gelebilecek her ihtiyaç düşünüldü.
Bununla beraber, afet zamanlarında imdada yetişmenin, acılar tazeyken elini taşın altına koymanın yanısıra, sürekliliği de sağlamak gerekir. En faydalı insanî yardım, yeniden inşa etmeyi, kalkındırmayı ve hayat normalleşene kadar, omuz vermeyi içerendir.
Peygamber Efendimizin işaret ettiği üzere, en hayırlı rızk, insanın kendi kazancıyla elde ettiğidir. Hadislerin rehberliğinde, insanlara meslekî beceri kazandırmanın, bağışta bulunmaktan bile, daha anlamlı olduğunu anlıyoruz.
Bu amaçla, sosyal ve ekonomik yaşamın yeniden örgütlenmesi için, çalışmalar özveriyle sürdürülüyor. Öncelikle Halk Eğitim Merkezleri ve Olgunlaşma Enstitüleri tarafından yürütülen, meslek edindirme ve beceri geliştirme amaçlı kursları çok önemsiyorum. Söz konusu kurslarda, özellikle kadınlarımız için, yeni gelir kapıları açılıyor. Ayrıca, maharetli insanımız, bir yandan üretirken diğer yandan sosyalleşmiş oluyor.
Bugün birlikte açılışını gerçekleştireceğimiz Hayır Çarşısı’nda; bölgede faaliyet gösteren merkezlerin yanısıra, vakfın tasarım ve dikiş atölyelerinde üretilen ürünler de bulunuyor. Ayrıca, on bir ilimizin el sanatları ve gastronomik zenginlikleri de sergileniyor. El emeğinin eşsiz ürünlerinin, değerini takdir edecek alıcılarla buluşturulması görevini, onursal başkanı olmaktan mutluluk duyduğum, Şule Yüksel Şenler Vakfı üstlendi.
Bakanlıklarımızın ve yerel yönetimlerimizin, desteğiyle oluşan çarşıyı ziyaret eden konuklarımızdan dileyenler, bu anlamlı günün hatırasını, hayatına katabilecek. İsteyenler de, ürünü yeniden depremzedelere armağan edebilecektir. Böylelikle, çok yönlü bir destek gerçekleştirilecek, gelirler, ürünlerin, imal edildiği şehirlerimize dağıtılacaktır.
Kıymetli konuklar;
Hayatım boyunca, kendi yaraları kanarken, başkasının yarasına pansuman yapabilen insanların özverili çabalarına tanık oldum. O güzel insanların, her eylemleriyle, dünyaya umut aşıladıklarını gördüm. Bu vesileyle, bütün sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte, Şule Yüksel Şenler Vakfı’nın faaliyetlerini şevkle sürdüren ekiplerine ve usta öğreticilerine de şükranlarımı sunarım.
Nice güzel projelerde buluşma temennisiyle, hepinizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sözlerime son verirken, organizasyonda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Allah hayırlarınızı kabul etsin. Kalın Sağlıcakla.