Dünya Gönüllüler Günü Çerçevesinde Düzenlenen ‘Afrika Evi’ Programında Yaptıkları Konuşma

06.12.2022

Afrika ülkelerinin çok kıymetli büyükelçileri ve saygıdeğer eşleri,
Afrika El Sanatları ve Kültür Evi Derneği’nin sayın üyeleri,
Değerli hanımefendiler, beyefendiler;

Sizleri en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Dünya Gönüllülük Günü çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bu anlamlı toplantıda bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Burada, resmi bir toplantıdan ziyade, samimi bir dostluk ve kardeşlik meclisinde olduğumuzu hissediyorum. Hepiniz hoş geldiniz, sefa getirdiniz!

Değerli misafirler;

Yeryüzünün, iyiliğin, barışın ve adaletin merkezi olması, insanlığın ezelden beri, en büyük idealidir. Aslında bu idealin, gerçekleşmesi çok uzak bir ihtimal değil.

Yeter ki isteyelim, yeter ki el ele, gönül gönüle verelim!

Bizler bugün tarihe hangi ayak izlerini bırakıyorsak, gelecek öyle şekillenecek.

Çünkü ahlaki değerlerimiz; ailemizde, toplumumuzda ve devlet geleneğimizde gördüklerimizle oluşur. Eylemlerimiz de bu değerlerden doğar. Eğer biz, ete kemiğe bürünmüş iyilik örneklerini çoğaltırsak, hem dünyamız hem de geleceğimiz güzelleşir.

Bu anlamda, Türkiye’nin, ‘Afrika Açılımı’yla, dünya tarihinde yepyeni bir sayfa açtığına inanıyorum. Hepimiz biliyoruz ki, Afrika Kıtası, insanlık tarihinin en zorlu sınavlarını vermek zorunda kalmıştır. Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle kurduğu dostluk ise, böylesi bir tarihsel sürece bambaşka bir bakış açısı kazandırmıştır.

Zira, Türkiye’nin, dış politikasının odağında en başta, insan sevgisi var.

Karşılıklı kazanma ilkesine dayanan, ihya ve imar etmenin tecrübesini gittiği her yere götüren bir anlayış var.

Bu anlamda, Türkiye, her zaman müşfik bir güç ola gelmiştir. TİKA, AFAD, Kızılay, Maarif gibi birçok kurumumuz, Afrika’nın kalkınması için ortaya somut bir çaba koymuştur. Sağlıktan eğitime kadar, birçok alanda hizmet götürmüşlerdir. Siyasi, sosyal ve ekonomik değişimler için kalıcı destek sağlamışlardır. Türkiye, uluslararası alanda da her zaman Afrika’nın sesi olmuş, kıtada barış ve istikrarın sağlanması için gayret etmiştir.

Bunun yanında, iş insanlarımız, Afrika’ya, kalkınmanın anahtarı olacak yatırımlar yapmışlardır. Bugüne kadar, 14 binden fazla Afrikalı öğrenci, Türkiye burslarından yararlanmış, ülkelerine bilgi ve deneyim taşımıştır. İşte bu, aktif, çok boyutlu ve girişimci dış politika yaklaşımımız, ülkelerin menfaati bir yana bırakarak, insanlığın ortak mutluluğu için de çalışabileceğini ispat etmiştir.

Kıymetli konuklar;

Cumhurbaşkanımızın birçok Afrika ülkesi ziyaretinde kendisine refakat ettim.

Bu seyahatlerin şahsi dünyamda çok ayrı bir yeri oldu. Çünkü gittiğim her ülkenin, mütebessim insanlarına, kültürüne ve doğasına hayran kaldım. Her yerde karşılaştığım, güçlü ve azimli Afrikalı kadınlardan bilhassa çok etkilendim.

Bildiğiniz gibi, gençliğim boyunca STK’larda çalışmış ve gönüllülük faaliyetlerini hayatının merkezinde tutmaya gayret etmiş biriyim. Deneyimlerim bana, iyiliğin, hayattaki en büyük dönüştürücü güç olduğunu defalarca ispat etti.

O nedenle, bilhassa Afrikalı kadınlar ve çocuklar için faydalı işler yapmak istedim.

2015’te Etiyopya ziyaretimiz çok önemli bir başlangıcın vesilesi oldu. Orada bir STK’ya bağlı tekstil atölyesinde kadınların el emeği ürünlerinin, bir dolar karşılığında alındığını öğrendim. Daha da vahimi, ürünler Avrupa’nın pahalı butiklerinde çok yüksek fiyatlara satılıyordu. Kadınlar ise bu kârdan paylarını alamıyorlardı.

Biz de bu adaletsizliğe, adil bir pazar kurarak cevap vermek istedik. Halihazırda, kurduğumuz Afrika El Sanatları ve Kültür Evi’nde, 24 ülkeden alınan ürünleri satıyor ve gelirini olduğu gibi kadınlara bırakıyoruz.

Bu girişim, insani değerler adına önemli bir semboldür. Adeta, Hz. Mevlana’nın “bir mum diğer mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez” sözünün canlı bir örneğidir. Bu konuda sizlerden de destek bekliyoruz. Daha fazla kadına ulaşmak ve onları ekonomik olarak güçlendirmek için sizlerle iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyacağımızı da bilmenizi isterim.

Bugüne kadar, literatüre iki de kitap kazandırdık. ‘Afrika Atasözleri’ ve ‘Afrika Yemekleri’ kitapları, ülkelerimiz arasındaki kültürel yakınlaşmanın ürünleri oldu.

Uzun bir tarihe dayalı ortak geçmişimizin hafızası tazelendi.

Bunun yanında, ben de şahsımda derin izler bırakan anılardan oluşan bir hatıratı naçizane kaleme aldım. Bu kitap, Afrika’ya duyduğum büyük sevginin ve verdiğim önemin bir ifadesidir.

Bu çerçevede sizlerle güzel bir haberi de paylaşmak istiyorum. Çok kısa bir süre önce, kısaca Afrika Evi dediğimiz girişimimiz, bir derneğe dönüştü. İnanıyorum ki, ‘Afrika El Sanatları ve Kültür Evi Derneği’ çatısı altında, insanlığa hizmet edecek nice proje hayata geçecek. Bir mum, binlerce mumu tutuşturmaya devam edecek. Buradan tüm insanlığa umut verecek bir ışık yükselecek.

Derneğimizin tüm üyeleri, iş hayatlarında önemli tecrübeleri olan, dünyaya medeniyetimizin derin perspektifinden bakan profesyonellerden oluşuyor.

Tabii, her şeyden önce, hepsi, gerçek birer gönül elçisi; birçok hayra vesile olacak projeler üretecek olmanın da heyecanı içindeler… Huzurlarınızda, kendilerine teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum.

Kıymetli misafirler,

Gönüllülük, kardeşin kardeşe ikramıdır. Merhametsizlikten can çekişen dünyanın ilacıdır. Savaşlar, yoksulluk, hak ihlalleri, adaletsizlik, tabiatın tahribatı gibi, insanlığın nice meselesi, merhamet eksikliğinin sonuçlarıdır.

Bizler, ne zaman gönüllülük ilkesini yürürlüğe soksak, insanlığı yeniden, özüne davet ediyoruz. İnsanlığın sızılarını dindiriyor, hasret kaldığı can suyunu veriyoruz. Bazen, şahsi gönüllülük faaliyetlerimizle, tek bir insanın bile nasıl büyük bir güce dönüşebildiğini ortaya koyuyoruz. Bazen de, bir devletin, insani yardım başlığı altında, koca bir milletin yüce gönlüne tercüman olduğunu görüyoruz.

Türkiye, tüm insanlığa kucak açan tarihsel reflekslerini hiç zayıflatmadığı için, bugün hâlâ dünyanın en cömert ülkesidir. Öz kardeşimiz saydığımız Afrika ülkeleriyle birlikte yürüyecek daha uzun bir yolumuz var. İnanıyorum ki birlikte attığımız her adım, tüm dünyaya ilham oluyor.

Sözlerime son vermeden önce, sizleri bir konuda kısaca bilgilendirmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, sıfır atık uygulamalarının tüm dünyada yaygınlaştırılması için çalışmalar sürdürüyoruz.

Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna sunulmak üzere bir karar tasarısı hazırladık. ‘Dünya Sıfır Atık Günü’ ilan edilmesinden, bir danışma kurulunun teşkil edilmesine kadar çok önemli başlıklar var. Halihazırda 105 eş-sunucu ülke, karar tasarısına desteklerini ilan ettiler. Bu ülkelerden 39’u Afrika ülkesidir. Bu vesileyle sizlere can-ı gönülden teşekkür ediyorum.

İklim Değişikliğinde en az paya sahip olmalarına rağmen, sonuçlarından orantısız şekilde etkilenen Afrika ülkeleriyle, bu mücadeleyi beraber vereceğiz.

İnanıyorum ki, ortak evimiz dünyanın yaralarını birlikte saracağız.

Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyor, hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyor, hepinize afiyet olsun diyorum.