“2022 Kırmızı Yelek Uluslararası Gönüllülük Ödülleri” Töreninde Yaptıkları Konuşma

03.12.2022

Değerli Hanımefendiler, beyefendiler;

Sizleri en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. ‘Kırmızı Yelek Uluslararası Gönüllülük Ödülleri’ vesilesiyle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Bu salon bugün, çalışmalarıyla, örneklikleriyle, fedakarlıklarıyla, insanlığın aydınlık yüzleri haline gelmiş iyilik neferleriyle dolu! Ayakta tuttuğunuz değerler için her birinize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin insanlık için atan kalbini, dünyanın dört bir yanına taşıyan Kızılay ailesine şükranlarımı sunuyorum.

Yurtdışından gelen tüm misafirlerimize hoş geldiniz diyorum.

Kıymetli konuklar;

Hayat, iyiyle kötünün, acıyla mutluluğun, aydınlıkla karanlığın, iç içe ve yan yana olduğu, zor bir imtihandır. Bu imtihanı kolay kılan, iyiliğe sarılmaktır. Çünkü insanlığın aynası iyilikle parlar. Kalplerimiz iyilikle şifa bulur.

İyilik ise, insanın sadece doğduğu değil, dünyayı paylaştığı insanlık ailesinin de bir parçası olduğunu idrak etmesiyle başlar. Kendini tüm çocuklardan sorumlu hissetmek, dara düşenlerin elinden tutmak, kimsesizin yanında olmak gibi faziletler, bu idrakin tezahürleridir.

Şefkatli hislerle donanmış bu kişilerde olağanüstü bir cömertlik görürüz. Onlar, gönül kapılarını ardına kadar açık tutarlar ve o gönüllerde herkese yer bulunur.

Aşlarını paylaşır, bildiklerini öğretir, yaraları sevgileriyle sararlar.

Hepimiz insan doğarız ama iyiliğin, hayırların, erdemlerin peşinden koştuğumuz oranda insan oluruz. Yani gönlümüze yönelmek, gönlümüzü, güzelliklerin yeşerdiği bereketli bir coğrafya haline getirmek insan olmanın ön şartıdır.

Şu bir gerçek ki, gönül, insana verilmiş çok büyük bir hazine, eşsiz bir nimettir.

Hz. Mevlana; “Allah Teâlâ senin içine öyle bir cevher koymuştur ki, onu göklere de vermemiştir yerlere de. İşte o cevher gönüldür” der. Yunus Emre’nin; “Ben gelmedim dava için, Benim işim sevgi için, Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim” sözleri insanın, bu yeryüzündeki asli görevini anlatır.

İşte, dünyanın öbür ucundaki insanların derdiyle dertlenen, karıncanın hakkına riayet eden insanlar, gönül cevherini işleyen ve dünyaya gönül gözüyle bakanlardır.

Değerli misafirler;

İnsanlığın tarihsel öyküsüne baktığımızda, her çağda derin yaralar aldığını görürüz. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dönemde, merhamet, karşılıksız sevgi ve fedakârlık gibi erdemlerin, her zamankinden daha fazla erozyona uğradığını tecrübe diyoruz. Modern insan, hızla, birlik ve beraberlik duygusundan uzaklaşıyor.

Oysa dünyanın yaşanabilir olması, başkalarına uzanan ellerin çoğalmasıyla mümkündür. Yani gönüllülük kültürünü yaşatırsak, dünya sevgiyle çepeçevre kuşanır. İç dünyamıza derin nefesler çekebileceğimiz manevi bir atmosfere kavuşuruz. Çünkü gönüllülük, insanın insana olan inancını pekiştirir.

Bildiğiniz gibi, ülkemiz, insani yardım alanında, dünyanın en cömert ülkesi olma onurunu göğsünde taşıyor. Başta Kızılay olmak üzere, tüm kurumlarımız, dünyanın tüm kıtalarında, Türk halkının yüce gönlünün, engin merhametinin ve samimi sevgisinin elçileridir.

Çünkü biz, yaratılanı, Yaradan’dan ötürü sever ve tüm insanları kardeşimiz sayarız. Hiç kimseyi, dini, dili, ırkı gibi nedenlerle ayırmayız. Bilhassa, insan onurunu en üst seviyede korumak bizim için ahlaki bir prensip meselesidir.

Üstüne üstlük, bu anlayışın, kurumlarımızın kimliği haline gelmesi, şefkatin, bir devletin ana karakteri olabileceğinin de delilidir. İşte tüm bunlar, bugün bireyin tek başına öne çıkarıldığı, rekabetin hayatın ana teması olduğu, insanın insana yabancılaştığı modern dünyanın ezberlerini bozuyor.

Kızılay’ımız ayrıca, ülkemizin dört bir yanındaki şubeleri, temsilcilikleri ve gönüllüleriyle, tüm vatandaşlarımızın her an yanındadır. Çok geniş bir yelpazede sürdürdükleri faaliyetlerle her gün daha da güçlenen bir dayanışma ağı örüyorlar.

Yaşlı bakımı, sosyal yardımlar, aş evleri, engelli vatandaşlarımızın desteklenmesi ve eğitim gibi hizmetlerle her ihtiyaca koşuyorlar. Binlerce gönüllüsüyle, bugüne kadar çalınmadık kapı, sorulmadık hâl hatır bırakmadılar. Bu vesileyle, Kızılay gönüllüsü olarak, karşılık beklemediği emeklerini toplumun istifadesine sunmuş tüm güzel kalplere şükranlarımı sunuyorum.

Kıymetli misafirler;

Gönüllülük, bir sefere mahsus bir deneyim değil, başlı başına bir yaşam kültürüdür. Bireyden başlayarak tüm topluma yayılır.

Bugün aramızda bireysel gönüllüler kadar, gönüllülük geleneğini kurumlarında yaşatanlar da var. Bu güzel örnekler, dilimizle söylediğimiz değerleri, yaşam pratiklerine dönüştürerek, eylemlerimizle de onaylamaktır.

Bilhassa kurumların, gönüllülük çalışmalarına yönelmesinin, son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Zira gençlerin manevi dünyalarının donanımı, gönüllülük faaliyetlerine olan katılımlarıyla artıyor. Gönül verecek, gönül yapacak, gönül alacak ahlaki yetkinliğe erişmiş insanlar haline geliyorlar.

Onları gönüllü işlere yönlendirecek imkanların artırılması, özendirilmesi ve teşvik edilmesi, insanlık adına büyük bir yatırımdır. Bizler, insani değerleri geleceğe aktarma ödevimizi ancak bu şekilde yerine getirebiliriz.

Bugün burada ödül alan gönüllüler, insanlık sanatının varabileceği doruk noktalarını gösterdiler. İnanıyorum ki bu ödülleri, dünyanın her bir köşesinde, başkalarına uzanan tüm dost ellerle paylaşıyorsunuz. Sizler yaptığınız olağanüstü işlerle, kâinatın düzeninin yalnızca fizik kurallarıyla değil, manevi sırlarla da sağlandığını ispat ettiniz.

Bunların en başında iyilik gelir. Çünkü iyilik, tüm insanlığı saran büyük bir anne kucağıdır. Ve bugün savaşlarla, çatışmalarla ve türlü dramlarla yorgun düşmüş insanlığın, o kucakta dinlenmeye gerçekten çok ihtiyacı var!

Dünya Gönüllüler Gününü kutluyor, insanın insana sahip çıktığı bir dünya diliyorum. Kalplerimizden merhametin, dilimizden sevginin, elimizden cömertliğin eksik olmamasını temenni ediyorum. Sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Programda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.

Kalın sağlıcakla.