Anadolu Ajansı Uluslararası Çevre Forumu’nda Yaptıkları Konuşma

20.10.2022

Değerli hanımefendiler, beyefendiler,

Medya, akademi ve iş dünyamızın değerli mensupları;

Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Uluslararası Çevre Forumunun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Anadolu Ajansı’nın, çevre konularına büyük bir hassasiyetle yaklaşmasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Yakın bir zamanda ‘Çevre Editörlüğü’ birimi tesis ederek, bu gayretlerini artırmalarını takdirle karşılıyorum.Bu anlamlı program için tüm Anadolu Ajansı ailesine ve emeği geçen herkese, can-ı gönülden teşekkür ediyorum.

Kıymetli konuklar;

İklim değişikliği, insanlığın ortak tecrübesi, ortak meselesi ve ortak kaderidir. 7,5 milyar insanı ve tüm canlı yaşamı, doğrudan etkileyen hayati bir meseledir. Tüm dünya olarak, içine girdiğimiz bu çıkmazı, ancak küresel bir dayanışmayla aşabiliriz.  

Çevre sorunlarının çözümünde medyanın apayrı bir rolü ve önemi var. Kitle iletişim araçlarının, insanların duygu ve düşünce dünyaları üzerindeki etkisi, gün geçtikçe artıyor. Öyle ki, hayatımızın her alanı, medyanın rehberliğiyle şekilleniyor.

Bir araştırmaya göre, insanlar, küresel ısınma haberini ayda sadece bir kez alıyor. Aynı araştırma, büyük haber kanallarının, geçen sene, iklim değişikliği konusuna, yıl boyunca yalnızca 142 dakika ayırdığını söylüyor. Geleceğimiz, bu konunun anlaşılmasına bağlıyken, medyada bu kadar az yer alması gerçekten çok üzücü.  

Hayatta önem verdiğimiz konuları, karşımıza gelme sıklığına göre belirliyoruz. Bilgimizin olmadığı konular, hepimiz için yok hükmünde kalıyor. Bunun yanında iklim değişikliğinin daha çok, bilimsel bir çerçevede ele alındığını görüyoruz. Maalesef bu dil erişilebilir olmuyor.

Aynı şekilde, iklim değişikliği etkilerinin küresel bir ölçekte haberleştirilmesi de, insanların konuyla bireysel bir bağ kurmasını engelliyor. İklim değişikliğini sıklıkla kutuplarda eriyen buzullarla ilişkilendirmek, insanların meseleyi sahiplenmesinin önüne geçiyor. O yüzden, bu konunun yerelleştirilmesi ve yakınlaştırılması, insanların vicdanlarıyla doğrudan konuşabilmek için çok önemli.

2017’de başlattığımız Sıfır Atık Projemizin her aşamasında, bu gerçeğe defalarca şahit oldum. Projenin başladığı ilk andan itibaren yediden yetmişe herkesle ortak bir dil konuştuk. Medeniyetimizin çevre kültürü kodlarına başvurduk. Ve ne mutlu ki halkımız da, projeye büyük bir özveriyle sahip çıktı. Türkiye’nin Sıfır Atık başarısı, bu yönüyle yurtdışında çok takdir görüyor.

Burada bir konuya daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Dünyada son 20 yılda, yaklaşık 7500 büyük doğal afet gerçekleşti. Dolayısıyla iklim değişikliği de gündeme en çok felaketlerle geliyor.

Uzmanlar, iklim değişikliğinin çocukların ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunda hemfikirler. Afetler nedeniyle yoğun stres, kaygı ve korku gibi baş etmesi zor duygular yaşıyorlar. Büyükler olarak artık bizler de, afetlere ve afet ihtimaline bağlı stres bozukluklarından payımızı alıyoruz.

O nedenle, konuyu ele alırken, karşısında çaresiz olduğumuz izlenimi veren söylemlerden kaçınmalıyız. Bilakis, iklim değişikliğinin el birliğiyle çözebileceğimiz bir sorun olduğu mesajına sıklıkla vurgu yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yapmamız gereken, istisnasız herkesi, iklim değişikliğini tersine çevirmede bir çözüm merkezi olduğuna ikna etmektir.

Hayatlarımızı ‘Sıfır Atık Felsefesiyle’ dönüştürmenin yöntemlerini gösteren eğitici programlarla insanlara ulaşmak, çözüme büyük katkı sunar. Bunu yanında, çevre dostu yaşantıların, kendi kültürümüzdeki izlerini takip edebilir, bu değerleri yeniden gün yüzüne çıkarabiliriz. Yani, hedefimiz gönülleri kazanmak ve insanlara önemli bir misyonun parçaları olduklarını hissettirmek olmalı!

Kıymetli misafirler;
Türkiye, çevre konularında küresel bir aktördür. Bildiğiniz gibi, Hükümetimiz Paris Anlaşmasını onayladı. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini açıkladı ve ‘Yeşil Kalkınma Devrimini’ ilan etti.

2017’de başlattığımız Sıfır Atık Projesi tüm hedeflerini vaktinden önce gerçekleştirdi. Sıfır Atık Mavi ile projemizi çok daha ileri boyutlara taşıdık. İcraatlarımız, çok önemli uluslararası ödüllere mazhar oldu. Memnuniyetle ifade ediyorum ki, Sıfır Atık tecrübemizi paylaşmamız için birçok ülkeden talep geldi.

Bunun üzerine, Birleşmiş Milletler 77. Kurulu sırasında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle, “İyi Niyet Beyanı” imzaladık ve tüm ülkelerin imzasına açtık. Kısa bir sürede, yirmiden fazla First Lady, bakan ve uluslararası kuruluş temsilcisi imzalarını attılar.

Tüm bunlar, ülkemiz için iftihar sebebidir. İnsanlığa büyük bir hizmettir. Dünyaya, “ortak evimiz” nazarıyla bakan ülkemizin, bu konudaki başarılarının medyada daha çok yer almasını diliyorum.

Bu düşüncelerle sözlerime son veriyorum. Her daim güzel haberler aldığımız bir dünya diliyor, ‘Forum’un insanlığın esenliğine katkı sağlamasını temenni ediyorum. Sizleri muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.