Değerli hanımefendiler, beyefendiler,
Saygıdeğer öğretmenler,
Sevgili çocuklar;
Sizleri sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün, Sarıyer Mehmet Tabanca Anaokulu’muzun açılışı vesilesiyle bir arada olmanın mutluluğu içindeyim. Bu modern okulun, çocuklarımız için güzel bir geleceğin anahtarı olmasını diliyorum.
Bildiğiniz gibi, hayırseverlik, toplumsal karakterimizin en belirgin özelliğidir. Kadim medeniyetimiz, bizlere vakıf kültürüyle birlikte, emsalsiz bir iyilik ve dayanışma pratiğini, miras bırakmıştır. Tüm topluma fayda sağlayacak hizmetlerin peşinde koşan, bu uğurda büyük emek harcayan insanlar medar-ı iftiharımızdır.
Bilhassa, eğitimi desteklemenin, insanın ülkesine verebileceği en güzel hediye olduğuna inanıyorum. Milli Eğitim Bakanlığımıza, Saygıdeğer Tabanca Ailesi’ne ve emeği geçen herkese kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Kıymetli konuklar;
İnsan, yaşamın öznesidir. İnsan geliştikçe, erdemlerle donandıkça, yaşam da doğru orantılı olarak güzelliklerle dolar. Ağacın yaşken eğildiği gibi, insanın da en verimli işlenebileceği vakit, çocukluğudur.
Uzmanlar, 0-6 yaş aralığında, zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişimimizin yüzde 70’ini tamamladığımızı söylüyorlar. Okul öncesi eğitim, çocukların dil gelişiminde, sosyal ve duygusal becerilerinin güçlenmesinde son derece önemli bir yere sahip. Ve bu çocuklar akademik hayatlarında çok daha başarılı oluyorlar. Yaşamlarının sonraki evrelerinde daha başarılı yetişkinler olma ihtimalleri yükseliyor.
Diğer bir önemli husus da, okul öncesi eğitimin, dezavantajlı çocuklar için fırsat eşitliği sağlamasıdır. Dolayısıyla, anaokulları, “yaşama en iyi başlangıç” yerleridir.
Hükümetimiz, bu anlayışla, erken çocukluk eğitime büyük önem veriyor. 2002 yılında 5 yaşındaki çocuklarımızın sadece yüzde 11’i bu eğitimden yararlanırken, bugün 5 yaş okullaşma oranımız yüzde 93 seviyesine ulaştı. 2022 yılı sonuna kadar, 5 yaşındaki tüm çocuklarımızın okullaşmasını hedefliyoruz.
Bu anlamda, “Temel Eğitimde 10 Bin Okul” projesi, erken çocukluk eğitimi için çok güzel fırsatların kapısını araladı. Bu projeyle, 3 bin anaokulu ve 40 bin ana sınıfı açılması hedeflendi.
Büyük bir mutlulukla ifade ediyorum ki, bugün itibariyle, bin 409 yeni anaokulu ve on bin 200 ana sınıfı açıldı. Köy ve seyrek nüfuslu yerlerde, sınıf açılması için gerekli olan 10 çocuk sayısını 5’e düşürdük.
Böylelikle 20 bin köy çocuğumuz daha okul öncesi öğretmenleriyle buluştu. Çocuk sayısı 3-4 olan yerlerde ise “gezici öğretmen sınıfı modeli” ile evlatlarımıza ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bakanlığımızı bu titiz çalışmaları için tebrik ediyorum. Bu vesile ile çocuklarımızı ilmek ilmek işleyen ve fedakarca çalışan tüm öğretmenlerimize kalpten bir teşekkürü teslim etmek istiyorum.
Değerli misafirler;
Değişen dünya ile birlikte, eğitim kavramının anlamı ve işlevi de değişiyor. Geleneksel anlamda eğitim, toplumların, değerlerini genç kuşaklarına aktarma gayretiydi.
Bugün ise, eğitimin amacı ve boyutları tamamen değişti. Günümüzde eğitim, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın yegâne koşulu oldu. Teknoloji çağını yaşayan dünyamız, her an bilimsel ve teknolojik yeniliklere sahne oluyor. Evrensel bilgi havuzu gittikçe büyüyor. Dolayısıyla, eğitim alanında güçlü ve donanımlı ülkeler, bu değişim rüzgârında savrulan değil, yön verenler olarak öne geçiyor.
Meşhur bir sözde, “yurt müdafaasının en emin yolu eğitimdir” denir. Eğitim alanında yapılacak her yatırımın, bir milletin geleceğine yapılmış en kârlı yatırım olduğuna inanıyorum.
Bizler, evlatlarımızı yalnızca içinde yaşadıkları çağa göre değil, geleceğe göre yetiştirmekle mükellefiz. Çocuklarımıza sağlayacağımız ‘iyi başlangıçlar’, hak ettikleri güzel bir hayatın temeli olacağı gibi; memleketi sırtlayarak ileriye taşıyan insanlar olmalarını sağlar.
“Büyük ve Güçlü Türkiye” vizyonunun en önemli ayağı, bu vizyona sahip çıkacak iyi yetişmiş çocuklarımızdır. Göçler, iklim krizi, salgınlar gibi bilumum küresel sınamalara, nitelikli insan sermayesi ile göğüs gerebiliriz.
Şöyle bir dönüp geçmişimize baktığımızda, topraklarımızda, âlimler, münevverler, bilim insanları ve nice büyük insanlar yetiştiğini görüyoruz.
Medeniyetimiz, eğitim ocaklarında inşa edilmiştir. Bilimle, sanatla, ilimle yetişmiş insanlar, irfan kaynaklarına dönüşmüştür.
İşte bu topraklarda böyle büyük bir insan potansiyeli var. Bu potansiyeli el birliğiyle ihya edeceğimize yürekten inanıyorum. Biliyorum ki, bu ülke hepimizin ortak değeri, emeli, hayali ve sevdası!
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, 2022-2023 eğitim öğretim yılını tebrik ediyorum. Sınıflara dönmenin heyecanını paylaşıyor, tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılar diliyorum. Sizleri muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.