Muhterem Gabon, Gambiya ve Surinam First Lady’leri,
Sayın Bakanlar,
Saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler;
Hepinizi en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bugün, “Dünya Ortak Evimiz - Sıfır Atık Uygulamasının, İklim Kriziyle Mücadeleye Etkisi” Programı vesilesiyle, bir aradayız.
Bu buluşmanın, müreffeh bir geleceğe açılacak kapıların, vesilesi olmasını diliyorum. Davetimi kabul ettiğiniz ve kıymetli katkılarınız için, teşekkür ediyorum. Sizleri, Türkevi’nde misafir etmekten, büyük mutluluk duyuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Değerli konuklar;
Bildiğiniz gibi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve Birleşmiş Milletler Habitat kapsamındaki çalışmalara, aktif olarak katılıyoruz.
Çok önem verdiğim bu işbirliğimizin, uzun bir geçmişi var. Çevre sorunları için geliştirilen çözümlerin, parçası olmaktan iftihar ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, Birleşmiş Milletler, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin, 16. Taraflar Konferansına, ev sahipliği yapacağız.
Ayrıca, 3 Ekim’de, Dünya Habitat Günü’nün, Balıkesir’de düzenleneceği haberini de, vermek isterim. Sizlerle, bizi çok heyecanlandıran bir hususu daha, burada paylaşmak istiyorum.
Bugün, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Sayın Guteres ile, çok verimli bir görüşme yaptık.
Kendisi, dünyanın hızla artan atık soruna çözüm getirilmesinin, hayati olduğunu söylediler. Bu anlamda, Türkiye’nin Sıfır Atık Projesinin, son derece etkileyici olduğunu vurguladılar. Sıfır Atık kapsamında bir araya gelmemizin, büyük bir çevre ahlakı sorununa dönüşen, düğümü çözmede, önemli bir katkı olduğunu belirttiler. Bu sorunun çözümlenmesinin, tüm insanlık için bir adalet ve eşitlik arayışı olduğunda, hem fikiriz.
Sayın Guteres, Sıfır Atık Projesi’nin yaygınlaştırılması için tam destek vereceklerini bilhassa ilettiler. Kendisine kalbi şükranlarımı sunuyor, yapacağımız işbirliklerinin, heyecanı içinde olduğumuzu, ifade etmek istiyorum.
Bu görüşmeden çıkan sinerjiyle, somut adımlar atma kararı alarak, tarihi bir metne imza attık. İmzaladığımız, “Ortak Evimiz Dünya için, Sıfır Atık İyi Niyet Beyanının”, dünyada yeni bir başlangıç olacağına, yürekten inanıyorum.
Bu belgeyle, ortak sözler verdik. Sürdürülebilir atık yönetimi uygulamalarını hayata geçirmeyi, Sıfır Atık yaklaşımını, dünya çapında teşvik etmeyi ve en iyi uygulamaları paylaşmayı, taahhüt ettik. Bu sözün, Paris Anlaşması ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi hedeflerine, doğrudan hizmet edeceğine inanıyorum.
Sıfır Atık başarımız, uluslararası toplumda, büyük ilgi görüyor. Bugüne kadar, Sıfır Atık konusundaki tecrübelerimizi paylaşmamız noktasında, uluslararası birçok talep aldık.
Bu deneyimlerimizi, isteyen her ülkeyle paylaşmaya hazırız ve Sıfır Atığı, küresel bir harekete dönüştürmek arzusundayız. Sizleri de bu harekete destek vermeye ve “Ortak Evimiz Dünya için Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını”, imzalamaya davet ediyorum.
Gelin, insanlığın karşı karşıya kaldığı, en büyük krizlerden biri olan, iklim değişikliğiyle, hep birlikte mücadele edelim. Tarihe, üstün bir dayanışma örneği hediye edelim.
Türkiye olarak bu meseleye, “dünyanın ortak evimiz” ve doğanın tüm kaynaklarının, insanlığın ortak mirası olduğu bilinciyle, yaklaşıyoruz. Bizden ne kadar uzak bir coğrafyada gerçekleşirse gerçekleşsin; tabiatın verdiği her kayıp, hepimizin müşterek felaketidir.
Bu anlayışla, 2017’de başlattığımız Sıfır Atık Projesi’ni, dünyanın tüm gelecek nesillerine adadık. 2017’den bu yana, koyduğumuz her hedefi, zamanından önce gerçekleştirdik. Yaklaşık, 33,8 milyon ton geri kazanılabilir atığı işleyerek, ekonomiye kazandırdık.
2019’da, Sıfır Atık Projemize, Sıfır Atık Mavi’yi ekledik. Son 3 yılda, Türkiye’de, 154 bin ton deniz çöpünü toplayarak, bertaraf ettik. Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanımız, “2053 Net Sıfır Emisyon” hedefimizi, tüm dünyaya ilan etti.
Bu vizyon çerçevesinde, yeşil kalkınma devriminin gerektirdiği, büyük bir yapısal dönüşüm başlattık. İklim değişikliği ile mücadele konusundaki kararlılığımızı, Paris Anlaşmasını onaylayarak da, gösterdik. Bu vesileyle, üstün gayretlerinden ötürü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.
Ayrıca, yediden yetmişe, projemizi büyük bir şevkle sahiplenen, tabiata, insana bahşedilmiş bir lütuf nazarıyla bakan Türk Halkına, sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Değerli misafirler;
21. yüzyılda insanlar, en çok, tüketici kimliğiyle öne çıktılar. Tüketim bir yaşam kültürü haline geldi. Tüketirken, tükendiğimizin farkına varamadık.
Maalesef bugün, modern insan, tabiatla arasındaki can bağını göremiyor. Tabiatın bir “öteki” değil, içinde taşıdığı, bir parça olduğunu unutuyor.
İnsanlık olarak bugün, bir yol ayrımındayız. Sürdürülebilir güzel bir geleceği inşa etmek, hâlâ imkânlarımız dâhilinde! Şu bir gerçek ki, döngüsel ekonomiye geçmek için, köklü bir zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var.
İnsan ve tabiat arasında açılmış, uzun mesafeleri kapatmalıyız. Bilhassa, çevre konularında, farkındalığı yüksek nesillerin yetişmesi için gerekli fikrî altyapıları oluşturmalıyız.
Her medeniyet, her inanç, tabiatın şifrelerini çözmekle meşgul olmuş ve bir sevgi iletişimi kurmuştur. Bizim coğrafyamızda toprak; insanın aslı kabul edilir. Tabiat; insanları şefkatli kanatları altında tutan, anadır!
Atalarımızın, ağaç kesmeyi, baş kesmekle bir tutan anlayışı, tabiattaki cana, hürmet etmesi anlamına gelir. Medeniyetimiz, genç ağaçlar korkmasın diye, taşıdığı baltayı örten, zarif insanlar yetiştirmiştir.
Bunun yanında, yaşam kodlarımızın temeline baktığımızda da, hep sıfır atık felsefesini görürüz. “Kullan-at” anlayışına, bu kodların arasında yer yoktur. “Önle – azalt – yeniden kullan – geri dönüştür” yaklaşımı, gündelik pratiklerimizin her aşamasında hâkimdir.
Mesela, bizim kültürümüzde kıyafetler nesiller arasında el değiştirir. Bu basit uygulama bile, dünyanın tekstil kirliliği karşında güçlü bir önleyici tedbirdir. Hiçbir eşyaya eski gözüyle bakılmaz, başka işlevler kazandırılarak ömürleri uzatılır.
Gıda kaybı dünyanın en çetin sınamalarından biriyken, Türk mutfağının atıksız karakteri, ürünlerin her parçasını kullanır ve çöp olmasına izin vermez.
Eğer, insanların yeniden bu tip yaşam modellerinin ilhan almasını sağlayabilirsek, doğanın üzerindeki stresi büyük ölçüde kaldırmış olacağız. İnanıyorum ki, iklim değişikliği ile mücadelede en etkin yöntem, içselleştirilmiş bir çevre ahlakının tesisidir.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı İcra Sekreteri, Sayın Andersen’e, Birleşmiş Milletler Habitat İcra Sekreteri, Sayın Şarif’e, ve Birleşmiş Milletler İklim Özel Temsilcisi, Sayın Hart’a, konuşmalarından dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Sözlerime burada son verirken, şimdi sizleri Sıfır Atık hareketine destek vermeye ve “Sıfır Atık İyi Niyet Beyanının” imzalamaya davet ediyorum. Gelin, insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük krizlerden biri olan, iklim değişikliğiyle hep birlikte mücadele edelim. Tarihe, üstün bir dayanışma örneği hediye edelim. Sıfır Atık projesinin ruhunu, tüm insanlarına ulaştıralım.
Destekleriniz için her birinize teşekkür ediyor, hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla!