İhracatın Güçlü Kadınları Ödül Töreninde Yaptıkları Konuşma

04.03.2022

Değerli hanımefendiler, beyefendiler;
Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Gelenekselleşen “İhracatın Güçlü Kadınları Ödül Töreni” programında sizlerle birlikte olmaktan ziyadesiyle mutluyum. Kadınların, büyüyen ülke ekonomimize güçlü katkısına şahit olmak, büyük bir gururun kaynağı.

Dünyaya açılan marka ve hizmetlerin üreticisi haline gelen kadınlarımız, bayrağımızı her yerde dalgalandırıyor. Ülke potansiyelinin en iyi temsilini gerçekleştiriyorlar. Tüm ödül sahiplerini tebrik ediyorum.

Bu ödüllerin, Türk kadının özüne ve yapabileceklerine ayna tuttuğuna inanıyor, tüm kadınlara ilham olmasını diliyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne kadınların başarılarına ışık tuttukları için şükranlarımı sunuyorum.

Değerli misafirler;
Kalkınmaya dair tanımlar zaman içinde değişiyor ve çeşitleniyor. Günümüzde kalkınma, yalnızca büyümeyle bir tutulmuyor. Bir ülkenin gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için siyasi, ekonomik ve sosyal değişim politikalarının bir bütün içinde oluşturulması gerekiyor. Yani kalkınma, birçok faktörün bir araya gelmesiyle elde edilebilecek bir sonuçtur.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030, kalkınmanın sosyal boyutlarına bilhassa odaklanıyor. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ana amacı “hiç kimseyi arkada bırakmamaktır.” Şu tartışmasız bir gerçek ki, kadınların güçlendirilmesi ekonomiye büyük bir katkı sağlıyor. Bunun yanında gelecek nesillerin niteliğinin artmasını ve aile kurumunun güçlenmesini de beraberinde getiriyor. Yani kadınların bir toplumun her alandaki gelişiminde merkezi bir rolü var.

Bunun yanında toplumsal statüsü değişen ve güçlenen tek bir kadının bile, tüm dünya kadınlarının durumunun iyileşmesine kelebek etkisi yaptığını biliyoruz. Mesela, Türk kadının elde ettiği her başarı, kendi ülkemizdeki kadınlar için yol açıcı olduğu gibi, coğrafyamızdaki kadınları da olumlu etkiliyor.

Bizim 2023 hedefimiz, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaktır. Bu hedefi gerçekleştirmede kadınların önündeki engelleri kaldırmak için büyük bir gayret içindeyiz.

Kız çocuklarının akademik hayata katılımından, kadına yönelik şiddetin önlenmesine kadar her adım, geleceğimize tutulan bir ışıktır. Hükümetimizin kadınlarla ilgili reform niteliğinde düzenlemeleri var. Bu bakış açısı, umuyorum ki, özel sektör ve tüm paydaşlar arasında ortak bir anlayış haline gelir. Yani hepimiz, kadın gücüne yatırım yapmanın, ülkenin geleceğine yatırım yapmak olduğu hususunda hem fikir olmalıyız.

Bu noktada çok önemli bir hususun altını çizmek istiyorum. Üreten kadın deyince aklımıza hep ‘çalışan kadın’ geliyor. Evinde, tarlasında, kendi atölyesinde sabahtan akşama kadar çocukları, ailesi, yuvası için gayret gösteren nice kadınımız var. Onların bu çabalarını yok saymak mümkün mü? Ben özellikle ev kadınının emeğini çok kıymetli buluyor ve alkışlıyorum! Çalışan – çalışmayan kadın ayrımının bu büyük emeğe saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Hayatını çocuklarının gelişimine adamış, ailesine emek veren tüm kadınları saygıyla selamlıyorum.

Kıymetli misafirler;
Başarının sırrı, içinde bulunduğumuz ortamı iyi okumakta gizlidir. Dünyanın büyük bir dönüşüm sürecinden geçtiği bir dönemdeyiz. İki seneyi aşkın bir süredir devam eden salgın bu değişimin en büyük tetikleyicisi oldu. İnsanın çalışma hayatıyla olan ilişkisi yeniden tanımlanıyor. Yalnızca ülkemizde değil, küresel çapta, iş, işin tanımı, işin yapılma şekli, yeni bir çehreye bürünüyor. Bu dönüşümün temelinde ise teknoloji var.

Kadınları kalkınmanın etkin aktörleri yapmaya çalışırken, bu değişim rüzgârındaki gerekli altyapı yatırımlarını atlamamalıyız. STEM dediğimiz, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına kız çocuklarımızın yönlendirilmesi son derece önemli. Bu alanların, kadınların çok yönlü düşünebilme, insanlığa duyarlı olma ve karar vermede empati gücünü kullanma gibi özellikleriyle şekillenmesi gerekiyor. Milli Teknoloji Hamlemizin aldığı yol ortada. Gençlerimiz teknolojiye büyük ilgi duyuyor ve başarılarımız onlarda büyük bir özgüvene dönüşüyor. Bu ivmede, artan bir hızla kız çocuklarımızı da görmek istiyoruz.  

Bugün etrafımızda gördüğümüz her somut oluşumun temeli, soyut bir fikirdi. Hayat, gerçeğe dönen fikirlerle tasarlanıyor. Kadınların fikir dünyasının, hayata aktarıldığında, hayatın ne kadar güzelleştiğini görüyoruz. Yani, daha güzel, daha adil ve inceliklerle dolu bir dünyanın formülü kadınların güçlendirilmesidir.

Bildiğiniz gibi hükümetimiz, kadın girişimci ekosistemini genişletmek için birçok destek sağlıyor. Bunların en başında da kadın girişimcilere yönelik krediler var. Bugüne kadar, ülkemizin batısından doğusuna olağanüstü başarı hikâyeleriyle karşılaştık. Akla gelmedik hizmet ve ürünler kadınların elinden çıktı. Bu potansiyeli işlenmiş cevherlere dönüştürmenin bir sınırı yok. Kadınlarımız, onlara imkân oluşturulduğu ölçüde sınırsız bir güç oluyor.

Kadınların eğitimden istihdama kadar her alanda desteklenmesini sağlayacak en önemli bir diğer unsur karar alma mekanizmalarında yer almalarıdır. Bu, her ülke için kalkınma ve çağdaşlık hedeflerine ulaşmalarında birincil koşuldur.

Bugün ülkemizde kadınlar, eğitim, çalışma ve kamusal hayatta, asli kimlikleri yüzünden ayrımcılığa maruz kalmıyorlar. Bu kadın haklarına dair önemli bir kazanım olduğu kadar, geniş çerçevede insan haklarının teslim edilmesidir.

Şimdi, böyle adaletli bir zeminde, kadınlara daha çok alan açmalı ve bu sayede ülkemizi daha ileri taşımalıyız.  Evinden çalışmak isteyen, yarı zamanlı iş tercih eden tüm kadınların tercihlerine saygı duymalı ve onlara alternatif iş modelleri sunmalıyız.

Her lider, yaşadığı topluma yön verir. Kadın liderler arttıkça, hangi sektörde olursa olsun, çevreden ekonomiye kadar, üretilen her politikada şekillendirici oluyorlar.

Bu konuda size ilginç bir örnek vermek isterim.  Araştırmalar, kadınların karar alma mekanizmalarında yer almasının tabiatın korunmasını kolaylaştırdığını söylüyor. Kadın sayısının yüksek olduğu parlamentolar daha etkin çevre politikaları üretiyor.

Döngüsel, yeşil ve mavi ekonomi gibi dünyanın kaderini değiştirecek ekonomik sistemlere geçişte, kadınların ana aktörler oldukları söyleniyor. Zira ben de, kadınların yönetiminde olduğu şirketlerin çevreye sıfır zarar ilkesine daha bağlı olduklarına inanıyorum.  

Anlıyoruz ki kadınların güçlendirilmesinin tüm adımları birbiriyle alakalı. Yol almak için eğitim, istihdam, girişimcilik ve liderlik gibi her alanda ivme kazanmalıyız. Bu noktada kadınların aile hayatlarını kolaylaştırıcı çözümlerin önemini de göz ardı etmemeliyiz. Birçok kadının, koşullar nedeniyle işi ve ailesi arasında bir seçime zorlandığını biliyoruz.

Hükümetimizin bu konuda çok güzel çalışmaları oldu. Cinsiyet adaleti temelinde politikalar üretti. Bu yaklaşımın, tüm sektörlerde hâkim olması gerekiyor. Umuyorum tüm sektörlerde çalışma hayatı ile aile hayatı arasındaki hassas dengeyi bozmayan teraziler kurulur. İş ve ailenin çatışan iki alan olmasının önüne ancak böyle geçebiliriz.

Değerli konuklar;

8 Mart Dünya Kadınlar Gününe yaklaştığımız bugünlerde, kadınlara dair meseleleri değerlendiriyor, yeni hedeflerle tazeleniyoruz. Bugünü, insan hakları temelinde ele almalı, kadınların yaygın olarak karşılaştığı sorunların bertarafı için yol haritaları çizmeliyiz.  Bu yol haritalarını takip edenlerin, güzel bir geleceğe açılan kapıya vardığını hiç unutmayalım.

Bu duygularla sözlerime son veriyor, ödül alan tüm kadınlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Sergilediğiniz örnekliğin, ortaya koyduğunuz azmin, geleceğin kadın liderlerine ilham olacağına inanıyorum. Programda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Sizleri muhabbetle selamlıyorum. Kalın sağlıcakla.