Kıymetli misafirler,
Çok değerli yol arkadaşlarım,
Hanımefendiler, beyefendiler;
Sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bu anlamlı günde Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, milletin evini teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bugün burada Türkiye Cumhuriyetinin 65. ve 66. hükümetlerinin Başbakanı Binali Yıldırım’a Devlet Şeref Madalyası tevcih etmek üzere bulunuyoruz. Bu madalya, devletimizin bekası, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru, birlik ve beraberliği için üstün başarı gösterenlere veriliyor.
Kadim yol ve mesai arkadaşım Binali Bey’e ülkemize yaptığı hizmetler sebebiyle bir kez de sizlerin huzurunda şükranlarımı sunuyorum. Kendisini bugüne kadar gerçekleştirdiği başarılı çalışmalar dolayısıyla şahsım, milletim ve devletimiz adına bir kez daha tebrik ediyorum.
Kudema, ‘ehli hünerin kadrini, kıymetini bilmek de hünerdir’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin son Başbakanı Sayın Binali Yıldırım, 2002’den beri AK Parti hükümetlerinde aldığı görevlerle ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için ortaya koyduğu çabalarla gerçekten hepimizin gönlünden müstesna bir yer edinmiştir. Elbette milletimizin hafızası ve tarih yapılan hizmetlerle sarf edilen çabaların en büyük hakemedir. Bizim burada takdim ettiğimiz madalya, sadece devletimiz ve halkımız adına gösterilen fedakarlıklar karşısında vefa borcumuzun bir nişanesidir.
Bu madalyanın bir başka gayesi de vatanına imanla bağlı, milletine gönülden sevdalı hizmet ehlini yeni projeler, yeni eserler, çok daha büyük sorumluklar için teşvik etmektir.
Sadece son 16 yılda ülkemize milletvekili, ulaştırma bakanı, başbakan olarak hizmet eden Binali Bey, inşallah bundan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak çalışmalarına devam edecektir. Binali Bey’in gerek Bakanlığı, gerekse Başbakanlığı döneminde sergilediği uzlaşmacı, kuşatıcı ve samimi yaklaşımını Meclis Başkanlığı sürecinde de devam ettireceğine inanıyorum. Kendisine üstlendiği bu önemli görevde bir kez daha Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum.
Kıymetli misafirler;
Atalarımız; ‘evvel refik, badel tarik’ yani önce yoldaş, sonra yol derler. Hayatın her alanında yol arkadaşlığı, gönül dostluğu önemlidir. Ancak, bu sözün asıl hikmetini ve manasını bulduğu yer siyasettir, devlet idaresidir. Siyasette aynı ideallere inandığınız, aynı değerleri paylaştığınız, gönül ve fikir birliği içinde hareket ettiğiniz yol arkadaşlarımızın değeri her şeyin üstündedir. Türlü imkanlarla, zorluk ve badirelerle dolu siyaset yolculuğu, ancak sizi anlayan, sizinle aynı hedeflere kilitlenen yol arkadaşlarınızla yürünebilir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, hayatta en büyük zenginlik dost biriktirmektir. Allah’a hamdolsun, 40 seneyi aşan zorlu siyaset yolculuğumuzda Rabbim bizlere Binali Bey gibi güzel dostlar, sağlam dostluklar nasip etti.
1970’lerin sonunda Kasımpaşa’da Milli Selamet Partisinin gençlik kollarında başlayan dava arkadaşlığımız bugünlere kadar ulaştı. Dostluk, en çok da keder ve kader ortaklığıdır. Dostluk, yolun sıkıntılarına karşı beraber göğüs germektir. Binali Bey ile 40 yıllık dostluğumuz pek çok imtihanı başarıyla atlatmıştır. Üstesinden geldiğimiz her badireyle, paylaştığımız her acı ve sevinçle dostluğumuz daha da perçinlenmiş, çelikleşmiştir.
Şair dostluğu şu şekilde ifade ediyor;
“Biz, haber etmeden haberimizi alırsın,
7 yıllık yoldan kuşkanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar, elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler, anlımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider, dostluk sen yanı başımızda kalırsın.”
Evet, tam da bu şiirde ifade edildiği gibi, Binali Bey en meşakkatli zamanlarımızda uzun yollardan kuşkanadıyla gelmiş, derdimize, sıkıntımıza, mutluluğumuza ortak olmuştur, onun için de Ulaştırma Bakanı olmuştur.
Kendisi 40 yıllık yoldaşlığımızda bizleri hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi, bazıları gibi yolunu da şaşırmadı. Üstlendiği her vazifeyi, deruhte edilen her görevi ehliyet, liyakat ve prensiplerine sadakatle en güzel şekilde yerine getirdi. Gücünü ve itibarını makamından alanlardan değil, icraatlarından, millete yapmış olduğu hizmetlerden alan bir arkadaşımız oldu.
Özellikle son 16 yılda ulaştırma, haberleşme ve denizcilik alanında gerçekleştirdiğimiz hamlelerimizin gerisinde Binali Bey’in mutlaka bir imzası, izi, emeği vardır. Marmaray’dan duble yollara, tünellerden hızlı tren hatlarına, havalimanlarından iletişim altyapısının güçlendirilmesine kadar bu alanda pek çok tarihi atılımı birlikte hayata geçirdik.
Şahsımın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanı, Binali Bey’in de Bakanlığı ve Başbakanlığı döneminde ele ele vererek 6 bin 100 kilometre olan ülkemizin bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin kilometreye çıkardık. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuzu 2 bin 657 kilometreye taşıdık. Göreve geldiğimizde tüm ülke genelinde sadece 83 tünel varken, bugün memleketimizin dört bir ucuna yayılmış 341 tünel bulunuyor. Bu tünellerin uzunluğunu da 50 kilometreden 433 kilometreye yükselttik. 1990’da ihalesi yapılan, tam 17 bakan eskiden ve biz göreve geldiğimizde halen inşası süren Bolu Tünelini işte bu dönemde hizmete açtık.
Bunun yanında, asrın projesi Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Nissibi Köprüsü, Ovit Tüneli, Karadeniz sahil yolu, Kars-Tiflis-Bakü demir yolu hattı gibi onlarca mega projeyi başarıyla hayata geçirdik.
2002 yılında 26 olan havalimanı sayımızı 29 yeni havalimanı ekleyerek 55’e çıkardık. Bunların arasında Avrupa’da örneği olmayan, dünyada sayısı bir elin 5 parmağını dahi geçmeyen deniz doldurularak yapılan Ordu-Giresun Havalimanı da bulunuyor. Tabi hava ulaşımında asıl zirveyi İstanbul’a yaptığımız 3’üncü havalimanıyla gerçekleştirdik. 7 Haziran 2014 tarihinde temelini attığımız dünyanın en büyük havalimanlarından olacak bu devasa projenin ilk etabını inşallah 29 Ekim’de açıyoruz.
Aynı şeklide tamamlandığında ülkemizin ekonomik ve stratejik gücüne güç katacak Kanal İstanbul Projesine de çok yakında başlıyoruz.
Değerli dostlar;
Bunlar elbette Binali Bey’in çok büyük emeğinin, katkısının ve desteğinin olduğu eserlerdir. Ancak, Binali Bey asıl 15 Temmuz gecesindeki demokrasiye, milletin iradesine, ülkemizin bağımsızlığına sahip çıkan cesaretiyle milletimizin gönlündeki yerini ayrıca pekiştirmiştir.
Uçak seslerinin gecenin karanlığını deldiği, köprülerin darbeciler tarafından tutulmaya başlandığı, halkımızın daha ne olduğunu anlamaya çalıştığı bir anda, Binali Bey televizyonlardan yaptığı açıklamayla gerçekten tarihi bir duruş sergilemiştir. 15 Temmuz ihanetinin akim bırakılmasında o gece Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlarımız ve milletvekillerimiz, birçok yargı mensuplarımız sivil iradenin milletimizle omuz omuza darbeciler karşısında yekvücut olarak verdiği mücadelenin çok önemli bir payı var.
Binali Bey, FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğümüz amansız mücadelenin de en büyük destekçilerindendir. Bu dönemde Türkiye terör örgütlerine yönelik tarihinin en başarılı operasyonlarını gerçekleştirmiştir. Hükümetimizin dirayetli adımları karşısında FETÖ bitme noktasına, PKK ve uzantıları ise nefes alamaz duruma gelmiştir. Yeni dönemde terörle mücadelemiz çok daha kararlı, çok daha kapsamlı bir şekilde devam edecektir.
Binali Bey ile Başbakanlığı döneminde yakaladığımız uyumu inşallah Meclis Başkanlığı döneminde devam ettireceğimize de inanıyorum. Meclisimizin bu süreçte ülkemizin terör örgütleriyle ve güvenlik tehditleriyle mücadelesine çok güçlü destek vermesini bekliyoruz.
Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da yasama ve yürütme olarak bu konuda aynı kararlılığı göstereceğimizi ümit ediyorum. Çünkü terörle mücadelede son dönemde yakaladığımız başarının sırrı işbirliğidir, dayanışmadır, tüm farklılıkları bir kenara bırakarak ülke menfaatleri etrafında buluşabilmemizdir, bu buluşma bize bu neticeyi getirmiştir.
Önceki dönemlere göre daha çok siyasi partinin temsil edildiği, mevcut sandalye dağılımı, yürütme ile koordineli bir Meclis çalışmasını çok daha elzem hale getirmiştir. Binali Bey’in tecrübesi ve uzlaştırıcı karakteriyle ülkemizin yeni bir yönetim sistemine geçtiği bu dönemde görevini layıkıyla yapacağına inanıyorum.
Bu vesileyle, kendisine bir kez daha Türkiye’yi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine taşıyan sürecin taşlarının titizlikle döşenmesine verdiği katkılar için en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Binali Bey, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile beraber bu hassas süreci fitnecilere aldırmadan takdire şayan bir şekilde yönettiler. Bu gayretleriyle sadece Türkiye’yi sürekli kriz, kaos ve istikrarsızlık üreten bir sistemden kurtarmakla kalmadılar, aynı zamanda ilk defa iki farklı partinin biraraya gelerek sandık yoluyla büyük bir dönüşüme imza atabileceklerini göstererek Türk demokrasisinin gücüne güç, itibarına itibar kattılar.
24 Haziran seçimleriyle uygulamaya koyduğumuz yeni yönetim modelini ülkemizin önünde yeni bir dönemin müjdecisi olarak görüyorum. İnşallah bundan sonra Türkiye’nin hedeflerine çok daha süratli bir şekilde ilerleyeceğine inanıyorum.
Kıymetli dostlar;
Bizim anlayışımızda siyaset uzun soluklu bir hizmet anlayışıdır. Biz, emanetçisi olduğumuz makamlara önce Allah’ın takdiri, sonra milletimizin teveccühüyle geliyoruz. Üstlendiğimiz tüm görevleri de geride hoş bir seda bırakmanın vasıtası olarak görüyoruz 40 yılı aşan siyasi hayatımız boyunca milletimize efendilik değil, daima hizmetkarlık yaptık. Milletin emanetini namusumuz bilip canımız pahasına ona sahip çıktık. Bugüne kadar hamdolsun Hak’tan güç alarak halka hizmet etmenin şerifine nail olduk. Vatandaşlarımız arasında ayrım yapmadan bize oy versin-vermesin hiç kimseyi ötekileştirmeden 81 milyonu kucakladık. Şu ilden-şu ilçeden bize oy çıktı-çıkmadı, buna bakmaksızın bütün altyapılarına varıncaya kadar illerde, ilçelerde bu hizmetleri yürüttük. Aklını hırslarının emrine veren muhterislerin eleştirilerine, sabotajlarına aldırmadan gecemizi gündüzümüze katarak ülkemizi kalkındırmanın mücadelesini verdik. Aşkla, tutkuyla, sarsılmaz bir sevdayla bağlı olduğumuz bu güzel ülkeyi hedefleriyle buluşturana kadar yolumuza devam edeceğiz. Ferdi olmaktan her zaman gurur duyduğumuz Türk milletini muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyana kadar asla durmayacağız.
Bu zorlu yolculukta şüphesiz en büyük güç kaynağımız aziz milletimizin desteği ve duasıyla birlikte dostlarımızın varlığıdır. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun o güzel ifadesiyle, “Dostluk dediğin güzel bir kitap. Hava gibi, su gibi, ekmek gibi vazgeçilmez bir tat.” Böyle dostlarımız, böyle vazgeçilmez dostluklarımız olduğu sürece hiçbir fani güç, bizi ülkemize hizmet yolundan alıkoyamayacaktır.
Bu düşüncelerle 40 yıldır mesai, dava ve yol arkadaşlığı yaptığım, hizmetleriyle insanımızın gönlünde taht kuran kadim dostum Sayın Binali Yıldırım’a bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Şüphesiz her başarılı erkeğin yanında dimdik duran, fedakarlık abidesi bir de hanımefendi vardır. Binali Bey’in devlet ve siyaset hayatında sergilediği bu başarılarda Semiha Hanım’ın da çok büyük emekleri olduğunu biliyorum. Semiha Hanım’a da şahsım, eşim, milletim adına bu fedakarlıkları, çabaları için özellikle teşekkür ediyorum.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Binali Bey’e deruhte ettiği görevlerde Rabbim yar ve yardımcısı olsun diyorum. Rabbim bizi bu ülkeye ve millete hizmet yolundan ayırmasın diye dua ediyorum, teşrifleriniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.