Sayın Başbakan,
Kıymetli misafirler,
Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın kıymetli mensupları;
Ülkemizin 81 vilayetinden gelen değerli kardeşlerim;
Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Açılışını yaptığımız 4 milyar lira yatırım bedeli olan 151 tesisin ülkemize, milletimize, şehirlerimize hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum.
Adana’dan Batman’a, Malatya’dan Yozgat’a, Rize’den Tunceli’ye, Giresun’dan Şırnak’a, Edirne’den Ağrı’ya kadar Türkiye’nin dört bir köşesine yayılan bu eserlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Biraz sonra canlı bağlantı kuracağımız Batman, Erzurum ve Balıkesir’deki arkadaşlarımızı da ayrıca selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında dün El-Bab’da şehit olan 16 askerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Değerli kardeşlerim, bu mücadelemiz sıradan bir mücadele değil, 16 şehidimiz oldu, 200’e yakın DEAŞ’lı orada öldürüldü. Ülkemizi sürekli tehdit altında tutanlara karşı artık duramazdık ve bunun gereğini de yapıyoruz. Bütün bunlar yapılırken bir taraftan diplomasi de yürüyor. Rusya’yla, Amerika’yla, öbür tarafta İran’la, Irak’la, bütün buralarla, Körfez ülkeleriyle, Katar, Suud, hepsiyle görüşmelerimizi yapıyoruz ve bütün bunlardan sonra da bu harekât başladı. Bugün Sarıkamış Harekâtının 102. yıldönümü… Sarıkamış Harekatında verdiğimiz şehitleri de rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Allah’tan kendilerine rahmet diliyorum.
Kardeşlerim;
Bugün açılışını yaptığımız 151 eser ile 663 bin dekar araziyi zirai sulamaya açıyoruz. Yerleşim merkezlerimize yılda 100 milyon metreküp içme suyu temin ediyoruz. 1 ilimizin, 29 ilçemizin, 186 yerleşim yerinin ve 376 bin dekar arazinin sel ve taşkından korunmasını sağlıyoruz. Ağaçlandırma, ormancılık ve milli park projeleriyle daha yeşil bir Türkiye hedefine doğru adım-adım ilerliyoruz. Barajları, göletleri, sulama tesisleri, içme suyu tesisleri, ağaçlandırma çalışmaları başta olmak üzere geniş bir alana yayılan bu 151 eseri teker teker saymak mümkün değil.
Biz Türkiye’yi toplu açılış geleneğini getirmek suretiyle siyasi bir kadro oluşturan yapılanma olduk. Bugün de tek bir törenle 4 milyar liralık yatırımı bir anda hizmete açıyoruz. Milletimiz bu hizmetlerin hepsini görüyor, kimlerin yaptığını, nasıl yaptığını da gayet iyi biliyor. Ziya Paşa ne diyor, “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.”
Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 14 yıldır istismar siyaseti yerine eser siyasetini tercih ettik. Sadece konuşmayı, sadece hakareti, sadece ‘ak’a kara, ‘kara’ya ak demeyi marifet sanan birilerine inat gece-gündüz çalıştık, ürettik, hizmet getirdik. Türkiye, bizden önceki 3 yılda yüzde 1’in altında büyürken, 2003’ten bugüne yılda ortalama yüzde 5,9 büyüme oranına ulaştı. Ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılası 2002 yılında 236 milyar dolar iken, bu rakamı 2013 yılında 949 milyar dolara kadar çıkardık.
Dikkat ederseniz, ne zaman ki biz trilyon dolarlık gayri safi milli hasıla oranına yaklaştık, hemen bazıları tüm düğmelere birden bastı. Kimi ağaç diyerek, kimi yolsuzluk diyerek, kimi özyönetim diyerek, kimi doğrudan silaha sarılıp darbe yapmaya kalkarak, kimi bölgemizi kana ve ateşe boğarak bizi kendilerince durdurmak istediler. Onlar dur dedikçe biz daha ileri atıldık, çünkü tarihimizin ve milletimizin bize verdiği görev budur.
Değerli kardeşlerim;
Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde eğer durmaya kalkarsak, kendimizi bulacağımız yer Sevr şartlarıdır. Halbuki biz hala Lozan’daki kayıplarımızın üzüntüsüyle yaşayan bir milletiz. Açık konuşmak lazım, Türkiye İstiklal Harbinden sonraki en büyük mücadelesini veriyor. Bu mücadele tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mücadelesidir.
Geçmişteki mücadelelerin aksine bugün asimetrik bir saldırıyla karşı karşıyayız. Terör örgütleri bu kavganın sadece piyonlarıdır. Bizim asıl mücadelemiz arkalarındaki güçlerdir. Bu güçler hassas noktamız olarak neremizi görüyorlarsa oraya yükleniyorlar. Kimi yerde köken, kimi yerde mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden milletimizi bölmeye çalışıyorlar. Biliyorlar ki eğer Türk milleti bir ve beraber olursa, bu çelik yumruk kendi tepelerine inecektir.
Etnik bölücülük zehrini Kürt kardeşlerimize zerk etmeye çalıştılar, hamdolsun başaramadılar. Mezhep bölücülüğü zehrini Alevi kardeşlerimize bulaştırmaya çalıştılar, hamdolsun yine başaramadılar. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden milletimizi bölmeye çalıştılar, hamdolsun bundan da netice elde edemediler. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Mısır’da oynadıkları oyunu ülkemize taşımadılar. 15 Temmuz darbe girişimi, tıpkı 17-25 Aralık gibi devletin içine sızdırılmış olan bir ihanet çetesinin mensupları eliyle Türkiye’ye diz çöktürme operasyonuydu. Milletimiz darbecilerin karşısına cesaretle dikilip boğazına sarılan kolları kırarak bu operasyonu da boşa çıkardı.
Son dönemde, PKK terör örgütünün, DEAŞ terör örgütünün, Rus Büyükelçisine yapılan suikastta olduğu gibi FETÖ terör örgütünün alçakça, hunharca eylemleri kaçırılan fırsatların telafisi gayretidir. Evet, şehit verdiğimiz askerimizle, polisimizle, vatandaşımızla canımızı yakmayı hedefliyorlar. Ama bu can acısı bizim gücümüzü tüketmiyor, tam tersine mücadele azmimizi daha da biliyor. Çünkü biz Yunus Emre’nin dediği gibi; “ölürse ten ölür, canlar ölesi değil” inancına, imanına, anlayışına sahip bir milletiz biz. Şehitlerimizin bedenlerini toprağa veriyor olabiliriz, ama hatıralarını yaşatmakta, emanetlerine sahip çıkmakta, mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız.
Diğer taraftan, yaşadığımız hadiseleri değerlendirirken kendi eksiklerimizi, hatalarımızı, zaaflarımızı tamamen elbette bir kenara bırakmıyoruz, bunların hepsini de biliyoruz. Şartlar uygun olduğunda birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyen sorunların çözümü için gereken reformları yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Türkiye’deki her bir bireyin hakkının, hukukunun, özgürlük alanlarının muhafazası ve geliştirilmesi konusunda kimsenin en küçük bir tereddüdü olmasın. Milletimizin tüm fertlerinin huzuruyla birlikte refahını artırmak için bugüne kadar çok önemli hizmet ve yatırımları hayata geçirdik, inşallah bundan sonra daha fazlasını da gerçekleştireceğiz. Bu konularda en küçük bir durma, duraksama, geriye gidiş asla söz konusu olmayacak.
Kardeşlerim;
Ama şu anda içinde bulunduğumuz durum bambaşka. Bugün ülke ve millet olarak bekamızı, geleceğimizi, istiklalimizi güvence altına alma mecburiyetiyle karşı karşıyayız. Onun için 79 milyon diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak geleceğimiz için bir ve beraber hareket etmeliyiz. Ve ben milletime teşekkür ediyorum, diyorum ki, gelin bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Önümüze çıkarılan engelleri de inşallah bu şekilde aşacağız.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok, işte Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın faaliyetleri ortada. Bütün bunlarla beraber, enerjide elhamdülillah gayet iyi bir noktadayız, daha iyi olacağız, hiç endişeniz olmasın. Ama biz birbirimizi Allah için sevelim ve göreceksiniz ki netice çok farklı olacak. İnşallah gelecek, 2023, 2053, 2071’le çok daha farklı bir Türkiye’nin inşası ve ihyası olacaktır.
Değerli kardeşlerim;
Ben sizleri bu duygularla açılışını yaptığımız 4 milyar liralık bu yatırımların ülkemizin yarınları için yeni bir müjde olmasını Allah’tan temenni ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.