Sevgili Kardeşlerim,
Sizleri sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.
Ramazan Ayınız mübarek olsun. Rabbim bu mübarek ayı yurtlarınıza, evlerinize, ailelerinize, sevdiklerinize kavuşmanız için inşallah bir vesile kılsın. Rabbim bizleri Ramazan-ı Şerif’e ulaştırdığı gibi inşallah Ramazan Bayramına da bu şekilde kavuştursun. Bu Ramazan’ın evinizden uzak geçirdiğiniz son Ramazan olmasını Allah’tan temenni ediyorum.
Sizler bizim için muhacirsiniz, biz de ensar olarak muhacir kardeşlerimize Medine’deki aşkla, şevkle, heyecanla sahip çıkmaya çalışıyoruz.
Bizim kültürümüzde misafir berekettir, şereftir, sevinçtir. Sizler bize bereket getirdiniz, varlığınızla şeref kattınız. Elbette bu misafirliğin başka şartlar altında gerçekleşmesini isterdik. Ancak Suriye’de ve Irak’ta yaşanan hadiseler işte böyle bir sonuç ortaya çıkardı.
Bölgemizde yaklaşık 5 yıldır devam eden hadiseler hepimizi derinden yaralıyor, üzüyor. Bu süreçte biz kardeşlik hukukumuzun gereği olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmenin çabası içinde olduk. İmkânları bizimle mukayese edilemeyecek fazla olan pek çok ülkenin göze alamadığı, cesaret edemediği şekilde kapılarımızı açık tuttuk, tutmaya devam ediyoruz. Hiçbir mağduru, mazlumu, zalimin pençesine terk etmedik, terk etmeyeceğiz.
Demokrasi ve refah konusunda sözü hiç kimseye bırakmayan batı ülkelerinin bu süreçte ortaya koyduğu utanç verici tavrı da görüyoruz, izliyoruz. Mülteci teknelerini sınırlarına yaklaştırmayıp içindeki masumları Akdeniz’in, Ege’nin sularında göz göre göre ölüme yollayan ülkeler var. Sadece ve sadece kendi halklarının refahını, huzurunu gerekçe göstererek yardım için uzatılan elleri geri çeviren ülkelerin yaptıkları bize göre insanlık suçudur. Hiçbir ülke kendini ve halkını dış dünyaya kapatarak arzu ettiği refaha, güvenliğe kavuşamaz. Kapılarını mültecilere açmayan bu devletler, Türkiye’nin omuzladığı yüke katkıda bulunmaktan da kaçınıyorlar. Şu anda bizim ülkemizde 2 milyon mülteci var, Avrupa’nın tamamında bu sayı 200 bin bile değil. Avrupa bizden ekonomik olarak güçlü değil mi, nerede insan hakları, nerede mağdurların, mazlumların yanında olmak? Bu ikiyüzlülük ortadan kalkmadığı sürece dünya barışı her zaman tehlikededir.
Biz kilerimizdeki son ekmeğimize kadar elimizdeki imkânları kardeşlerimizle bölüşmekten asla çekinmeyiz. Ama bu tüm insanlığın ortak sorunudur. Batı başta olmak üzere tüm dünya Suriye’de insani yardım, Mısır’da demokrasi konusunda sicilinin bozulduğunu bilmelidir.
Değerli Kardeşlerim,
Biz Suriye’de ve Irak’ta sorunların barış yoluyla çözülmesi için en başından beri samimi gayret sarf ettik. Şam ve Bağdat yönetimlerine ikazlarımızı en başından itibaren sürekli yaptık. Aynı şekilde Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği başta olmak üzere söz sahibi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda da bölgedeki gelişmelerin nereye uzanabileceğini anlattık.
Maalesef dün önce Şam rejimi, ardından DEAŞ konusunda yapılan yanlışların bir benzeri bugün PYD konusunda tekrarlanıyor. Bölgenin tarihine, sosyolojisine, demografisine uygun olmayan hiçbir çözümün, hele dayatmaların bu coğrafyaya barış ve huzur getirmesi mümkün değildir. Biz bölgedeki herhangi bir etnik ve inanç grubunun değil orada yaşayan herkesin hakkını, hukukunu, geleceğini gözetecek bir çözüm için çalışıyoruz. Etnik ve mezhebi dayatmalar sadece daha çok kan akmasına, daha çok acı yaşanmasına yol açar.
Suriye’de sadece bir gruba destek verilerek diğer tüm kesimlerin tasfiyesini amaçlayan bir oyun oynanıyor. Biz bu oyuna izin vermeyeceğiz. Ülkemizdeki misafirlerimizi yeniden kendi evlerine, yurtlarına kavuşturmanın çabası içindeyken yeni zulümlerin, yeni acıların yaşanmasına göz yummayacağız.
Vatanlarından uzakta sabırla yeniden güzel günlere kavuşmayı bekleyen kardeşlerimizin sonuna kadar yanında olacağız. İnşallah sonunda zafer bu kardeşlerimizin olacaktır, sizin olacaktır. “Men sabera zafera.” Allah sabrınızın ve çektiğiniz çilelerin ecrini ziyadesiyle verecektir.
Bir kez daha Ramazan Ayınızı kutluyorum. Bu ziyaretimizde bizlere eşlik eden Birleşmiş Milletler Yüksek Komiseri Antonio Guterres’e ve değerli sanatçı ki bugün aramızda buraları ziyaret ettikten sonra dönmüş bulunuyor, Angelina Jolie’ye teşekkür ediyorum.
Sizleri Allah’a emanet ediyorum. Hayyakumullah, cezakumullah ul hayr.