Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile Ortak Basın Toplantısında Yaptığı Konuşma

16.04.2015

Değerli Basın Mensupları,

Hanımefendiler, Beyefendiler;

Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Öncelikle Aziz Kardeşim Nursultan Nazarbayev’e şahsıma ve heyetime gösterdiği hüsnü kabul ve misafirperverlikten dolayı özellikle şükranlarımı ifade ediyorum.

Geçtiğimiz yaz Cumhurbaşkanlığı devir teslim törenimize iştirak etme nezaketi gösterdiği ve bu müstesna günde yanımızda olduğu için de kendisine ayrıca teşekkür ediyorum. Bunu, Türk dünyasının ak sakalı olan değerli kardeşimin şahsi dostluğumuza ve ikili işbirliğimize verdiği önemin bir nişanesi olarak görüyorum.

Yaklaşık üç yıllık bir aradan sonra ata yurdumuzu bu kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla ziyaret etmenin bahtiyarlığını ve heyecanını yaşıyorum. Bu ziyaretim son derece anlamlı bir yıldönümüne, Kazak Hanlığı’nın kuruluşunun 550. Sene-i devriyesine tekabül ediyor. Ben bu vesileyle dost ve kardeş Kazak halkını gönülden tebrik ediyorum.

Bildiğiniz üzere, Türkiye ile Kazakistan arasındaki ilişkileri 2009 yılında stratejik ortaklık seviyesine çıkarttık. 2012 yılında ise bunu Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’ni ihdas etmek suretiyle kurumsal bir mekanizmaya kavuşturduk. Bugün ilgili bakanlarımızın da katılımıyla konseyimizin ikinci toplantısına Sayın Nazarbayev’le birlikte başkanlık yaptık. Konsey toplantımızda, ikili ilişkilerimizi bir önceki toplantımızda alınan kararlılığın ne ölçüde hayata geçirildiğini değerlendirme imkânı bulduk.

Görüşmelerimizde ülkelerimiz açısından önem taşıyan bölgesel ve uluslararası konuları da değerlendirme fırsatımız oldu. Gerek Irak, gerek Suriye, gerek Yemen, gerek Libya, gerek Mısır, bütün bu konuları değerlendirme imkanımız oldu, Ukrayna konusunu ele alıp değerlendirme imkanımız oldu. Bu meselelerde de genel olarak fikir birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle gözlemledik.

Ülkelerimizin uluslararası adaylıkları konusunda karşılıklı olarak birbirimizi desteklemeyi sürdüreceğiz. Önümüzde 2017-2018 yılı Kazakistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığı söz konusu ve bu adaylık konusunda da Türkiye olarak bizler kardeş Kazakistan’ın yayındayız, her türlü desteği vereceğiz ve kampanya süresince de ilgili birimlerimiz bu konuda her türlü gayreti gösterecektir.

Değerli Basın Mensupları,

Tabii bunun yanında yine bizler şimdi 2016’da, biliyorsunuz EXPO 2016’yı Türkiye’de Antalya’da düzenliyoruz ve Kazakistan’ı da bu EXPO 2016’da yanımızda görmek istiyoruz. 2017’de aynı şekilde EXPO 2017 Kazakistan’da ve buraya da Türkiye olarak bizler katılmayı şu anda planlamış durumdayız.

Kazakistan’ın dünyanın rekabet gücü en yüksek 50 ülkesi arasına girmesini memnuniyetle karşılıyoruz, böyle bir hedefin konması gerçekten çok çok önemli. Kazakistan’ın bir diğer hedefi olan dünyanın en gelişmiş 30 ekonomi arasına gireceğine de yürekten inanıyoruz. Bunu başarma noktasında 2050 stratejisiyle uzun soluklu bir yol haritası belirlenmiş oldu. Hedefler olmayınca, hayaller olmayınca netice almakta mümkün değildir.

Kısa zaman önce açıklanan Nurlu Yol Ekonomi Programı ise ülkeyi bir ulaştırma ve lojistik merkezi konumuna taşıyabilecek çok önemli bir proje diye düşünüyorum. Ve 2017 EXPO’nun Kazakistan’ın tanıtımına önemli katkılar sağlayacağına da inanıyorum.

Dünya Ticaret Örgütü müzakerelerinin de bir an önce sonuçlanmasını temenni ediyoruz.

Biz tüm bu süreçlerde Kazak kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Kazakistan’la ticari ve ekonomik işbirliğimizin yanı sıra, savunma sanayi, ulaştırma ve enerji alanındaki projeler, ilişkilerimizin stratejik boyutunu güçlendirecektir. Avrasya’nın iki büyük ülkesi, Türkiye ve Kazakistan’ın bu alanlarda çok önemli potansiyeli var. Orta Asya’nın Hazar Denizi üzerinden uluslararası pazarlara bağlanması bakımından Kazakistan kritik bir konuma sahip. Bu alanda hayata geçirilecek projeler, bölge çapında refah ve istikrara katkıda bulunacaktır.

Kazakistan, bizim Orta Asya’da ekonomik ve ticari işbirliğimiz bakımından özel önem verdiğimiz ülkelerin başında geliyor. Astana’nın inşası başta olmak üzere Kazakistan’daki birçok projede Türk firmalarının imzası, emeği, alın teri var.

Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere Kazakistan yönetimine firmalarımıza verdikleri destek ve itimat için teşekkür ederim. Ve bu ziyarette de 200’e yakın iş adamıyla Kazakistan’a gelmiş bulunuyoruz. Biraz sonra Sayın Cumhurbaşkanıyla birlikte iş adamlarımıza da hitap edeceğiz, onlara da geleceğe yönelik hedefleri belirleme noktasında belli bir heyecanı vereceğiz. Hamdolsun firmalarımız da başarı grafiklerini her geçen gün yükselterek bu güvene mazhar olmaya çalışıyorlar.

Görüşmelerimizde son dönemde bölgesel ve küresel düzeyde yaşanan sıkıntıların ticaretimizi olumsuz etkilediğini tespit ettik. Bu etkileri bertaraf etmek, ülkelerimiz arasındaki gerçek potansiyeli harekete geçirmek noktasında atabileceğimiz adımlar üzerinde durduk. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarma hedefimizi, kararlılığımızı bu konuda aynen koruyoruz. İnşallah kısa zamanda dış ticaret hacmimizde yaşanan gerilemeyi aşacağımıza, kaybettiğimiz ivmeyi tekrar yakalayacağımıza inanıyorum. Bu yöndeki ortak çabalarımızı devam ettirme, ihtiyaç duyulan adımları bir an önce atma hususunda tam bir görüş birliği içindeyiz.

Bugün yapılacak olan Türk-Kazak İş Forumu’nun çok önemli bir adım olacağına inanıyorum. Biz devlet adamlarına düşen görev; iş adamlarımızın önündeki taşları temizlemek, sıkıntılarına çözüm bulmak ve önlerini açmaktır. Bu anlayışla Türk ve Kazak firmalarının işbirliğini kolaylaştırmak için Kazak bankalarına geçtiğimiz yıldan itibaren 100 milyon dolarlık bir Eximbank kredisini tahsis ettik. Ben firmalarımızdan sadece ikili bazda değil, üçüncü ülkelerde de ortak yatırımlar, projeler beklediğimizi özellikle vurgulamak istiyorum.

Değerli Basın Mensupları;

Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizin yanı sıra uluslararası ve bölgesel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Bölgenin refahı, istikrarı ve güvenliği bağlamında işbirliğimizin taşıdığı önemin farkındayız. Bugün bölgemizi saran ateş çemberi karşısında Türkiye ve Kazakistan gibi bölgesinde güvenlik, istikrar ve refahın sembolü olan ülkelerin dayanışma içerisinde hareket etmesi şarttır.

Her zaman ifade ediyoruz, Türkiye’nin dostluğu kara gün dostluğudur. Biz, Kazak kardeşlerimizin ihtiyaç duyduğu stratejik alanlarda onların yanında olmaya devam edeceğiz.

İnşallah yarın ortak değerimiz, gönül ve fikir mimarımızın mimarlarından Hoca Ahmet Yesevi’nin manevi huzuruna çıkacak, kabri şerifini de ziyaret edeceğiz. 78 milyon tüm milletimizin selam, dua, muhabbet ve ihtiramlarını ileteceğiz. Akabinde ismini yad etmek ve misyonunu devam ettirmek üzere kurduğumuz Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi’ne gidecek, öğrenci ve hocalarımızla biraraya geleceğiz.

Sözlerimi bitirmeden önce 26 Nisan günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin suhuletle gerçekleştirilmesini, Kazakistan ve tüm Kazak kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını, birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, güçlenmeye vesile olmasını temenni ediyorum.

Kazakistan’ın özellikle de parmakla gösterilen, gıptayla takip edilen başarı hikâyesinin mimarı Değerli Kardeşim Sayın Nazarbayev’e seçimlerde başarılar diliyorum.

Bugün imzaladığımız anlaşmaların ikili ilişkilerimiz, ülkelerimiz ve halklarımız açısından hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.