23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Dolayısıyla Çocukları Kabulünde Yaptıkları Konuşma

Sevgili Çocuklar,

Sizleri sevgiyle selamlıyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı yürekten kutluyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoş geldiniz diyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 95. yıl dönümünde tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum.

23 Nisan 1920’de açılan Meclisimizin ilk Başkanı, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i ve silah arkadaşlarını da hürmetle, rahmetle anıyorum.

Sevgili Çocuklar,

Büyük Millet Meclisimizin açılış tarihi gibi gerçekten çok önemli bir günün çocuklarımıza armağan edilmiş olması, rastgele alınmış bir karar değil. Büyük Millet Meclisimizin dualarla, salavatlarla açıldığı o tarihi güne ilişkin fotoğraflara bakın, ilk dikkatinizi çekecek olan çocuklardır. Ulus’taki herhalde Büyük Millet Meclisimizi gezdiniz, gördünüz değil mi? Böylece Ankaralı olmak da sizin için tabi bir ayrıcalık. Hem bu işin kurulduğu, temelinin atıldığı o Meclisi görüyorsunuz, hem de şu andaki yeni Meclisimizi görüyor, biliyorsunuz.

Meclisimiz çocuklarla açılmış, çocukların istikbali için mücadele yürütmüş ve zamanı geldiğinde de o günün çocuklarına ülke yönetimini teslim etmiştir. Bugünün çocukları olarak Cumhurbaşkanlığına, Meclise, Başbakanlığa, bakanlıklara, valiliklere, kaymakamlıklara, belediyelere ziyaretçi olarak gelen sizler, yarın o görevleri bizzat yürüteceksiniz. Bizim bugün yaptığımız gibi sizler de daha sonraki nesillere güzel bir gelecek sağlamak için çalışacak, mücadele edeceksiniz. 18 yaşından itibaren seçme ve seçilme yeterliliğine sahip olan bireyler olarak bu büyük ve kutlu yürüyüşte yerinizi almaya başlayacaksınız.

Gerçi şu anda henüz 18 yaş bir seçilme yaşı değil ama benim özellikle birkaç yıldır 18 yaşın sadece seçme değil, aynı zamanda seçilme yaşı olma teklifim var, temenni ederim ki bu Parlamento nasıl 30’u 25’e indirdiyse, şimdi bunu bir de 18’e indirmeli. Çünkü Batı ülkelerinin birçoğunda, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birçoğunda 18 yaş hem seçme yaşıdır, hem de seçilme yaşıdır. Seçmek zordur aslında, seçilmek değil, çünkü en iyiyi, en kaliteliyi bulup çıkarabilmek kolay bir iş değil, zor bir iştir. Seçilmek için aday olursunuz, eğer layıksanız, işte o seçecek olan kişiler sizi oradan çeker çıkarır ve seçer.

Bu bakımdan, temenni ediyorum ki, 18 yaşın seçme ve seçilme yaşı olarak yapılacak yasal düzenleme ülkemizin geleceğini genç kuşaklara emanet etme noktasında çok çok büyük önem arz edecektir.

Sizin içinizden bürokratlar, iş adamları, belediye başkanları, milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları çıkacak, aynı şekilde içinizden bir kısmı da bilimden sanata, işte az önce yavrumuzu gördük, kemanı gayet güzel bir şekilde bizlere bir kemani olarak burada verdiği artık buna rahatlıkla resital diyebiliriz değil mi, bunu ortaya koydu. Onun için ayrıca ben tebrik ediyorum, sizler de alkışladınız zaten. Yine bunu artık büyük bizim konser salonlarında dinleyeceğimiz günler de gelecek. Burada yapıyoruz şimdi büyük bir salon, inşallah orada ilk resitali verdirelim, tamam mı Fahri Bey. Unutmayın onu, notlarımıza alalım, bittiği zaman bu açılış töreninde davet edeceğiz, orada inşallah ülkemiz insanları da bunu izleme, dinleme fırsatını bulacaklar.

Her birinizin ben doğrusu gözünde, yüzünde bu kararlılığı görüyorum.

Bilhassa son 12 yıldır çocuklarımıza daha iyi, daha mutlu, daha müreffeh bir gelecek bırakabilmek için çok çalıştık, çok ciddi projeler hayata geçirdik. Özellikle eğitim alanında ülkemizde büyük bir dönüşümü gerçekleştirdik. Evinize gittiğinizde annelerinize, babalarınıza lütfen sorun, onlar hangi şartlarda eğitim görmüşler. Onların anlattıklarını bugün sizin sahip olduğunuz imkânlarla bir karşılaştırın, aradaki farkın gerçekten çok büyük olduğunu göreceksiniz. Biraz daha geriye gidip, büyük anneanneleriniz varsa, yaşıyorlarsa, büyükbabalarınız yaşıyorsa onlara da bir sorun, alacağınız cevaplar eminim ki sizi ciddi manada hayrete düşürecektir.

Ülkemizin nereden nereye geldiğini bilmezsek, bugünümüzü ve gelecek hedeflerimizi doğru değerlendiremeyiz. Türkiye son 12 yılda elde ettiği 3 katlık büyümeyle bugünlere geldi ve bu büyümede en önemli payı Milli Eğitim Bakanlığımız almıştır, ikinci sırada Sağlık Bakanlığımız almıştır. İnşallah 2023 hedeflerimize de ulaşarak, sizlere 2053 ve 2071 vizyonumuzu hayata geçirebileceğimiz bir Türkiye teslim etmek istiyoruz.

Sevgili Çocuklar,

Biliyorsunuz 24 ve 25 Nisan tarihlerinde Çanakkale Kara Savaşlarının yıl dönümünü yâd ediyoruz. Bugün İstanbul’da 100’e yakın ülkenin devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, temsilciler gelecek ve şu anda İstanbul’a bir kısmı gelmiş durumda, onlarla Dünya Barış Zirvesini topluyoruz ve İstanbul’dan tüm dünyaya bir barış mesajını hep birlikte vereceğiz. Yarın sabah Çanakkale’ye geçeceğiz ve Çanakkale’de şehitliklerimizi ziyaret edeceğiz.

İçinizde şu ana kadar Çanakkale’ye gitmeyen var mı? Eyvah… Bunlar gitmeyenler değil mi? 11, çok. Onları değil, demek onların okullarını bir hemen incelememiz lazım. Bir defa Çanakkale şehitliklerini görecekler ki, ecdadımız o Çanakkale’de yedi düvele karşı nasıl bir mücadele vermiş, işin diğer boyutunda tabi Kara Savaşlarının başladığı dönemde Gazi Mustafa Kemal’le birlikte tüm oradaki üniversite yıllarındaki gençler dahi, liseli gençler dahi, tüfeklerinin kabzaları yerde sürünüyor, o kadar gençler bu Çanakkale Kara Savaşlarına ne yaptılar? İştirak ettiler, böyle bir mücadeleyi verdiler. Biz, o neslin, o ecdadın evlatlarıyız, onu yerinde görmek, inanıyorum ki sizlere çok önemli bir tarih şuuru verecektir.

Tarihi olmayanın geleceği olmaz, bunu bileceğiz ve bu şekilde de Çanakkale’deki o ziyaretleri yaptığımızda ve kabristanları gezerken Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, ama bir de onların nerelerden geldiklerini gördüğünüzde inanıyorum ki şaşıracaksınız. Orada Tiflis’i göreceksiniz, orada Bakü’yü göreceksiniz, orada dünyanın değişik yerlerinden, ta Pakistan’dan, Afganistan’dan gelenleri göreceksiniz. Hepsi bizim istiklal mücadelemize ne yaptılar? Geldiler katıldılar.

Tabii 23 Nisan’da tüm dünyaya ilan ettiğimiz Kurtuluş Savaşımızın Çanakkale Savaşı nesi oldu? Bir habercisi oldu, bu bakından çok çok önemli ve dayanak noktamız olması hasebiyle de muhakkak orayı gezip görmeniz gerekir.

Ben inanıyorum ki hemen Bakanlığımız süratle bunu derleyip, toparlayıp sizleri Çanakkale’ye götüreceklerdir.

Bu şehirlerin tabii bize gerçekten 81 vilayetimizin her biri kadar yakın yerler olduğunu orada bu kabristanı ziyaret ederken göreceksiniz. Oraları bu 10 yıl içerisinde yaptık, bu hale getirdik, simülasyon merkezlerimiz var, orada müzelerimiz var, bunları görme imkanını özellikle yakalayacaksınız, o bakımdan çok çok önemli.

Kökünden kopan bir ağaç nasıl yaşayamazsa, kısa sürede nasıl çürür ve devrilip giderse, aynı şekilde tarihlerinden kopan milletler de ayakta kalamazlar.

Bakınız, geçtiğimiz günlerde Kazakistan’a gittik ve Kazakistan’da Ahmet Yesevi Türbesini ziyaret ettik. Ahmet Yesevi’yi bilmeyen Hacı Bektaş-ı Veli’yi bilmez, Hünkâr’ı bilmeyen Bosna’daki Sarı Saltuk Türbesi’nin anlamını bilmez. Bunları oraları gezerek, oraların tarihçesini okuyarak, ne yapmamız lazım? Anlamamız lazım. Malazgirt’i bilmeyen, Söğüt’ü bilemez, İznik’in, Bursa’nın, Edirne’nin tarihimizdeki yerini bilmez, bu bakımdan bunlar çok büyük önem taşıyor. İstanbul’un fethindeki sırrı kavramayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ifade ettiği asıl manayı da idrak edemez.

23 Nisan tarihine işte bu fotoğraf içinde baktığımızda çok daha farklı bir anlam görürüz. Bu fotoğraf aynı zamanda bizlere çocuklarımız için yapmamız gerekenleri de ifade eden kıymetli bir uyarıcıdır.

Dolayısıyla, ben sizlere bu güzel, anlamlı bayram gününde daha nice bayramlar temenni ediyorum.

İnanıyorum ki sizler inşallah 2071’i göreceksiniz, 2071’in Türkiye’sinin bugünkü Türkiye’den çok daha farklı, çok daha güçlü olacağına inanıyorum. Çünkü öyle temeller attık ve bu temeller üzerinde hem 2053’ü, İstanbul’un fethinin 600. yıl dönümünü, hem de 1071’i, özellikle bininci yıl dönümünde, 2071’de kutlamak sizlere nasip olacak, bizler o günleri görmeyeceğiz.

Ve bu duygular içerisinde gözlerinizden öpüyorum, okullarınızda hepinize başarılar diliyorum, başarılı bir gelecek Allah’tan temenni ediyorum.