Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi’nde Yaptıkları Konuşma

03.11.2023

Sayın Devlet ve Hükümet Başkanları,

Sayın Milli Lider,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Karaganda’daki elim maden kazasında hayatını kaybeden Kazak kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli aileleri başta olmak üzere tüm Kazak Halkı’na başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Başarılı şekilde tamamladıkları dönem başkanlıkları dolayısıyla değerli kardeşim Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev’e müteşekkiriz. Dönem Başkanlığını devralan aziz kardeşim Sayın Tokayev’e de gösterdiği müstesna misafirperverlik için şükranlarımı sunuyor, başarılar temenni ediyorum.

Türk dünyası ali nişanıyla taltif edeceğimiz kardeşim Mirziyoyev’e en kalbi tebriklerimi iletiyorum.

Kıymetli kardeşlerim,

Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır. Bu hakikati son dönemde karşılaştığımız pek çok hadisede gördük, görüyoruz. Can Azerbaycan, vatan muharebesinin ardından Karabağ’da 30 yıldır süregelen işgale tamamen son verdi. Bu tarihi başarıdan büyük bir gurur ve sevinç duyuyoruz. Böylece bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaşmış olduk. Açılan fırsat penceresinin değerlendirilmesi en büyük arzumuzdur. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir. Azerbaycan’ın Batı bölgeleriyle Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak ulaştırma hattının hayata geçirilmesi de büyük önem taşıyor. Hattın açılması, tüm bölge ülkelerinin refahına ciddi katkı sağlayacağı gibi, Türkiye’yi de ata yurdumuz olan Orta Asya’ya bağlayacaktır. Bu sürecin başarıyla tamamlanması için Türk dünyası olarak Azerbaycan’a olan desteğimizi sürdürmeliyiz.

Değerli Kardeşlerim,

Kültürümüz ve medeniyetimiz bizlere adaleti göz etmeyi, mazlumun elinden tutmayı, haksızlıklar karşısında susmamayı tavsiye eder. Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, mülteci kampları bombalanıyor, masum çocuklar acımasızca katlediliyor. 7 Ekim’den beri şahit olduklarımızı mazur gösterecek, bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yoktur. Açık ve net söylemek gerekirse; Gazze’de tam 28 gündür insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu kriz ilk patlak verdiği andan itibaren Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş benimsedik. Sivillere karşı eylemleri tasvip etmediğimizi her fırsatta söyledik, söylüyoruz. Önceliğimiz insani ateşkesin süratle tesis edilmesidir. Müslüman, Hristiyan veya Yahudi fark etmeksizin herkesin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalar üzerinde de çalışıyoruz.

Uluslararası Barış Konferansı için zemin oluşturma çabalarımız sürüyor.

Şimdiye kadar 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik. Sahada şartlar el verdikçe yenilerini göndermeye devam edeceğiz. Türk dünyası olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz önce ateşkese, sonrasında da kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. Türk Devletleri Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş da, diğer kuruluşlara örnek teşkil edecektir.

Rusya-Ukrayna Savaşının enerji, gıda, ulaştırma gibi alanlardaki yansımaları tüm dünyayı olumsuz etkiliyor. Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz.

Afganistan’da sürdürülebilir barışın ve istikrarın tesisi, Orta Asya’nın ötesinde tüm kıtada kalıcı güvenlik ve refaha hizmet edecektir. Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak Afganistan’daki mevcut yönetime eşgüdüm içinde vereceğimiz mesajlar bu bakımdan önemlidir.

Aziz Kardeşlerim,

6 Şubat’ta yaşadığımız asrın felaketi depremlerin akabinde sergilediğiniz dayanışmayı unutmamız mümkün değildir. 16 Mart’ta Ankara’da düzenlediğimiz olağanüstü zirvede tüm dünya bu dayanışmaya şahit olmuştur. Ankara’da aldığımız kararla Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma mekanizmasının kurulması için önemli bir adım atmıştık. Gerekli süreçleri bir an önce tamamlayarak mekanizmanın hayata geçirilmesinde fayda görüyoruz. Türkiye, teşkilatımızın bugüne kadar elde ettiği başarıların devamı için gayretlerine devam ediyor.

Nahçıvan Anlaşması’nda değişiklik yapılmasına ilişkin protokol, Meclisimiz tarafından Türk devletleri iş birliği günü olan 3 Ekim tarihinde kabul edildi. 1 Kasım itibariyle protokolün iç onay sürecini tamamladık. Tüm üye ülkeleri protokolün bir an evvel hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmaya davet ediyorum. Başta ticaret ve ekonomi, enerji ve ulaştırma olmak üzere muhtelif iş birliği alanlarında mevcut potansiyelimiz bize çok daha fazlasını vadediyor.

Ankara’daki Olağanüstü Zirve’de kuruluş anlaşmasını imzaladığımız İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonu’nun faaliyetlerine bir an evvel başlamasını istiyoruz. Bununla ilgili anlaşma da önceki gün Parlamentomuzda kabul edildi. Mega enerji ve ulaşım altyapısı projeleri, Türk devletleri arasında her zaman temel ve önemli bir iş birliği alanı oldu. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattı ve Trans Anadolu boru hattı bunun somut örnekleridir. Hazar doğal gazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşınması hem Türk devletlerinin refahına, hem de Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı yapacaktır.

Ülkelerimiz arasındaki ulaştırma ağlarını geliştirme hedefine de özellikle eğilmeliyiz. Bu anlayışla Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridorunu etkinleştirme gayretlerimizi sürdürüyoruz. Ulaşım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, ulaşım ağlarının zenginleştirilmesi, sınır geçişlerinin ve vize işlemlerinin kolaylaştırılması noktasında iş birliğimizi güçlendirmeliyiz.

Semerkant Zirvemizde imzalanan Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması ve Ulaştırma Bağlantısallık Programı önemli katkılar sağlıyor. Bugün de 2023-2027 yıllarına ait Ulaştırma Ortak Eylem Planını hazırlayarak yeni dönem yol haritamızı belirlemiş olacağız.

Tüm bu alanların yanında, ortak dil, kültür ve tarihe dayalı beşeri ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yükseköğretim alanındaki iş birliğimizi kuvvetlendirmeye yönelik çabalarımız da sürüyor. Özellikle birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikârdır. Bunun ilk adımı alfabe birliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda başkanların desteği çok çok önemlidir. Yükseköğretim Kurulumuzun sekretaryamıza ilettiği önerilerin siz kıymetli kardeşlerim tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.

Dostlarım,

Aile meclisimizi geçtiğimiz yıl ki Semerkant Zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne oy birliğiyle gözlemci üye statüsü vererek tarihi bir karara imza atmıştı. Sizlere bu kararın alınmasında sağladığınız destek nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kararla Türk dünyası tecrit edildikleri halde öz vatanından vazgeçmeyen Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadıklarını herkesi göstermişti. Büyük Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkleriyle dayanışma içinde hareket etmek hepimizin yükümlülüğüdür. Müteakip zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni karar verdiğimiz şekilde gözlemci üye statüsüyle aramızda göreceğimize inanıyorum. Bu konuda sizlerin dirayetli liderliğinize güveniyorum. Bu vesileyle gözlemci üyemiz Türkmenistan’ı da aile meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kere daha vurgulamak istiyorum.

Değerli kardeşlerim,

Birliğimiz gücümüzdür şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, farklı meydan okumalar karşısında daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz. Liderler olarak birlik ve beraberlik içinde güçlü bir Türk dünyası tasavvuruyla Türk dünyası bayrağını taşıyan gönüllere yol göstermeliyiz. Bu sene 100. Yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm Türk dünyasının barışı, refahı ve güvenliği yönünde adımlar atmayı sürdüreceğiz. Türkiye yüzyılı vizyonumuzu teşkilatımıza da teşmil ederek önümüzdeki dönemi inşallah Türk devri yapmak için omuz omuza çalışacağız.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Başta ev sahibimiz Kazakistan ve Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İstişarelerimizin ve alacağımız kararların başta ülkelerimiz ve Türk dünyası olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.