Orta Vadeli Program Tanıtım Toplantısı’nda Yaptıkları Konuşma

06.09.2023

Aziz Milletim,

Ekonomi ve İş Dünyamızın Kıymetli Temsilcileri,

Değerli Basın Mensupları,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, milletin evine hoş geldiniz.

Sözlerimin hemen başında, dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. İçişler Bakanlığımız, AFAD’ımız, valiliklerimiz ve diğer kurumlarımız su baskınlarından olumsuz etkilenen insanlarımızın sıkıntılarının giderilmesi için yoğun bir şekilde çalışıyor. Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken, ailelerine sabırlar, milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Biraz sonra genel hatlarıyla paylaşacağımız Orta Vadeli Programın ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.  Programın hazırlanmasında emeği geçen herkesi Cumhurbaşkanı Yardımcımızla birlikte tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımız, sivil toplum kurumlarımıza özellikle bu konuda teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte Türkiye’nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz.  Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi itibarıyla sadece Türk siyasi tarihine değil, dünya siyaset literatürüne de geçen 14 ve 18 Mayıs seçimlerini hamdolsun tam bir demokratik olgunluk içinde tamamladık. Sandıkların açılmasıyla birlikte tüm belirsizlikler ortadan kalktı ve Türkiye’yi kimin yöneteceği belli oldu, halkımız bir kez daha güven ve istikrar dedi. Daha önce ülkemize vakit, nakit ve enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı.

Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden Kabinemizi açıkladık, ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk. Ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz. 28 Mayıs’ın üzerinden geçen 102 güne rağmen birileri hala kavga ve iç çekişmelerden başlarını dahi kaldıramazken, biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz.

Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika Kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak görmediği, hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ediyoruz.

Hep söylediğimiz gibi, biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak, Orta Vadeli Program gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz.

Aziz Milletim,

Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyon insanımızı etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmadır. Türkiye, dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir. Ancak, devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri açtıysak, aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor.

2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsu etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.

İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar doları, yıllık bazda da 253,5 milyar doları yakaladık

Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz.

İstihdam da hamdolsun herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerin rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık.

Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon doğal olarak bizim de sorunumuzdur. Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra, birtakım ilave tedbirleri aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz.

Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz, hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir. 2022 yılını milli gelire oranla yüzde 1’lik bir bütçe açığıyla kapattık. Bütçe disiplinimiz deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir.

Program aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edecektir. Orta Vadeli Programla Türkiye yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumumuzun destekleriyle Orta Vadeli Programın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak Orta Vadeli Programa desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum.

Değerli Dostlar,

Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomideki ilk yol haritamızı Orta Vadeli Programla ortaya koyuyoruz. Programımızda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklükleri paylaşırken hiçbir sorunu görmezden gelmedik. Önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açtık. Temel konuları bir takvim ile programın önemli bir parçasına dönüştürdük. Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesiyle iş ve yatırım ortamına 7 temel alanda öncelikli reform adımlarını belirledik.

Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız.

Bununla birlikte, sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz.

6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılması gündemimizin ilk sırasında yer almaktadır. Depremzedelerimizi sırf oy tercihlerinden dolayı onları kapı dışarı eden, onlara hakaretler savuran zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız.

Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik.  Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken, zarar göre tarım ve sanayi alanlarıyla tüm altyapı ayağa kalkacaktır.

Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyümeyle istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmek önceliğimizdir.

Bu 3 yıllık dönemde enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz.

Dönem sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan, buranın altını çiziyorum, fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz.

Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız.

İnşallah Hindistan’da yapılacak olan G-20 toplantısı işte bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız.

Mali disiplinle desteklenen dezenflasyon süreci güven ve istikrar ortamını pekiştirerek, iş ve yatırım ortamımızı iyileştirecek, ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacaktır. Orta vade de bir taraftan tek haneli enflasyon hedefiyle uyumlu gelirler politikası izlerken, diğer taraftan vatandaşlarımızın özellikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranın program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikalarımızın merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduk. Bu şekilde ürün ve hizmetlerimizin teknolojik kompozisyonunu iyileştirmeyi hedefliyoruz. İhracatımızı 300 milyar doların, turizm gelirlerimizi ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız. Temel ithalat kalemimiz olan enerjide doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik attığımız hızlı adımların katkısını daha fazla göreceğiz. Tabi burada bir şeyin de altını çizeyim, Ataşehir’de şu anda ki İstanbul Finans Merkezi’ni aynı zamanda bizim enerji hub’ımız haline getireceğiz. Ne demek istiyorsunuz? Yani burada doğal gaz da, bütün madenler de, bunlar burada değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl birçok konuda Londra Borsası varsa, Hamburg Borsası varsa işte bizim finans merkezimizin içerisinde aynı zamanda enerji ama enerji derken aklımıza elektrik gelmesin, burada doğal gaz da olacak, burada maden de olacak, aklımıza enerjinin bütün ürünleri nelerse bütün bunların pazarlamasını yapıldığı bir yer burası olacak. Yani bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer haline gelecek, bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bunun çalışmalarını yaparak süratle bu adımı atacağız. Ve bütün bunlarla beraber son Soçi ziyaretimde de Sayın Putin’le yaptığımız görüşmede aynı şekilde Trakya Doğal Gaz Hub’ı olarak o da yine planlaması içerisinde ayrıca yürüyecek. Üç yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngörüyoruz. Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle ileride cari işlemler fazlasına da Allah’ın izniyle ulaşacağız.

Aziz Milletim,

Orta vadeli programda uygulayacağımız politika sepetiyle enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek üretim planlaması yapacağız. Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz. Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan, evet 500 bin ton domates biz sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından bu çok çok önemli. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabeti sınırlayıcı fiyatlama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız. Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanını artıracağız. Yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarıyla arz güvenliğini garanti altına alacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Kur korumalı mevduat sistemimiz görevini yerine getirmiş, kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağlamıştır. Kur korumalı mevduatlarımızın kur istikrarının pekiştiği bir zeminde Türk Lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz yatırım taahhütlü avans kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir.

Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız. Dijital Türk Liramızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bununla ilgili takvimi ayrıcı paylaşacağız. Katılım finans sektörümüzün sigortacılık dahil tüm alanlarıyla gelişmesi ve İstanbul Finans Merkezi projemiz de ana unsur olması için destek vereceğiz. Yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik katılım finans sektörü için katılım esaslı faaliyet gösteren FİNTEK’leri destekleyeceğiz. Katılım finansta İstanbul’umuzu küresel merkezlerden biri haline getireceğiz. Menkul kıymetlerimizin ihraç süreçlerini dijitalleştirecek ve ihraçlarımızın akıllı sözleşmeler üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayacağız.

Aziz Milletim,

Program döneminde başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken, ekonomimiz de güvenin ve istikrarın sigortası olarak gördüğümüz mali disiplini koruyacak ve güçlendireceğiz, yani bu iki kavram bizim için çok çok önemli güven, istikrar. Güven olmadan istikrar olmaz. Güveni sağlayacağız ki istikrarı ne yapalım? Yakalayalım. Depremlerin etkisiyle artan bütçe açıklarını dönem sonunda Avrupa Birliği standartlarına uyumlu şekilde yüzde 3’ün altına çekeceğiz. Gelir, Kurumlar ve Vergi Usul Kanunları Başta olmak üzere temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelir düzenlemeler yapacağız. Teknolojik imkanlardan azami düzeyde faydalanarak kayıt dışılıkla her alanda kararlı bir mücadele edeceğiz. Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek ekonomiye hızla kazandırılabilecek projeleri öncelik vereceğiz. Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız.

Sosyal yardım sistemimizi iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek bir çerçevede yeniden kurgulayacağız. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üst yönetiminde kurumsal yönetim anlayışını güçlendirerek piyasa koşullarında daha verimli ve rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerini temin edeceğiz.

Ekonomik büyüme ve ticaret alanında teknolojik altyapımız, beşeri sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitemiz güçlenecektir. Hedef odaklı ve seçici bir yaklaşımla finansmana erişimi kolaylaştırırken, enflasyonist baskıya yol açabilecek uygulamalardan kaçınacağız. Sanayide yerli üretim ve teknolojik dönüşüme yönelik ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Turizm ve taşımacılık gibi döviz kazandırıcı hizmet ticaretini destekleyeceğiz.

Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz. Büyümeye yönelik öngördüğümüz verimlilik artışını, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlayacağız. Özel kesim girişimlerinin önünü daha da açarak yatırım, ticaret ve finans alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız.

Şirket kurma ve tasfiye süreçlerini iyileştirecek, bürokrasinin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması ve işlem maliyetlerinin düşürülmesiyle hukuki ve mali süreçlerin iyileştirilmesi için düzenlemeler yapacağız. Bürokratik işlemlerde sadeleşmeye gidecek, şirket ve ticaret sicili işlemlerinde dijital uygulamaları yaygınlaştıracak, yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlerin çevrimiçi platforma taşınmasını sağlayacağız.

Yargılama süreçlerini etkinleştirecek, alternatif uyuşmazlık, çözüm yöntemlerini devreye alacağız. Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle Avrupa Birliği dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda birlik müktesebatına uyumlu hale getirilecektir.

Yatırımcıların faydalanması için uygun yatırım yerlerini içeren yatırım yeri envanteri oluşturulacaktır. Özellikle gençlerimize meslek edindirici, nitelikli istihdamı ve üretkenliği artırıcı bir yaklaşımla iş gücü potansiyelimizi azami şekilde kullanacağız. Mesleki ve teknik eğitimde müfredatın güncellenmesi, staj ve iş başı eğitimi programlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konuları da dahil olmak üzere özel sektör ile iş birliğini artıracağız.

Yapay zeka, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik kamu, üniversite, özel sektör iş birliği programlarını hayata geçireceğiz. Yükseköğretim kontenjanlarını kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu iş gücüyle uyumlu hale getireceğiz.

Uzaktan, kısmı ve geçici süreli yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda mevzuat düzenlemeleri yapacağız. Kuracağımız aile ve gençlik bankasıyla aile yapımızı güçlendirirken, gençlerimizin istihdamını ve girişimciliğini çeşitli kanallarla destekleyeceğiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz kapsamında ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere çalışacağız. İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin planlama ve uygulama araçlarını düzenlemek üzere yasal çerçeveyi geliştireceğiz.

Ulusal emisyon ticaret sistemi hukuki altyapısını tamamlayacak, sistemi Avrupa Birliği sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyumlu bir yapıda geliştireceğiz. Türk vergi sistemini karbon fiyatlandırma çerçevesinde gözden geçireceğiz. Döngüsel ekonomiye geçiş için bütüncül bir ulusal döngüsel ekonomi eylem planı hazırlayacağız. Başarılı sonuçlarını aldığımız sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracağız.

Taşımacılık terminalleri, demir yolu ulaştırması ve kent içi ulaşım başta olmak üzere ulaştırma sektöründe düşük karbonlu ulaşım sistemine geçişi kolaylaştıracağız. Orman varlığının artırılmasına ve korunmasına, yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceğiz. Burada detayını veremediğimiz birçok başlık ve politika ile kalkınma sürecini inşallah daha üst aşamaya taşıyacağız.

Aziz Milletim,

Kıymetli Misafirler,

Programı bugün sizlerle paylaşıyoruz, yarın sabah Cumhurbaşkanı Yardımcım ve ilgili bakanlarımız yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelerek sorulara ayrıca cevap vereceklerdir.

2024 Cumhurbaşkanlığı yıllık programında burada yer alan tedbirler daha ayrıntılı ele alınacaktır. Bu kapsamda Meclisimize sunacağımız 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun teklifine yönelik ödenek teklif tavanları belirlemiş bulunuyoruz. İnşallah Meclisimizin de onayını aldıktan sonra 2024 yılında uygulamayı hedeflediğimiz tüm çalışmaları hızla başlatmış olacağız.

Ayrıca, Ekim ayında Meclise sunacağımız 2053 perspektifiyle hazırladığımız 5 yıllık kalkınma planı ve program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız.

Orta Vadeli Programımızın şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Cumhurbaşkanı Yardımcımla birlikte program hazırlıklarından sorumlu Hazine ve Maliye Bakanımız ve Strateji Bütçe Başkanımız başta olmak üzere tüm bakanlarımı tebrik ediyorum.

Yapılan istişare süreçlerinde görüşlerini ifade ederek veya hazırladıkları çeşitli raporları bizlerle paylaşarak programın hazırlanmasını katkı sunan tüm paydaşlarımıza ayrıca şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.

Orta Vadeli Programın tüm sektörler ve kamu kurumları tarafından sahiplenileceğine yürekten inanıyorum.

Afetin yaralarını saran, enflasyonu yeniden tek haneye düşüren, büyüme ve istihdamı sürdüren sosyal adalet ve refahı geliştiren Orta Vadeli Programın Türkiye yüzyılı vizyonumuza ivme kazandırmasını temenni ediyorum.

 Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum; kalın sağlıcakla.