Vaniköy Camii Açılışında Yaptıkları Konuşma

16.06.2023

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum, esselâmu aleyküm ve´rahmetullâhe ve´barakâtuh. Üsküdar’ımız için böylesine anlamlı bir günde sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Gönüllerimizi buluşturan, şu sevinci yaşamamıza vesile olan Rabbime hamd ediyorum.

Tarihi Vaniköy Camii, Üsküdar’ımızın sembol mekanlarından biriydi. Boğaz’ın incileri arasında yer alan 358 yıllık Vaniköy Camii, maalesef 2,5 yıl önce çıkan yangında çok ağır hasar görmüştü. Camimizin ahşap çatısı ile mahfil bölümü tamamen yanmış, Hünkar Kasrı’nın iç mekanları da kullanılamaz hale gelmişti. Bir Üsküdar sakini ve aşığı olarak bizim de yüreğimizi yakan bu yangın sonrasında malum çevreler hemen istismara başladılar, buranın komple yıkılarak, ranta açılacağını ifade ettiler, akla, vicdana ve ahlaka sığmayan bir sürü tezvirat yaydılar. Her zaman yaptıkları gibi yalanlarla, çarpıtmalarla, bühtanlarla İstanbullu kardeşlerimizin zihnini bulandırmaya çalıştılar. Biz bunların hiçbirine kulak asmadık, ata yadigarı şu nadide eseri şehre vefa misyonuyla yeniden ihya etmek için süratle harekete geçtik.

İstanbul Vakıflar İkinci Bölge Müdürlüğümüz Mehmet Vani Vakfı ve Kalyon Vakfı arasında bir restorasyon protokolü imzalandı. Kapsamlı bir hazırlık sürecinden sonra Kalyon Vakfı Camimizi aslına uygun olarak tekrar şehrimize kazandırmak amacıyla hemen kolları sıvadı. Çam keresteleri Dursunbey’de, meşe keresteleri Yenice’den, mermerleri Marmara Adası’ndan temin edilerek camimiz tamamen özgün malzeme kullanılarak yenilendi. Ayrıca, camide yer alan Hünkâr Kasrı’nın zemin katı kütüphane olarak vatandaşlarımızın istifadesine sunuldu.

Titiz bir çalışmayla seçilen yaklaşık 1600 eser başta gençlerimiz olmak üzere camimizi ziyaret eden herkesin kullanımına açık olacak. Sadece Üsküdar’ın değil İstanbul’un da sembol mimari eserlerinden olan Vaniköy Camii, yangında yıkılana kadar tam 3,5 asır boyunca bu bölgenin adeta kalbi konumundaydı. 18. yüzyıldan itibaren padişahların ziyaretgahlarından biri olmuştu. Camimizin artık kütüphanesiyle birlikte kısa sürede İstanbul’umuzun yeni uğrak yerlerinden biri haline geleceğine inanıyorum.

Restorasyon sonrası tekrar ibadete açtığımız Vaniköy Camii’nin ilçemize ve İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Bu muhteşem eserin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen işçisinden mimarına, mühendisine, ustasından sanatçısına kadar herkese teşekkür ediyorum.

Caminin restorasyonunu gönüllü olarak üstlenen ve bu görevi en güzel şekilde yerine getiren Kalyon Vakfı’nı canı gönülden tebrik ediyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığımızı ilk günden itibaren projeyi sahiplendiği ve güçlü biçimde desteklediği için ayrıca kutluyorum.

Camilerimizin hepsi birer ibadethane olmanın yanı sıra, aynı zamanda bu toprakların ebediyen bize ait olduğunu gösteren tapu senetleridir. Camiler bizim kimlik kartımız, bizi binlerce yıllık şanlı mazimize bağlayan manevi köprülerimizdir. Ecdat yadigarı eserlerimiz korumayı, köklerimizi ve manevi bağlarımızı da muhafaza etmek bakımından gerekli görüyorum.

İhya ettiğimiz her bir kültürel mirasımızla, aynı zamanda geçmişten bugüne ve geleceğe sarsılmaz bir köprü kuruyoruz. Ayağa kaldırdığımız her eserimizle milletimiz varlığımızı daha da güçlendirmiş oluyoruz. Aslına uygun şekilde yeniden hayata kattığımız tarihi binalarla İstanbul’la birlikte medeniyetimize de vefa borcumuzu ödüyoruz. Yurdun dört bir yanını ilmek ilmek dokurken, ruh dünyamızı besleyen iman ocaklarının tütmesine özel önem veriyoruz.

Rabbim, bu hassasiyetle restore ettiğimiz camimizin içinden cemaati, minarelerinden ezanı, kubbesinden Kur’an-ı Kerim seslerini eksik etmesin diyorum. Bu vesileyle, camimize ismini veren Mehmet Vani Efendi’yi rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Rabbim ruhunu şad, mekânını inşallah Cennet eylesin.

Aziz Kardeşlerim,

Bizim her köşesinden, her bir taşından adeta tarih fışkıran İstanbul’a olan sevdamız, muhabbetimiz ve sadakatimiz bir başkadır. Bize Sultan Fatih’in, Ulubatlı Hasan’ın ve Akıncıların emaneti bu şehri tüm ilçeleriyle birlikte gönülden seviyoruz. Biz, Resul-i Kibriya Aleyhissalatü Vesselam efendimizin övgüsüne mazhar olmuş bu güzel şehrin meftunuyuz, aşığıyız, hizmetkârıyız. İstanbul sevgimizi birileri gibi sadece lafta bırakmıyoruz, İstanbul’un her metrekaresini eser, yatırım ve projelerimizle nakış-nakış işleyerek samimiyetimizi gösteriyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan, tüm İstanbullulara hizmet ederek muhabbetimizin gereğini yerine getiriyoruz. İstanbul’a minnet borcumuzu bu kadim şehrin tarihi ve kültürel dokusuna daha fazla sahip çıkarak ifa etmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar kaderine terk edilmiş ecdat yadigârı nice eseri ihya ettik. Fatih Sultan Mehmet Han’ın vasiyetine uygun şekilde Ayasofya Camii’ni 86 yıllık ayrılığın ardından tekrar Ezan-ı Muhammedilerle buluşturduk.

Büyük Çamlıca Camii ile İstanbul’a görkemli ve şehrin sembolü haline dönüşen muhteşem bir eser kazandırdık. Bir dönem vesayet girişimlerine bahane olarak gösterilen Taksim Camii’ni inşa ederek İstanbul’un kalbine bir gül yerleştirdik. Rami Kütüphanesinden Eminönü Yeni Camii’ne kadar pek çok eseri tarihi hüviyetini koruyarak restore ettik, milletimizin istifadesine sunduk. Levent’te Levent kaptan-ı derya, Barbaros Hayrettin Paşa Cami’ni inşa ederek o bölgeye yine muhteşem bir eseri kazandırdık. 2002’den bu yana sadece Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla yaklaşık 5 bin 500 eserimizi restore ederek ihyasını gerçekleştirdik.

Bunlarla birlikte, havalimanlarından raylı sistemlere, şehir hastanelerinden okullara, yollara, köprülere, kültür merkezlerine kadar her alanda İstanbul’u hak ettiği yatırımlarla buluşturduk. Son 21 yılda İstanbul’a yaptığımız kamu yatırımlarının toplam tutarı güncel rakamlarla 812 milyar lirayı geçiyor.

Bizde önce on yıllar boyunca ihmal edilen İstanbul, 1994’ten itibaren mahalli idareler boyutuyla da altın yıllarını yaşamıştı. Ancak, İstanbul’un birkaç senedir yerel hizmetler noktasında tekrar bir Fetret Devri’ne girdiğine üzülerek şahit oluyoruz. Önümüzdeki 9 ay süresinde hep birlikte çalışarak inşallah İstanbul’u içinde sürüklendiği bu Fetret Devrinden hep beraber çıkartacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

Bu düşüncelerle Vaniköy Camii’mizin ihyasında ve restorasyonunda emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum. Camimize sahip çıkan, namazlarıyla, dualarıyla, ilmi çalışmalarıyla bu eseri ihya ve imar eden tüm kardeşlerime şimdiden teşekkür ediyorum.

Burada yapılacak duaların, edilecek ibadetlerin Allah katında kabul ve karin olmasını niyaz ediyorum.

Cumanız mübarek olsun, kalın sağlıcakla diyorum ve duaya geçiyoruz.