Hanımefendiler, beyefendiler,
Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesine, milletin evine sizler hoş geldiniz. Bugün 6 Şubat depremlerinde fedakârlık gösteren yerli ve yabancı arama-kurtarma ekiplerimize madalya tevcih töreni vesilesiyle bir aradayız. Davetimize icabet ederek bugün bizlere gerçekten büyük bir mutluluk yaşattınız.
Yurt dışından gelen misafirlerimiz başta olmak üzere her birinize ayrı ayrı milletim adına teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz, devletimizin 3 farklı kategoride nişan ve madalyası bulunuyor. Kısa süre önce Madalyalar ve Nişanlar Kanunu’nda yaptığımız değişiklikle buna bir tane daha ekleyerek, Üstün Fedakârlık Madalyası ve Nişanı’nı ihdas ettik. Amacımız, deprem, yangın, sel gibi doğa afetler ile salgın hastalıklara karşı mücadelede kahramanlık sergileyenleri bu madalya ve nişanla ödüllendirmektir. İnşallah biraz sonra takdim edeceğimiz madalya ve nişanlarla yeni uygulamanın ilk adımını atmış olacağız. Elbette duamız, ne ülkemizin, ne de dünyadaki bir başka devletin 6 Şubat benzeri felaketlerle asla karşılaşmamasıdır. Biz kimsenin bizim yaşadıklarımızı yaşamasını da, böyle ağır kayıplar ve yıkımlarla sınanmasını da istemeyiz, ama afetlerin hayatın bir gerçeği olduğunu da unutmuyoruz.
En zor günlerimizde yanımızda olan sizler gibi fedakârlık abidelerini ihmal edemeyiz. Gayreti, fedakârlığı, iyiliği karşılıksız bırakmamak bizim kadim kültürümüzün bir gereğidir. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmez. İşte bugünkü törenimizle sizlere teşekkür borcumuzu ödemek istiyoruz. Biraz sonra depremle mücadelemizin sembolleşen isimlerine, kurumlarına, ekiplerine ve onların yerli ve yabancı temsilcilerine Üstün Fedakârlık Madalyası ve Nişanı takdim edeceğiz.
Deprem bölgesindeki çabalarınız dolayısıyla sizlere şahsım, milletim ve devletim adına en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Siz kardeşlerimle birlikte arama-kurtarma ekiplerimize, madencilerimize, itfaiyecilerimize, belediyelerimize kamu görevlilerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, gönüllülerimize, yardım çağrımıza destek veren tüm yabancı dostlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Şu an bu salonda bulunan misafirlerimiz madalya ve nişana layık görülen insanlarımızın ilk grubunu teşkil ediyor. Asrın felaketine karşı kadını-erkeği, genci-yaşlısıyla milletimizin tüm fertlerinin tam bir seferberlik ruhuyla harekete geçtiğini biliyoruz. Sadece arama-kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel bölgede bilfiil görev aldı. Dünyanın 90 farklı ülkesinden gelen 11 bin 320 arama-kurtarma ekibi de bizlere omuz verdi. Destek personelleriyle beraber toplam 275 bin kamu görevlimiz depremzedelerimizin yardımına gitti. Gönüllülerle birlikte yaklaşık 650 bin insanımız adeta bölgeye akın etti.
Aynı şekilde dünyanın bir ucundaki kardeşlerimizin duasını, desteğini de yanımızda hissettik. Kimi elinde, avucunda ne varsa göndererek, kimi yardım kampanyaları düzenleyerek, kimi ülkemize bizzat gelerek acımızı paylaştı, taziyesini sundu, dayanışmasını gösterdi. Biz daha önce hiçbir karşılık beklemeden kimin imdadına koştuysak, onlar da bu zor günlerimizde bizlerin yanında oldu. Afetin ardından 60 ülke ve uluslararası kuruluş bölgeye 250 bine yakın çadır sevk etti. Ayrıca, 14’ü halen aktif durumda olan 34 sahra hastanesi kuruldu. Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Avrupa’ya dost ve kardeş ülkeler mali destek taahhüdünde bulundu. Bunların hepsini kalbimize yazdık, kara gün dostlarımızın hepsini tanıyoruz.
Yapılan her fedakârlığa, gösterilen her gayrete, verilen her emeğe, depremzedelerimize uzanan her yardım eline minnettarlığımızı farklı şekillerde ifade etmeyi sürdüreceğiz.
Üstün Fedakârlık Madalyası ve Nişanı takdim programlarımızı illerimizde valilerimiz, yurt dışı misyonlarımızda da büyükelçilerimiz bizi temsilen devam ettireceklerdir. Yerli-yabancı toplam 55 bin kişiye inşallah bu madalya ve nişanları takdim edeceğiz.
Tabii burada bir hususun altını çizmemiz gerektiğine de inanıyorum; bugün tevcih ettiğimiz madalya ve nişanlar manevi birer hatıradır, taltiftir. Ülkemiz ve milletimiz adına edilmiş samimi bir teşekkürün ifadesidir. Fakat takdir ve taltifin asıl büyüğü, sizlerin depremzedelerimiz başta olmak üzere 85 milyonun gönlünde edindiğiniz müstesna yerdir.
Her biriniz sergilediğiniz olağanüstü fedakârlıkla adınızı tarihe yazdırdınız. İnanç, köken, dil, kültür farklılıklarına rağmen acımızın, kaderimizin ortak olduğunu bir kez daha gösterdiniz. Ayaza, soğuğa, yağmura ve pek çok imkansızlığa meydan okuyarak asrın felaketiyle mücadelemizin sembolleri haline geldiniz. Kendi hayatınızı tehlikeye atma pahasına enkazdan çıkardığınız her canla sayısız mucizeye gözyaşları içinde şahitlik etmemizi sağladınız. Ülkemizin yaşadığı en büyük felakette yıkıntıların altında sevdikleri kalan kardeşlerimizle birlikte hepimize umut aşıladınız. Yerli-yabancı ekipler olarak çalışmalarınızla hem milletimizin, hem bizim, hem de sizleri Türkiye’ye gönderen ülkelerinizin gurur kaynağı oldunuz. Rabbim hepinizden razı olsun, sizlerin eksikliğini bizlere göstermesin diyorum.
Ne biz, ne binaların altından çekip aldığınız kardeşlerimiz, ne de milletimiz sizlerin bu insanüstü gayretlerini hiçbir zaman unutmayacaktır. Bilhassa deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın sizleri daima minnetle, şükranla, hayır duayla yad ettiğini bilmenizi istiyorum.
Devlet olarak biz de afetle mücadelemizin tüm kahramanlarını övünçle, büyük bir iftiharla ve elbette teşekkürle anmayı sürdüreceğiz.
Kıymetli Misafirler,
Çok Değerli Kardeşlerim,
Asrın felaketi 6 Şubat depremleri sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en yıkıcı tabii afetlerinden biridir. Oldukça geniş bir alana yayılan 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı derinden sarsan bu depremlerde 50 binin üzerinde kardeşimiz hayatını kaybetti. Gençlerimizi, ciğerparelerimiz olan evlatlarımızı, eli öpülesi annelerimizi, kamu görevlilerimizi, işçisinden esnafına, iş adamından sağlıkçısına, çiftçisinden ev hanımına, sporcusundan siyasetçisine kadar nice canımızı, nice insanımızı maalesef kara toprağın bağrına verdik. Ardından yaşanan sellerde de toplam 21 vatandaşımız vefat etti. Bu vesileyle bir kez daha depremde ve sellerde hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Depremde vefat eden kardeşlerimizin yarın ruzi mahşerde inşallah şehitlerimizle beraber haşrolacağına yürekten inanıyoruz. İnancımıza göre, hükmü şehit sayılan bu kardeşlerimize en büyük mükafatı, Rabbimiz onları Cennetiyle cemaliyle müşerref ederek verecektir.
Gerçekten de 6 Şubat depremlerine bizzat maruz kalanlar ile afet sonrasında bölgeye gidenler şahit olduklarını küçük kıyamet ifadesiyle tarif ettiler. Bilim insanları bu felaketi dünya üzerinde karadan meydana gelen en şiddetli sarsıntı olarak tanımlıyor. İlk depremden sonra 47 tanesi 5 ila 6 büyüklüğü arasında toplam 29 bin 600 artçı sarsıntı meydana geldi. Depremin vurduğu bazı il ve ilçelerimizde neredeyse hasar görmeyen bina kalmadı. Depremler sebebiyle bölge genelinde son güncellemelere göre toplam 872 bin bağımsız kısımdan oluşan 311 bin bina kullanılamaz hale geldi.
Biz de depremin hemen ardından yaptığımız ziyaretlerde karşı karşıya olduğumuz afetin büyüklüğünü kendi gözlerimizle gördük. Nasıl depremin haberini alır almaz devletimizin tüm kurumlarını seferber ettiysek, 6 Şubat’tan bu yana geçen 79 günlük süreçte de yaraları süratle sarmanın çabası içinde olduk. Şu anda yaklaşık 3,5 milyon insanımızı geçici barınma merkezlerinde, kamu tesislerinde ve yurtlarda misafir ediyoruz.
Çadırların yanı sıra konteynerler ve prefabrik yapılarla barınma sorunlarını çözüyoruz. Bu çerçevede 321 ayrı noktada toplam 781 bin 500 çadırın ve 77 bin konteynerin kurulumunu yaptık. Tahrip olan altyapı ve üstyapıyı yeniden elden geçiyoruz. Zemin ve diğer etütleri biten yerlerde konutlarımızın temellerini atıyoruz. Bölgedeki 57 bin enkazdan 50 binini kaldırdık. İnşallah Hatay’daki enkazın kalanını da çok kısa sürede tasfiye edeceğiz.
Şimdiye kadar hane desteği, taşınma ve kira yardımı ile vefat edenlerin yakınlarına nakdi yardım olarak 28 milyar lira ödeme yaptık. Bunun dışında çeşitli ayni ve nakdi yardımlarla depremzedelerimize sahip çıktık. Zor günlerinde insanımızı yalnız bırakmayarak 2 milyon 375 kişiye psikososyal destek hizmeti verdik. Her gün 4 milyon kişiye üç kap sıcak yemek dağıtıyoruz.
Daha önce birkaç kez gittiğimiz depremzede illerimizi Ramazan ayı boyunca tekrar tekrar ziyaret ettik. Bu ziyaretlerimizde hem depremde yakınlarını kaybeden, evleri yıkılan, hayatları alt-üst olan vatandaşlarımızın acısını paylaştık, hem de deprem konutlarının temel atma törenlerini gerçekleştirdik. İlk kazmayı depremden sadece 15 gün sonra 21 Şubat tarihi itibariyle zaten vurmuştuk. Bayramda da yapımı tamamlanan köy evlerimizi hak sahiplerine teslim etmeye başladık. Bu şekilde inşa süreci başlatılan konut sayısı 113 bini, bilfiil temeli atılan konut sayısı 47 bini buldu. Deprem bölgesinde 507 bin konut ve 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bin yeni yuva yapmayı planlıyoruz. İnşallah 319 bin konutu 1 yıl içinde hak sahiplerine teslim edeceğiz. Küçük sanayi bölgelerimizi de 6 bin yeni iş yeriyle ayağa kaldıracağız. Bu amaçla kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, gönüllülerimiz ve hayırseverlerimizle tam kadro sahadayız. Seçim gündeminden bağımsız olarak 7 gün/24 saat esasına göre deprem bölgesinde çalışıyoruz. Konutuyla, hastanesiyle, kamu binasıyla, tarihi ve kültürel varlıklarıyla tüm şehirlerimizi eski ihtişamına kavuşturana kadar durmayacağız. Bunun için milletimizden 1 sene mühlet istedik. Nasıl bugüne kadar milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuysak, inşallah deprem bölgesindeki kardeşlerimize de mahcup olmayacağız. Gidenleri geri getiremesek de, yaraları tamamen sarıncaya, depremin izlerini tamamen silinceye kadar koşturmaya devam edeceğiz.
Değerli Misafirler,
Çok Değerli Kardeşlerim,
İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif şöyle diyor: “Ye's öyle bataklıktır ki düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olur.” Evet, biz de millet olarak bu topraklardaki bin yılı aşan varlık-yokluk mücadelemizde umudumuzu daima diri tuttuk. İmtihan günlerinin ardından müjdelerle dolu güzel günlerin geleceğine dair inancımızı asla kaybetmedik. Asrın felaketini yaşamış 50 binin üzerinde canımızı toprağa vermiş olsak da, bugün de irademiz, kararlılığımız, zorlukların üstesinden gelme azmimiz tamdır. Depremin izlerini süratle silerken, ülkemizin hedeflerinin yıkıntıların altında kalmasına müsaade etmiyoruz. Rabbimizin sabredenlerin, sabırla nusretini isteyenlerin ve yeniden başlayanların yardımcısı olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Biz de Rabbimizin rahmeti ve merhametinden asla ümidimizi kesmiyoruz. Tarih boyunca nice badireyi beraber atlattıysak, dost ve kardeşlerimizin de desteğiyle bugünkü zorlukların üstesinden de 85 milyon olarak geleceğiz, buna inanıyoruz.
Türkiye yüzyılını omuz omuza, gönül gönüle vererek inşallah hep beraber inşa edeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle her birinize fedakârlıklarınız ve üstün gayretleriniz için tekrar teşekkür ediyorum.
Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla.