Kur’an-ı Kerim-i Güzel Okuma Yarışması’nda Yaptıkları Konuşma

17.04.2023

Değerli Hocalarım,

Aziz Kardeşlerim,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sevgili Gençler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Es-selamu-aleyküm, rahmetullahu ve bereketuhu, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Bu ayda tuttuğumuz oruçların, kıldığımız namazların, ettiğimiz duaların, yaptığımız hayır ve hasenatın Allah katında affımıza, mağfiretimize vesile olmasını diliyorum. Rabbimden şu mübarek günler hürmetine depremzede kardeşlerimiz başta olmak üzere vatandaşlarımızı ve dünyadaki tüm Müslümanları her türlü kazadan, beladan, musibetten korumasını niyaz ediyorum.

Allah-u Teala, şüphesiz Kur’an-ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız buyuruyor. Biz kullarına düşen görev, Allah-u Teala’nın koruması altındaki Kur’an-ı öğrenmektir, okumaktır, anlamaktır, emirlerini yerine getirmektir. Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam, sizin en hayırlınız, Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir hadisi şerifiyle bu hakikate işaret ediyor.

Türkiye Diyanet Vakfımız bu anlayışla her Ramazan’da olduğu gibi bu yıl da Hediyem Kur’an Olsun kampanyası kapsamında 30 dilde Kur'an-ı Kerim bastırıp tüm dünyaya ulaştırıyor. Vatandaşlarımızın bugüne kadar vakfımıza bağış yaparak, basımına katkıda bulunduğu 2 milyon Kur'an-ı Kerim’i 85 ülkeye hamdolsun Diyanet Teşkilatımız gönderdi.

İslam dünyasındaki şehirlerin siluetinin ayrılmaz bir parçası olan camilerimiz, minarelerinden yükselen ezanlar, içinde kılınan namazlar ve okunan Kur'an-ı Kerimlerle adeta bu işe bir zenginlik kazandırdılar. Nerede bir Kur’an sesi, ezan sesi, tekbir sesi varsa, orada rahmet vardır, bereket vardır, müjde vardır, felah vardır. Lafzı ve manasıyla Kur'an-ı Kerim ile bağı kesilen Müslüman, kalbi çalışmayan bir beden gibidir, diğer bütün hasletleri anlamını kaybeder. Yaşayan ölüler durumuna düşmemek için mukaddes kitabımızı ne güzel kıraatle okumak, hem manası üzerinde tefekkür etmek, hem de hayatımızı Kur’an’la süslemek mecburiyetindeyiz. Bu yıl 7’ncisi düzenlenen Kur'an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nın dinleyicilerin ruhunda işte böyle hayırlı bir etkiye yol açtığına inanıyorum.

Ülkemizin dört bir yanında milyonlarca insanımızın gönlünü bu yarışma vesilesiyle Kur'an-ı Kerim’in sıcaklığıyla ısıtan karilerimize ben şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Yarışmanın bu mübarek ayda gerçekleştirilmesi de önemlidir. Milletimizin kalbinde daima mutena bir yerde bulunan Kur'an-ı Kerim muhabbeti, Ramazan ayında gecesi ayrı, gündüzü ayrı bir ziyafete dönüşmektedir. Yarışmamızın finaline kadar olan süreçte TRT ekranları başındaki vatandaşlarımız hamdolsun bu güzelliği doyasıya yaşadılar.

Camilerinin hemen tamamında yapılan mukabeleler, hafızlık kurslarındaki evlatlarımızın gerçekleştirdikleri hatimler de Ramazan’ın ayrı bir zenginliğidir. Esas olan, bu güzel iklimde doldurduğumuz manevi heybemizi yılın diğer ayları boyunca da eksiltmemektir. Ramazan’daki şuur ve iradeyle, kutsal kitabımızın emri bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker çizgisinden sapmadan yolumuza devam etmeliyiz. Rabbimizin bize sunduğu nimetlerin şükrünü ancak bu şekilde eda edebilir, kulluk vazifemizin hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Gerçekten de bilhassa da geçmişte yaşanan sıkıntılarla mukayese edildiğinde, bugün maddi ve manevi olarak şükretmemiz gereken çok şeye sahibiz. Hamdolsun Rabbimize, hiçbir geçici sıkıntı bu gerçeği gölgeleyemez.

Fatih’in mirasına uygun şekilde Ayasofya’nın aslına rücu etmesi bile tek başına ülkemizin medeniyet değerleriyle tekrar kucaklaşması sürecinin sembolü olmaya yeterlidir. Bu sevindirici gelişmeleri hayatın her alanında ülkemizi ve milletimizi zirveye çıkartacak yeni bir inkişafın temeli haline dönüştürmek istiyorum. Hiç şüphesiz bu yükselişi de kaynağını Kur'an-ı Kerim’den alan inancımızın, itikadımızın, medeniyetimizin gücüyle sağlayacağız. Tarih boyunca pek çok coğrafyada, bin yıldır Anadolu’da bunu başardık, Allah’ın izniyle yine başaracağız.

Türkiye yüzyılı derken sadece kendimizin, sadece 85 milyonun değil, aynı zamanda koskoca bir medeniyetin hayallerini de kucaklayan bir vizyonu, işte böyle bir şahlanışı, adeta yeniden dirilişi ifade ediyoruz. Bugüne kadar girdiğimiz mücadelelerden anlımızın akıyla çıktığımız gibi, Allah’ın izniyle bu hedefe de ulaşacağız.

Kardeşlerim,

Dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler, son birkaç asırdır hüküm süren küresel yönetim sisteminin çatırdadığına işaret ediyor. Son dönemin en çok bedel ödeyeni, bin yılı aşkın süre boyunca bilimiyle, teknolojisiyle, edebiyatıyla, kültürüyle, sanatıyla dünyaya mührünü vuran İslam dünyası olmuştur. İşte bunun için farklı coğrafyalarda yaşayan Müslümanlar olarak güçlü bir tefekkürle önce itikadımızı güçlendirecek, böylece kalbimizi ve ruhumuzu temizleyecek, aynı idrakle Kur'an-ı Kerim’e ve sünnet-i seniyyeye bakışımızı genişletecek, buradan aldığımız ilhamla da kendimize topyekun çekidüzen verecek bir silkinişe ihtiyacımız var.

Yitik kaybedildiği yerde aranır; İslam dünyası bir müddettir yaşadığı sıkıntılardan çıkış yolunu ancak bu şekilde bulabilir. Daha kestirme bir ifadeyle söyleyecek olursak, ihtiyacımız Osman el-Uşi’nin manzum bir eseri olan Emali Risalesi’ndeki gibi sade, saf, samimi, sağlam itikat anlayışıdır. Bu anlayış asırlar boyunca Orta Asya’dan Balkanlar’a ve Kuzey Afrika’ya kadar İslam dünyasının dört bir yanında inanç dünyamıza rehberlik etmiştir. İletişim imkanlarının sınırlı olduğu uzun asırlar boyunca İslam dünyasının farklı coğrafyalarındaki ana gövdeye mensup milyonların Kur’an’a ve hadislere aynı zaviyeden bakmasını bu tür gayretlere borçluyuz. Bugün iletişim araçları çeşitli, hızı anlık, erişimi kolay, ancak zihin ve gönül dünyamız paramparçaysa işte bu tür ortak paydalara yeterince sahip çıkmıyor olmamızdandır. Şimdi sizlere Emali Risalesinden bazı beyitlerin tercümesini hatırlatarak, konuşmamı sona erdirmek istiyorum.

“Mahlukatın ilahı kadim ve kamil olan Mevla’mızdır. O, Hay’dır, Hak’tır, Celal sıfatının sıfatıdır. Allah, hayrı ve şerri murat eder, lakin şerre razı değildir. Sıfatları zatının aynı değildir, zatından ayrı da değildir. Rabbimiz ne cevherdir, ne cisimdir, ne bütündür, ne de bütünün bir parçasıdır.  Kur'an-ı Kerim mahlûk değildir. Rabbin kelamı, beşer kelamından yücedir. Rahman olan Allah’ı hiçbir şekilde mahlukata benzetmek doğru değildir. Eşi ve benzeri olmayan Allah, herhangi bir yardımcıdan da müstağnidir. O, bütün varlıkları öldürür ve sonra hak ettiklerini vermek için tekrar dirildir. Hayır ehli için cennetler ve nimetler, küfür ehli için azap vardır. Müminler Cennete Allah’ı keyfiyet, idrak ve bir örmek olmaksızın görebileceklerdir. Peygamberleri ve çeşitli nimetlerle ihsan edilen melekleri tasdik etmek farzdır. Resullerin sonuncusu Haşim-i Cemil sıfatının sahibi olan Nebi, sabri mualladır. Şüphesiz o, bütün peygamberlerin önderidir. Asfiya sahibi olanların tacıdır. Onun şeriatı, kıyamet gününe kadar bakidir. Peygamberler kasten günah işlemekten ve azledilmekten korunmuşlardır.

Akıl sahiplerinin Yaratan’ı bilmemesi, tanımaması özür değildir. Hayırlı ameller farz olarak imana dâhil değildir. Kabirlerde her bir şahıs tevhitten sual ile imtihan olunacaktır. Ey iman ehli, insanların cennete girmesi Rahmanın fazlı ve keremindendir. Dağlar gibi günahları olsa da, iyilerin büyük günah işleyenler için şefaatleri umulur. İman sahibi, günahları sebebiyle cehennemde ebedi kalmaz.”

Evet, bu yalın ve temel ilkelerin izinde yürüdüğümüz müddetçe asla yolumuzu kaybetmeyiz, yoldan çıkmayız, menzilimizden sapmayız. Rabbim bizleri Kur'an-ı Kerim'in ve ehlisünnetin kutlu yolundan ayırmasın diyoruz. Emali benzeri özelikle de çocuklarımıza hitap eden manzum, kısa ve özlü Türkçe risaleler hazırlayıp, sıbyan mekteplerinden başlayarak, her yerde ilk ders olarak ezberletilmesini sağlamalıyız.

Bu duygularla bir kez daha Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması'na katılan, dereceye giren, jüride yer alan karilerimizi tebrik ediyorum. Kendilerine de özellikle yine şahsım, milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum.

Bin aydan daha makbul Kadir Gecesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şimdiden bayramınızı tebrik ediyorum.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.