Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi1. Etap Anahtar Teslimi ile 2. ve 3. Etaplarda Kentsel Dönüşüm Başlangıç Töreni’nde Yaptıkları Konuşma

17.04.2023

Sevgili İstanbullular,

Sevgili Fikirtepeliler,

Değerli Kardeşlerim,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Ramazan-ı Şerifinizi ve inşallah bu gece vasıl olacağımız bin aydan daha hayırlı Kadir Gecenizi tebrik ediyorum. Cuma günü kavuşacağımız Ramazan Bayramınızı da şimdiden tebrik ediyorum. Son yıllarda Ramazan ayını ve bayramları önce salgın felaketinin, bu yıl da deprem felaketinin gölgesi altında yaşadık.

Bu vesileyle,  6 Şubat depremlerinde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

Hamdolsun, devletimizin gücü, milletimizin birliği, beraberliği, dayanışması sayesinde bu felaketlerin üstesinden gelerek yolumuza devam ediyoruz. Yaşadığımız her felaket bize, bundan sonrası için almamız gereken tedbirleri tekrar hatırlatıyor. Depremin ağır sonuçlarıyla ilgili olarak 1999 yılından kalma bir tecrübemiz zaten vardı. Asrın felaketi 6 Şubat depremleri ise etki ve yıkım alanının büyüklüğüyle yaşayanların ifadesiyle adeta bir küçük kıyamet şeklinde gerçekleşti.

Ülkemiz, Doğu Anadolu’dan başlayıp Marmaray’a kadar iki koldan gelen bir fay hattı tehdidiyle karşı karşıyadır. Ayrıca, sel, yangın, heyelan gibi başka afet tehditleri de var. Türkiye’nin tamamını içine alan bir afet risk yönetimi sistemi kurmak amacıyla uzun süredir yoğun gayret gösteriyoruz. Kentsel dönüşüm projeleri de bu çerçevede önem verdiğimiz konulardan biridir. Elbette afet riski olan her yerde bu projeleri uygulayacağız. Ama nüfus yoğunluğu, insani ve ekonomik sonuçları, stratejik konumu gibi hususlar sebebiyle İstanbul önceliklerimizin başında yer almak mecburiyetindedir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım döneminde şehrin doğu ve batı istikametinde güvenli, sağlam, huzurlu yerleşim yerleri kurmak için çok çaba sarf ettik. Ardından Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemlerinde bu anlayışı TOKİ vasıtasıyla Türkiye’nin tamamına yaydık. Hamdolsun, bugüne kadar 81 vilayetimizde yaptığımız 1 milyon 180 bin TOKİ konutuyla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Son depremlerden de bu konutlarımız alınlarının akıyla çıktı. Şimdi deprem bölgesindeki 11 ilimizde yapacağımız 650 bin konutla şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için gece-gündüz çalışıyoruz.

Kentsel dönüşüm projeleriyle de bugüne kadar ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını sağladık, böylece neredeyse 20 milyona yakın insanımızı güvenli yuvalara kavuşturduk. Ama 6 Şubat depremleri gösterdi ki, deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor, bunun için hem mevcut projeleri hızlandırmakta, hem de yeni projeleri olabilecek en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.

İstanbul Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi ise 830 bin metrekareyi bulan alanı ve 2,5 milyon metrekareye yaklaşan inşaat sahasıyla ülkemizin en önemli projelerinden biridir. Bilindiği gibi Emlak Konut tarafından 18 parselde yürütülen yeni Fikirtepe Projesi’ne 2020 yılı Aralık ayında başladık. Burada 20 milyar liralık yatırımla, içinde 60 bin vatandaşımızın yaşayacağı 12 bin 418 konut yapıyoruz. Kentsel tasarımıyla, yeşil alanlarıyla, sosyal hizmet birimleriyle Fikirtepe’de gerçekten örnek bir proje yürütülüyor. Şu anda parsellerde yüzde 27’yle yüzde 84 arasında gerçekleşmelere ulaşılmış durumdadır. Bir başka ifadeyle, ortalama olarak projenin 3’te biri tamamlandı.

Projenin ilk etabında inşa ettiğimiz 1648 konutun anahtarlarını teslim ediyoruz. Ayrıca, projenin 2. ve 3. etaplarındaki dönüşüm çalışmalarını da başlatıyoruz. Önümüzdeki yılın Temmuz ayına kadar konutların hepsi de sahiplerine teslim edilmiş olacak. Tabii gönül bu projenin daha yatay bir mimariyle gerçekleştirilmesini isterdi, ama insanlarımızı gönüllü bir şekilde ve bulundukları yerde dönüşüm sürecine dâhil etmek için böyle bir yöntemle projeyi yürüttük.

Biliyorsunuz şimdi İstanbul’da acilen dönüştürmemiz gereken 1,5 milyon riskli konut var. Bunun için İstanbul’un Avrupa ve Anadolu Yakası’nda 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Diğer dönüşümlerin de vatandaşlarımızın ve belediyelerin iş birliğiyle mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesinin takipçisi olacağız. Bu çerçevede, kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 600 bin liradan 1 milyon 250 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir müjdeyi inşallah milletimizle paylaşacağız.

Deprem yıkıntılarının altında canlarımızın yitip gitmemesi, mallarımızın toza toprağa dönüşmemesi için kentsel dönüşüm çalışmalarında en küçük bir ihmale veya aç gözlülüğe meydan vermemeliyiz. Ne İstanbul ne de Türkiye göz göre göre gelen böyle bir tehdidin altında kalmayı hak etmiyor, gerekiyorsa biraz daha fazla fedakârlık yaparak bir an önce bu işin bitmesini sağlamalıyız.

Değerli Kardeşlerim,

Bugün kentsel dönüşümü için devleti ve vatandaşıyla seferber olduğumuz pek çok fedakârlığı göze aldığımız Fikirtepe, 1950 yılına kadar Sultan Beşinci Murat’ın av köşkünden başka binası olmayan bir mesire yeriydi. Sonra, sadece 20-30 yıl içerisinde burada 3 mahalleden oluşan koca bir gecekondu şehri ortaya çıktı. İstanbul’un daha da büyümesiyle bu bölge şehrin en gözde yerleşim alanlarından biri haline geldi. Dönüşüm projemizin tamamlanmasıyla Fikirtepe artık gecekondularla, düşük standartlı binalarla anılan bir yer olmaktan tamamen çıkıyor. Artık bu bölge İstanbul’a ve Fikirtepe halkına layık modern, temiz, nezih bir cazibe merkezi olarak şehrin siluetindeki hak ettiği yeri inşallah alıyor. Fikirtepe’de yaşanan değişim bizim 21 yıllık iktidarımızı en yalın haliyle göstermeye yeterlidir. İstanbul’un en ihmal edilmiş, en sıkıntılı, en sorunlu bölgesini aldık, en prestijli yeri haline getirdik.

İşte Türkiye’yi de 21 yıl önce Fikirtepe’nin eski hali gibi aldık. 94 yılında İstanbul’u nasıl aldık? Hatırlayın, çöp, çukur, çamur, öyle mi, buralar öyle değil miydi? Sonra, çöpten, çukurdan, çamurdan buraları biz temizlemedik mi? Su var mıydı su? Kim vardı İstanbul’un yönetiminde? CHP. CHP demek, çöp demektir, çukur demektir, susuzluk demektir. Ne yaptık? Bir yılda tertemiz bir İstanbul meydana getirdik. Bir yılda susuzluğu giderdik ve İstanbul suyuna kavuştu.

Kardeşlerim,

Sabırla ve azimle çalışarak hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla yoklukların, yoksullukların, yasakların, baskıların, zulümlerin, kavgaların, çekişmelerin ülkesini Türkiye yüzyılının eşiğine getirdik. Bunun için vesayetle mücadele ettik, bunun için emperyalistlere meydan okuduk. Bunun için sırtımıza saplanmış pençeleri söküp attık. Bunun için eğitimden sağlığa her alanda reformlar yaptık. Bunun için yeri geldi terör örgütleriyle, yeri geldi darbecilerle çarpıştık. Cudi’yi, Gabar’ı, Tendürek’i, Besler Deresi’ni bütün bu teröristlerden biz temizledik biz.

Kardeşlerim,

Kandil’e yavrularımızı bunlar kaçırmadı mı? Diyarbakır Annelerini bunlar gözü yaşlı hale getirmedi mi? Şimdi ne oldu? Artık ne Gabar kaldı, ne Cudi, ne Tendürek, ne Besler, bütün buradaki mağaraları delik deşik ettik.

Gençler,

Şimdi Kandil’den meydan okuyorlar. Ne diyorlar? Bay bay Kemal’i destekleyeceğiz. Ben de diyorum ki; 14 Mayıs’ta benim milletim Kandil’e prim vermeyecek. Onun için tabi çok çalışacağız.

İstanbul’un birinci bölgesi, ikinci bölge, üçüncü bölge; çok çalışacağız.

Ana Kademe; çok çalışacağız.

Kadın Kolları; çok çalışacağız.

Gençler; çok çalışacağız.

Biliyorsunuz, karşımızda yedili bir ittifak oluşturdular. Aylar yıllar süren bir kavganın ardından da karşımıza bay bay Kemal’i aday olarak çıkardılar. Ama bu bay bay Kemal, her biri ayrı bir alemde yaşayan, kendi iç sıkıntılarını bile çözmekten aciz yedi cumhurbaşkanı yardımcısından habersiz adım atmayacakmış. Ya böyle devlet yönetimi olur mu? Bu nasıl bir kafa, nasıl bir anlayış?

Kardeşlerim,

Bunlar, bu devletimizi batırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Onun için de yol erkenken kararımızı vereceğiz ve sandıkları patlatacağız.

Daha geride bekleyen PKK’sını, FETÖ’sunu, Londra tefecilerini, Washington ve Berlin’deki patronlarını saymıyorum bile. Bay bay Kemal, 300 milyar dolar getirecekmiş Londra’dan, tefeciye bak. Onunla da kalmayacak, bunlar aynı zamanda esrar-eroin kaçakçısı; yaptıkları iş bu. Şimdi bu Frankenstein koalisyonu ne yapacakmış? 85 milyonluk Türkiye’yi yönetecekmiş, yüzlerce milyonluk güç ve etki alanına sahip Türkiye’ye istikamet belirleyecekmiş. Ne yapacakmış? Küresel düzeyde siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik iddialara sahip Türkiye’nin geleceğini inşa edecekmiş. Ya daha yedi kişi birbirini idare edemeyenler, 85 milyonu nasıl yönetecek?

Şimdi biz TCG Anadolu’yu biliyorsunuz ordumuza teslim ettik ve bugün TCG Anadolu halkımızın ziyaretine açıldı. Sarayburnu’nda tıklım-tıklım, herkes sırada kilometrelerce, orada TCG Anadolu’yu ziyaret etmek suretiyle kendi gurur ifadesini yakından izlediler. Allah’a hamdolsun, bunu gerçekleştirmek de bize nasip oldu. Firkateynlerden tutunuz hücumbotlara varıncaya kadar böyle bir uçak gemisini yapmak, İHA-SİHA, Akıncı ve Kızılelma, bütün bunları yapmak da bize nasip oldu.

Kardeşlerim,

Unutmayın, iş bilenin, kılıç kuşananındır. Biz göreve geldiğimizde yerli-milli savunma sanayi neydi? Yüzde 20, şimdi yüzde 80; bak nereden nerelere geldik. Bir topluiğneyi üretemeyen Türkiye’den, artık savunma sanayinde mühimmatından araç-gerecine kadar bütün bunları üreten Türkiye’ye geldik.

Şimdi ben burada Fikirtepe’den soruyorum, ey bu ülkenin anneleri ve babaları, ey bu ülkenin gençleri; hayallerinizi, heveslerinizi, beklentilerinizi bu hezimet abidesine emanet eder misiniz?

Ey bu ülkenin esnafı, sanatkârı, sanayicisi, girişimcisi, bırakınız ülkenizi, kendi işinizin en basit kısmını güvenip de SSK’yı batıran bu âcize bırakır mısınız?

Evladımızı, hayallerimizi, işimizi teslim etmeyeceğimiz birine ülkeyi teslim eder miyiz? Hatırlıyorsunuz değil mi o meşhur Savaş Ay’ın bay bay Kemal’le yaptığı programı, ne rezaletti o. SSK Okmeydanı Hastanesinde yavrularımız orada maalesef ellerinde serumlarla nasıl ölüyorlardı ve ya rehin, ya rehine alınıyorlardı. Şimdi bizim hastanelerimizde böyle bir durum var mı? İşte burada, hemen yanı başınızda bir şehir hastanesi. Çam Sakura Şehir Hastanesi, Murat Dilmener Şehir Hastanesi, Pakize Öz Şehir Hastanesi, bütün bunlarla beraber ne diyoruz; benim vatandaşımın sağlığı, sıhhati bizim sorumluluğumuzda, buradan taviz veremeyiz. Bunun için sizlerden 14 Mayıs’ta kendinizin ve evlatlarınızın geleceğine sıkı sıkıya sahip çıkmanızı istiyorum.

Değerli kardeşlerim; tabii ki sıkıntılar yok mu? Sıkıntılar da var. Ama bunları çözecek olan da, 21 yıldır bu ülkenin her meselesinin üstesinden gelmiş, her eserin, her hizmetin altına imzasını atmış olan biziz.

Marmaray’ı yaptık mı? En ideal şekilde kullanıyor musunuz? Avrasya’yı yaptık mı? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık mı? Ya bir de bunlara sorun ya, siz ne yaptınız? Osmangazi Köprüsü’nü yaptık mı?

Şimdi gelin hep birlikte 14 Mayıs’ı Türkiye yüzyılının miladı haline dönüştürerek emperyalistinden teröristine ülkemize gözünü diken herkesin heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakalım. Rabbim hepinizden razı olsun.

Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi’nde ev sahibi olacak tüm kardeşlerime yeni yuvalarının şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah konutlarımızın teslim töreninde tekrar beraber olacak, bu mutluluğu hep birlikte yaşayacağız. Projemizin hayata geçirilmesinde emeği geçen Bakanlığımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmalarımızı, hak sahibi vatandaşlarımızı tebrik ediyorum.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Kadir Gecenizin tekrar mübarek olmasını diliyorum.

Ramazan Bayramını bayram gibi kutlamayı Rabbim bizlere nasip etsin diyorum. Kalın sağlıcakla.