Ülkemizin Kıymetli Bilim İnsanları,
Değerli Misafirler.
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Milletçe 6 Şubat’ta yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli 2 depremin, devamında gelen 12 bin artçı sarsıntının etkilerini yaşadığımız sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Bu depremler ülkemizin 11 şehrinde büyük can kayıplarına ve ağır yıkımları yol açtı. Hayatını kaybeden 45 binin üzerindeki her bir vatandaşımızın, yaralanan 115 bin insanımızın her birinin acısı yüreklerimizdedir.
Yaklaşık 14 milyon insanımızın hayatını doğrudan etkileyen, bunların 3,5 milyonunun ülkemizin diğer yerlerine göç etmesine yol açan bu felaketin yaralarını sarmak için gece-gündüz çalışıyoruz. Arama-kurtarma işlemlerini enkaz kaldırma faaliyetleri, onu da yeniden inşa ve ihya çalışmaları takip ediyor. Hasar tespit çalışmaları bitince şehirlerimizde yapacağımız yeni konutların ve köy evlerinin sayıları netleşecek. Şu an için yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 214 bin binada 608 bin bağımsız bölüm belirledik. Depremzede vatandaşlarımızı şimdilik çadır kentlerde, konteyner kentlerde, yurtlarda, kamu misafirhanelerinde, otellerde misafir ediyoruz. Ayrıca, köylerine ve diğer şehirlerde kiraladıkları veya kendileri için tahsis edilen evlere giden çok sayıda vatandaşımız da var.
Bu kadar büyük bir yıkım karşısında hayatı süratle normalleştirmek için önce insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamamız şart. İlk anda bu ihtiyaçlar arama-kurtarma, yardım ekibiydi, bunu ekmek, su, çorba gibi gıda tedariki ihtiyacı takip etti, hemen ardından battaniye, giyecek, çadır, konteyner gibi barınma ihtiyacı geldi. Depremin ilk 2 haftası geride kaldığında artık kalıcı barınma ihtiyacını süratle giderecek adımları atma mecburiyetiyle karşı karşıyaydık. Bu arada NATO’dan gelen gerçekten çok çok kalite, bunun yanında benzer İsviçre’den gelen çadırlar onlar da bir kompleks halinde burada yerlerini aldı. Bunun için zemin ve etüt çalışmaları bitmiş olan projelerimizden başlayarak hızla yeni konutların, yeni yaşam alanlarının inşasına başladık.
Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara, zemini sağlam yerlere döndürüyoruz. Kadim şehir yerleşimlerimizi ise tarihi ve kültürel varlıklarımızı da yaşatacak, aynı zamanda afetlere karşı güçlendirecek bir anlayışla ihya etmeyi hedefliyoruz. Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz. TOKİ’nin inşa edeceği konutlar zemin+3 veya 4 katlı 3 oda 1 salon olarak yapılarak, hak sahiplerine verilecektir. Yerinde ihya edilebilecek alanlarda da düşük yoğunluk, düşük kat ve güvenlik önceliğimiz olacaktır.
Elbette yeni yerleşim yerlerini belirlerken bilim insanlarımızın, mimarlarımızın, mühendislerimizin, şehir plancılarımızın, onlarla birlikte yöre halkının görüşlerine göre hareket ediyoruz. Ancak acil işleri yaparken ülkemizi daha bütüncül bir afet hazırlığı ve yönetimi sistemine kavuşturacak vizyonu da ihmal etmemek gerekiyor. Bugünkü toplantımızın gayesi; ülkemizi Türkiye ulusal risk kalkanı modeli olarak tasavvur ettiğimiz işte böyle bir perspektife kavuşturacak sürecin fikri zeminini oluşturmaktır. Bu yaklaşımı oluştururken, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu afet kavramı altında toplanabilecek tüm tehlike ve tehditleri birlikte değerlendirmeliyiz; deprem bunlardan biridir. Aynı şekilde sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi diğer doğal afetleri de buna eklemeliyiz. Yetmez, ayrıca salgın hastalıktan teröre, sığınmacı akınlarından ekonomik krizlere, diğer unsurları da buna ilave etmeliyiz. Hiç şüphesiz yaşadığımız jeopolitiğin dayattığı terör, savaş, sosyal kaos gibi hususları da hesaba katmalıyız.
Özetle; ülkemizin ve milletimizin varlığını, hayatını, geleceğini tehdit eden her krizi bir afet olarak görmek, öncesi ve sonrasıyla tedbirlerimizi buna göre düşünmek gerektiği kanaatindeyim. Devletin bekasını vatandaşımızın bekasıyla bütünleştiren böyle bir yaklaşımın siyaset üstü bir afet yönetimi için en doğru yol olduğuna inanıyorum. Hiç şüphesiz aslolan; sizlerin değerlendirmeleri, analizleri, tespitleri, teklifleridir.
Şu ana kadar 11 vilayetin hemen hemen tamamını iki kez dolaşma fırsatını buldum. Bakan arkadaşlarımın hemen hemen her ilde bir koordinatörlük görevi var ve bakanlarımın içerisinde bir kez, iki kez, üç kez bu illeri dolaşan görevli koordinatör bakan arkadaşlarım var. Tabii bunun yanında valiler olarak da birçok ilde asgari bir, iki, üç vali görev yapmakta, koordinatör vali olarak onlar bu görevlerini sürdürüyor. Bir de, özellikle belediye başkanlarımızdan şu anda gerek büyükşehir belediye başkanlarımız, gerek il, ilçe belediye başkanlarımız kardeş belediye başkanları olarak ilan ettiğimiz yerlerde onlar da ayrıca görevlerini sürdürmektedir.
Şimdi sizlerin katkılarına müracaat edeceğiz ve bu katkılarınız için şimdiden her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 5 dakikayı her hocamız geçirmemek suretiyle bu sunumlarını yaparlarsa bizleri ayrıca mutlu ederler.
Şimdi sizlere bir sunum biz yapacağız, 8 dakikalık bir sunum olacak bu, ondan sonra sizleri dinlemeye geçeceğiz.
Çok çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.