Osmaniye Afet Koordinasyon Merkezi’nde Yaptıkları Konuşma

21.02.2023

Aziz Milletim,

Sevgili Osmaniyeliler,

Kıymetli Misafirler,

Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Osmaniyeli vatandaşlarıma, ev sahibi olarak değerli Cumhur müttefikimiz Devlet Beye ve şu anda birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarımıza da kalbi şükranlarımı ifade ediyorum. Osmaniyeli vatandaşlarımla birlikte tüm depremzedelerimize geçmiş olsun dileklerimi tekrar iletmek istiyorum.

Dün Hatay merkezli 6,4 ve 5,8 gücündeki iki depreme biz de Kahramanmaraş’ta yakalandık. Maalesef bu depremde de kayıplarımız ve yaralılarımız oldu. 6 Şubat’tan bu yana ardı ardına yaşadığımız depremler nedeniyle yüreğimize düşen ateşi anlatmakta kelimeler yetersiz kalıyor. Enkaz kaldırma çalışmalarında sona geldikçe maalesef acımızla beraber kayıplarımızın sayısı da artıyor. Son tespitlerimize göre deprem bölgesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini geçerken, 115 bin insanımız da yaralı olarak kurtarıldı. Osmaniye’de 1030 vatandaşımız defnedilirken, 2 bin 606 vatandaşımız yaralandı. Bu vesileyle bir kez daha depremde vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum.

Bilim insanları 6 Şubat Pazartesi günü maruz kaldığımız deprem felaketini, dünyada karada meydana gelen en şiddetli deprem olarak tarif ediyorlar. Depremin üçüncü günü ve sonrasında bölge illerimize yaptığımız ziyaretlerimizde yıkımın şiddetini bizzat yerinde görme imkânı bulmuştuk. Dün Hatay ve Kahramanmaraş’ı tekrar ziyaret ettik.

Her ne kadar birileri önemsizleştirmek istese de, sadece ülkemizin değil insanlık tarihinin en büyük tabii afetlerinden biriyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Şartların zorluğuna bakmadan devlet ve millet olarak yaralarımızı sarmaya, hayata çok daha sıkı bir şekilde yeniden tutunmaya çalışıyoruz.

Gerek depremin etkilediği bölgenin genişliği, gerekse çetin kış koşulları ilk etapta çalışmalarımızı zorlaştırmış olsa da, deprem anından itibaren tüm imkânlarımızı şehirlerimiz için seferber etmiş durumdayız. Afet bölgesinin tamamına ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, greyder, vidanjör gibi toplam 13 bine yakın iş makinesi sevk ettik. Her ne kadar Ana Muhalefetin başındaki ve yanındakiler “devlet yok, iktidar yok” diyorlarsa da bunların gören gözü kör, duyan kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. İlk günden itibaren devlet polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, tüm güvenlik güçleriyle beraber 11 ilimizde yerini almıştır. Arama-kurtarmadan, destek, yardım, güvenliğe kadar tüm hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşlarımızın imdadına koştuk. Yardımların ulaştırılması, yaralılarımızın sevki, vatandaşlarımızın tahliyesi ve asayiş hizmetlerinin temini için elimizdeki tüm imkânları kullandık. Bu süreçte farklı kurumlarıma ait 38 gemi, 77 uçak, 120 helikopter, 45 insansız hava aracından bilfiil istifade ettik. Ayrıca, depremzedelerimizin yeme-içme ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla gereken tedbirleri aldık. Ama terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz. İşte çıkmış bir tanesi, “Kızılay nerede” diyor. “Ne çadırını, ne yemeğini görmedik” diyor. Be ahlaksız, be namussuz, be adi, günde yaklaşık 2,5 milyon insana bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Yani bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak, yenilir yutulur bir şey değildir.

 Enkaz kaldırma ve hasar tespit çalışmalarımızı yürütürken geçici barınma merkezlerimizi hızla devreye alıyoruz. Bir taraftan çadırlarımız, bir taraftan şu anda konteynerlerimizin yerleştirilmesi, bunların hepsi devam ediyor. Bölgeye sevk edilen 300 bin çadırın kurulumu ile toplam 3 milyon 265 bin battaniyenin, 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acaba? İnanın, bunların kurakları var, ama duymaz. Gözleri var, ama görmez. Çünkü bunlar kördür, sağırdır.

Hâlihazırda 865 bin vatandaşımız çadırda, 23 bin 500 vatandaşımız konteynerlerde. İşte burada da şimdi önünden geçtik, konteynerlerimiz yerleştiriliyor ve kısa zamanda inşallah bunlar yerleşecek ve buralarda da inşallah çadırlardaki vatandaşlarımızın belli bir kısmı buralara yerleşmiş olacak. 376 bin vatandaşımız ise Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığımıza bağlı yurtlarda ikamet ediyor. Diğer illere gitmek isteyen vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. Osmaniye’de 14 bin 450 personelle arama-kurtarma, yardım ve destek çalışmalarını yürüttük. Şehrimizde 132 arama-kurtarma aracı, 74 ambulans, 408 iş makinesi görev yaptı, hala yapıyor. Osmaniye’den de 4 bin 500 vatandaşımızı başka illere tahliye ettik. Şehrimizdeki 27 bine yakın vatandaşımızı çadır kentlerde, 19 bini aşkın vatandaşımızı da Milli Eğitim Bakanlığı’mıza bağlı binalar ile yurtlarda barındırıyoruz. Halen altyapı çalışmaları süren konteyner kentimiz de yakında hizmete girecek. Sıcak yemekten kumanya ve gıda paketi dağıtımına kadar tüm ihtiyaçlar karşılanıyor.

Çiftçilerimizin tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yürütebilmeleri için kendilerine her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz. Kalıcı konutların inşasıyla ilgili adımları atmaya başladık. Daha önce de söyledim; Bir yıl bize müsaade edeceksiniz. İnşallah bir yıl içerisinde biz bu kalıcı konutları Allah’ın izniyle yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da bu konutlara yerleştireceğiz.

Depremden etkilenen 11 ilimize gönderilen binlerce uzman personelimiz hasar-tespit çalışmalarını tamamlamak üzere. Şimdiye kadar deprem bölgesindeki illerimizde 4 milyon 223 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. Bunlardan 139 bin binadaki 458 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Osmaniye’de de 5 bin 175 binadaki 14 bin 724 bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu görüldü. Osmaniyeli kardeşlerimiz tüm bu raporlara e-devlet üzerinden kimlik numaralarıyla ulaşabilirler. Tabii biz ağırına-hafifine bakmadan şehirlerimizi bütünüyle yeniden inşa edecek bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Dün Hatay’da Mart ayında temelini atarak işe başlayacağımız ilk 200 bin konutumuzun müjdesini vermiştik. Osmaniye’de de 9 bin 550 konutla işe başlıyoruz.

Ayrıca, ilimizin elektrik, su, doğal gaz hatları gözden geçirilmiş, kontrollü bir şekilde altyapı hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Yollarımızın tamamı da hamdolsun, ulaşıma açıktır.

Bugün bir müjde de köylerde yaşayan vatandaşlarımıza vermek istiyorum. Tıpkı şehir merkezlerimiz gibi köylerimizi de bir yıl içinde ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda ilk etapta Osmaniye’de 1361, Adana’da 701, Adıyaman’da 8 bin 21, Diyarbakır’da 2 bin 927, Elazığ’da 386, Hatay’da 14 bin 141, Kahramanmaraş’ta 12 bin 135, Kilis’te 1002, Malatya’da 17 bin 990, Şanlıurfa’da 2 bin 54, Gaziantep’te 9 bin 130 olmak üzere toplamda 70 bin köy evimizi ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla kendi özgün mimarisine uygun şekilde yaparak hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylece, sadece Mart ayında 200 bini konut ve 70 bini köy evi olmak üzere toplam 270 bin vatandaşımızı ailesiyle birlikte ev sahibi yapmak için bismillah demiş olacağız. İlerleyen günlerde diğer konutlarımızla ilgili müjdeleri milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz.

Aziz Kardeşlerim,

Elbette depremle ilgili detaylı bir muhasebeyi gerek siyaset kurumu, gerek bilim insanlarımız, gerekse milletimiz önümüzdeki günlerde yapacaktır. Yaşadığımız afetten 85 milyon olarak hepimizin çıkarması gereken dersler olduğu açıktır. Geçmişteki tecrübelerin ışığında eksiklerimizi gidermemiz, güçlü yanlarımızı tahkim etmemiz büyük önem arz ediyor. Bu süreçte özellikle 17 Ağustos Marmara depremi sonrasında attığımız adımların ne kadar doğru ve isabetli olduğunu tecrübe etme fırsatı bulduk. Kentsel dönüşüm projeleriyle; işte Adana’da bir tanesi çıkmış, kentsel dönüşüme biz karşıyız diyor. Kim bu? CHP’den bir belediye başkanı. Ben Belediye Başkanlığı yaptım İstanbul’da, kentsel dönüşüm denilen olay olmazsa olmazdır, işte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum ki vatandaşlarıma, ne olur bize yeni yeni bedeller ödetmeyin. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bunu gerçekleştirmemiz lazım ki yataklarımızda huzurlu bir şekilde uyuyabilelim, bütün ailelerimiz, çocuklarımız huzurlu bir şekilde uyuyabilsin.

Kentsel dönüşüm projeleriyle TOKİ vasıtasıyla yürütülen toplu konut hamlelerinin önemini bir kez daha idrak ettik. Hamdolsun, depremin etkilediği bölgelerde tek bir TOKİ binası dahi yıkılmadı. Ülkemizin dört bir yanındaki milyonlarca vatandaşımız TOKİ’nin inşa ettiği konutlarda artık kendilerini daha güvende hissediyor. Aynı şekilde çeşitli engelleme girişimlerine rağmen kentsel dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz binalarda yaşayan insanlarımız bizlere dua ediyor. Bundan sonraki süreçte her iki konuda da daha kararlı davranacağız. Gerekirse tüm yasal altyapıyı oluşturacak ve ona göre de adımlarımızı atacağız. Şimdi bu başarıyı deprem bölgesinden başlayarak tüm ülkemize teşmil etmeyi hedefliyoruz.

Şehirlerimizin tarihi, kültürel ve sosyolojik dokusunu koruyarak inşallah kısa sürede hepsini yeniden ayağa kaldıracağız. Söz verdiğimiz gibi, deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza konutlarını inşallah bir yıl içerisinde teslim etmeye başlayacağız. Yatay mimari prensibimiz çerçevesinde konutlarımızın hiçbiri zemin+3 veya 4 katı geçmeyecek. Köylerimizdeki ihya çalışmalarını da eviyle, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla kendi özgün mimarisine göre gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımdan bizlere bir yıl müsaade etmelerini istirham ediyorum. Kayıplarımızı geri getiremesek de devletimiz yıkılanın yerine daha iyisini, daha güzelini, daha dayanıklısını yapmaya hamdolsun muktedirdir.

Osmaniyeli kardeşlerime çağrım şudur: Devlet ile millet arasına fitne sokmaya çalışanlara lütfen prim vermeyin. Depremi bahane ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara asla kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, toprak altında yatan canlarımıza hürmeti olmayan fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemesine lütfen müsaade etmeyin. Nasıl daha önceki depremlerde, sellerde, yangınlarda hiçbir insanımızı aç, açıkta bırakmadıysak, devletimiz depremzedelerimizin de yanındadır.

Yaşanan can kayıplarında ihmali, kusuru veya kastı olanlar varsa bunların hesabını hukuk önünde sormak da boynumuzun borcudur. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Osmaniyeli kardeşlerimden müsterih olmalarını, gönüllerini ferah tutmalarını, devletlerine güvenmeye devam etmelerini bekliyorum.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Rabbim ülkemizi ve milletimizi muhafaza buyursun, diye dua ediyorum.

Bir kez daha Osmaniye’ye geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyor ve tüm ebediyete uğurladığımız kardeşlerimizin ruhuna gelin hep birlikte birer Fatiha okuyalım.