Sevgili Bilecikliler,
Gübretaş’ın Değerli Mensupları,
Aziz Kardeşlerim,
Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Bugün sizlerle şehrimiz, ekonomimiz ve maden sektörümüz açısından çok önemli bir açılış töreni vesilesiyle bir aradayız.
Bizleri bir araya getiren Tarım Kredi Kooperatiflerimize, Sayın Genel Müdürümüz ile yönetimine teşekkür ediyorum. Açılışını yapacağımız Söğüt Altın Madeninin Bilecik’le birlikte tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Gübretaş Maden Yatırımları, uhdesinde bulunan Söğüt Altın Madeniyle ilgili yatırım sürecini 2021 yılı Ocak ayı itibarıyla başlatmıştık. Maden sahasında yapılan çalışmalar neticesinde 109 ton altın kaynağıyla 60 ton altın rezervi tespit edildi. Bir başka ifadeyle, 3,5 milyon ons kaynağı 1,92 milyon ons rezerve tekabül eden bu altının bir an önce Türk ekonomisine kazandırılması için çalışmaları hızlandırdık. Maden sahasındaki yatırım faaliyetleri 3 ayrı faz olarak toplam 500 milyon dolara ulaşacak şekilde planlandı. Bugüne kadar yaklaşık 70 milyon dolar yatırım gerçekleştirilerek projenin ilk kısmı tamamlandı. Daha önce söz verdiğimiz gibi, tesis ilk altın dökümünü yapacak şekilde hazır hale getirildi.
Bu tesis ilk etapta yıllık 2,5 tona kadar altın üretme kapasitesiyle çalışacak. Kalan iki fazın yatırımlarını da 3 yıl içinde neticelendirmeyi planlıyoruz, böylece yıllık üretim miktarını inşallah yaklaşık 6,5 tona yükselteceğiz. Ülkemizin ortalama yıllık altın üretiminin 35 ton civarında olduğu dikkate alındığında, Söğüt Altın Madeninin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Burası tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde, ülkemizde en çok altın üretimi yapılan ilk 3 madenden birisi olacaktır. Bugün itibarıyla Söğüt Altın Madeni sahasında yaklaşık bin kardeşimiz istihdam ediliyor, ilerleyen dönemlerde bu sayının 1300’ü bulmasını bekliyoruz.
Söğüt ve Bilecik’le birlikte Türkiye’nin ekonomisine önemli katkı sağlayacak tesisimizin hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Tesisin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Tabii bugün Bilecik’e sadece altın madeninin açılışı için gelmedik, inşallah buradan şehir merkezimize gidecek, Valilik önünde bizleri bekleyen Bilecikli kardeşlerimizle kucaklaşacağız. Bu vesileyle, toplam yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı bulan kamu ile 653 milyon lira olan özel sektör projelerinin resmi açılış sevincini vatandaşlarımızla birlikte Bilecik’te yaşayacağız. Ardından Bilecikli gençlerimizin heyecanına, coşkusuna ortak olacağız. Böylece müjdelerler, açılışlarla, hizmetlerle dolu bir programla yıllar sonra Bilecik’le ve Bilecikli kardeşlerimizle hasret gidereceğiz.
Değerli Dostlar,
Türkiye, 2002 yılından itibaren tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi hamlelerini gerçekleştirmiş bir ülkedir. Son 20 yılda gerçekten büyük bir gayretle, samimiyetle çalışarak ülkemizi bölgesinin üretim ve ticaret merkezi haline getirdik. Nerede bir eksiğimiz, sıkıntımız veya geliştirilmeye muhtaç bir alan varsa, hiçbirini ihmal etmeden hepsini de çözüme kavuşturduk. Göreve geldiğimiz Türkiye ile bugünün Türkiye’si arasındaki o devasa farkı, meselelere ideolojilerinin penceresinden bakmayan herkes görebiliyor. Bilhassa yaşı 35-40’ın üzerinde olan ve ülkemizin eski sorunlarını bilen, hatırlayan vatandaşlarımız, iktidarlarımız döneminde yapılan hizmetlerin büyüklüğünü, ne manaya geldiğini gayet iyi biliyor.
Kalkınmanın temel altyapısını oluşturan eğitim, sağlık, ulaştırma, haberleşme, enerji gibi alanlarda sadece 20 yılda kat ettiğimiz mesafe gerçekten takdire şayandır. Eğitimde binadan personele pek çok kronik sorunu çözdük. Hastanelerimiz sağlık hizmetlerinde örnek gösteriliyor. Yollarımızın standardı birçok Avrupa ülkesinin bile üzerinde.
Havalimanlarımız dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Enerjide yeni boru hatları, arama, sondaj faaliyetleri, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kendi hikâyemizi yazıyoruz. Hükümete geldiğimizde sadece 5 ildeki 57 yerleşim yerinde kullanılan doğal gazı, bugün 81 ilimizdeki 703 yerleşim yerimize yaygınlaştırdık, böylece nüfusumuzun yüzde 85’ine yakını doğal gaza kavuştu. Birileri güneş ve rüzgâr enerjisini yeni-yeni keşfededursun, biz yenilenebilir enerjide Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nci sırada yükseldik.
Filomuza kattığımız sondaj ve sismik araştırma gemilerimizle dünyanın en geniş filosunu kurduk. Milli imkânlarla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Karadeniz’de 710 milyar metreküplük ülkemizin en büyük doğal gaz rezervi keşfini yaptık. Değeri 1 trilyon dolara ulaşan bu doğal gazı milli şebekemize bağlamak için 50’nin üzerinde gemi ve 10 binin üzerinde personel şu anda harıl-harıl çalışıyor. İnşallah milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde Mart ayı sonu itibariyle Karadeniz gazını hanelere vermeye başlıyoruz.
Adana ve Cizre’de yaptığımız keşiflerle petrol üretimimizi arttırdık. Akkuyu Nükleer Güç Santralinin inşası da aralıksız devam ediyor. Bu sene içerisinde nükleer güç santralimizin ilk ünitesinde elektrik üretimine başlıyoruz. Rabbimizin bizlere bahşettiği hangi enerji kaynağı varsa, bir yolunu bulup ülkemiz ekonomisine kazandırmanın gayretindeyiz.
Petrol, doğal gaz ve madencilik gibi alanlarda karşılaştığımız onca engele ve sabotaja rağmen elde ettiğimiz başarıları ayrıca değerli buluyoruz. Nitekim temel göstergelere bakmak bile Türkiye’nin bu başlıklarda nereden nereye geldiğini görmek için kâfidir. Son 10 yılda ortalama yıllık 742 milyon ton maden üretimi yapıldı. Toplam madencilik üretimimiz 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla 814 milyon tona ulaştı. Geçtiğimiz yıl maden ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 9,1 artışla 6,5 milyar dolara ulaştı ve bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı.
Bor üretiminde ve ihracatında da Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesini yakaladık. Eti Maden, yüzde 95 kapasiteyle çalışarak 2 milyon 650 bin ton rafine bor satışı yaptı, böylece yaklaşık 1 milyar 300 milyon dolar gelir elde ettik. Tüm bu hamleler sayesinde madencilik sektörümüzün gayri safi yurt içi hasılaya katkısını son 14 yılda 11 milyar liradan -burası çok önemli- 93 milyar liraya çıkardık. Aynı şekilde son 8 yılda binde 8 olan madenciliğin milli gelir içindeki payı her yıl kademeli olarak artarak geçen yıl itibariyle yüzde 1,4’e yükseldi.
Değerli Kardeşlerim,
Altın, petrolle birlikte en fazla ithal ettiğimiz ürünlerin başında geliyor. Bu alanda talebimizin en az yarısını karşılayabilecek bir rezerve sahibiz. Ancak Türkiye, çok uzun yıllar boyunca kıymetli maden sektöründe kendi potansiyelini harekete geçirememiştir. Bunda teknolojik imkânların yetersizliği ve kapasite eksikliğinin yanı sıra, ülkemiz aleyhine yürütülen lobi çalışmalarının etkisi de vardır. Çevrecilik bahanesiyle ülkemize çekilen yabancı destekli operasyonların sayısı bir hayli fazladır. Sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılar eliyle kamuoyunun hassasiyetinin istismar edilmesi başta olmak üzere pek çok araç bu doğrultuda kullanılmıştır. Kıymetli maden sektörümüzün gelişmemesi için her yol denenmiştir. Tüm dünyada kabul gören maden çıkarma yöntemlerine ses etmeyenlerin, ülkemiz söz konusu olunca ortalığı nasıl ayağa kaldırdığını, milletimizi nasıl galeyana getirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Türkiye’nin yer altı kaynaklarını gün yüzüne çıkarma ve ekonomimize kazandırma mücadelemizde biz de pek çok saldırıyla karşılaştık. Gezi olaylarındaki gibi sokak terörünün de, kara propaganda faaliyetlerinin de bizi yolumuzdan alıkoymasına müsaade etmedik. Elimizdeki tüm imkânları seferber ederek kıymetli maden sektörümüzün önündeki engelleri tek tek kaldırmaya çalıştık. Böylece 2000 yılında neredeyse sıfır olan altın üretimimiz 2020 yılında 42 tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son 5 yıllık verilere göre ortalama üretimimiz yıllık 35 ton civarındadır. Göreve geldiğimizden bu yana toplam 455 ton altının üretilmesini sağladık.
Günümüzde 16 farklı madende üretim gerçekleştiriliyor. Yapacağımız yeni keşiflerle yerli altın üretimini artırmayı hedefliyoruz. Dış ticaretimizin dengeye kavuşabilmesi için ülkemizin potansiyelini her alanda olduğu gibi altında da en üst seviyede kullanmamız gerekiyor. Bugün açılışını yapacağımız Söğüt Altın Madenini, bu hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum.
Söğüt Altın Madeninin burada çalışan kardeşlerimizle birlikte tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tebrik ediyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Kalın sağlıcakla.