Sizleri şahsım, milletim ve ülkem adına en kalbi duygularımla selamlıyorum.
ABD Başkanı Sayın Biden’a bu anlamlı etkinliği düzenlediği ve daveti için teşekkür ediyorum.
İklim değişikliği ve çevre sorunları insanlığın ortak meselesidir. Dolayısıyla bunlar karşısında verilecek cevaplar da küresel dayanışmanın ürünü olmalıdır. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her gün yaşadığımız bir denklemde hiç kimse bu sorunlara kayıtsız kalamaz. Türkiye olarak iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadeleyi en öncelikli meselelerimizden biri olarak görüyoruz. Bu anlayışla Paris Anlaşması’nı onaylayarak, 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve yeşil kalkınma devrimimizi ilan ettik. 26. Taraflar Konferansı’nda da aynı kararlılıkla çelik üretimi, sıfır emisyonlu araçlar, karayolu ulaşımı ile orman kaybı ve arazi bozulumunu tersine çevirmeye yönelik önemli taahhütlerde bulunduk.
Ortak evimiz dünyanın geleceği için Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejilerini güçlendirmek gayesiyle ulusal ve uluslararası tüm paydaşların katılımıyla İklim Şûrası’nı gerçekleştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelliyoruz. Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu olarak Yeşil Eylem Planımızı kabul ettik. Yeşil limanlarımızın sayısını artırıyoruz. Ormanlarımızı, korunan alanlarımızı genişletiyoruz. Çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre yönetimi noktasında da üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Bu yılsonuna kadar Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından indirerek, hizmete sunacağız. Sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım türlerini yaygınlaştırıyoruz.
Birleşmiş Milletler ve birçok küresel kuruluş tarafından takdir edilen eşim Emine Erdoğan tarafından himaye edilen Sıfır Atık Hareketi’yle çevre koruma, geri dönüşüm ve emisyon azaltımı hususunda çok büyük mesafeler aldık. Teknoloji ve çığır açıcı araştırma-geliştirmenin öneminin bilinciyle yeşil büyüme teknoloji yol haritası çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yeşil hidrojen çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Finansman ve teknoloji transferi bu sürecin kilit başlığı olarak öne çıkıyor. Bu hususta en büyük sorumluluk, elbette asırlardır sorunun bu noktaya gelmesinde payı olan ülkelere düşmektedir.
İklim değişikliğiyle mücadelede bir diğer araç da, yenilenebilir enerjidir. Türkiye, yenilenebilir kurulu gücü itibariyle dünya 12’ncisi ve Avrupa 5’incisidir. Jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da ilk sırada, hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa’da ikinci sırada yer alıyoruz. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle yıllık 100 milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır.
Ukrayna’da yaşanan savaş, enerji güvenliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Enerji verimliliği, temiz enerjiye geçiş ve enerji dönüşümü enerji güvenliğinin ayrılmaz parçasıdır. Türkiye olarak uzun süredir zaten bu anlayışla pozisyon alıyorduk. Bu sayede kurulu elektrik gücümüzün yüzde 54’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkil kıldık. 2021 yılında kurduğumuz 3,5 gigavat kapasiteli yeni santrallerin yüzde 97’si yenilenebilir enerji santralidir. Temiz enerjiye dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde tüm ortaklarımızla iş birliği ve dayanışma içinde olmaya hazırız.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, Forum’un hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.