Boğaziçi Üniversitemizin kıymetli Sayın Rektörü, Kıymetli mensupları,
Saygıdeğer Misafirler;
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Üniversitemizin Kandilli Kampüsü Bilim Teknoloji Binası’nın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Derin Teknoloji Üssü adı verilen bu binanın, ülkemizin araştırma, geliştirme, yenilik ekosistemine çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu teknoloji üssünü milli teknoloji hamlesi vizyonumuzun bir parçası olarak görüyorum. Türkiye her alanda olduğu özgün araştırma faaliyetleri konusunda da gerçek kapasitesini kullanmaya adım-adım yaklaşmaktadır. Açılışını yapacağımız ve tamamı araştırma-geliştirme faaliyetlerine yönelik çalışan kuluçka merkezlerine ayrılmış olan bu merkez, üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürerek ülkemize güç katacaktır.
Derin Teknoloji Üssü’nde yer alan altyapıların bir kısmı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteğiyle kurulmuştur. Mesela bunlardan biri, biyoyakıttan gıda takviyesine, hayvan yeminden gübreye kadar pek çok alanda uygulama alanı olan ülkemizin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltacak çalışmalardır. Ülkemizin iklim değişikliği ve çevrenin korunmasıyla sıfır atık hedefine de destek verecek doğal kaynakların etkin kullanımına yönelik çalışmalar bu birimde yürütülecektir.
Desteklenen bir diğer çalışma da, sağlık sektörüne yönelik ilaç, aşı, tıbbi cihaz üretimi yapan KOBİ’lere yönelik araştırma-geliştirme destek laboratuvarları projesidir. Bu çalışmaların gerçekleştirileceği yaşam bilimleri merkezimiz, sahip olduğumuz altyapı ve nitelikli insan kaynağıyla ülkemizin yüz akı teknoloji markalarından biri olacaktır. Hem ülkemizde, hem dünyada sağlık sektörünün hızla gelişmeye devam etmesi, bu tür çalışmaları daha da önemli hale getirmektedir. Salgın döneminde sağlık sektörünün en az savunma sanayi kadar kritik öneme sahip olduğunu hep birlikte gördük. Sağlık sektörünün ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılayarak hem cari açığı azaltmak, hem bu tür ürünlerin ihracatını geliştirmek istiyoruz. Bu merkezden hizmet alacak KOBİ’lerin, akademisyenlerin ve araştırmacıların desteğiyle kısa sürede büyük ölçekli firmalarla rekabet edebilecek seviyeye çıkacağına inanıyorum. Derin Teknoloji Üssümüz ayrıca kömürden doğalgaz üretimi, deprem acil müdahale sistemi, deprem güvenliği, genetik araştırmalar, nano malzeme, robotik araştırmalar gibi pek çok farklı çalışmaya da ev sahipliği yapacaktır.
Bilindiği gibi sağlık ürünleri ve teknolojilerini ülkemizde geliştirmeye yönelik yol haritamızı kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriyle daha önce kamuoyuyla paylaşmıştık. Yol haritamızda yer alan 9 stratejik hedefi, 5 stratejik amacı, 31 politika ve eylemi, 5 kritik projeyi titizlikle takip ediyoruz. Hizmete açtığımız bu teknoloji üssü gibi yatırımlar yol haritamızın hayata geçmesinde bize önemli destek sağlıyor. İnşallah bu gayretlerimizin karşılığını aldıkça ülkemizin adım-adım hedeflerine nasıl ulaştığına hep birlikte şahit olacağız.
Değerli Misafirler;
Koronavirüs salgını ve ardından başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı tüm insanlığa çok önemli mesajlar vermiştir. Güçlü bir sağlık altyapısına sahip olmayan ülkeler ne kadar zengin, ne kadar müreffeh olurlarsa olsunlar ciddi tehditler karşısında çaresiz kalmışlardır. Bilgi ve teknolojiyi üretimle, insan kaynağıyla ve altyapıyla desteklemeden salgın gibi yaygın sağlık krizleriyle baş etmenin mümkün olmadığını hep beraber gördük, yaşadık. Türkiye, son 20 yıldır her alan gibi sağlık altyapısına da yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır. Şehir hastanelerimize dudak bükenlerin yapılan yatırımları israf yaftasıyla yerden yere vuranların, salgın başladığında her ne kadar açıkça ifade etmeseler de sahip olduğumuz bu imkanlara şükrettiklerine inanıyorum.
Tabii sadece hastane binası yapmak, sağlık personeli istihdam etmek yetmiyor, bu binalar donatacak, sağlık personelimizin işini kolaylaştıracak araç gereci, sistemleri de kendimizin geliştirmesi ve üretmesi gerekiyor. Ülke olarak birinci aşamayı geride bıraktık, artık tüm enerjimizi ve vaktimizi ikinci safhaya verme sürecindeyiz. Yaşam Bilimleri Merkezimiz işte bu gayretlerimizin bir sembolüdür. Bizim kendi vatandaşlarımızın sağlığını korumanın ötesinde, bölgemizin ve dünyanın en önemli sağlık hizmetleri merkezi olma hedefimiz de var. Eskiden bizim vatandaşımız teşhis ve tedavi için yurt dışına giderdi, şimdi dünyanın dört bir yanından aynı amaçla sayıları milyonu bulan insan ülkemize geliyor, milyar dolarlık harcamayı burada yapıyor. Önümüzdeki yıl ise inşallah 1,5 milyon yabancı hastana hizmet vererek küresel sağlık pazarından 10 milyar dolarlık pay almayı hedefliyoruz. Hizmet kalitemizi teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetimizle birleştirdiğimizde, kazancımız katlanarak yükselecektir. Aynı şeklide gıda krizinin dünyayı tehdit ettiği bir dönemde bu yöndeki üretimin ve teknoloji geliştirme çalışmalarının önemi de giderek artıyor.
Gıda sektöründe kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde tüm insanlığa besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Küresel krizlerin önümüzdeki dönemde bilhassa da gelişmiş ülkelerde ciddi yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye, her alanda geleceğin güvenli limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes kârlı çıkacaktır. Sürekli kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen, kendi devletini tahkir eden tiplerin sosyal medya propagandaları sadece komplekslerinin üstünü örtmek içindir. Bilimsel başarılarıyla, teknoloji geliştirme kabiliyetleriyle, üretme becerileriyle varlık göstermeyenlerin ideolojik saplantılarla ülkemizin gündemini işgal etme, milletimizin zihnini bulandırma gayretleri boşunadır. Çünkü bu ülkede çalışmak, üretmek, yenilik yapmak isteyen herkesin önü desteklerle, teşviklerle, programlarla sonuna kadar açıktır.
Ne diyor Mevlana Hazretleri: “Kâmil odur ki, koya dünyada bir eser, eser olmayanın yerinde yeller eser.” Evet, biz geride eser bırakmak isteyen kâmil insanlarla yol yürüyoruz. Bu anlayışla firmalarımızı, araştırmacılarımızı, akademi dünyamızı, özellikle de gençlerimizi tıpkı burada olduğu gibi kendilerine sunduğumuz fırsatları, imkânları, altyapıları değerlendirmeye davet ediyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası mücadelemize destek veren ve verecek herkese şükranlarımı sunuyorum.
Bu duygularla bir kez daha açılışını yaptığımız teknoloji üssünün üniversitemize, akdemi camiamıza, araştırmalarımıza, firmalarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Burada faaliyet yürütecek araştırmacılarımıza başarılar temenni ediyorum.
Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.
Hazır mıyız?
Evet, böyle güzel bir imkân, böyle güzel bir tesisi bize kazandıran gerek Bakanlık, gerek Rektörlük ve tüm arkadaşlarımıza şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum ve kurdeleyi bu temenniyle kesiyoruz; Ya Allah, Bismillah.