ASELSAN Ailesinin Kıymetli Mensupları,
Değerli Misafirler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 14 Kasım 1975 yılında faaliyete geçen ASELSAN’ın 45. Kuruluş Yıl Dönümünü tebrik ediyorum.
Kuruluşundan bugüne ASELSAN’da görev yapan, projelerde yer alan, birikimi ve emeğiyle ülkemizin savunma sanayine katkıda bulunan herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Tabii 1975 tarihi Kıbrıs çıkarmasının hemen ertesi yılıdır. Türkiye Cumhuriyet tarihindeki bu ilk sınır ötesi harekâtının ardından çok katı ve haksız bir ambargoya maruz kalmıştır. Bu durum savunma sanayimizdeki eksiklerin ve ihmallerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Harekâtın ardından ASELSAN’ın ve daha sonra diğer savunma sanayi kuruluşlarının faaliyete geçirilmesiyle ülkemiz yeni bir döneme adım atmıştır. Ancak, aradan geçen uzun yıllar boyunca maalesef savunma sanayinde ihtiyacımızı karşılayacak şekilde arzu ettiğimiz hızda ve seviyede gelişme sağlanamamıştır. İşte bu sebeple hükümete geldiğimizde öncelik verdiğimiz alanlardan birini de savunma sanayinin güçlendirilmesi olarak belirledik. Geçtiğimiz 18 yıl boyunca savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimiz yolunda çalışmalarımızı durmaksızın sürdürdük. Rahmetli Özal tarafından kurulan Savunma Sanayi Başkanlığımızı bu sürecin koordinasyonunu etkin şekilde yürütebilecek bir yapıya kavuşturduk.
Bugün Türk savunma sanayi vakıf şirketlerinden özel sektöre, alt yüklenicilerinden KOBİ’lere, üniversitelerden araştırma merkezlerine, teknoparklardan kümelenmelere kadar geniş bir ekosisteme sahiptir. Böylece 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken bugün 700’e yakın projenin hayata geçirildiği bir savunma sanayine kavuştuk.
Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu saldırılara karşı daha etkin mücadele için sadece son 5 yılda 350 civarında yeni proje başlattık. Savunma sanayi projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 60 milyar dolara yükselttik.
Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 53’den 1500’e ulaştı. Sektörün 1 milyar dolar olan cirosu da 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Savunma ve havacılık ihracatımız 248 milyar dolardan 3 milyar dolar seviyelerine çıktı. Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde 7 firmayla temsil ediliyoruz; sadece son 5 yılda 5 firmamız daha bu listeye girdi.
Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz.
İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içindeyiz.
Bugün Türkiye küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorlukları ve uyguladığı gizli-açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke haline gelmiştir. Sınırlarımız içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Sınırlarımız dışında barış harekâtlarını istediğimiz gibi yürütebiliyoruz. Tüm bunları savunma sanayinde elde ettiğimiz ilerlemeye borçluyuz. Geçmişin eksiklerini gidermekle ve bugünün hazırlıklarını yapmakla kalmıyor, geleceği de kucaklıyoruz.
Araştırma-geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Sürü İHA mı? Yapıyoruz. Gemilerimizin savaş yönetim sistemi mi? Geliştiriyoruz. İnsansız kara aracı mı? Üretiyoruz. Yapay zekâ sistemleri mi? Çalışıyoruz. Elektro manyetik ve lazer silahları mı? Tasarlıyoruz.
Son dönemde Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz destek sebebiyle İHA’larımızın bazılarında kullandığımız kameraya maalesef Kanada ambargo uyguladı. Biz ne yaptık? ASELSAN’da yerlisini ürettik, İHA’larımıza taktık, yolumuza devam ettik. Bununla kalmadık, aynı kameraların daha da iyisi yapmak için şu anda projeyi başlattık. İnşallah her alanda bu anlayışla hareket ederek yerli ve milli savunma sanayimizi en üst seviyelere çıkartacağız.
Değerli Dostlar,
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından kurulan ASELSAN, bugün geldiğimiz noktada bir dünya şirketi olarak çok geniş bir alanda faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlar arasında, haberleşme, radar, elektronik harp, elektro optik, güvenlik, silah ve füze savunma sistemleri, insansız otonom araçlar, platformlar, mühimmatlar, yeni nesil yapay zekâ sistemleri, enerji, ulaştırma ve sağlık teknolojilerine kadar birçok başlık var. Küresel ölçekte birçok ilki başarmış patentli ürünler çıkararak, ülkemizin ve mühendislerimizin gücünü ispatlayan ASELSAN, yeni başarılarıyla göğsümüzü kabartıyor.
Haluk Hocamızı Rektörlük görevini yarıda bıraktırıp ASELSAN’da sorumluluk tevdi ettiğimizde bize verdiği sözleri yerine getirdiği için yine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Geldiğimiz noktada ASELSAN alt yüklenicileri ve paydaşlarıyla beraber envanterdeki ürünlerin seri üretimlerine devam ederken, güvenlik güçlerimize yeni sistemler kazandırmayı da sürdürüyor.
Ayrıca, elindeki teknolojileri çoklu kullanıma açarak enerji, sağlık ulaştırma, gibi alanlarda da çözümler üretiyor. Bugün bu yeni sistemlerden birisinin teslimini de gerçekleştiriyoruz. Elektronik harpte bize çok büyük güç katacak Karakulak Yüksek Frekans Kestirme ve Dinleme Sistemi artık kullanıma hazırdır. Şimdi ASELSAN tarafından geliştirilen ve bugün itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hizmetine giren bu sistemi hep birlikte bir tanıyalım, evet şöyle videodan bir izleyelim.
Evet, Karakulak’ı izledik. Halen Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunan Korkut Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemimizin yenilerini de bugün Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim ediyoruz. Korkut, alçak irtifa hava savunmasını uçak ve helikopterlerin yanı sıra havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçları gibi hedeflere karşı da en etkili şekilde gerçekleştiriyor. Bu sistem kullandığımız Atom ismi verilen 35 milimetre parçacıklı mühimmat ile ülkemiz dünyada az sayıda ülkenin sahip olduğu bir yeteneğe milli olarak sahip hale geldi.
Şimdi de Korkut’u şöyle bir izleyelim.
Koral elektronik harp sistemimiz çok büyük rol oynadı. Bu sistemin daha gelişmiş versiyonu olan yeni nesil Koral projesini de bugün başlatıyoruz. Yeni sistem var olan Koral’a düşman unsurlarını algılama, karıştırma ve köreltme alanında daha üstün kabiliyetlere sahip olacak. Koral’ı da şöyle kısaca bir izleyelim.
Evet, başlattığımız yeni proje ve teslimini yaptığımız sistemlerin projelendirilmesi, geliştirilmesi ve üretimi için Savunma Sanayi Başkanlığımızı ve ASELSAN’ı bir kez daha tebrik ediyorum. Şimdi bir müjde de Roketsan’dan verelim. Geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Roketsan’a gerçekleştirdiğimiz ziyarette şanlı bayrağımızı daha da yukarılara taşıdığımızı ve artık uzay liginde olduğumuzu söylemiştik. Uzayın karanlığını milli teknolojimiz ve mühendislik kabiliyetimizle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda bir kez daha aydınlattığımızın müjdesini de buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Tamamen milli ve yerli mühendislik kabiliyetlerimizle yaptığımız uydu fırlatma testleri başarıyla tamamlandı. Bu testlerde dört kere daha uzaya ulaştık. Cumhuriyet Bayramımızda yaşadığımız bu gururla 2023 vizyonumuz çerçevesinde önemli bir dönüm noktasını daha geride bıraktık. Bu gururu görüntüleriyle birlikte milletimizle paylaşmak istiyorum.
Buyurun.
İnşallah milletimizin karşısına her alanda yeni başarıların müjdeleriyle çıkmaya devam edeceğiz.
Aziz Milletim,
Kahraman askerlerimiz sahada canları pahasına mücadele ederken onlara vereceğimiz en büyük destek savunma sanayimizi daha ileriye taşımak olacaktır. Savunma sanayinde daha planlı, daha sistematik ve orta uzun vadeli hareket etmemiz gereken bir döneme girdik. Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarik edilmesine asla tahammülümüz yoktur. Elimizdeki sınırlı kaynağı kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimizdir. Bu konuda vakıf şirketlerimizin yanı sıra, sektörümüzden de azami gayret bekliyorum. Dünyada savunma sanayi, diğer tüm teknolojilerin gelişmesinde lokomotif role sahiptir. Dolayısıyla, bu alanda yapacağımız her yatırımın ülke kalkınmasına çok daha büyük katkıları olacağını unutmamalıyız. Eğer bugün ciddi bir cari açığımız varsa bu cari açığımızı bile minimize etmede savunma sanayinin rolü asla inkâr edilemez. Savunma sanayindeki kritik teknolojilerin kazanımı için rollerin belirlenmesi mevcut kabiliyetlerin doğru yönetilmesi yatırımların planlanması ve kapasitenin etkin kullanımı gerekiyor.
İnşallah savunma sanayinde kurumlarımız arasındaki iş birliğini, uyumu, paylaşımı daha da geliştirerek, hedeflerimize en kısa sürede ulaşacağız. Cumhurbaşkanı olarak bundan sonra daha da büyüyen bir güçle savunma sektörüne her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Savunma sanayinde insan yetenek profili, araştırma, geliştirme merkezinin yetkinlik haritası ve şirketlerin kapasite yönetimi konularında çok daha güçlü bir koordinasyona ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Bunun için Savunma Sanayi Başkanlığımız ile bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın daha yakın bir çalışma içinde olmalarını istiyoruz. Savunma sanayinin gelişimine katkı sağlayan tüm kamu ve özel kuruluşların yakın ve samimi bir iş birliği içinde hareket etmesi Ar-Ge derinliği ve verimlilik bakımından da önemlidir. İhtiyaç makamı, kullanıcılar ve üreticiler arasındaki bilgi akışının net bir şekilde sağlanması savunma sanayinin sürdürülebilir gelişimi için en başta gelen şartlardan biridir. Sadece teknolojinin değil, yatırımların da doğru planlanması, mükerrer yatırımlardan kaçınılarak kaynak israfının önlenmesi şarttır. Bu çerçevede Savunma Sanayi Başkanlığımızın koordinasyonu dışında yapılan alternatif alımlar mutlaka eldeki imkânlara ve kabiliyetlere öncelik verilen bir değerlendirmeyle gerçekleştirilmelidir. Hayati öneme sahip kritik durumlar dışında en ideali olmasa bile, kendimizin üretmesi veya geliştirmesi mümkün olan her şeyi içeride yapmalıyız. Her kurum Savunma Sanayi Başkanlığımızın uzmanlığını bir kenara bırakıp, kendi ürün tedarikini kendisi yapmaya kalkarsa mükerrerlik ve israf kaçınılmaz hale gelir. Savunma Sanayi Başkanlığımızın da hızlı ve etkin karar alma, tasarım ve üretim planlamasıyla tedarik ve teslim yapma kabiliyetini geliştirmesinde fayda görüyorum. Özellikle teknoloji geliştirmeye yönelik faaliyetlere daha fazla kaynak aktarılmalıdır. Bu kapsamda TÜBİTAK ve benzeri kurumların yaptığı çalışmalar daha etkin şekilde desteklenmelidir. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfımızın savunma sanayimize yaptığı katkıya uygun şekilde yeniden yapılandırılması da düşünülebilir. Görüldüğü gibi yapacak daha çok işimiz var. İnşallah tüm bu hususları planlı bir şekilde adım adım hayata geçirerek savunma sanayimizin gücüne güç katacağız.
Bu duygularla bir kez daha teslimini yaptığımız sistemlerin ve başlattığımız yeni projelerin Türk Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Tamamlanan ve halen devam eden projelerin her safhasında emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyorum.
Açılışını gerçekleştireceğimiz ASELSAN Akyurt Güdüm ve İnsansız Sistemler Seri Üretim Tesisi, Akyurt Camii, İvedik Teknopark Tesisleri ve ASELSANNet Yeni Binası’nın şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.
Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Kalın sağlıcakla.
ASELSAN da kazandığı paraları hep bu yatırımlara veriyor galiba. İşte benim kavgam da bunun için. Diyorum ki; kazanacağız yatırım, kazanacağız yatırım. Yatırım yaparsak istihdam olur, istihdam olursa üretim olursa, üretime beraber hem ülkede, hem ihracatta sıçrama yaparız. Savunma sanayi de bu işte bizim için en önemli adım. Yani bir eser üretirsin, öyle mi, tonlarca buğday ihracatıyla mukayese edilmez, o kadar önemli bu iş.
Evet, ya Allah Bismillah.
Hayırlı olsun.