Rize’de toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin ‘Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı’ eleştirilerine değinerek, “Ben tarafım, milletin tarafındayım. Benim meydanlara çıkma hakkımı bunların hiçbiri alamaz. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giydik, öyle çıktık, öyle de yürüyoruz. Bu millete hizmet yolunda bu yolculuğumuz devam edecek" dedi.
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Kadirşinaslığınız, ahde vefanız, samimi sevginiz ve desteğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa, 10 Ağustos seçimlerinde 81 il içinde verdiğiniz yüzde 81’lik destekle, bu kardeşinize sahip çıktığınız için bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreni ile 122 milyon lira yatırım bedeli olan 26 eser ve hizmetin, Rize’ye ve ülkemize hayırlı olması temennisini dile getirdi.
Konuşmasında açılışı yapılan eser ve hizmetler hakkında ayrı ayrı bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserlerin Rize’ye kazandırılmasında emeği geçen hükümete, bakanlara ve teknokratlara, bürokratlara, yüklenici firmaya, tüm herkese şükranlarını ifade ettiğini belirtti.
“ALAMETİFARİKAMIZ HİZMETTİR”
Kendilerinin alametifarikasının hizmet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ama Pensilvanya’dakiler gibi değil ha. Hani Ziya Paşa’nın güzel bir sözü var ya, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri; biz eserlerle yâd edileceğiz, bunun için bu yoldayız. Rize’ye geçtiğimiz 12 yılda toplam ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Eski rakamla söyleyeyim de iyi anlayalım, değerli kardeşlerim, 9 katrilyon yatırım yaptık. Samsun’dan başlayıp Sarp’a kadar giden Karadeniz Sahil Yolu geldiğimizde yüzde 35’ti, biz tamamladık. O aşılmaz denilen dağları biz aştık. Sadece bu aradaki o tünelleri, o dağları deldik. Biz size âşıktık, biz dertliydik, sevdalıydık, o delinmez denilen dağları delerek hamdolsun yol yaptık. Bugün artık kaza riskini minimize ettik. Rize'de 2002 yılında ne kadar bölünmüş yol vardı biliyor musunuz? 20 kilometre. Biz buna ne ilave ettik, 70 yılda 20 kilometre yol yapmışlar, biz buna 12 senede 96 kilometre yol ilave ettik" dedi.
Ovit Tüneli'nin inşaatının yarılandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "14 kilometre bir tünel. Şimdi Ovit Tüneli bittiği anda artık o aşılmaz denilen dağlar, o karda kışta gidilmez denilen o Erzurum açılacak mı? İşte biz buyuz. Birileri laf üretiyor, görüyorsunuz biz de iş üretiyoruz, farkımız bu" diye konuştu.
RİZE’YE HAVALİMANI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım konusunda Rize’nin hiçbir eksiğinin kalmamasını istediklerini belirterek, "Rize ve Artvin’in birlikte havalimanının yapımı için çalışmalara başladık. İnşallah havalimanı bittiği zaman artık Artvinli kardeşim ta Trabzon’a kadar gitmeyecek. Ardeşen-Pazar arasında oradaki güzel bir yere Artvin Havalimanını kuruyoruz. Aynı şekilde Rizeli kardeşim de oraya. Böylece yolu kısaltacağız" dedi.
Çay üretimine verilen desteği anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz 12 yılda Rize’deki üreticilerimize yaş çay alımı için alınan para ne biliyor musunuz? 4,2 katrilyon liradır. Çayda prim desteğini tam 7 kat artırdık. Üreticilerimize yapılan destek primi 1,3 katrilyon. Nerelerden nereye. Üniversitemiz maşallah her geçen gün daha da gelişiyor, daha da büyüyor. Her alanda Rize’nin çehresi değişti, değişmeye devam ediyor. Allah ömür verdikçe, Allah imkân verdikçe Rize’ye, Rizeli hemşerilerime hizmet etmeye devam edeceğim."
İstanbul’da Rizeli hemşerileri ile bir araya gelmesinden ana muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın rahatsız olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim milletimle, hemşerilerimle bir araya gelmemin, milletimle hasbıhal etmemin demokrasiye zarar verdiğini söylüyor. Aynı zihniyetteki bir gazeteci de daha önce Sovyetler Birliği dönemine övgü dizip milleti tahkir ederek demokrasinin sandıktan geçmediğini söylemişti. Hatta daha da ileri giderek ana muhalefetteki ve terör örgütü güdümündeki partiyi ittifak yapmaya, çağ dışı olarak gördüğü anlayışa karşı silahlı ya da silahsız mücadeleye davet etmişti" diye konuştu.
“İÇLERİNDEKİ BAŞÖRTÜSÜ VE İNANÇ DÜŞMANLIĞINI SAKLAYAMIYORLAR”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu gazeteci geçtiğimiz günlerde ana muhalefetin televizyonuna çıkmış ne diyor biliyor musunuz, 'Başını örten kadın, özgürlüğünden vazgeçmiştir.' Bunlara gereken dersi 7 Haziran’da verdireceğiz. Buna hazır mısınız? Rize her zaman bu dersi verdi ama bu defa bambaşka bir ders vermeli. Toptan, perakende değil, toptan bir ders vermeli. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, içlerindeki başörtü düşmanlığını, inanç düşmanlığını saklayamıyorlar, bastıramıyorlar. Tabi bunların kafasındaki ideal yönetim modeli Milli Şef'in idaresindeki tek parti dönemi. Hani şu milletin ekmeği bile karne ile aldığı, camilerin depoya çevrildiği, satıldığı, en küçük bir muhalif sesin bile şiddetle bastırıldığı tek parti dönemi. O zaman ne diyorlardı bunların sipariş bazı şairleri, ‘Kâbe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter’ diyorlardı" diye konuştu.
Toplumda bazı kesimlerin tüm uğraşlarına rağmen içlerindeki başörtü ve inanç düşmanlığını saklayamadığını, bastıramadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunların kafasındaki ideal yönetim, milli şefin idaresindeki tek parti. Hani milletin ekmeği bile karneyle aldığı, camilerin depoya çevrildiği, satıldığı, en küçük bir muhalif sesin dahi şiddetle bastırıldığı tek parti dönemi" diye konuştu.
“MİLLET, KÂBE’Yİ TAKSİM OLARAK GÖSTERENLERE 7 HAZİRAN’DA GEREKEN DERSİ VERECEKTİR”
Kürt vatandaşların dindar ve inancına sahip olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kalkıp da bu ülkenin Müslüman insanlarına, Müslüman Kürt evladına, kalkıp Kâbe’yi Taksim olarak gösterenlere 7 Haziran'da gereken dersi verecek misiniz? Benim Rize'den zaten endişem yok, o ayrı mesele ama bunlara haddini toptan bildirmek gerekiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı kesimlerin 1950 yılından bu yana her seçimden sonra hayal kırıklığı yaşadığını ve milletin sandıkta koyduğu iradenin onlar için bir kabusa dönüştüğüne işaret ederek, "Demokrasiye düşmanlıkları oradan geliyor. Eskiden millet çalışıyor, onlar yönetiyordu. Millet yönetimde söz sahibi olunca, bunların borusu ötmez oldu. Onun için her darbeyi, her cuntayı, her vesayet girişimini desteklediler, alkış tuttular. Şimdi de alkış tutuyorlar. 27 Mayıs 1960 darbesinin arkasında bunlar vardı. Rahmetli Menderes'in milletten gördüğü teveccüh karşısında sandıkta netice elde edemeyeceklerini anlayınca, işi cuntacılara havale ettiler. Menderes ve arkadaşlarının kanı hala bunların ellerinde. Türkiye'nin daha sonra yaşadığı siyasi ve sosyal krizlerin temelinde 27 Mayıs Anayasası ile tesis edilen sistem vardır. Bu Anayasa'nın ardından ise akademisyenleri, bürokratları ve siyasetçileri ile tam kadro tek parti döneminin yönetiminin olduğunu biliyoruz. 1970'lerin başındaki cunta hareketlerinin gerisinde de daima CHP gölgesi olmuştur. Demokrasi yoluyla elde edemediği iktidarı, tehdit yoluyla gasp etmek bu zihniyetin klasik yöntemidir. Nitekim 1997 yılında 28 Şubat döneminde aynı zihniyetteki partiler, yine aynı yöntemle iktidarı gasp ettiler" diye konuştu.
TÜRKİYE’DE YASAKLAR DÖNEMİ
Ana muhalefet partisinin Ankara milletvekili listesinin birinci sırasındaki kadın adayın, 28 Şubat döneminde insanların inancına, özellikle de başörtülü kızlara yönelik baskıların en büyük savunucusu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "Biliyorsunuz 2008 yılında üniversitelerde başörtüsünü tamamen serbest bırakmak için bir anayasa değişikliği yapmıştık. Hani meşhur, '411 el kaosa kalktı' diye başlığın atıldığı o günü hatırlıyorsunuz değil mi gençler? Ah ah! Şimdi bunlar aynı koalisyonun içindeler. Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal etmiş. O zaman genel başkanı olduğum partiye de kapatma davası açmışlardı. Bu süreçte yapılan laiklik mitinglerinin başını işte bu aday çekiyordu. Daha sonra köprünün altından çok sular aktı. Türkiye bu yasakları geride bıraktı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık üniversitelerde, ortaöğretimde ve kamuda başörtüsünün serbest olduğunun altını çizerek, "Başı açığı da başı örtülüsü de bunların hepsi benim kardeşim. Bunların hepsi bu ülkenin vatandaşı. Bunların arasına niye ayrımcılık sokuyorsunuz? Niye ayrımcılık tohumlarını atıyorsunuz? Yoksa başörtülü, başı açık, aralarında problem yok. Problem bu sapık zihniyetlerde. Ne oldu? Bu yasalar çıktı, kıyamet mi koptu? Türkiye onların beklediği gibi bir karanlık çağa girmedi. Tam aksine bir aydınlık çağda yürüyor. Ama bunların kafası karanlık, zihniyeti karanlık. Bunlarda kök yok kök. Köksüz. Sıkıntı burada" dedi.
“ADLARI SOSYAL DEMOKRATTIR AMA KENDİLERİ FAŞİSTTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yönünü geleceğe çevirmiş, 2023 hedefleri için çalışan bir Türkiye'nin olduğunu belirterek, ana muhalefet partisinin Ankara birinci sıradan gösterdiği milletvekili adayıyla geçmişe duyduğu özlemi açık şekilde ortaya koyduğunu dile getirdi. Milletin değerlerine düşman olanlarla gidilecek yolun, yeniden yasakların Türkiye’si olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar için demokrasi, sadece kendi iktidarlarını; özgürlükler de kendi ideolojilerinin hâkimiyetini ifade eder. Adları, sosyal demokrattır ama kendileri faşisttir. Kavgaları bu milletin tarihi ile dertleri bu milletin kültürü ve inancıyla. Dikkat edin ağızlarından milletimizin değerlerine ilişkin hiçbir söz çıkmaz. Lafa gelince saygılı olduklarını söylerler ama her fırsatta milletin değerlerine saldırmaktan da geri durmazlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birisi çıktı ne diyor, 'İmam hatip okullarının orta kısmını kapatacağız' diyor, kim diyor, CHP" ifadesini kullanan Erdoğan, "Şöyle kamufle ediyor, 1+8+4. Ana muhalefetin sayın başkanı, biz bu oyunu daha önce gördük. Bu senaryoyu daha önce gördük. Artık bunları yutturamazsınız. Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz. Geçti o iş" diye konuştu. İmam hatip liselerinin orta kısımlarının kapatılması sonrasında 600 bin olan öğrenci sayısının 60 bine düştüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi öğrenci sayısının 1 milyona çıktığını söyledi.
“ÇOCUKLARIM KENDİ ÜLKEMDE OKULA GİDEMEDİLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin bundan rahatsız olduğunu ifade ederek, "Benim acım var. Benim derdim var. İki kız, iki oğlan dört evladım var. Dördü de imam hatibe gitti. Ama kızlarım kapıdan geri çevrildi. Maalesef kendi ülkemde üniversiteye gidemediler, yurtdışına göndermek zorunda kaldım. Gidip Amerika'da, İngiltere'de başörtülü okuyabildiler ama burada okuyamadılar. 'Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya' dediler. Erkek evladım da okuyamadı. Yüksek puan almasına rağmen kat sayıya takıldı. O da gitti Amerika'da lisans eğitimini aldı, Harvard'da master bitirdi. Niye, bunlar kıskanıyorlar. Mesele bu. 'İmam hatipli Harvard'da nasıl okur?' Okur işte bak bal gibi de okuyor. Hazmedemedikleri bu" dedi.
Bütün engellerin aşıldığını ve daha iyi günlerin geleceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ahlaken güçlü, tarih bilinci olan, ilimde, sanatta, kültürde çok ileri seviyede bir gençlik geliyor. Bunu hazmedemiyorlar. Bunlar her fırsatta cami düşmanlığı yapıyorlar. Din görevlisi düşmanlığı yapıyorlar. Kur'an eğitimi düşmanlığı yapıyorlar. Başörtüsü düşmanlığı yapmaktan geri durmuyorlar" diye konuştu.
"Diyanet'i kaldıracağız" şeklindeki açıklamaya atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütünün arkasında olduğu siyasi parti, Diyanet İşleri Başkanlığına takıldı. 'Diyanet'i kaldıracağız' diyor. Ne yaptı sana Diyanet" diye konuştu.
MUSLUKLARDAN KAN AKAN AFİŞLER
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomiyi şöyle düzelteceğiz, böyle düzelteceğiz diye sözler veriyorlar ya, kaynağın bir tanesi de ne biliyor musunuz? Diyanet İşleri Başkanımız bütün bu haberlere karşı tutmuş, o Mercedes arabayı 'ben satılsın dedim' diyor ve sattırıyor. Hâlbuki benim haberim olsa derdim ki; 'Mehmet hocam sen ne yapıyorsun, sen niye satıyorsun o Mercedes'i, senin bineceğin veya bindiğin Mercedes'in fiyatı ne ya, sen gazetelerin haberlerine, başlıklara ne bakıyorsun?' Kaynaklardan bir tanesi o, 'Bir milyonu bulduk' diyor. Bunlar şaklaban ya... Bunların ekonomiyi yönetecek halleri yok. Bunlar şu anda ellerindeki belediyeleri yönetemiyorlar. Arka sokakları dolaşın, çöplükten geçilmiyor. Adeta İstanbul'u aldığım zaman Belediye Başkanı olarak, İstanbul neyse şu anda oralarda da onu görüyorum, çöp dağları" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Van'da bilboardlara ne asmışlar, musluklarından kan akan bir Van. Ya musluktan kan akar mı? Ama bunların musluklarından akar. Musluklardan bulanık su, yosun suyu, çamurlu su aktığını biliyorum ama kan aktığını hiç görmemiştim ama bunlarınkinden akar. Şimdi bunlara toptan Türkiye olarak, benim Kürt kardeşlerim de dâhil olmak üzere gerekli dersi vermemiz lazım. Bizim barışa ihtiyacımız var. Bizim kardeşliğe ihtiyacımız var. Bizim bu barışımızı, kardeşliğimizi kimse bozamaz" dedi.
“PARALEL ÖRGÜT HDP’YE LOJİSTİK DESTEK SAĞLIYOR”
"Bölgede müftüyü aday gösteriyor, ama ne diyor müftü, 'Benim partim hani bu ateşgedelerin olduğu bir dinde var ya, o olsa ben yine buradan aday olurdum' diyor. Şu hale bak, ne talihsizlik" değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi adına ne talihsizlik. Batı'da Ali’siz Alevilik adıyla Aleviliği ayrı bir din haline dönüştürmeye çalışanların temsilcisini aday gösteriyor. Kürt kardeşlerimizin değerlerinin, inançlarının yerine marjinal bir ideoloji ikame ettirmek için de istediklerini saklamıyorlar bile" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Paralel örgüt de bunlara lojistik destek sağlıyor. Hani Diyarbakır Belediyesinin arka kapısından giriyor ya... Kimler kimlerle el tutuştu. Yanılmıyorsam Akif'indi; 'Dinime küfreden Müslüman olsa bari' diyordu ya öyle bir noktadayız" dedi.
Bu oyunun yeni olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,, "200 yıldır tekrarlanıyor. Milletimiz her defasında bunlara dersini verdi. 1950'de verdi, 27 Mayıs'tan sonra verdi, 12 Eylül'den sonra verdi, 28 Şubat'tan sonra verdi, 17-25 Aralık'tan sonra verdi. Ama görüyorsunuz işte vazgeçemiyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin bunlara cevabı İstiklal Marşı'mızda mevcut, ‘Ruhumun senden, İlahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" diye konuştu.
"GÜNDE BEŞ VAKİT KALPLER VE YÜZLER KÂBE’YE DÖNMEYE DEVAM EDECEK”
Türkiye'nin semalarında ezan sesinin yankılanmaya devam edeceğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Günde beş vakit kalpler ve yüzler Kâbe’ye dönmeye devam edecek. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla, tüm renkleriyle milletimiz tarihine, kültürüne, inancına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu imtihandan her defasında başarıyla çıktı bu millet. İnşallah bu defa da tercihini birliğinden, kardeşliğinden yana kullanacak" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinin aynı zamanda yeni Türkiye'nin inşası yolunda önemli bir dönemeç olduğuna dikkati çekti. Türkiye'nin, krizin, kaosun, çekişmenin, kavganın sıkıntısını çok çektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "70'li yılları, 90'lı yılları hatırlayanlarınız var. Ama hatırlamayanlarınız da var. Gençler o dönemleri bilmiyorlar. Lütfen o yılları gençlere de anlatın. Okullarda yaşadıklarınızı, hastanelerde yaşadıklarınızı, yollarda çektiğiniz çileleri anlatın. Şu Armelit Dağı'nın dili olsa da konuşsa, o virajlarda neler çektik" dedi.
“ALTI SIFIRI ATINCA, PARAMIZ DOLAR KARŞISINDA BİR YERE GELDİ”
Geçmişte "zengin kimdir" diye sorulduğunda "milyoner" denildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Öyle bir noktaya getirdiler ki bizi, bir milyona tuvalete gider hale geldik. Niye, akşam yattık, sabah kalktık bir milyon. 6 tane sıfır koyduk. Biz ne dedik, '6 sıfırı atacağız'. 'Sayın Başbakanım olmaz' dediler, 'Ne olacak' dedim 'atarsak', 'şöyle olur böyle olur'. Altı sıfırı attık, paramız dolar karşısında bir yere geldi. Zamanın köşe yazarlarından bir tanesi, 'Altı sıfırı atsınlar, Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım' demişti. Hala bekliyorum anıracak."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de güven ve istikrar ortamını yakaladıklarını belirterek, daha iyi günlerin var olduğunu ve daha iyi adımların geleceğini bildirdi. Türkiye'nin güven ve istikrarla bugünlere geldiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güven ve istikrarla yolculuğumuzu devam ettireceğiz. Bunun için gelin el ele verelim, yeni Türkiye'yi hep birlikte inşa edelim. Yeni Türkiye'nin inşası için Anayasa’ya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Türkiye'de güven ve istikrar ortamını bir daha kimsenin bozamayacağı şekilde oluşturmanın yolu, sistemi değiştirmekten geçiyor" ifadesini kullandı.
“SİYASETİN DE BİR DÜRÜSTLÜĞÜ VAR, ONURU VAR”
Bu tartışmaların Türkiye'ye mahsus tartışmalar olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm dünyada aynı süreç yaşanıyor. Bakınız İtalya'da koalisyonları yasaklayan bir kanun çıkarıldı. Yüzde 40 oy aldın aldın, almadığın takdirde ikinci tur, ikinci turda en fazla oyu alan tek başına iktidarı oluşturuyor. Aynı şekilde İngiltere, son seçimlerin ardından ortaya çıkan temsil ve istikrar sorununa çözüm aramanın derdine düştü. Bakın üç tane parti seçimi kaybettikleri için genel başkanları istifa ettiler. Bizimkiler yapabildi mi? Ben ne diyordum hatırlayın, 'Eğer partim birinci olmazsa ertesi gün istifamı vereceğim' diyordum. Diğerlerine 'Siz de istifa etmeye var mısınız' diyordum. Bugüne kadar hiç onların da istifa edeceğini duydunuz mu? Şimdi aynı şeyi Sayın Başbakan söylüyor. Siyasetin de bir dürüstlüğü var, onuru var. Batılı bunu gösteriyor da siz bunu neden gösteremiyorsunuz?" dedi.
Almanya ve Belçika ziyaretlerinde bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı sıkıntının bu ülkelerde de yaşandığını belirterek, şöyle söyledi: "Koalisyon hükümeti sebebiyle 141 gün hükümeti kuramadılar. Bir önceki seçimde 540 küsur gün hükümeti kuramadılar. Bütün bunlar bize bir ders. Ama bunu görmek lazım. Hepsi de parlamenter sistemle yönetilen bu ülkeler, kendilerine çıkış yolları arıyorlar. Dönem başkanlığını yürüttüğümüz G 20'deki ülkelerin önemli 10 ülkesi başkanlık sistemiyle yürütülüyor. Başkanlık sisteminde yürütme gücü bürokrasinin vesayetinden tamamen Meclis'teki siyasi engellemelerden de büyük ölçüde kurtuluyor. Devlet başkanı seçilen kişi görev süresi bitene kadar milletin karşısına çıktığı programı hayata geçirmekle mükellef. Devlet başkanının görev süresi dört yıl. Beş yıl boyunca siyasi kriz tehdidi olmadan işler yürüyor."
“YENİ TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE İNŞA ETMEMİZ LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni Türkiye'yi birlikte inşa etmemiz lazım. Biz görevi milletten aldık, hesabı da inşallah millete vereceğiz. Rize yeni Türkiye'yi kurmaya hazır mı, Rize yeni anayasayı kurmaya hazır mı, Rize başkanlık sistemine hazır mı? Maşallah" ifadesini kullandı.
Rize'deki gerçekleştirilen projelere ilişkin olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Mayıs'ta ihalesi yapılacak Salarha Tüneli'nin Güney Çevre Yolu'na bağlanacağını söyledi. Hamam Deresi'nin ıslah edilip sağ ve solundan yapılacak çift yolla çevre yolunun sahile bağlanacağını aktaran Erdoğan, yeni Orta Cami'den Dosma'ya modern bir bulvar açılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Çevre Yolu'nun birinci etabının hızla bitirildiğini, ikinci etabı olan Pehlivantaşı-Alipaşa arasındaki kesimin proje çalışmalarına başlandığını anlattı.
“MARMARAY'DAN 18 AYDA 73 MİLYON VATANDAŞ YARARLANDI”
Milletin cebinden bir kuruş çıkmadan inşa edilen Marmaray'dan 18 ayda 73 milyon vatandaşın yararlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü biz Fatih'in evlatlarıyız. Fatih karadan gemileri yürüttü, biz de onun evlatları olarak denizin altından Marmaray'ı inşa ettik. Şimdi de Avrasya Tüneli'ni yapıyoruz. Yetmez dedik, sadece raylı sistem olmaz, bir de otomobillerin denizin altından geçmesini halletmemiz lazım. İki kat tünel. Oradan da otomobiller geçecek. Önümüzdeki yıla da onu yetiştireceğiz. Şimdi bir de denizin altında üçüncü proje hazır. Onun adımları atılacak. Biliyorsunuz boğazın üzerinde 3 tane altın kolye. Üçüncüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü yıl sonuna kadar bitirilme gayretiyle devam ediyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü dünyanın en geniş köprüsü, 4 gidiş 4 geliş. Ortasından da hızlı tren gidecek. Kardeşlerim biz buyuz. Hamdolsun ben size -cek, -cak, bunlarla konuşmuyorum. Bunlar yaptıklarımız. Devam eden inşaatlarımız. Size bunları anlatıyorum ama diğerleri ne anlatıyor? Görüyorsunuz. Onun için dikkatli olalım. Bir de bizim İstanbul-İzmir otobanımız var. Bittiği anda yol 3,5 saate inecek. Üzerindeki köprü dünyanın en uzun asma köprülerinden biri. O da hızla devam ediyor. Kuleler bitti. Şimdi halatlar takılıyor. Biz hizmet üretiyoruz, bunlar laf üretiyor" dedi.
“HER PARTİYE EŞİT MESAFEDEYİM”
Her partiye eşit mesafede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama tabii gönlümde bir aslan yatıyor, ayrı mesele" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet partilerinin "Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı" eleştirilerine değinerek, şöyle söyledi: "Hayır, ben cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ne dedim, 'Ben tarafım' dedim. Ama benim tarafım neresi? Ben milletin tarafındayım. Şimdi kalkıyorlar şikâyet ediyorlar. Yüksek Seçim Kurulu’na gidiyorlar. Diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın.' Millet bana bu meydanlara çık diye bu oyu verdi. Bu meydanlara çıkmaktan siz beni nasıl mahrum edersiniz? Bu milletin içinden doğmuş olan bir cumhurbaşkanına siz bunu hangi hakla yasaklamaya gidersiniz? Bunlar anayasayı da okumuyorlar. Anayasada vatana ihanetten başka cumhurbaşkanının bir suçu yoktur. Bunlar bunu da bilmiyorlar. Benim bu hakkımı elimden bunların hiçbiri alamaz. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giydik, öyle çıktık, öyle de yürüyoruz. Bu millete hizmet yolunda bu yolculuğumuz devam edecek."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hizmet yolculuğunun devam edeceğini belirterek, "Bizim Rabia’mız var biliyorsunuz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diye konuştu.
“BİRİLERİ KENDİLERİNE AYRI BAYRAK ARIYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek milletiz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla, aklınıza ne gelirse. Bütün bunlar millet kavramının içindedir. İki, tek bayrak. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bizim bayrağımız bu. Ama birileri kendine ayrı bayrak arıyorlar. Ben Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Bu oyuna gelmeyin, bu oyunu bozun. Bu ülkede şehit kanlarından rengini almış bayrağımız var. Hilaliyle bağımsızlığımızı tanımlayan bayrağımız var. Yıldızlarıyla şehitlerimizin ifadesi olan bayrağımız var. Bize bu yetmez mi? Bu birliğimizdir, bu beraberliğimizdir ve işte vatan, tek vatan. 780 bin kilometrekareyle. Bu vatanımızı kimse bölemez. Böldürtmeyiz. Karşılarında bizi bulurlar. Devlet olarak. BaştaCcumhurbaşkanı olarak, hükümetimizle, devletimizle, ordumuzla, tüm güvenlik güçlerimizle bunların karşısında oluruz. Tek devlet. Devletin içinde devlet olmaz. Milli Güvenlik Kurulu’nda legal görünüm altındaki illegal terör örgütlerine ki bunlardan bir tanesi ‘Paralel Devlet Yapılanması'dır, bunlara yönelik kararımızı Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıkardık. Gerekli ne varsa kurumlarımız yapıyor."
Seçime az bir zaman kaldığına işaret ederek, vatandaşlardan demokratik haklarını muhakkak kullanmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sakın ha, ihmal yok. Sandıkları patlatmanız lazım. Bu demokratik hakkınızı muhakkak kullanmanız lazım. Nerede eş, dost, ahbap varsa hepsini arayın. Hepsiyle konuşun, dertleşin ve demokrasi mücadelesini 7 Haziran'da taçlandırın. Sizleri Allah için seviyorum. Biz sizlere hep sevdalı olduk, karşılığını da gördük" dedi.
RİZE VALİLİĞİ ZİYARETİ
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize Valiliğini ziyaret etti. Valilik önünde Vali Ersin Yazıcı tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, valiliği ziyaretinin ardından çıkışta kendisini bekleyen vatandaşlarla sohbet etti.
Rize’deki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon’a hareket etti.