15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Bizi Zaferden Zafere Koşturan, İçinde Bulunduğumuz İnanç Birliğidir”

04.05.2015
“Bizi Zaferden Zafere Koşturan, İçinde Bulunduğumuz İnanç Birliğidir”

Siirt’te gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet’ anlayışının ülke olarak bizi güçlü kıldığını vurgulayarak, “Ne bölücü örgüte, ne paralel örgüte, ne de eski Türkiye koalisyonu kurmanın peşinde koşanlara fırsat vermememiz gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt’te gerçekleştirilen toplu açılış törenine katıldı ve halka hitaben bir konuşma yaptı.

Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmayan Siirt’e teşekkür ederek, gerçekleştirilen tören ile Siirt’e kazandırılan 162 milyon lira yatırım bedeli olan 40 eser ve hizmetin resmî açılışını yaptıklarını söyledi.


SİİRT’TE AÇILIŞI YAPILAN ESERLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 33 milyon lira yatırım bedeli olan eğitim kurumlarının bir kısmının hayırseverlerimizin destekleriyle inşa edildiğini belirterek bunların hepsini tebrik etiğini söyledi.  Toplu açılış töreninde, Merkez Anadolu Lisesi ve Anadolu Kız Meslek Lisesi, Kurtalan Anadolu Lisesi, Baykan Lisesi, Şirvan Endüstri Meslek Lisesi’nin de aralarında bulunduğu 263 dersliği, 3 pansiyonu, 3 çok amaçlı salonu, 27 lojmanın resmen hizmete açılışını yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlik ve Spor Bakanlığımız merkezde ve Kurtalan’da gençlik merkezleri, ilçelerimizde ve mahallelerimizde çim futbol sahaları inşa etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız sevgi evlerini kurdu. İçişleri Bakanlığımız KÖYDES kapsamında köylerimizde içme suyu, yol, köprü, parke çalışmaları gerçekleştirdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız çeşitli tarımsal üretim projelerine destek sağladı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı idari binalarını inşa etti ve iyileştirme çalışmalarını devam ettiriyor. Orman Su İşleri Bakanlığımız dört ayrı taşkın koruma projesini tamamladı. Özel sektörümüz toplam 60 trilyon liralık yatırımla bir alışveriş merkezi ve oteli inşa etti. Tüm bu yatırımların Siirt’imize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımların şehrimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.

“BU MİLLETE HİZMETKÂR OLMAKTAN DAHA GÜZEL BİR ŞEY OLAMAZ”

Siyasi hayatında Siirt’in ayrı bir yeri, ayrı bir anlamı bulunduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Siirt, benim siyasi hayatımda iki defa dönüm noktası oldu. Birincisi; 17 Aralık 1997 tarihinde bu meydanda, burada okuduğum Millî Eğitim Bakanlığının Talim Terbiye Kurulunun onayıyla geçmiş bütün kitaplarında yer alan Ziya Gökalp’e ait bir şiirle başlayan ve cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. O şiiri hatırlıyor musunuz: ‘Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, müminler asker…”  Bir şey beni sindiremez, gökler-yerler açılsa, üzerimize tufanlar, yanardağlar saçılsa, biz oyuz ki imanıyla övündüğümüz ecdadımız titretici şeylere hiçbir gün diz çökmemiş. Zaferlerin kapusu Anadolu’nun tapusu Malazgirt’ten ta Çanakkale’ye, imanın geçilmez kalesine kadar bizi zaferden zafere koşturan şey işte şu anda içinde bulunduğumuz inanç birliğidir. Ve bu yolda böyle yürüdük. Bu yolda böyle yürüdük, buralara böyle geldik. 1912 yılında yazılmış işte bu şiiri Siirt’te okuduğumuz için 1999 yılında Pınarhisar Cezaevi’nin yolunu tuttuk. Aradan aylar geçti, yıllar geçti, devran döndü, partimizi kurduk, ama 42 bin kişiyle bir kamuoyu araştırması yaptık. Bakalım ne diyor millet dedik. Millet partiyi kurun dedi. Nasıl parti kurmamız gerektiğini de söyledi. Kurduk, 16 ay sonra da iktidar olduk. 12 yıl iktidarda kaldık mı? Kaldık. Ve ondan sonra da tekrar bir kamuoyu araştırması, bu defa da Cumhurbaşkanlığı dedi millet. Onun için 10 Ağustos’ta da tekrar huzurunuza geldik ve yüzde 52 ile bu defa bizi Cumhurbaşkanlığına gönderdiniz. Şimdi birinciyi söyledik, peki ikincisi neydi? Yüzde 85,8 oy ile bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Siz ne dediniz biliyor musunuz? 'Egemen güçlerin dediği değil, milletin dediği olur' dediniz. Çünkü egemenlik bu dünyada kayıtsız şartsız milletindir, o kadar. İşte Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı bu yolları açtınız. Bu bizim için neydi, bir hizmet yoluydu. Bu millete hizmetkâr olmaktan daha güzel bir şey olamazdı. Kardeşlerim ipin ucunu 97 yılında kesmek istediler, 6 yıl sonra yine burada yeniden başladı. Şair ne diyordu, 'sakın kader deme ne yapsalar boş.' O kadar. İşte biz bu karara boyun eğdik. 'Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır, yanmışsam külümden yapılan...' İşte gönüller böyle birleşince bak neler oluyor. Biz kaderin üzerindeki kadere iman ettiğimiz için yeise kapılmadık” dedi.

“BEN KUR’AN İLE BÜYÜDÜM, KUR’AN İLE YAŞIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi ana muhalefet partisinin başındaki zat benimle ilgili dün Kayseri'de bir ifade kullanmış, cevap vermeye değmez ama Siirt'ten Kayseri'ye, Kayserili kardeşlerim Cumhurbaşkanlarını çok iyi tanırlar. Nerede, neyi konuşacağını da bilmiyor. 'Cumhurbaşkanı Evren gibi Kur'an'ın istismarını yapıyor' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu ben Kur'an ile büyüdüm, Kur'an ile yaşıyorum. Onu sen kendine söyle, kendi şahsında Kur'an'ın yerinin ne olduğu malum. Beyefendi nereden buraya geldi? Hani ben 'Diyanet İşleri Başkanlığı Kürtçe Kur'an meali yayınladı' dedim ya. Bundan beyefendi rahatsız olmuş. Bu bir istismar mı? Biz ülkemizde her dilde inşallah... Bu da Kürtçe Kur'an meali. Bunu da niye söylüyorum, malum terörün beslediği siyasi parti ne diyor? Maalesef çok ilginç 'Diyanet İşlerini kapatacağız' diyor. Ya bunlar maalesef cami duvarına pislemeye başladılar. İstismarsa istismarını yapıyorlar, her türlü yol bunlarda var” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI OLARAK BEN MİLLETİN TARAFINDAYIM”

Ana Muhalefet Partisi’nin imam hatipleri kapatmak istediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün Kayseri'de diyor ki 'hayır ben öyle demedim.' Bütün kayıtlarda mevcut. Bir Cumhurbaşkanı olarak bana yanlışları düzeltmek düşer. Bir defa o yetkiyi sen nereden alıyorsun? Milletin verdiği yetkiyle bu parlamentodan 12 yıllık zorunlu eğitim geçti. İmam hatiplerin, meslek liselerinin önündeki engeller, barajlar kaldırıldı. Haksızlıklar giderildi. Siz orta kısmı kapattınız ve imam hatiplerin öğrenci sayısı 60 bine düşmüştü. Şimdi 1 milyona çıkınca rahatsız oldular. Hani özgürlüklerden yanaydınız. Niye rahatsız oluyorsunuz? Anne baba evladını nereye gönderirse bırak oraya göndersin karışma. Terör destekli olan siyasi parti benim inançlı Kürt kardeşlerimi istismar ediyor. İnançlı, inançsız Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran'da bu oyunu bozun. Çıkmış, 'Taksim bizim Kabemizdir' diyor. Bizim Kabemiz bellidir. Bir zamanlar bu CHP'liler ne diyordu? 'Kabe Arabın olsun bize Çankaya yeter' diyordu. Şimdi bunlar da aynı şekilde yine 'Kabe Arabın olsun bize Taksim yeter' diyor. Bunlara 7 Haziran'da bir ders gerekmiyor mu? Bizim dersimiz sandıkta.  Diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı taraf.' Evet tarafım. Ama ben milletin tarafındayım. Millet neredeyse oradayım. Her partiye de eşit mesafedeyim. Ama gönlümde bir parti var tabii. O ayrı bir konu. Bu meydanda herhangi bir partinin pankartı yok. Bu meydanda sadece Türk bayrağı dalgalanıyor. Her gittiğim yerde de diyorum: Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.”

“MİLLETİN İNANCINA DÜŞMAN BİR ANLAYIŞ, BU MİLLETE YILLARCA KAN KUSTURDU”

Siirtlilerle birlikte 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' cümlesini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu bizi güçlü kılacaktır. Bunun için milletin inancına, dinine, eğitimine, hatta kılığına kıyafetine, tüm değerlerine düşman bir anlayış, bu millete yıllarca kan kusturdu. Daha sonra aynı zihniyeti takip edenler 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan'la hep aynı yoldan yürüdüler. Ama milletimiz bu zihniyete, 'dur' dedi. Bu zihniyete en büyük 'dur'u da 3 Kasım 2002'den itibaren başlayan süreçte dedi. Şimdi yeniden bir tek parti zihniyeti türedi. Bir tanesi zaten devam ediyor. Bir de her şeyi ile onu taklit eden terör destekli malum parti var” diye konuştu.

 

70 yıl önce millete Türkçe ezan, Türkçe ibadet dayatıldığını, şimdi de Kürtçe ezan, Kürtçe ibadet dayatıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar aynı faşist kafanın farklı tezahürleri. İnanın aralarında zerre kadar fark yok. Tek parti CHP'si bu milleti inancından, tarihinden, medeniyetinden kopartıp, kendi ideolojik saplantılarına uygun yeni bir toplum inşa etmeye çalışıyordu. Onun taklitçisi parti de benim sevgili Kürt kardeşlerimi inancından, tarihinden, medeniyetinden kopartıp, yine kendi ideolojik saplantılarının esiri haline dönüştürmek istiyor” dedi.

“KÜRT KARDEŞLERİM, SİZLER SELAHADDİN EYYÜBİ’NİN TORUNLARISINIZ; ONUN O BİRLEŞTİRİCİ RUHU SİZDE DE VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede pek çok imamın, din görevlisinin, bölücü örgüt mensupları tarafından saldırıya uğradığını, hatta bazılarının katledildiğini söyledi. Örgüt mensuplarının Kur'an kurslarına saldırdığını, yaktığını, okulları, pansiyonları yaktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların yandaşları İstanbul'da sırf sakalından, kıyafetinden dolayı insanlara saldırdı; iş yerlerini, araçlarını taşladı. Onların inançlara saygı sözü, sadece kendi ideolojilerine saygı gösterilmesini ifade eder, onların kimsenin inancına saygı diye bir derdi yoktur. Geçenlerde bir muhtarımızı öldürdüler değil mi? Şu anda her şey tespit edilmiş vaziyette. Yardım yataklık yapanlar belli, iş takip ediliyor. Hani sen Kürt'tün, niye bir Kürt muhtar kardeşimizi vuruyorsun, öldürüyorsun? Hep birlikte bir, diri, kardeş olacağız ve hep birlikte Türkiye olacağız. Bizim için Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Roman'ıyla, Boşnak'ıyla bir ayrılık söz konusu değil. Bizim önemli olan yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmek. Diyanet İşleri Başkanlığından rahatsızlıkları ortada ki bu Diyanet İşleri Başkanlığı, son 12 yıldır çok çok etkin çalışmaların içerisinde. Bu ülkede 2002'de Kürtçe vaaz veremezsin, hutbe okuyamazsın ama şimdi Kürtçe vaaz da verilebiliyor, hutbe de okunabiliyor. Nereden nerelere geldik. Bu atılan adımlar özgürlük adına atıldı. Kürtçe Kur'an meali, Kürtçe hadis kitabı, Kürtçe Siyer-i Nebi, Kürtçe mevlit kitabı, Kürtçe Elifba... Bunlar o atılan güçlü adımlar. Bunları hayal bile etmek mümkün değildi. Şu mübarek günlerde TRT Kürdi kanalından Kürtçe mevlit okunabiliyor. Artık Diyanet İşleri Başkanlığımız cami cemaatini kontrol altında tutmak için değil, onlara hizmet etmek için çalışıyor. Bunu da en iyi, tarihleri boyunca İslam'a samimiyetle ve sadakatle sarılmış olan bölgedeki kardeşlerim bilir. Çok yakından biliyorum ki Kürt kardeşlerimin İslam'a hizmetleri, imanlarına ve ibadetlerine olan bağlılıklarıyla sınırlı değil. Siz Selahaddin Eyyübi'nin torunlarısınız. Onun o birleştirici ruhu neyse, sizde de o var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanda, “Üç dilli kardeş şehir” pankartı olduğuna işaret ederek, “Ne demek bu? Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla Siirt birdir, beraberdir. Bu il, İslami ilimlerin yaşatılması ve geliştirilmesi, Peygamber ahfadına sahip çıkılması noktasında gerçekten çok büyük hassasiyet sahibidir” dedi. Siirt'te ve bölgedeki her şehirde, Kürt ve Arap müderrisleri, kanaat önderleri ve âlimleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kişilerin yıllarca faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.

“MEZHEP ÇATIŞMASI GİBİ OYUNLAR TUTMUYORSA BUNDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN ROLÜ BÜYÜK”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu melelerden bin tanesine Diyanet İşleri Başkanlığımız kadro vererek kendi bünyesine kattı. Bunun yanında bölgede görev yapan din görevlilerimizin sorunlarının çözümü, eğitimlerinin geliştirilmesi yönünde çok önemli adımlar atıldı. Yıllarca müderrislere, medreselere karşı mesafeli duran bir yönetim anlayışından, bu âlimlerin devletin kadrosuna alındığı bir yaklaşıma gelindi. Bugünkü Diyanet İşleri Başkanımız, bu bölgede hala yaşayan medrese geleneği içinde yetişmiş, oradan akademisyenliğe geçmiş bir arkadaşımız. Onun için Diyanet İşleri Başkanlığımızda, bölgedeki dini müesseseler arasında bugüne kadar hiç görülmediği kadar iyi bir iş birliği, iyi bir iş birliği var. Şimdi ise bölge halkı bir başka sıkıntı ile karşı karşıya. Bilhassa taşradaki eğitim, ilim irfan yuvaları bölücü örgütün tehdidi ve baskıları sonucu birer birer kapanmaya başladı. Geçmişte devletin yapmadığı, yapamadığı bu kurumları yok etme projesini, bugün bölücü örgüt adına maalesef adım adım hayata geçirenler var. Bugün Türkiye'de Boko Haram gibi, DEAŞ gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır. Ülkemizde mezhep çatışması, bu tür oyunlar tutmuyorsa bunda Diyanet İşleri Başkanlığımızın büyük rolü var. Bugün atmamız gereken en önemli adım... Ne diyor Siirtli İbrahim Hakkı Hazretleri, - buraya dikkat edin, bu bizim için çok önemli - Siirt bunun işaret fişeği olmalıdır, başka şeylerin değil. Ne diyor orada İbrahim Hakkı Hazretleri? Hak şerleri hayreyler, arif anı seyreyler, zannetme ki gayreyler, Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirtlilere, “Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim kılsın. İnşallah bu eserlerin açılışını yapacağız ve bunlar resmen Siirt'in hizmetine girmiş olacak” diye seslendi.

“ESKİ TÜRKİYE KOALİSYONU KURMANIN PEŞİNDE KOŞANLARA FIRSAT VERMEMEMİZ GEREKİYOR”

“Ne bölücü örgüte, ne paralel örgüte, ne eski Türkiye koalisyonu kurmanın peşinde koşanlara fırsat vermememiz gerekiyor. Bak nereden nerelere geldik. 230 milyar dolar millî gelir, şu anda 800 milyar dolar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde Siirt'te 7 kilometre olan bölünmüş yol varken, buna 118 kilometre ilave ettiklerini söyledi. Siirt'in 7 bin öğrenciye sahip üniversitesi, bin 155 kapasiteli öğrenci yurdu olduğunu ve 300 yataklı devlet hastanesi olduğunu belirten Erdoğan, bunları yeni yatırımların takip edeceğini bildirdi.

Siirt'in içme suyu sorununun 2040 yılına kadar çözüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu belediyeler çözmedi. Arka sokakları dolaştığımız zaman, buralardaki durumu zaten görüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siirtlilere, “Aman birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Biz yaratılanı yaratandan ötürü seveceğiz. Kürt olmak, Türk olmak, Arap olmak, Boşnak, Arnavut, Roman... Bunlar asla bizim ayrılık sebebimiz olmamalı. Bizim sandıkta, özgürlüklerimiz için, bu ülkeye hizmetkar olanlar için irademizi ortaya koymamız lazım” dedi.

Ülkemizin red, inkâr ve asimilasyon politikalarından çok çektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bu politikaları ayaklar altına alan iktidar bizim iktidarımız oldu. Şimdi de Cumhurbaşkanı olarak bunların takipçisiyim, aynen devam edeceğiz” diye konuştu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğuya yaptıkları yatırımların toplam bedelinin 260 milyar lira olduğunu kaydetti.

Tüm Haberler