15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Projeleriyle Milletin Gönlünü Fethedemeyenlerin Silahla Milletin Oylarını Gasp Etmesine İzin Vermeyiz”

02.05.2015
“Projeleriyle Milletin Gönlünü Fethedemeyenlerin Silahla Milletin Oylarını Gasp Etmesine İzin Vermeyiz”

Diyarbakır’da gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kürt kardeşlerimin haklarını sonuna kadar savunacağız. Kavramlar üzerinden bu ülkenin medeniyet müktesebatına saldırılmasına izin vermeyeceğiz. Kürt kardeşlerimin ayrılmaz parçası olduğu bu millet ulu bir çınar gibidir. Bu çınarın köklerini kurutmak isteyenler inşallah başarılı olamayacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da toplu açılış törenine katıldı ve halka hitaben bir konuşma yaptı.

Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan; şanlı tarihi, muhteşem surları ve görkemli camileriyle, nice enbiyaya, sahabeye ve evliyaya ev sahipliği yapan kutlu topraklarıyla Diyarbakır’ı selamladığını ifade etti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış törenini gerçekleştirdikleri toplam 637 milyon lira yatırım bedeli olan 45 eser ve hizmetin Diyarbakır’a ve ülkemize hayırlı olmasını temennisini dile getirdi.

“FETHİNDEN BU YANA DİYARBAKIR, COĞRAFYAMIZDA İSLAM’IN BAYRAKTARLIĞINI YAPTI”

Açılışı gerçekleşen hizmet ve eserler hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu coğrafya, 639 yılında fethedilerek İslam ile ilk müşerref olan şehrimizdir. Bu topraklar, fetih sırasında şehit olan 41 sahabenin mübarek bedenlerine ev sahipliği yapıyor, bunlardan 30’unun mezarı biliniyor. Tam 1376 yıldır bu mübarek beldenin üzerinden hamdolsun ezan sesi eksik olmadı. Fethinden bu yana Diyarbakır coğrafyamızda İslam’ın bayraktarlığını yaptı. Coğrafyamızın medeniyet müktesebatında, zaferlerinde Kürt kardeşlerimin, Zaza kardeşlerimin çok büyük payı, emeği var. Doğudan batıya doğru tüm Anadolu'nun kapılarını İslam'a açan Malazgirt Savaşı'nda Sultan Alparslan'ın, haçlı ordularını Kudüs'ten söküp adan Selahaddin Eyyübi’nin yanında hep bu coğrafyanın mert insanları vardı. Daha yakın tarihimizde Sarıkamış'ta, Çanakkale'de bu ülkenin tüm evlatları; Türk, Kürt, Zaza, Arap ve diğer tüm etnik gruplardan kardeşleriyle hep birlikte mücadele ettiler. Çanakkale'de şehitliklere gidin, oradaki mezar taşlarını incelediğinizde bu kardeşliğin derinliğini çok iyi görürsünüz. Geçtiğimiz çarşamba günü 29 Nisan tarihi Kut-ül Amare Zaferi'nin 99. yıl dönümüydü, çok anlamlı bir gün. Daha önce yıllarca bayram olarak kutladığımız bu günü daha sonra ne yaptılar? Unutturdular, unutturmaya çalıştılar. Bağdat'ın güneyindeki Kut-ül Amere’de İngiliz ordusu 23 bin kayıp vererek, 13 bin 500 askeri, 13 generali ve 481 subayıyla Osmanlı ordusuna teslim olmak zorunda kaldı. Biz, bu muhteşem zaferi hep birlikte kazandık. Kurtuluş Savaşı'nı hep birlikte verdik, Cumhuriyetimizi hep birlikte kurduk” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet döneminde etle tırnak gibi iç içe geçmiş Türkiye’nin her kesiminden insanın inancından, kökeninden, mezhebinden hatta kılık kıyafetinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulduğunu vurguladı.

Türkiye'de Diyarbakır'da terör olayları sebebiyle çok kan aktığını, can yandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yanlış politikalar ve terör örgütünün vahşeti bölge insanını iki ateş arasında bıraktı. Sizin Kürt oluşunuz, Zaza oluşunuz, Türk oluşunuz burada pek yoktur ama Boşnak’ı, Gürcü’sü, Abaza’sı, Roman’ı ile vesaire ne olursa olsun beni hiçbiri ilgilendirmiyor. Ben hepinizi yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdim, seviyorum” diye konuştu.

“BATI’DA NE VARSA DİYARBAKIR’DA, BATMAN’DA O OLACAK DEDİK”

Geçmişte genel başkanlığını yaptığı partiyi kurarken Anadolu’yu dolaştığını, Doğu Anadolu'yu, Güneydoğu Anadolu'yu ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem Diyarbakır'ın kanaat önderlerinin kendisinden Olağanüstü Hal uygulamasını kaldırmasını istediklerini, kurucusu olduğu partinin iktidara gelmesinin hemen ardından da Olağanüstü Hal uygulamasına son verdiklerini anlattı. Olağanüstü Hal uygulamasını kaldırmayı yeterli görmediklerini, eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette yükselen bir Türkiye hedefiyle çalışmalara başladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı'da ne varsa Diyarbakır’da, Batman’da o olacak dedik. Şu anda eğitimde yavrularımız rahatlıkla okullara gidiyor mu? Gidiyor. Bütün kitapları bulabiliyor mu, akıllı tahtalar okullara asılmaya başlandı mı? Başlandı. Bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar yavrularımıza verilmeye başlandı mı? Şu anda 10 milyon tablet bilgisayarı Türkiye’ye dağıtacağız. Dedik ki tüm Türkiye’de üniversiteler olacak, şu anda üniversitesi olmayan ilimiz var mı? Yok. Biz geldik 76'dıydı üniversite sayısı, şu anda 181 üniversite var. 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenler, bu üniversiteleri siz mi kurdunuz, bu okulları siz mi yaptınız? Yavrularımıza bu kitapları siz mi verdiniz? Sağlıkta neydi, bundan 12 yıl önce hastanelerin hali ortada değil mi? Sağlıkta bu güzelim eserleri kimler inşa etti? Biz. Artık kuyruklarda bekleme var mı? Yok. İlaçları her eczanede rahatlıkla alabiliyor musunuz? 'Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenler mi yaptı bunu? Yok. Öyle bir dertleri de yok” diye konuştu.

“BU MÜCADELEYİ BERABER VEREMEZSEK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MENSUPLARI CİRİT ATMAYA DEVAM EDER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkâri ve Yüksekova’da açılışı yapılacak 150'şer yataklı hastanelerin açılışında vatandaşların terör örgütünce, açılışa katılmamaları yönünde tehdit edildiğini anlatarak, orada bir kadın doktorun yanına gelerek, “Her gün hastaneye gelirken tehdit ediliyoruz” demesi üzerine, doktorlara, öğretmenlere, polislere lojman yapılması talimatını verdiğini, bu lojmanların da çok kısa sürede tamamlandığını anlattı. Hakkâri’deki hastane açılışını sırasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in tercümanlığıyla hasta bir Kürt kadınla sohbet ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz böyle dertliyiz. Kürt’müş, Zaza’ymış şuymuş buymuş yok. Biz, size hizmetkâr olmuşuz ta ezelden. Bu mücadeleyi beraber yürütüyoruz. Bu mücadeleyi beraber veremezsek bu terör örgütünün mensupları cirit atmaya devam eder. Niye işsizlik bu bölgede fazla. Çünkü iş adamı buraya gelip yatırım yapamıyor, çekiniyor, korkuyor. Çünkü bunlarda insaf yok. Bunlar okulları, kütüphaneleri yakıyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düne kadar birbirleriyle ittifak etmeyenlerin şimdi birbirleriyle ittifak ettiklerini dile getirerek, “Millet bu oyuna gelmez. Diyarbakırlı hiç gelmez. Benim Diyarbakırlı kardeşim eski Türkiye'yi çok iyi bilir. Şu toprakların, dağların, ovaların, yaylaların, hele hele Dicle'nin, Fırat'ın dili olsa da bir konuşsa. Eski Türkiye'nin ne olduğunu bir de onlar anlatsa” dedi.

“KÜRT KARDEŞLERİMİN HAKLARINI SONUNA KADAR SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Kürt kardeşlerime buradan sesleniyorum. Belediye binasının önünde o gözü yaşlı, ağlayan anneleri nereye koyacaksınız?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye ağlıyordu acaba o anneler? O anneler Kürt değil miydi? Sonra onları oradan acaba niye söküp attınız? Hepsinin evlatları dağa kaçırılmıştı, dağlara kaçırılmıştı. O anneler bana da geldi ve biz Kürt kardeşlerimin haklarını, hukuklarını, sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Ama kavramlar üzerinden bu ülkenin medeniyet müktesebatına saldırılmasına da ne ben ne de Kürt kardeşlerim asla izin vermeyeceğiz. Kürt kardeşlerimin ayrılmaz parçası olduğu bu millet ulu bir çınar gibidir. Bu çınarın köklerini kurutmak isteyenlerin amacı önce bu heybetli gövdenin içini boşaltmak sonra da onu devirmektir. Bu oyun bin yıldır pek çok defa sahnelendi. Hamdolsun hiçbirinde başarılı olamadılar, bundan sonra da inşallah başarılı olamayacaklar. İnşallah bu defa da başarılı olamayacaklar. Ne diyor Mehmet Akif merhum, 'Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli, bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' 2001 yılında attığımız bu adımlarla yola çıktık ve halkımız bize sahip çıktı. Hızla yürüdük ve bugünlere geldik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu bölgedeki kardeşlerimiz artık o kadar bunaldı ki artık bu tehditlerden yıldılar" diyerek, kalabalıktan gelen sesler üzerine, "Bak gelen sesler önemli, çok önemli. 6-7-8 Ekim olaylarında değerli kardeşlerim bunlar milleti sokağa döktüler mi, döktüler. Yasin Börü'yü kalkıp da 5. kattan aşağı attılar mı? Ondan sonra taşla ona her türlü eza ve cefa ettiler mi? Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan 'Biz böyle bir şey yapmadık' diyorlar. Her şeyi yaptılar. Nerede bir terör eylemi varsa altından bunlar çıkıyor" diye konuştu.

“1 MAYIS’I İŞÇİNİN VE EMEĞİN TATİL GÜNÜ OLARAK BİZ İLAN ETTİK”

1 Mayıs'ı işçinin, emeğin tatil günü olarak kendilerinin ilan ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar yapmadı, ana muhalefet yapmadı, biz yaptık. Bunu biz yaptığımız halde Türkiye'de en büyük sendikalar farklı illerde gayet güzel şekilde kutlamaları yaptılar ama bunlar kalktılar yine de İstanbul'u karıştırmak istediler. Başaramadılar o ayrı mesele. Biz diyoruz ki, kardeşim eğer yapacaksan, bak yerler belirlendi, git oralarda yap. Gazetelerde bazıları televizyonlara çıkıyor, aman Ya Rabbim 'ne demek, istediğimiz yerde yaparız' diyor. Yapamazsın, istediğin yerde yapamazsın. Bu ülke yol geçen hanı değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı olarak valiliğin gösterdiği yerde İstasyon Meydanı'nda halka seslendiğini, AK Parti Genel Başkanı olduğu dönemde de yine valiliğin gösterdiği yerde miting yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kalkıp da en hareketli caddeye gidip yolları kesip, 'hayır biz burada yapacağız' diyebilir miyiz? Biz kamu düzenini bozamayız. Kamu düzenine saygı duymak zorundasın. Şehrin uygun yerini valilik belirlemiş, devlet belirlemiştir. Orada gidip mitingini yap, ne söyleyeceksen orada söyle ama sen kalkıp da 'Taksim meydanında ben bunu yapacağım' dersen kusura bakma. 'Yapamazsın' diyorlarsa yapamazsın" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı, Maltepe ve 6 meydanda daha miting yapılabileceğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakınız bugüne kadar sefalet diz boyuydu. Dağlarda insanlar bir yana kurt, kuş gezemez olmuştu. Ne okul, ne hastane vardı, ne yol, ne içme suyu altyapısı bulunuyordu. Yılların ihmali, terörün yıkıcı etkisi altında bölge adeta 20. yüzyılda Ortaçağı yaşar hale gelmişti. Biz işte bu sorunların hepsini birer birer ortadan kaldırdık" diye konuştu.

DİYARBAKIR’A SON DÖNEMDE YAPILAN YATIRIMLAR

Diyarbakır'da 2002 öncesi 44 kilometre bölünmüş yol varken, 2003'ten sonra 343 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi, "2002 öncesi 10 yıl Diyarbakır'da yapılan harcama 179 trilyon, kardeşlerim, 2003-2014 arası yapılan harcama 1 katrilyon 600 trilyon. 2003-2014 bütün bu bölgede yapılan toplam yatırım bedeline baktığımız zaman her geçen gün daha da artıyor ama benim size önemli bir şeyi burada nakletmem gerekiyor o da şu, Diyarbakır'da son 13 yılda yaptığımız toplam yatırım 19 katrilyon."

“‘DİYANETİ KALDIRACAĞIZ’ DİYORLAR; BENİM KÜRT KARDEŞİM, ZAZA KARDEŞİM DİNDARDIR”

İş adamlarının bölgeye yatırım yapmaktan korktuğunu da söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan "İş adamları bölgeye yatırım yapmaktan çekiniyor, korkuyor. 'Acaba yaparsam burayı da ne zaman bombalarlar, yakarlar' diye. Çünkü bunlarda insaf yok. Bunlar okulları yakıyorlar, kütüphaneleri yakıyorlar, camileri yakıyorlar. Çıkmış ne diyor, 'Diyaneti kaldıracağız.' Yahu benim Kürt kardeşim, Zaza kardeşim dindardır. Şu hale bak, şu yaklaşım tarzına bak. Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman. Bunlar bizim inançlarımızla da adeta oynamaya başladılar. Onun için 7 Haziran'ın önemi çok büyük. Beyefendi rahatsız oluyor. 'Cumhurbaşkanı meydanlara kimin parasıyla çıkıyor' diyor. Devletin parasıyla çıkıyorum. Bu benim en doğal hakkım, yasal hakkım. Cumhurun başı olarak buraya çıkıyorum. Yüzde 52'nin oyu ile buraya geldim. Bu beyefendi de aday değil miydi? Adaydı. Onların aldığı oy da belli. Ama sen yüzde 52'yi alsaydın sana da ben saygı duyardım ama sen saygısızlık yapıyorsun” dedi.

Bölgede sıfatı ve mahreci ne olursa olsun yürütülen tüm baskı ve şiddet politikalarının gerisinde çok sinsi bir amaç ve hedef olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu amaç Diyarbakır'daki ve bölgedeki tüm Kürt kardeşlerimin 1376 yıldır şerefle taşıdıkları ve yücelttikleri, uğrunda nice mücadeleler verdikleri inançlarıyla etnik kimliklerini birbirinden ayırmaktır. 'Kaldıracağız' dedikleri Diyanet, Kur'anı Kerim'in Kürtçe mealini yaptı. Niye? 'Ben diyor, benim Kürt vatandaşımın da Diyanet İşleri Başkanlığıyım" diye konuştu.

“İNSANLARIN EĞİTİM TERCİHİNE KARIŞMAK ESKİ TÜRKİYE’DE KALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Değerli kardeşlerim, çıkıp diyorlar ki imam hatip okullarını da kapatacağız. Bunların ana muhalefet partisinden farkı var mı? Geçmişte onla bu işleri yaptı, fakat şimdi buna ulaşmak çok zor. Bu ülkede bu millet imam hatip okullarını kurdu ve sahip çıktı. Bir ara 60 bine indirdiler öğrenci sayısını şu anda imam hatipte öğrenci sayısı 1 milyona ulaştı. Silahla tehdit edilerek mi ulaştı? Eğitim özgürlüğü bu, vatandaş evladını ister imam hatipe, ister düz liseye isterse de meslek lisesine gönderir, karışamazsın. Bir taraftan 'özgürlük' diyeceksin diğer taraftan buna karışacaksın. Onlar eski Türkiye'de kaldı. Yeni Türkiye'de bu yok, yapamazsınız" dedi.

Okullarda başörtüsünün yasaklandığını, bugün artık başörtülü olarak okullara gidilebildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kızlarımızın başörtüsüyle oynadılar. Danıştay geçen gün yeni bir karar verdi ve 'Artık ortaöğretimde de müdahale edemezsiniz' dediler. Şimdi bu dertler kalktı. Şimdi istediğin üniversiteye gidiyor musun? Gitme şansın var mı? Artık kat sayı var mı? Kota var mı? Adalet budur işte. Biz bunun gereğini yaptık. Bizi bölemeyecekler, bizi ayıramayacaklar" diye konuştu.

“ETLE TIRNAK GİBİ OLUN; KÜRT, ZAZA, TÜRK AYRIMI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakırlılara, “Aman ha, etle tırnak gibi olmalısınız. Hiç Kürt, Zaza, Türk ayrımı yok. Onun için 'tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet' diyeceğiz. Bu yolda gür olacağız. Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Şimdi bunlar yanlarına bir de Paralel Yapı'yı aldı, beraber çalışıyorlar” diye seslendi.

“CUMHURBAŞKANI’NI HAVALİMANINDA KARŞILAMAYA GİTMEYECEKSİNİZ DİYE SON ANDA KANDİL’DEN TALİMAT ALMIŞLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçilmişsin, belediye başkanı nezaketen havalimanına gelip sizi karşılamaz mı? Son anda meğerse bunlar Kandil'den talimat almışlar. 'Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirdi, onun için havalimanlarına karşılamaya gitmeyeceksiniz.' Bak, ben buradan sesleniyorum, ben her partiye eşit mesafedeyim. Gönlümde tabii ki bir parti var ayrı ancak ama ben tarafım. Nasıl taraf? Ben, milletin tarafındayım. Milletin değerlerine karşı olanların asla tarafında olamam. Hanımefendi gelmeyince bende belediyeyi maalesef ziyaret edemedim. Bunu bilmenizi istiyorum ki istismarı yapılmasın. Geçenlerde Çanakkale'ye gittim, belediye başkanı CHP'li. Geldi karşıladı havalimanında. Ben de gittim Çanakkale Belediyesi’ni ziyaret ettim ve kendilerinden brifing aldım. Benim dünyamda böyle bir ayrımcılık yok. Gittiğim her yerde nezaket, karşılığında nezaketi bulacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Değerli kardeşlerim, tabii biz bu adımı kararlı şekilde atarak ülkemizi çok daha iyi bir noktaya taşıyacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'a yapılan yatırımları anlatarak, “Bunları, birilerinin emriyle yapmadık. Diyarbakır'ı sevdik ve 'Biz, buranın sorumluluğunu da taşıyoruz' dedik, o anlayışla yaptık” dedi.

Diyarbakır'a ulaştırmadan sağlığa, eğitimden toplu konuta kadar pek çok yatırım yaptıklarını, tarımda çok ciddi adımlar attıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diyarbakır'ın arka sokaklarında dolaştığımızda hali görüyoruz zaten. Benim bir şey söylememe gerek var mı? Birileri de diyor ki 'Onların hiçbirisi önemli değil, önemli olan ideoloji.' Kardeşlerim, ideoloji ile karın doymuyor. Bunu bilmenizi istiyorum" diye konuştu.

“BİZ BU MİLLETİN AŞIĞIYIZ”

Bir Diyarbakır türküsünün "Kebabı köz öldürür, sürmeyi göz öldürür. Aşığı kılıç kesmez, bir kötü söz öldürür" sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bu milletin aşığıyız. Biz, bu millete hizmetin sevdalısıyız. Gerektiğinde 7 düvele karşı mücadele vermekten çekinmeyiz ama yaptıklarımızın inkârına görmezden gelinmesine de gönlümüz razı olmaz. Atalarımız diyor ya 'Yiğidi öldür, hakkını ver.' Biz de eleştirinin yanında yapılanların takdirini bekliyoruz. Herhalde çok şey istemiyoruz” dedi.

BÖLGEDE İLGİLİ BAKANLIKLARIN YAPTIĞI YATIRIMLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede pek çok yerde normalde belediyelerin yapması gereken işlerin sırf vatandaşlar mağdur olmasın diye ilgili bakanlıkların yürüttüğüne işaret ederek, örneğin Van'ın içme suyu ihtiyacını karşılamak ve bunun yatırımını yapmanın büyükşehir belediyenin görevi olduğunu ama yapılmadığını vurguladı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Talimat verdim, Orman ve Su İşleri Bakanlığımız yaptı. Şimdi Van, bir de bilbordlara, raketlere bir şey ilave etmiş. Aman Yarabbi, musluktan kan akıyor. O pankartlara veyahut da o raketlere o sloganları, o resmi asanlar, bunun hesabını verecekler. Bu işin lamı cimi yok. Siz, o musluklardan kan akıtabilirsiniz ama bizim musluklarımızdan bugüne kadar hamdolsun pırıl pırıl su akmıştır, su” diye konuştu.

İstanbul'a belediye başkanı olduğu zaman musluklardan çamurlu su dahi akmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 yılda musluklardan "şakır şakır" su akmaya başladığını ve o günden beri İstanbul'da suyun kesilmediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Belediyecilik, hizmet işidir, aşk işidir. Böyle bir aşkınız, böyle bir sevdanız yoksa bu işte bu tür afişlerle kendinizi aldatırsınız. Şimdi ne yapıyorlar? Tehdit ediyorlar? Niçin? 7 Haziran için."

“KİMSENİN TÜRKİYE’Yİ BUGÜN GELDİĞİ YERDEN GERİYE GÖTÜRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

"İdeolojik belediyeciliğin İzmir'i ne hale getirdiğini biliyorsunuz değil mi?" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de baraj yaparak şehre su temin ettiklerini bildirdi. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışı ile yürüdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "Bu, bir zihniyet devrimidir. Kimsenin artık Türkiye'yi bugün geldiği yerden geriye götürmesi mümkün değildir. Buna ne biz müsaade ederiz ne de milletimiz, siz izin verirsiniz. Bu, bir zihniyet devriminin ürünü. Demokratik Açılım olarak başlayan Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak devam eden, Çözüm Süreci’yle taçlanan bu süreci, hep beraber inşallah noktalayacağız. Şöyle 15 yıl, 20 yıl önceyi bir düşünün. Herhalde hayal bile edemezdiniz. Türkiye işte böyle bir olgunluğa, böyle bir öz güvene ulaştı."

Seçime giren tüm siyasi partilerin özgürce adaylarını belirlediklerini ve seçim kampanyalarını sürdürdüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut seçim kanununa göre partilerin aldığı oya göre milletvekili çıkartıp Meclis'te temsil imkânına kavuşacağına veya Meclis dışında kalarak muhalefetini yürüteceğine kaydetti.

“HEPİNİZ SANDIĞA GİDİN, DEMOKRATİK HAKKINIZI KULLANIN”

Cumhurbaşkanı olarak bu süreçte iki şeyi gözetmek zorunda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir, seçimin her vatandaşımızın iradesinin sandığa özgürce yansıyacağı bir ortamda geçmesidir. Hepiniz sandığa gidin. Demokratik hakkınızı kullanın. Bu, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ağızlarından demokrasi lafını, demokratlık iddiasını düşürmeyenler başta olmak üzere tüm siyasi partilerimizden bu hususa özellikle hassasiyet göstermelerini istiyorum. Projeleriyle milletin gönlünü fethedemeyenlerin silahla, baskıyla, şiddetle milletin oylarını gasp etmesine asla izin vermeyiniz, vermemeliyiz. Elinden silahı bırakmayan, silahların gölgesinde particilik oynamaktan vazgeçmeyenlerin Çözüm Süreci’ni eleştirme hakları yoktur. Bu konuda siyasi irade ve devletin kurumları, üzerlerine düşenleri yapmıştır. Artık sıra silahları gömüp üzerine beton dökmeye geldi. Çözüm Süreci’nin samimiyet göstergesi işte bu adımdır. Bu adımı atmayanın ne millete ne bize ne hükümete söyleyecek tek bir sözü yoktur" diye konuştu.

Tüm partilerden ülkenin ve milletin geleceğiyle ilgili projeler üretmesini beklediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimin Türkiye'nin 2023 hedefleri sürecinde önemli bir dönemin belirleyicisi olacağını dile getirdi.

"Burada bir şey var, 400 milletvekilini kim alırsa alsın ama bir adım atalım" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben her partiye eşit mesafedeyim. Ama diyorum ki doğrudan milletin oylarıyla işbaşına gelmiş bir Cumhurbaşkanı olarak, bu sürece ilişkin benim de görüşlerimin, tekliflerimin olması tabiidir" değerlendirmesinde bulundu.

“BUGÜN DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKELERİ BAŞKANLIK SİSTEMİYLE YÖNETİLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara, "Yeni Türkiye'ye evet mi? Yetmez. Yeni Anayasaya evet mi? Bu da yetmez. Peki, bununla birlikte başkanlık sistemine evet mi?" diye sordu. Vatandaşların, "Başkan, başkan" şeklindeki tezahüratları üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım. Bakın bugün dünyanın en ileri ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Hep birlikte bu adımı atmalıyız. Gayret edeceğiz. El ele vereceğiz. İstikrar ve güven ortamını beraber yakalayacağız" ifadelerini kullandı.

Göreve geldiğinde millî gelirin 230 milyar dolar olduğunu, şu an ise 800 milyar dolara yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, IMF'ye 23,5 milyar dolar olan borcun ödendiğini ve IMF'nin Türkiye'den borç isteğini söyledi. 36 milyar dolar olan ihracatın da 158 milyar dolara çıktığını hatırlatan Erdoğan, borcun milli gelire oranın yüzde 73'ten yüzde 35'e düştüğünü, yüzde 63 olan devletin borçlanma faizinin ve yüzde 30 olan enflasyonun ise tek haneli rakamlara gerilediğini kaydetti.

79 senede 610 kilometre, kendilerinin döneminde ise 12 yılda 17 bin 100 kilometre yol yapıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık işin sonuna geldik. Bu konuda İçişleri Bakanlığımız, Yüksek Seçim Kurulu her türlü tedbiri aldılar. İnşallah sandık mahallerinde görevli olan tüm vatandaşlarımız bir defa sandıklarına sahip çıkacaklar. İki herhangi bir orada tehdit olduğunda hemen yani başında orada polis var, jandarma var anında onlara bildirecekler" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yatırımı tamamlanan hizmet ve eserlerin toplu açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk de eşlik etti.

Diyarbakır temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a geçti.

Tüm Haberler