Batman’da gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü örgütle paralel örgüt el ele vermiş, yeni Türkiye’ye giden yolu tahrip etmeye çalışıyorlar. Her ikisi de aynı üst aklın farklı yöntemler kullanan birer taşeronudur. Milletimiz bunların gerçek yüzünü, attıkları her adımda, ağızlarından çıkan her sözde biraz daha görüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batman’da gerçekleştirilen toplu açılış törenine katıldı ve halka hitaben bir konuşma yaptı.
Adalet Caddesi’nde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 302 milyon lira yatırım bedeli olan 75 kalem eser ve hizmetin açılışının yapıldığını bildirerek bu eser ve hizmetlerin Batman’a ve ülkemize hayırlı olması dileğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım ve hizmetlerin gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür etti ve açılışı gerçekleştirilecek bakanlıkların ve il özel idaresinin yatırımlarının bazılarından örnekler vererek, modern bir Batman’ı kurmanın hedefiyle çalışmaları sürdürdüklerini
söyledi.
Törenin yapılacağı alana gelirken ara sokaklarda çöpleri ve pislikleri gördüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batmanlıyı pisliğe, çöpe mahkûm etmeye kimsenin hakkı var mı? Modern bir Türkiye’den bahsediyorsak, modern bir ülkeden bahsediyorsak, her kurum görevini yapmak zorundadır” dedi.
“BÜTÜN MESELE İNSANIMIZA HİZMETKÂR OLABİLMEKTİR”
Batman’da son olarak 58 milyon liralık yatırımla Batman şehir geçişi ile Gültepe ve Esentepe köprülü kavşaklarının bitirildiğini, yıllardır devam eden köprünün tamamlanmasının kendilerine nasip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “120 kilometrelik yol, köprülerle 20 kilometreye kadar düştü. İnsana değer vermek nedir? İnsana değer vermek, işte buralardan geçiyor, ama maalesef birileri de var ki insan endeksli bir dünya onlarda yok, insana hizmetkâr olmak onlarda yok, bütün mesele insanımıza hizmetkâr olabilmektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman’ın, hizmetin de hizmet edenin de kadrini ve kıymetini bilen bir şehir olduğunu, Batman’ın ihmal edilmişliğin, geri kalmışlığın sıkıntısını geçmişte çok yaşadığını, 12 yıl önce Batman’da NATO’nun terminal binası dahi bulunmayan bir havaalanı yer aldığını, bugün ise pistiyle, terminaliyle modern bir havaalanına kavuştuğunu vurguladı.
“ILISU BARAJI İLE TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK GÜÇ KAZANACAK”
12 yıldaki yatırımlarla Batman’ın farklı bir görünüme büründüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün toplu açılış töreniyle 302 trilyon liralık yatırımı hizmete sunuyoruz. 12 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Toplam yatırım tutarı 9 katrilyon lira. Peki bunlar önceden neredeydiler, bizden önce niye bu tür yatırımlar yapılmadı. Şimdi devam eden çok önemli yatırımlar var, inanıyorum ki hükümetimiz bunları da aynen devam ettirecektir. Bunlardan bir tanesi, Ilısu Barajı. Ilısu Barajı ile Türkiye çok büyük güç kazanacak. Bu bizim susuzluğumuzu gidermede, önemli bir baraj olacak. Bedeli 1 milyar avro” diye konuştu.
“BATMAN, 2023 TÜRKİYE’SİNDE DE YÜKSELEN BİR YILDIZ OLARAK YERİNİ ALACAKTIR”
Batman Üniversitesi’ne yatırımları, şehre yapılan 200 yataklı kadın doğum ve çocuk hastanesini, bölünmüş yol çalışmalarını da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu şekilde geçtiğimiz 12 yılda her alanda Batman’ın çehresini değiştirecek yatırımları yaptık. Türkiye’nin petrol şehri Batman’ı bölgesinin lokomotifi haline getirmek için var gücümüzle çalıştık. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu hizmetler artarak devam edecektir. Batman’ın 2023 Türkiye’sinde de yükselen bir yıldız olarak yerini alacağına inanıyorum” dedi.
“ÇÖZÜM SÜRECİ’NİN EN BAŞTA GELEN DESTEKÇİSİ BATMAN İDİ”
Batman’ın huzur, barış, sevgi ve kardeşliğin değerini çok iyi bildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Batman geçmişte terörden çok çekti, Batman geçmişte faili meçhullerden çok çekti. Biz, demokratik açılım hamlesini başlattığımızda en büyük desteği Batman’dan gördük, ardından Millî Birlik ve Kardeşlik Projesini hayata geçirdiğimizde, yine Batman bize güç verdi, moral verdi. Son olarak Çözüm Süreci’nin en başta gelen destekçisi yine Batman’dı. Biz, tüm Türkiye’ye ‘analar ağlamasın’ diye seslendiğimizde Batman’daki analar gözyaşları içinde, ama sevinç gözyaşları içinde çağrımıza karşılık verdi.”
“VATANIMIZI BÖLMEYE ÇALIŞANLAR KARIŞINDA BİZLERİ BULUR”
Cumhurbaşkanı olarak 18’inci il ziyaretini Batman’a yaptığını, Batman halkının kendisini bağrına bastığını, muhabbetle kucak açtığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kardeşliğimizi kimse bozamaz, bizim aramıza kimse giremez. Geçmişte Türk diyerek, Kürt diyerek, Arap diyerek, Çerkez, Laz, Abaza, Gürcü, Boşnak, Roman diyerek bu milleti adeta dilim dilim parçaladılar. Biz, Çözüm Süreci ile bu ayrımların hepsini de ortadan kaldırdık. Çünkü biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Onun için de 12 yıldır attığımız her adımda ‘insanı yaşattık ki devlet yaşasın’ düsturundan hareket ettik. Bu anlayışla geçmişte ret, inkâr, asimilasyon politikaları vardı. Biz, bunları ayaklarımızın altına aldık, bizim artık dünyamızda bu politikaların hiçbiri yok. Baskıya dayalı, zora dayalı, asimilasyon politikalarını ayaklar altına aldık. Ne dedik? ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dedik. Rabia. Ve yolumuza böyle devam ettik, edeceğiz. Çünkü, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’. Onun için kimse milletimizi bölmeye, vatanımızı bölmeye, bayrağımızı yakıp yıkmaya, devletimizi parçalamaya, boşuna zahmet etmesin, karışında evelallah bizleri bulur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin, bugün artık, hiçbir vatandaşının etnik kökenine bakmadığını belirterek, kendisinden önce Kürtçe bir konuşma yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konuşmasına dikkat çekerek, “Bizden önce benim Kürt kardeşim acaba kalkıp da kendi diliyle konuşabilme şansına sahip miydi? Şimdi konuşabiliyor mu? Bunları biz getirdik” dedi.
“KÜRTÇE EĞİTİMİ HAYAL BİLE ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİ; BU SORUNLARI BİZ ÇÖZDÜK”
AK Parti’yi kurduklarında bu bölgelerde teşkilat kurma çalışmalarını sürdürürken, olağanüstü halin kaldırılmasının istendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah Gül’ün Başbakanlığında ilk işin bir ayda olağanüstü hali kaldırmak olduğunu ve bölgenin normale döndüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin artık hiçbir vatandaşının hangi inanç grubundan, hangi meşrepten, hangi sosyal kesimden olduğuna bakmadığını, sadece bu ülkenin vatandaşı olmasının, insan olmasının yeterli görüldüğünü belirterek, “Gençler belki hatırlamaz ama orta yaş ve üzeri kuşak iyi bilir, bu ülkede Kürt'üm, Laz'ım, Çerkez'im, Gürcü'yüm, Arnavut'um, Boşnak'ım, Roman'ım demek mümkün değildi. Hemen yakanıza yapışırlardı, derdinizi karakolda, mahkemede bile anlatamazdınız. Bırakın Kürtçe televizyonu, gazete, dergi yayınını, sokakta Kürtçe konuşamazdınız. Kürtçe ıslık çaldığı için hapse konulan insanlar gördü bu ülke. Rahmetli Ahmet Kaya, 'Kürtçe kaset yapacağım' dediği için başına gelmeyen kalmadı, medya tarafından linç edildi. Kardeşlerim, Türkiye'den gitmek zorunda bırakılan Ahmet Kaya, gurbet elde vatan hasretiyle hayata gözlerini yumdu. Hele Kürtçe eğitimi hayal bile etmek mümkün değildi. Bu sorunların hepsini biz çözdük. 2002 yılında başında bulunduğum parti iktidara geldiğinde kararlı şekilde bu adımları attık ve her geçen gün artarak devam ettik” dedi.
Faili meçhul cinayetler dönemini sona erdirmekten işkenceyle mücadeleye kadar her alanda tarihi önemde adımlar attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin tüm geri kalmış, geri bırakılmış bölgeleri gibi bu bölgede çok büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol, su, elektrik, okul, hastane, her alanda batıda ne varsa doğuda o olacak” diyerek bunları yaptıklarını anlatarak, sosyal yardımlarla hiçbir vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, temel ihtiyaçlarından mahrum kalmamasını istediklerini belirtti. Eğitimde, okullarda her türlü ihtiyacı süratle giderdiklerini de aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman'da üniversite, hastane açtıklarını, 300 yataklı yeni bir hastane açılacağını anlattı.
“BİRİLERİ ‘BİZ GELİNCE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI KALDIRACAĞIZ’ DİYOR; BUNLARIN DİNLE İŞİ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi birileri çıkmış diyor ki 'Biz gelince Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağız'. Hale bak. Diyanet'i kaldıracak. Niye? Çünkü bunların dinle işi yok. İşte bakıyoruz. Kaldıracağız dedikleri Diyanet, şu anda 'Qur'ana Piroz a Kurdi' adıyla Kürtçe Kur'an mealini yayınladı" diyerek, elindeki Kürtçe Kur'an mealini vatandaşlara gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber biz adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Ne diyor? Bakın çok ilginç, 'Kudüs Yahudilerindir' diyecek kadar ileri gidiyorlar. Değerli kardeşlerim, eğer zerre kadar buların İslam'la alakası olsa bu ifadeyi kullanamaz. Kudüs Müslümanların en önemli Kâbe’si biliyorsunuz, Kâbe Kudüs ve biz buralarda hayat bulduk, buralarda ayağa kalktık. Şu anda Musevilerin orada attıkları adımın anlamının ne olduğunu biliyorsunuz. Fakat burada semavi din mensuplarının ortak mahalli olmasına rağmen böyle bir ifadeyi kullanmak bunların nerede olduğunu gösteriyor. Dağlardaki kamplarda işte elimize geçen belgeler, bunlar Zerdüşt dininin eğitimini veriyorlar. Bunları çok iyi tanımamız, çok iyi bilmemiz gerekiyor ve bunları da benim Kürt kardeşlerime iyi anlatmamız gerekiyor. Bir oyuna geldik, bir daha aynı oyunlara gelmeyelim” dedi.
“KÜRTÇE VE DİĞER DİLLERDE ARTIK SERBESTÇE EĞİTİM VERİLEBİLİYOR”
Üniversitelerde bugün Kürt dili, Kürtçe bölümler açıldığını, özel kurslarda, okullarda Kürtçe ve diğer dillerde serbestçe eğitim verilebildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, normal liselerde Kur'an-ı Kerim'in, Siyer-i Nebi'nin öğrenilebildiğini aktardı. Okullarda başörtüsünün yasaklandığını, bugün artık başörtülü olarak okullara gidilebildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatip okullarında orta kısımların kapatıldığını, tüm bunların artık istisnai hürriyetler olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT'nin devlet televizyonu olarak Kürtçe yayın yaptığına, üniversitelerde Kürt diliyle ilgili bölümler bulunduğuna dikkat çekti.
“ÜLKEMİZDE ARTIK BİR KÜRT SORUNU YOKTUR; KÜRT VATANDAŞIMIN SORUNLARI VARDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çocuklara isim verilmesinden yerleşim yerlerinin adlarına kadar tüm yasakçı uygulamaları ortadan kaldırdık. İşte bunun için ben 'ülkemizde artık bir Kürt sorunu yoktur' diyorum. Niye? Kürt vatandaşımın sorunu vardır, o sorunlarla da zaten ilgileniyoruz. Elbette Türkiye'de her vatandaşımızın kendine göre birtakım sıkıntıları, birtakım sorunları var. Bunların çözümü için gayret göstermek, bu yönde proje üretmek devleti yönetenlerin, siyasetçileri kadar herkesin görevidir. Ama şu gerçeği artık kabul etmek lazım. Devletin vatandaşları arasında etnik kökene, inanç grubuna veya başka herhangi bir kritere göre ayrımcılık yapılan dönem kapanmıştır. Bu tür uygulamalar eski Türkiye'nin hastalıklarıydı, bunların hepsini de adım adım temizledik” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ’Nİ SADECE KÜRT SORUNU PARANTEZİNDE TUTMAK İSTEYENLERİN DERTLERİ BAŞKA”
Çözüm Süreci'nin tüm vatandaşlarla birlikte Kürtlerin de hakkının, hukukunun, taleplerinin, beklentilerinin tartışıldığı ve çözüm yollarının arandığı bir süreç olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreci sadece belirli bir bölgeyle, belirli bir kesimle sınırlandırmak her şeyden önce Kürt kardeşlerime haksızlıktır. Açık söylüyorum, Çözüm Süreci'ni, sadece Kürt sorunu parantezinde tutmak isteyenlerin dertleri başka. Onlar, Kürt kardeşlerimin hakkını, hukukunu savunmanın, sorunlarını çözmenin peşinde kesinlikle değiller. Onlar, bu mesele üzerinden kendilerine inisiyatif alanı, bir istismar alanı oluşturmak istiyorlar. Çünkü tüm siyasi ikballerini buna borçlular. Geçmişte Kürt ifadesini yasaklayanlarla bugün aynı ifadeyi istismar edenlerin arasında, inanın bana göre hiçbir fark yok. Geçmişte Kürt kardeşimin, 'Ben Kürt'üm' demesine izin vermeyenler, bu sakat yaklaşımlarıyla milletimizi bölüyorlardı” diye konuştu. Bugün de tersinden bir bölücülük çabasının bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Az önce söyledim; inkâr, ret, asimilasyon ve ayrımcılık politikalarının tamamen ortadan kalktığı bir dönemde, siz ısrarla bu kavramı kullanırsanız, toplumun kalanını kategorik olarak dışlamış olursunuz” değerlendirmesinde bulundu. Bu dilin eski Türkiye'ye ait olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunda özellikle ısrar edildiğinde eski Türkiye'nin aktörleriyle ne farkımız kalır?” diye sordu.
“HAVAALANINA GELME NEZAKETİNİ GÖSTERMEYEN BİR BELEDİYE BAŞKANINI ZİYARET ETMEM DOĞRU MU?”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişin Kürt kavramı üzerinden Kürt'e ve diğer etnik gruplara uygulanan ayrımcılık hastalığını, bugün Kürt kavramı üzerinden Türk'e yine diğer etnik gruplara teşmil etmeye çalışıyorlar. Diyorlar ki 'Kürtlerin temsilcisi biziz'. Hadi canım. Ben, 'Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenleri şu anda arka sokaklarda görüyorum. Pislikten geçilmiyor. Eğer temsilcisiysen buraları temizle. Öyle mi? Kürt vatandaşıma hizmetkâr ol. Ben şimdi buraya geldim. Türkiye'nin Cumhurbaşkanıyım. Yüzde 52 oyla ilk defa milletin seçtiği bir Cumhurbaşkanı. Tabi kendime göre bir plan yaptım. Dedim ki 'Valiliği ziyaret ederim, belediyeyi de ziyaret ederim'. Fakat sağ olsun belediye başkanı havaalanına gelme nezaketini bile göstermedi. Şimdi havaalanına gelme nezaketini göstermeyen bir belediyeyi, bir Cumhurbaşkanı olarak benim ziyaret etmem doğru mu? Dolayısıyla, bunu bilmenizi istiyorum ki bunun istismarını yapmasınlar.”
“DAĞDAN EMİR ALANLAR BU ÜLKENİN SİSTEMİ İÇERİSİNDE DEĞİLLER”
Çanakkale'ye her gittiğinde, CHP'li olan belediye başkanının, kendisini havaalanında karşıladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle kendisinin de Çanakkale'deki kutlamalara gittiğinde belediye başkanını ziyaret ettiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görevimdi. Her yere giderim. Gitmem de gerekir. Gittim orada kendilerini ziyaret ettim. Fakat bunlarda, bu ayrımcı ruh. Tabi bir yerlerden bir emirler geliyor. Nereden? Dağdan emirler geliyor. Dağdan emir aldıkları için bu ülkenin sistemi içerisinde değiller. Bunlar sistemin dışındalar ve nezaket kuralları diye bir şey bunlarda söz konusu değil. Onlar varsın öyle devam etsinler” diye konuştu.
12 yıldır sadece Kürtlerin özgürlük alanını genişletmekle kalmadıklarını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini ayağı kaldırmaya çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde bu bölgelere 100 milyar dolarlık yatırım yapıldığını aktardı. Bu yatırımların engellemek istendiğini, yol, baraj, havalimanı yapan iş makinelerin yakıldığını, işçilerin, mühendislerin kaçırıldığını, müteahhitlerin tehdit edildiğini kaydeden Erdoğan, son olarak da Hakkâri Yüksekova Havalimanının inşaatını engellenmek istendiğini belirtti.
“HAKKARİ’YE YAPILAN HAVALİMANINI NİYE ENGELLİYORLAR?”
İki yıl önce bitmesi gereken havalimanının, bu engellemeler sebebiyle geciktiğini, havalimanının açılışının bu ay yapılmasının planlandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah Hakkâri’ye gideceğiz Sayın Başbakan’la birlikte açılışını yapacağız. Hakkâri’de yaşayan Kürt değil mi? Kürt. Sen de Kürt'sün. Peki ona hizmeti niye esirgiyorsun? Niye engelliyorsun? Hani sen Kürtleri temsil ediyordun? Yüksekova'da hastane açılışına gittim, herkesi tehdit ettiler, 'gitmeyeceksiniz' dediler. Vatandaş gelemedi. Hakkâri merkezde modern bir hastane yaptık, aynı gün onun da açılışını yapıyorum. Tehdit ettiler, kimse gelemedi. Bunlar hizmet için değil, ideoloji, kafaları tehdit ederek oy alıyorlar. Bu anlayışa gereken cevabı sizin vermeniz lazım, millet olarak vermeniz lazım.”
“İDEOLOJİYLE SANDIĞA GİDİLMEZ; MARİFET İLTİFATA TABİDİR”
Okulların, ambulansların, belediyelerin, ağaçların yakılıp yıkıldığını, kütüphanelerin ateşe verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlar olurken bu gerçekleri artık değerlendirelim. İdeolojiyle sandığa gidilmez, marifet iltifata tabidir. Hiçbir alanda hizmetleri yokken hizmet vermezken, sadece kuru kuruya 'ben Kürdüm, oyunu bana ver'. Mehmet Şimşek de Kürt, Mehdi Bey de Kürt, Ahmet İnan da Kürt. Yani böyle bir şey olamaz ki. Eser, ehliyet ve liyakat sahibi olanlara verilir” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ’NDE DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI; PEKİ ÖRGÜT SİLAH BIRAKACAKTI, BIRAKTI MI?”
“İstiyorlar ki bölge geri kalsın, bölge insanı mahrumiyetten kurtulamasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niye buralara yatırım gelmiyor. Niye iş adamları buraya yatırım yapmıyor. Ya korkuyor. 'Ben bu yatırımı yaparsam, bu fabrikayı kurarsam acaba birileri gelip burayı da gelip yakıp yıkar mı?' Halbuki bu fabrikalar buralara rahatlıkla yapılabilir. Bugünkü güçlerini ve ikballerini Kürt vatandaşlarımın yaşadığı sıkıntılar üzerine kurmuşlar. Bu sıkıntılar çözüldüğünde kendi altları bunların boşalıyor. Onun için de bölgede baskı iklimini, tehdit ortamını devam ettirme gayretindeler. Siyasi irade ve devlet bugüne kadar Çözüm Süreci'nde, üzerine düşenleri sonuna kadar yaptı mı? Yaptı. Peki bu süreçte bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti verdikleri sözleri tuttu mu? Örgüt silah bırakacaktı, bıraktı mı? Bölge halkının siyasi iradesini özgürce ifade etmesine karışmayacaklardı, bunu yaptılar mı? Maalesef hiçbir sözlerini tutmadılar. Bir tarafta bu toplumun tüm kesimleriyle birlikte Kürt kardeşlerimin üzerindeki ret, inkâr, asimilasyon, baskı politikalarına son veren, hak ve özgürlük hizmet esaslı bir irade var, öteki tarafta ise hala silahtan, çatışmadan, kandan, acıdan, gözyaşından beslenen bir yapı var. Fotoğraf işte bu kadar açık, bu kadar net. Biz çözüm süreci konusunda samimiyiz.”
“ÇÖZÜM SÜRECİ KONUSUNDA SAMİMİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çözüm Süreci konusunda samimi olduklarını vurgulayarak, “Bu sürecin mimarı, bizzat şahsım. Bu sürece tüm vücudumu koydum. Şahsımı Çözüm Süreci'ni bitirmekle itham edenler, bugüne kadar sözlerini tutmayarak bu sürece en çok zararı vermiş olanlardır. Çözüm Süreci, onların sayesinde değil onlara rağmen bugünlere geldi. Örgüte ve güdümündeki partiye kalsa... İşte Van'da bilboardlara bazı afişler asmışlar. Basın mensupları, gördünüz değil mi? Bir musluk, musluktan ne akıyor? Kan akıyor. Şu hale bak. Siz, bununla ne kastediyorsunuz? Kendilerini tanımlıyorlar, çünkü onların olduğu yerde kan var. Bizim olduğumuz yerde o musluklardan kan değil berrak su akar, su. Farkımız bu” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgüte ve güdümündeki partiye kalsa, Türkiye'nin çoktan 1990'lı yılların karanlık günlerine döneceğini, 81 il ve 78 milyon vatandaşın tamamı sürece sahip çıktığı için Türkiye'yi 2023 hedeflerini konuşabildiği bir demokrasi ve refah düzeyine getirdiklerini söyledi. Bölge insanının desteği ile bu süreci nihai hedefine ulaştıracaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi ekonominin yanı sıra demokrasi ve özgürlük alanlarında da dünyanın en ileri 10 ülkesinden biri haline getirme hedeflerine ulaşmakta kararlı olduklarını vurguladı.
“YENİ TÜRKİYE’YE GİDEN YOLU TAHRİP ETMEYE, MAYINLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Devleti, bir kesimin değil herkesin devleti haline getireceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu ülkenin geleceğini ne bölücü örgüte ne de paralel örgüte teslim etmeyiz. Şimdi bu iki yapı el ele vermişler, yeni Türkiye'ye giden yolu tahrip etmeye, mayınlamaya çalışıyorlar. Her ikisi de aynı üst aklın farklı yöntemler kullanan bir taşeronu. Milletimiz, bunların gerçek yüzünü, attıkları her adımda, ağızlarından çıkan her sözde biraz daha görüyor, tanıyor. Bir de bunların hamiliğine soyunmuş muhalefet var. Fareli köyün kavalcısının arkasına takılmış hepsi de akıbetlerine doğru gidiyorlar. O akıbetin ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? Gittikleri yolun sonu, uçurum. Biz, ikazımızı yapıyoruz. Artık gerisi onlara kalmış.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin son 12 yılda her alanda çok önemli mesafeler kaydettiğine dikkati çekerek, demokrasi ve özgürlükler alanında pek çok reform gerçekleştirdiklerini bildirdi. 81 ilin tamamını geçmişle mukayese edilmeyecek büyük yatırımlarla tanıştırdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunları Türkiye'nin siyasi ve ekonomik kriz üretmeye yatkın mevcut sistemine rağmen başardıklarını dile getirdi.
“YENİ TÜRKİYE’NİN İNŞASI İÇİN YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ BİR ZORUNLULUK HALİNE GELDİ”
Konuşmasında, “Milletimizin bize verdiği destek sayesinde, kriz tümseklerini birer birer aşarak bugünlere geldik ama artık bu sistem Türkiye'yi daha fazla taşıyamaz, taşıyamıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos 2014 seçimleri itibariyle Türkiye'nin yeni bir dönemin kapılarını araladığını söyledi. Bulunduğu makamın şikâyet etme yeri olmadığını, tespitle birlikte teklif de ortaya koymak durumunda bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim teklifim, Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra, yeni Anayasasını hazırlaması ve bununla birlikte başkanlık sistemine geçmesidir. Yeni Türkiye'nin inşası için yeni anayasa şart, yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemine geçmek de aynı şekilde artık bir zorunluluk haline geldi. Bu formül, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasının garantisidir. Eski Türkiye koalisyonu ise bırakın Türkiye'nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmeyi, mevcut kazanımlarını dahi koruyamayacak bir hırs ve hırçınlık içinde. Biz, Türkiye'nin 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardığımız milli gelirini 2 trilyon dolara ulaştırmanın projelerini yaparken, onlar gözü bu 800 milyar dolara dikmiş durumdalar. Dikkat edin seçim taahhütleri, birbirinin aynı. Sadece 'Ona şunu vereceğiz, buna bunu vereceğiz' diyorlar. Asgari ücreti açık artırmaya çıkardılar. Birisi diyor ki 'Ben bin 500', öbürü bin 800, bir tanesi daha çıkmış, o da diyor ki 'Ben 5 bin.' Yahu, asgari ücret verilmez, asgari ücret bir korumadır. Yani ne demek? Asgari ücretin altında bir ücretle çalıştıramazsın. Bunun ucu açıktır. Şu anda hükümet ne demiş? Bin. Sen, binin üstünde ne verirsen ver, ona mani bir hal yok zaten. Bu noktada kamu ve işveren, bu işin belirleyicisidir ama bunlar devlet yönetmek nedir, bunu bilmezler ki” diye konuştu.
“YENİ TÜRKİYE’NİN İNŞASININ ÖNÜNDE KİMSE DURAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK'da görev yaptığı döneme işaret ederek, “Hastanelerde kuyruklarda nasıl beklediğimizi biliyoruz. Hastanelerde rahmetli Savaş Ay'ın programında izledik. 'Hijyen' diye bir şey söz konusu değil. Orada da şunu söylüyor, 'Ne yapalım. SSK'ya kaynak aktarılmadığı için, kaynak ayrılmadığı için bunları yapamıyoruz.' Bugün de şunu söylüyor, 'Kaynak, gerek yok, benim.' Çok anlamlı. Bir de ne diyorlar şimdi? Bunu diyenleri de biliyorsunuz, anlarsınız onların dilinden. Biri de 'Tayyip Erdoğan'ı başkan mı yapacağız? Asla onu biz başkan yapmayız.' Bu taahhütlerin içinde Türkiye'nin nasıl büyüyeceğine, millî gelirini nasıl daha fazla artıracağına dair hiçbir şey yok. Ben de diyorum ki öyle yağma yok. Bu ülkenin, bu milletin kazanımlarını kimseye yağmalatmayız. Yeni Türkiye'nin inşasının önünde kimse duramaz. Su akar yatağını bulur. Bu millet, 1990'lı yılların karanlık günlerinden bugünkü Türkiye'ye giden yolu açtı. İnanıyorum ki 2023 Türkiye’sinin, yeni Türkiye'nin yolunu da aynı şekilde açacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batman, yeni Türkiye'ye hazır mı? Batman, yeni Anayasa istiyor mu? Batman, başkanlık sistemini destekliyor mu? Batman, ülkesinin ve kendisinin geleceğine sahip çıkıyor mu? Batman, bunun için ne yapması gerektiğini de biliyor değil mi? 400 milletvekili verdiğinizde seçimden sonra bu işi süratle bitirmek mümkün, bunu da biliyorsunuz değil mi?” diye seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından, beraberindeki bakanlarla açılış için kurdele kesti. Miting alanında uzun süre bekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ön sıralarda kendisine sevgi gösterisinde bulunan 83 yaşındaki İskender Aslan isimli vatandaşın yanına giderek onunla bir süre sohbet etti.
Toplu açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı.
Toplu açılış töreninin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batman Merkez'e bağlı Kayabağı Köyü’ne giderek Nasıroğlu ailesine taziye ziyaretinde bulundu.