15 Temmuz

 

10 Soruda FETÖ

 

 

 

“Çanakkale, İnançla Teknolojinin Bir Savaşıydı; Bu Savaştan Galip Çıkan İnanç Oldu”

14.03.2015
“Çanakkale, İnançla Teknolojinin Bir Savaşıydı; Bu Savaştan Galip Çıkan İnanç Oldu”

Çanakkale’de toplu açılış törenine katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale bizim sadece 81 vilayetimizden biri değil, Çanakkale aynı zamanda bu milletin 200 yıllık makus talihinin tersine döndüğü bir büyük zaferin de adıdır" dedi.

Vali Ahmet Çınar tarafından valilik girişinde karşılanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a burada valiliğin çalışmaları hakkında bilgi sunuldu. Ziyaretin ardından toplu açılış töreninin yapılacağı alana yürüyerek giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşları selamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Valiliği önündeki alanda yaptığı konuşmada, Çanakkale’de, 179 milyon lira yatırım bedeli olan 21 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Tüm bu hizmetlerin, eserlerin ülkemize, Çanakkale’mize, sizlere hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

Şehirde yapımı tamamlanarak hizmete açılan projelerde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale bizim sadece 81 vilayetimizden biri değil, Çanakkale aynı zamanda bu milletin 200 yıllık makus talihinin tersine döndüğü bir büyük zaferin de adıdır" dedi.

“ÇANAKKALE'DE DÜŞMAN KUVVETLERİ TEKNOLOJİ BAKIMINDAN DÖNEMİN EN İLERİ SAVAŞ GÜCÜNE SAHİPTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşı'nın denk kuvvetler arasında yapılan bir savaş olmadığına işaret ederek, Çanakkale'ye hücum eden düşman kuvvetlerinin, teknoloji ve donanım bakımından dönemin en ileri savaş gücü olduğunu söyledi.

"Savaşa irili ufaklı 231 gemi ve bin 155 topla katılan düşman kuvvetlerine karşılık bizim 13 tabyada sadece dörtte biri kullanılabilir halde 230 topumuz vardı. Buna rağmen 18 Mart 1915 tarihinde yapılan saldırıda düşman son 200 yıllık denizcilik tarihinin en büyük yenilgisini yaşıyor ve geri çekilmek zorunda kalıyordu. Çanakkale'deki kara savaşları da bizim ayrı bir destanımızdır. 1915 Nisan ayı sonunda başlayıp 1916 Ocak ayı başına kadar süren bu savaşlarda gerçekten çok fedakarlıklar yapılmış, çok büyük başarılar elde edilmiştir. Bu millet, büyük bir millet. Bu millet, imanlı bir millet. Bu millet güçlü bir millet" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk çıkarmanın yapıldığı 35 kilometre uzunluğundaki Gelibolu sahillerinde 2 bin 400 Türk askerinin bulunduğunu, buraya çıkmak için düşman gemilerinde bekleyen asker sayısının ise 15 bin olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seddülbahir'de Ezineli Yahya Çavuş'un asker sayısı neydi biliyor musunuz? 63. Ertuğrul Koyu'na çıkan düşman asker sayısı 3 bin. Tablo bu. Bu koya atılan top mermisi sayısı 4 bin 650 idi. Ezineli Yahya Çavuş'un kumandasındaki 63 kahramanımız karşılarındaki 3 bin askere ve üzerlerine atılan 4 bin 600 top mermisine rağmen tüm gün o koyu savunmayı başarmışlardı. Buradaki birliğimiz gece yarısı bölüğüne sadece 3 kişi olarak döndü. 60 kahraman orada şehit düşmüştü. Kanlısırt'ta sadece bir gecede 3 bin şehit, 6 bin yaralı verdik. O gece düşman makineli tüfeklerinin 1 milyon mermi attığı hesaplanıyor. 275 kiloluk gülleyi, 'efsane diyenler var' öyle veya böyle önemli değil, sırtında taşıyarak topun namlusuna süren ve dönemin en modern savaş gemisi sayılan zırhlıyı vuran Seyit Onbaşı'yı bilmeyeniniz yoktur herhalde” dedi.

“ÇANAKKALE SAVAŞI'NI SADECE SAVAŞLARDAN BİR SAVAŞ SANANLAR YANILIYORLAR”

Meydandakilere, "Ben Seyit Onbaşıları karşımda görüyorum. Nene Hatunları karşımda görüyorum" diyen Erdoğan, "Allah birliğimizi daim etsin, bizi bölmek, parçalamak isteyenlere inşallah Rabbim fırsat vermesin, biz de onlara yol vermeyelim" dedi.

Çanakkale Savaşları boyunca Arıburnu'nda, Seddülbahir'de, Kumkale'de, Kirte'de, Kerevizdere'de, Zığındere'de, Anafartalar'da yapılan çarpışmalarda Türk askerlerinin gösterdiği kahramanlığı ve fedakarlığı anlatabilmenin mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esasen Çanakkale, inançla teknolojinin bir savaşıydı ve bu savaştan galip çıkan inanç oldu. Arıburnu'nda hücum emri veren Gazi Mustafa Kemal, askerleriyle birlikte Balkan utancını bir daha görmektense burada ölmeyi tercih ettiklerini söylüyordu. Çanakkale Zaferi'nin bize büyük bir bedeli oldu. Ama unutmayalım ki bugünkü bağımsız devletimizi Çanakkale'de ayağa kaldırdığımız işte o imana, işte o ruha, işte o azme borçluyuz. Yahya Kemal ne diyor biliyor musunuz? 'Şu kopan fırtına Türk ordusudur yarabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur yarabbi. Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, galib et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın'. Büyük edebiyatçılarımızdan Sami Paşazade Sezai, Çanakkale Savaşını üç mucizeler muharebesi olarak ifade ediyor. Bu da çok anlamlı. Bu üç mucizeyi de 'hali kurtarmak', 'maziye azametini iade etmek' ve üçüncüsü 'vatanımızı bir vatan-ı ebedi yapmak, yani kalıcı bir vatan'. Onlar işte bu imanla yürüdüler."

"Çanakkale Savaşı'nı sadece savaşlardan bir savaş sananlar fena halde yanılıyorlar. Çanakkale işte böyle bir mucizeler savaşıdır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir şairimizin ifade ettiği gibi 'dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir, eğil de kulak ver. Bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir" dedi.

“ÇANAKKALE RUHU EBEDİYETE KADAR YAŞATILMALIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale ruhunun ebediyete kadar yaşatılması gerektiğini ve buna mecbur olduklarını söyledi. Türkiye'de bir süredir Çanakkale savaşları konusunda hassasiyetin yükseldiğini, bilincin artığını memnuniyetle gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunda Çanakkale savaşlarının yaşandığı bölgede yürüttükleri çalışmaların önemli etkisi olduğunu belirtti.

Bölgenin 12 yıl önceki halini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekten iç acıtıcı, üzüntü verici bir manzarayla karşı karşıya olduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yılda şehitlikleri ele aldıklarını, ihya ettiklerini, abideleri restore ettiklerini, ağaçlandırma çalışmalarını hızlandırdıklarını, yeni yollar, otoparklar, kamp alanları ve altyapı tesisleriyle bölgeyi ziyaretçiler için cazip bir alan haline dönüştürdüklerini anlattı. Bölgeyi, 250 bin gül fidanıyla toprağın altında fidanların aziz hatıralarına uygun bir görünüme kavuşturduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012'de açılışını yaptıkları Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'nin de bu bakımdan önemli bir çalışma olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Veysel Eroğlu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederek, merkezin, simülasyon salonları ve sergi alanlarıyla gerçekten de Çanakkale Savaşı'nın havasını ziyaretçilere yaşatma konusunda önemli hizmetler gördüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Gelibolu’ya 278 trilyon yatırım yapıldığını, Çanakkale’nin her köşesine de önemli yatırımlar gerçekleştiğini belirterek, "Biz, yan gelip yatmadık, çalıştık. Hem para ürettik hem yatırım yaptık. Böyle yürüdü bu kervan" diye konuştu.

“TARİH BİLİNCİNİ GENÇLİĞİMİZE VERMEK ÇOK ÖNEMLİ”

Şehitlikleri 12 yıl önce 250 bin kişinin ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ise bu sayının 3 milyona yükseldiğine dikkati çekerek, "Nereden nereye. Tarih bilinci budur, medeniyet bilinci budur. Tarihini bilmeyenden, geleceğini bilmeyi beklemeyin. Onun için tarih bilincini gençliğimize vermek çok önemli" dedi.

Çanakkale'nin tamamında 12 yıl önce 14 kilometre bölünmüş yol bulunduğunu, kendilerinin bunun üzerine 283 kilometre ilave ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunda emeği geçenlere teşekkür etti.

"Durmak yok. Bu kervan yola devam edecek" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi 2023 hedeflerimiz arasında ne var? Bir otoyol projesi var. Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otoyolu. İnanıyorum bu bölgenin çehresini değiştirecek. Bu projeyi de yakından takip ediyorum. İnşallah çok gecikmeden ülkemiz ve Çanakkale’mize bunu da kazandıracağız. Ayrıca, şehit yakınları ve gazilerimiz için Çanakkale'ye bir rehabilitasyon merkezi yapıyoruz. Hazırlıklar tamam. Sağlık Bakanım da burada. Onun için bunu da hızla bizim sürdürmemiz lazım. İnşallah bu yıl inşaatına başlıyoruz. İnsanlarımız, akın akın Çanakkale'ye geliyor. Şehitlerimize fatihalarını okuyor. Yaşayan tarihi bizzat yerinde görerek, o ruha nüfus ediyor" diye konuştu.

“ÇANAKKALE RUHUNUN DÜNYAYA DUYURULMASI GEREKİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmî kutlama programlarını da hassasiyetle sürdürdüklerine işaret ederek, Başbakanlığı döneminde 18 Mart törenlerine katılmaya özel önem verdiğini, istisnalar dışında bu törenlere bizzat hep kendisinin katıldığını, bu yıl da 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönemi kutlamalarının burada ve Gelibolu'da coşku ve saygıyla yapılacağını söyledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart'taki törenlere Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 24 Nisan'daki törenlere de kendisinin katılacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyadan devlet başkanları geliyor, hükümet başkanları geliyor, bakanlar geliyor. Onlarla beraber inşallah bu törenleri 24 Nisan'da burada ayrıca yapacağız. Bu yıl Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü olduğu için kutlamaları daha farklı, daha kapsamlı yürütüyoruz. Yeni Zelanda'dan, Avustralya'dan başbakanlar katılacaklar. Değişik yerlerden devlet başkanları katılacaklar. Mart ayı başından beri Çanakkale Valiliğimiz koordinasyonunda, pek çok bakanlığımızın, kurumumuzun katılımıyla çeşitli programlar icra edildi, ediliyor. Bunlar arasında konferanslar, sergiler, tiyatro gösterileri, konserler, yürüyüşler, buluşmalar, turnuvalar ve daha pek çok etkinlikler var. Aynı şekilde sivil toplum kuruluşlarımız, Türkiye çapında Çanakkale Zaferi ile ilgili anma programları düzenlediler, düzenliyorlar. 24 Nisan'da yapacağımız tören de gerçekten uluslararası etkinliğe sahip inşallah bir buluşma olacak. Şu andaki teyitler onu gösteriyor ki bakanlarla beraber herhalde 50'yi bulacak" dedi.

Çanakkale ruhunun dünyaya duyurulması gerektiğini çünkü Çanakkale Savaşı kadar savaştan sonra kurulan dostlukları da önemli gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada savaşan bir çok toplumla ve ülkeyle daha sonra güçlü dostluklar, NATO ve AB çatıları altında ciddi ittifak ilişkileri kurulduğunu, Çanakkale Savaşları'nı bu yönüyle de ön plana çıkarmak için yoğun çaba sarf ettiklerini bildirdi.

“ŞEHİTLİKLER, O TOPRAKLARA VURULAN MÜHÜRLERDİR”

Şehitlikleri, "O topraklara vurulan mühürler" olarak tanımlayan ve ülkenin pek çok yerinde şehitlikler, türbeler, semboller bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Meydanı, Söğüt, İznik, Bursa, Edirne, Çanakkale, Kahramanmaraş, Gaziantep, Afyonkarahisar, İzmir gibi yerlerin birer sembol olduğunu dile getirdi. Tuna Nehri, Estergon Kalesi, Belgrad, Saraybosna, Mostar, Üsküp, Selanik, Kudüs, Kerkük ve daha nice şehrin adı duyulduğunda yüreklerin titrediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buraların tamamında camiler, medreseler ve köprülerin yanında birer manevi muhafızın da bulunduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ya türbe olarak, ya tekke olarak, ya mezarlık olarak bizlerin oradaki varlığının temsilcisi sıfatıyla asırlık ayrılıklara ve yaşanan bunca badirelere rağmen, işte Süleyman Şah Saygı Karakolu bunlardan bir tanesiydi, hala vakurla nöbetlerini sürdürürler" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı'nda yaşanan kayıplara da işaret ederek, bunların bir kısmının ülkelerinden binlerce kilometre ötede esir olarak götürüldükleri topraklarda hayatlarını kaybettiğini, manevi nöbetlerini orada sürdürmeye başladığını belirtti.

Bir yandan bin yıllık tarihin sembol isimlerinin mezarlarına sahip çıkarken bir yandan da dünyanın dört bir tarafına dağılan şehitlikleri yeniden ayağa kaldırmanın çabası içine girdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın her birinin mezarının peşine düştüklerini, bulduklarını ve ihya ettiklerini anımsattı.

ŞEHİTLİKLERE SAHİP ÇIKMANIN ÖNEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok yerinde şehitlikleri araştırdıklarını ve ecdadın hatırasına yakışır hale getirdiklerini, bu çalışmaların bir kısmının bittiğini, ön hazırlıkları devam edenler de bulunduğunu söyledi. Galiçya Cephesindeki kayıplarımızdan, Çek Cumhuriyeti'nden Macaristan'a, Polonya'dan Romanya'dan, Slovakya'dan Rusya ve Ukrayna'ya, Balkan coğrafyası, Kafkasya ve Ortadoğu'da savaşılan, kan dökülen her yerde, birçok ülkede şehitlikler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne milletmişiz be. 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz, Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz.' Bu millet böyle bir millet" diye konuştu. İngilizlere, Fransızlara esir düşen askerlerin götürüldüğü Myanmar gibi çok uzak yerlerde dahi şehitlikler olduğunu, Dünyanın 34 ülkeye yayılan 78 şehitliğe sahip bulunulduğunu dile getiren Erdoğan, bunların hepsine sahip çıktıklarını, imar ettiklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif'in, "Eşele bir yerleri örten karı, ot değil onlar dedenin saçları, dinle şehit sesleridir rüzgarı, haydi git evladım, uğurlar ola" dizelerini de okudu. Kahramanların hatıralarına saygı ve hürmet göstermeyi sürdüreceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı" ikazına uygun şekilde mübarek mirası gelecek nesillere aktarmanın çabası içinde olacaklarını vurguladı.

“TÜRKİYE'Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRABİLMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçen 12 yılda büyük bir dönüşüm ve değişim yaşadığını, altyapıdan ekonomiye demokrasiden uluslararası ilişkilere kadar her alanda tarihi önemde başarılara imza atıldığını belirterek, "Bu dönem iyi değerlendirilmemiş olsaydı Türkiye'nin yeri dünyada çok gerilerde olacaktı" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayla birlikte Türkiye'nin de kritik bir dönemeçten geçtiğine işaret ederek, "Önümüzdeki dönemde ya 2023 hedeflerimize ulaşarak dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden biri haline geleceğiz ya da bir kez daha 1970'lerin, 90'ların kaos ortamına geri döneceğiz. Biz Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırabilmek için var gücümüzle çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz ama bizim gayretimiz bir yerden sonra yetersiz kalıyor. Çünkü tekerlek patinaj yapıyor. Çok emek veriyoruz, çok enerji harcıyoruz, milletçe çok fedakârlık yapıyoruz, buna karşılık az bir mesafe kat edebiliyoruz. Hâlbuki bizim daha hızlı olmamız lazım. Karar alırken hızlı olmamız lazım, uygularken hızlı olmamız lazım. Mevcut sistemin bundan sonrası için yeterli olmadığı, olamayacağı ortada. Artık bu kantar, bu yükü tartamıyor. Öyleyse ülkemizin ve milletimizin hedefleri, ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir değişim süreci başlatmamız lazım. İşte biz buna yeni Türkiye diyoruz" dedi.

YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ

Yeni Türkiye için yeni anayasaya ve başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "Türkiye, darbe dönemi anayasası ile daha fazla yoluna devam edemez. Türkiye, kendisine artık dar gelen, her yeri dökülen mevcut sistemle yoluna daha fazla devam edemez. Eğer mevcut Anayasa'nın Türkiye için en iyisi olduğunu söyleyenler varsa onlara sorun bakalım, 1960 darbesinden beri yaşadığımız bunca sıkıntının sebebi neymiş? Ruhuna darbecilerin nefesi, yüzüne onların ellerindeki kanın bulaştığı bu Anayasa'yı ne kadar tadil ederseniz edin, olmuyor. Temizlenmiyor, arınmıyor. Bizim milletimizin tarihine kültürüne, hissiyatına, taleplerine, vizyonuna uygun yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemini de gündemimize almak durumundayız. Bunun hazırlığını yapmak durumundayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, siyasi bölünmüşlüğün, siyasi çekişmelerin, kurumlar arasındaki uyumsuzların bedelini defalarca ve ağır şekilde ödediğini kaydederek, "İstikrar ve güven ortamının garantisi, bana göre başkanlık sistemidir. Milletimize yeni bedeller ödetmek isteyenler varsa mevcut sistemde onlar ısrar etsinler ama biz artık bu dönemi geride bırakmamız gerektiğine inanıyoruz" dedi.

“YENİ TÜRKİYE'NİN İNŞASI İÇİN YENİ ANAYASA KAÇINILMAZDIR”

Amerika ve pek çok gelişmiş ülkenin başkanlık sistemiyle yönetildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyleyse biz niye burada diretiyoruz? Dünyadaki devletlerin pek çoğu başkanlık sistemi ile yönetiliyor, hepsinde de işler gayet güzel yürüyor, sistem gayet güzel işliyor. Türkiye'yi niye biz imkandan mahrum bırakalım? Benim milletimin onlardan neyi eksik? Efendim, neymiş? Yok başkanlık sistemi, diktatörlüğü getirirmiş... Amerika'da diktatörlük mi var? Meksika'da diktatörlük mü var? Brezilya'da diktatörlük mü var? Yok şuna kapıyı açarmış, yok buna yol açarmış. Bunları söyleyenler, ya kendi milletlerini tanımıyorlar ya da kendi milletlerine saygı duymuyorlar. Başkanlık sisteminden diktatörlük çıkarmak isteyenin karşısına herkesten önce benim milletim çıkar, Çanakkaleli kardeşlerim çıkar. Siz, bu milleti ne sanıyorsunuz? Bu millet Akif'in diliyle 'Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum' diyen bir millettir. Başkanlık sistemine karşı çıkanların derdi başka. Milletten değil vesayetten aldıkları güçle yıllarca bu ülkede söz sahibi, varlık sahibi olanlar, bu düzenlerinin bozulmasını istemiyorlar. Bundan korkuyorlar" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu değişim, kaçınılmaz. Yeni Türkiye'nin inşası, kaçınılmaz. Yeni anayasa, kaçınılmaz. Başkanlık sistemi, inşallah kaçınılmaz. Bunların hepsi de olacak. Millet istiyorsa olacak. Millete rağmen hiçbir şey olamaz. Milletle beraber. 7 Haziran seçimleri bunun için önemli bir fırsat. Bunun için temenni ediyorum, şöyle gelin 400 milletvekili ile Meclis'te bu işi kısa sürede halledebilecek bir sonucu teyit edin. Buna var mısınız? Yeni Türkiye'ye var mısınız? Yeni anayasaya var mısınız? Başkanlık sistemine var mısınız? Çanakkale tamam diyorsa, tamamdır" dedi.

Konuşmaların ardından eserlerin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm eserlerin Çanakkale'ye hayırlı olmasını diledi.

Bugünün Tıp Bayramı olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale'den başlamak üzere tüm Türkiye'de doktorlarımıza karşı takılan saygısızlıklara hep birlikte 'hayır' diyelim, onlara karşı yapılan saldırılara hep birlikte 'dur' diyelim" çağrısında bulundu. Ayrıca, Üniversite adaylarının yarın sınava gireceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yavrularımıza şimdiden başarılar diliyorum. Rabbim muvaffak kılsın, zihin açıklığı versin, inşallah bilgiyle, hikmetle onları donatsın" dedi.

Tüm Haberler