Değerli Basın Mensupları,
Dost ve kardeş Azerbaycan’a resmi bir ziyarette bulunmak üzere az sonra ülkemizden ayrılacağım.
Azerbaycan ziyaretimin ardından da, Galler’de düzenlenecek olan NATO Zirvesi vesilesiyle 4-5 Eylül 2014 tarihlerinde Cardiff’te olacağım.
Malumunuz olduğu üzere Türkiye ve Azerbaycan’da gerçekleştirilen seçimleri takiben üst düzeyli resmi ilk ziyaretlerin ülkelerimiz arasında yapılması bir geleneğe dönüşmüş durumda. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı olarak seçilmemin hemen ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sonra ilk resmi ziyaretlerimden birini, Sayın Aliyev’in de davetine icabetle, kardeş Azerbaycan’a yapacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Türkiye ve Azerbaycan tabii şöyle tarihi itibariyle değerlendirdiğimiz zaman gerek kültürel insani bağlardan, din ve dil birliğinden gücünü alan ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazandığı günden bu yana sarf ettikleri ortak çabalarla ilişkilerini stratejik ortaklık seviyesine çıkarmış iki dost ve kardeş ülkedir.
Ziyaretim vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ile gerçekleştireceğimiz görüşmelerde ikili ilişkilerimizi ve işbirliğimizi ilgilendiren konuları tüm veçheleriyle ele alacağız. Aynı zamanda bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Ardından heyetler arası görüşmeleri de yapmak suretiyle Türkiye-Azerbaycan arasındaki gelişmeleri ideal noktada değerlendirme fırsatımız olacak.
Ülkelerimiz mükemmel seviyede seyreden ikili ilişkilerinin yanı sıra, bölgesel sahiplenme anlayışından hareketle Güney Kafkasya ölçeğinde stratejik girişimlere ve projelere de bildiğiniz gibi imzasını atmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ülkelerimizin enerji alanındaki işbirliğinin en önemli örnekleridir. Bu iki proje Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra, bölgesel refah ve istikrara da katkı sağlamaktadır. Azerbaycan doğalgazını ülkemize ve ülkemiz üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı, yani kısa adıyla TANAP, bu projenin ve 29 Ekim 2013’te açılışını yaptığımız Marmaray ile birlikte Pekin’den Londra’ya kesintisiz ulaşım imkânı sağlayacak olan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının da bir an önce faaliyete geçmesi yönünde çalışmalarımız sürmektedir.
Güney Kafkasya’da barış, istikrar ve refah ortamının egemen kılınması, Türkiye’nin dış politika öncelikleri arasında yer almaya devam etmektedir. Bu çerçevede Güney Kafkasya’daki gelişmeleri yakından izliyor, bölgede kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışın tesisi çalışmalarına aktif katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Ziyaretim sırasında Sayın Aliyev ile yapacağım görüşmelerde Yukarı Karabağ ihtilafının Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüme kavuşturulmasını teminen, sürdürülmekte olan çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunacağız. Türkiye’nin bu kapsamda yapabileceği katkıları değerlendireceğiz. Ziyaretimin ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki dostluk, kardeşlik ilişkilerini daha da derinleştireceğine inanıyorum.
Değerli Basın Mensupları,
Azerbaycan’daki temaslarımın ardından Birleşik Krallık’ın ev sahipliğinde 4-5 Eylül 2014 tarihlerinde düzenlenecek olan NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Cardiff’e geçeceğim. Galler Zirvesi, İttifak’ın ve ülkemizin yakın çevresinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk gelmektedir. Bilhassa Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler, aynı şekilde Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler gerçekten çok geniş kapsamlı bir ateşin kendi kendine sönmeyeceğini ve bu ateşin daha geniş coğrafyalara sıçramaması için ortak bir akıl geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu itibarla İttifak’ın Güneydoğu sınırını etkisi altına alan Suriye ve Irak kaynaklı tehdit, gündemimizin üst sıralarında yer almaktadır. Diğer yandan Avrupa güvenliğini etkileyen Ukrayna’daki gelişmeler de, doğal olarak İttifak’ı yakından ilgilendirmektedir. Avrupa’da soğuk savaşı hatırlatacak bir kutuplaşma veya yeni bir donmuş ihtilaf hiç kimsenin yararına olmayacaktır. Bu itibarla NATO, krizin başlangıcından bu yana Ukrayna’da krizin yatışması ve istikrarın sağlanması için çaba göstermektedir. Bu husus hem müttefikler olarak kendi aramızda, hem de Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’nun da katılacağı NATO-Ukrayna Komisyonu Toplantısı’nda ele alacağımız konular arasında yer alacaktır.
Mevcut güvenlik tehditlerine karşı İttifak’ın yürüttüğü hazırlıklar ile müttefikler arasındaki bağların karşılıklı dayanışma ve adil külfet paylaşımı temelinde pekiştirilmesi konuları, ülke olarak önem verdiğimiz kolektif savunmanın, günümüzün tehditleri karşısında geçerliliğinin teyidi bakımından büyük önem taşımaktadır.
Bu Zirve’nin bir başka özelliği ise, o da Afganistan’da büyük fedakârlıkla 12 yıldır sürdürülen ISAF harekâtının önümüzdeki Aralık ayında sona ermesinden önce, bu harekâta katkıda bulunan ülke liderlerini son defa buluşturacak olmasıdır. Türkiye, Afganistan’a ve ISAF harekâtına en fazla katkı veren ülkelerden birisi olarak, Afganistan’ın barış ve istikrarı için bugüne kadar gösterdiği çabaları önümüzdeki dönemde de sürdürme kararlılığındadır. Afgan halkı ülkesinin geleceğini tayin etme hususunda kendine güven kazandıkça ve gerek duyduğu sürece Afganistan’a olan desteğimiz mümkün olan en kapsamlı şekilde, gerek ikili ilişkilerimiz, gerek NATO liderliğindeki çabaları da içeren çok uluslu mekanizmalar yoluyla sürdürülecektir. Bu düşünceyle ülkemiz, Afganistan’da güvenlik sorumluluğunu bu yılın sonundan itibaren üstlenecek olan Afgan Ulusal Güvenlik Kuvvetleri’ne eğitim ve danışmanlık desteği verecek Kararlı Destek Misyonunun dört çerçeve ülkesinden biri olmuştur.
Değerli Basın Mensupları,
En son 2006 yılında Riga’da düzenlenen NATO Zirvesi’ne Başbakan olarak katılmıştım. Bu Zirve ise Cumhurbaşkanı olarak katılacağım ilk uluslararası Zirve olacak. Zirve vesilesiyle müttefik devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra, ortaklarla yapılacak toplantılara davetli diğer liderlerle de bir araya gelme fırsatını bulacağım.
Bu itibarla NATO Galler Zirvesi’ne iştirakimin ve bu kapsamda gerçekleştireceğim temasların NATO’ya verdiğimiz önemin teyidi ve dünya gündeminde bulunan konulara ilişkin tutum ve dış politikalardaki önceliklerimizin uluslararası kamuoyuna aktarılması bakımından yararlı olacağı kanaatindeyim.
İlginize özellikle teşekkür ediyorum.